Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
to draw
to draw
Geçmiş
Cümleler
"to draw"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 27 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
ability to draw
i.
resim çizme yeteneği
2
Genel
thumb ring used to draw the bow in the ottoman empire
i.
zihgir
3
Genel
cause to draw
f.
çektirmek
4
Genel
want to draw attention
f.
dikkat çekmek istemek
5
Genel
try to draw one's attention
f.
dikkatini çekmeye çalışmak
Proverb
6
Atasözü
one has to draw the line somewhere
bir sınır çizmeli
Colloquial
7
Konuşma Dili
do I have to draw (you) a picture?
expr.
(sana) her şeyi tane tane anlatmak mı gerekiyor?
8
Konuşma Dili
do I have to draw (you) a picture?
expr.
(sana) her şeyi açık açık söylemek mi gerekiyor?
9
Konuşma Dili
do I have to draw (you) a picture?
expr.
resimli açıklama mı lazım (sana)?
10
Konuşma Dili
do I have to draw a picture?
expr.
her şeyi tane tane anlatmak mı gerekiyor?
11
Konuşma Dili
do I have to draw a picture?
expr.
her şeyi açık açık söylemek mi gerekiyor?
12
Konuşma Dili
do I have to draw a picture?
expr.
resimli açıklama mı lazım?
Idioms
13
Deyim
one has to draw the line somewhere
i.
birisinin çıkıp artık yeter/dur demesi lazım
14
Deyim
have to draw a/the line somewhere
f.
bir sınır çizmek
15
Deyim
one has to draw the line somewhere
expr.
bir yerde durmasını bileceksin
16
Deyim
one has to draw the line somewhere
expr.
çizgiyi bir yerde çekmek gerek
17
Deyim
one has to draw the line somewhere
expr.
her şeyin bir sınırı vardır/olması gerek
18
Deyim
one has to draw the line somewhere
expr.
her şeyin bir haddi/hududu var
19
Deyim
(one) has to draw a line somewhere
expr.
(biri) bir sınır çizmeli
20
Deyim
(one) has to draw a line somewhere
expr.
(biri) bir dur demeli
21
Deyim
(one) has to draw a line somewhere
expr.
(biri) bir yerde bir çizgi çekmeli
22
Deyim
(one) has to draw a line somewhere
expr.
her şeyin bir sınırı var
23
Deyim
(one) has to draw the line somewhere
expr.
(biri) bir sınır çizmeli
24
Deyim
(one) has to draw the line somewhere
expr.
(biri) bir dur demeli
25
Deyim
(one) has to draw the line somewhere
expr.
(biri) bir yerde bir çizgi çekmeli
26
Deyim
(one) has to draw the line somewhere
expr.
her şeyin bir sınırı var
Trade/Economic
27
Ticaret/Ekonomi
to draw up an invoice
f.
fatura düzenlemek
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of to draw
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy