they are

"they are" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 94 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Phrases
1	İfadeler	they're (they are) expr.	onlar
No, but they're hard to come by. Hayır, ama onları bulması zor. More Sentences
Speaking
2	Konuşma	what are they? expr.	bunlar ne?
What precisely is our definition, and what are they and where are they? Tanımımız tam olarak nedir ve bunlar nelerdir ve nerededirler? More Sentences
3	Konuşma	how are they? expr.	nasıllar?
How are they? Nasıllar? More Sentences
4	Konuşma	who are they? expr.	onlar kim?
Who are they sending? Onlar kimi gönderiyor? More Sentences
5	Konuşma	where are they? expr.	neredeler?
Where are they right now? Şu anda neredeler? More Sentences
General
6	Genel	count one's chickens before they are hatched f.	dereyi görmeden paçaları sıvamak
7	Genel	leave things as they are f.	(işleri) olduğu gibi bırakmak
Phrases
8	İfadeler	objects in the mirror are closer than they appear expr.	aynadaki nesneler göründüklerinden daha yakındır
9	İfadeler	they are as follow expr.	şunlar gibidir
Proverb
10	Atasözü	bigger they are, the harder they fall	yüksekten düşenin canı daha çok yanar
11	Atasözü	all things are difficult before they are easy	her şey başlangıçta zordur
12	Atasözü	all things are difficult before they are easy	her şey zamanla kolaylaşır
13	Atasözü	all things are difficult before they are easy	her şey alıştıkça kolay gelmeye başlar
14	Atasözü	all things are difficult before they are easy	başta zor olan her şey alıştıkça/zamanla kolay gelmeye başlar
15	Atasözü	all things are difficult before they are easy	her şey başlangıçta zordur
16	Atasözü	all things are difficult before they are easy	her şey zamanla kolaylaşır
17	Atasözü	all things are difficult before they are easy	her şey alıştıkça kolay gelmeye başlar
18	Atasözü	all things are difficult before they are easy	başta zor olan her şey alıştıkça/zamanla kolay gelmeye başlar
19	Atasözü	bigger they are, the harder they fall	çoktan çok, azdan az gider
20	Atasözü	bigger they are, the harder they fall	yüksekten uçanın düşüşü sert olur
21	Atasözü	things are seldom as they seem	görünüş çoğu zaman aldatıcıdır
Colloquial
22	Konuşma Dili	see somebody for what they are f.	birinin gerçek yüzünü görmek
23	Konuşma Dili	see somebody for what they are f.	birinin iç yüzünü görmek
24	Konuşma Dili	here they are expr.	işte buradalar
25	Konuşma Dili	whoever they are expr.	onlar her kimse
26	Konuşma Dili	who does (someone) think (they) are? expr.	(biri) kim olduğunu sanıyor?
27	Konuşma Dili	who does (someone) think (they) are? expr.	(biri) kendini ne sanıyor?
28	Konuşma Dili	who does (someone) think (they) are? expr.	(biri) kim oluyor?
Idioms
29	Deyim	count one's chickens before they are hatched f.	doğmamış çocuğa kaftan biçmek
30	Deyim	kick someone when they are down f.	düşene bir tekme daha vurmak
31	Deyim	kick someone when they are down f.	başına kötü bir şey gelmiş/savunmasız birine kötü davranmak
32	Deyim	kick someone when they are down f.	kötü durumdaki birine zarar vermek/üzmek
33	Deyim	not count your chickens before they are hatched f.	kasaptaki ete soğan doğramamak
34	Deyim	not count your chickens before they are hatched f.	dereyi görmeden paçaları sıvamamak
35	Deyim	not count your chickens before they are hatched f.	ortada fol yok yumurta yokken telaş yapmamak
36	Deyim	not count your chickens before they are hatched f.	doğmamış çocuğa don biçmemek
37	Deyim	don't count your chickens before they are hatched expr.	dereyi görmeden paçayı sıvamamalı
38	Deyim	things are seldom what they seem expr.	görünüş çoğu zaman aldatıcıdır
39	Deyim	(someone) thinks (they) are so smart expr.	(biri) kendini çok akıllı sanıyor/zannediyor
40	Deyim	(someone) thinks (they) are so smart expr.	(biri) kendini çok zeki sanıyor/zannediyor
41	Deyim	(someone) thinks (they) are so smart expr.	(biri) çok akıllı/zeki olduğunu düşünüyor
42	Deyim	promises are like pie crusts: they are made to be broken expr.	söz/sözler dönülmek için verilir
43	Deyim	promises are like pie crusts: they are made to be broken expr.	söz vermek de sözünden dönmek de kolaydır
44	Deyim	promises are like pie crusts: they are made to be broken expr.	söz vermek ne kadar kolaysa sözünden dönmek de o kadar kolaydır
45	Deyim	promises are like pie crust: they are made to be broken expr.	söz/sözler dönülmek için verilir
46	Deyim	promises are like pie crust: they are made to be broken expr.	söz vermek de sözünden dönmek de kolaydır
47	Deyim	promises are like pie crust: they are made to be broken expr.	söz vermek ne kadar kolaysa sözünden dönmek de o kadar kolaydır
48	Deyim	the times (they) are a-changing expr.	zaman farklılaşıyor/değişiyor
49	Deyim	the times (they) are a-changing expr.	sosyal normlar/standartlar/beklentiler farklı yönlere doğru gidiyor/değişiyor
50	Deyim	the times (they) are a-changing expr.	sosyal normlar/standartlar/beklentiler eskisi gibi değil
51	Deyim	there are plenty more where he/she/they came from expr.	geldiği yerde bundan daha çok var
Speaking
52	Konuşma	they are fluttering and fussing over each other i.	al gülüm ver gülüm
53	Konuşma	they know we are here i.	burada olduğumuzu biliyorlar
54	Konuşma	they are going to get married i.	evleniyorlar
55	Konuşma	I'll tell you what they are expr.	ben size ne olduklarını söyleyeyim
56	Konuşma	I'll tell you what they are expr.	ben söyleyeyim size ne olduklarını
57	Konuşma	they are using me expr.	beni kullanıyorlar
58	Konuşma	they are all behind me expr.	benden geçmiş bunlar
59	Konuşma	let me tell you what they are expr.	ben söyleyeyim size ne olduklarını
60	Konuşma	let me tell you what they are expr.	ben size ne olduklarını söyleyeyim
61	Konuşma	don't count your chickens before they are hatched expr.	dereyi görmeden paçaları sıvama
62	Konuşma	they are friends on facebook expr.	facebook'ta arkadaşlar
63	Konuşma	where the hell are they? expr.	hangi cehennemdeler?
64	Konuşma	they are interested in some of the works we were doing back then expr.	eskiden yaptığımız bazı işlerle ilgileniyorlar
65	Konuşma	they are going to get married expr.	evlenecekler
66	Konuşma	there are plenty more where they came from expr.	geldiği yerde bundan daha çok var
67	Konuşma	there they are! expr.	işte geldiler!
68	Konuşma	they are my family expr.	onlar benim ailem
69	Konuşma	they are students expr.	onlar öğrenciler
70	Konuşma	they are students expr.	onlar öğrenci
71	Konuşma	what are they for? expr.	onlar ne güne duruyorlar?
72	Konuşma	what are they for expr.	onlar ne güne duruyorlar
73	Konuşma	they are childhood friends expr.	onlar çocukluk arkadaşları
74	Konuşma	they are real expr.	onlar gerçek(tir)
75	Konuşma	they are swimming expr.	onlar yüzüyor
76	Konuşma	where are they now? expr.	neredeler şimdi?
77	Konuşma	they are diffrent animals expr.	onlar farklı hayvanlardır
78	Konuşma	I don't know who they are expr.	onların kim olduğunu bilmiyorum
79	Konuşma	they are childhood friends expr.	onlar çocukluk arkadaşı
80	Konuşma	they are students expr.	öğrenciler
81	Konuşma	what are they planning to do? expr.	ne yapmayı planlıyorlar?
82	Konuşma	they know exactly where we are expr.	nerede olduğumuzu tam olarak biliyorlar
83	Konuşma	we don't know where they are expr.	nerede olduklarını bilmiyoruz
84	Konuşma	what are they for? expr.	ne güne duruyorlar?
85	Konuşma	they are childhood friends expr.	onlar çocukluk arkadaşıdır
86	Konuşma	where are they now? expr.	şimdi neredeler?
87	Konuşma	we don't know where they are expr.	yerlerini bilmiyoruz
88	Konuşma	no matter how old they are expr.	yaşları ne olursa olsun
89	Konuşma	they are my nephews expr.	onlar benim yeğenlerim
90	Konuşma	they are having a lot of fun expr.	çok eğleniyorlar
91	Konuşma	they are having so much fun expr.	çok eğleniyorlar
Slang
92	Argo	they are all the same shit! expr.	hepsi aynı bok!
93	Argo	where the fuck are they? expr.	hangi cehennemdeler?
94	Argo	they are all the same shit! expr.	hepsi aynı bokun soyu!

"they are" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 2 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Linguistics
1	Dilbilim	(kısaca) they are	theyre expr.
2	Dilbilim	(kısaca) they are	they're expr.