they do - Türkçe İngilizce Sözlük

they do

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

"they do" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 26 sonuç

İngilizce Türkçe
Proverb
do unto others as you would they should do unto you sana yapılmasını istmediğini, bir başkasına yapma
Colloquial
tell somebody what they can do with something f. (birine) alıp bir tarafına sokmasını söylemek
tell somebody what they can do with something f. (birine) al bir tarafına sok demek
tell somebody what they can do with something f. (birine) münasip bir yerine sok demek
tell somebody what they can do with something f. (birine) münasip/uygun bir yerine sokmasını söylemek
Speaking
they can't do that expr. bunu yapamazlar
what language do they speak in brazil? expr. brezilyalılar hangi dili konuşur?
they do not like each other expr. birbirlerinden hoşlanmazlar
what language do they speak in brazil? expr. brezilya'da hangi dil konuşuluyor?
what language do they speak in brazil? expr. brezilya'da hangi dil konuşulur?
how can they do that? expr. bunu nasıl yaparlar?
there isn't anything they can do about it expr. bu konuda yapabilecekleri hiçbir şey yok
how well do they know each other? expr. birbirlerini ne kadar iyi biliyorlar/tanıyorlar?
what language do they speak in brazil? expr. brezilya'da hangi dili konuşurlar?
whatever they do expr. ne yaparlarsa yapsınlar
do they get up early? expr. onlar erken kalkar mı?
do they go to school by bus? expr. okula otobüs ile mi gidiyorlar?
where do they live expr. onlar nerede yaşar
what do they remind you of? expr. onlar size neyi hatırlatıyor/anımsatıyor?
they need someone to tell them what to do expr. onlara ne yapmaları gerektiğini söyleyecek birine ihtiyaçları var
how do they look? expr. nasıl görünüyorlar?
what are they planning to do? expr. ne yapmayı planlıyorlar?
do they go to school by bus? expr. okula otobüsle mi gidiyorlar?
do they have guns? expr. silahları var mı?
all they do is watching tv expr. yaptıkları tek şey televizyon seyretmek
Slang
damned if I/you/they do, damned if I/you don't expr. aşağı tükürsem/tükürsen/tükürse sakal yukarı tükürsem/tükürsen/tükürse bıyık