| İngilizce | Türkçe | |
|---|---|---|
| General | ||
| Genel | touch for f. | istemek (birinden belirli bir miktar para) |
| İngilizce | Türkçe | |
|---|---|---|
| General | ||
| Genel | a touch of hope for low-incomers i. | dar gelirliye umut kapısı |
| Phrasals | ||
| Öbek Fiiller | touch someone (up) for something f. | bir şey istemek amacıyla birine yanaşmak |
| Öbek Fiiller | touch (one) for (something) f. | (bir şey) için (birine) yanaşmak |
| Öbek Fiiller | touch (one) for (something) f. | (bir şey) için (birine) yaltaklanmak |
| Öbek Fiiller | touch (one) for (something) f. | (bir şey) için (birine) yalvarmak |
| Öbek Fiiller | touch (one) for (something) f. | (birinden para, yiyecek) dilenmek/koparmaya çalışmak |
| Idioms | ||
| Deyim | be a soft touch for (someone or something) f. | (biri/bir şey) için kolaylıkla ikna edilebilir olmak |
| Deyim | be a soft touch for (someone or something) f. | (biri/bir şey) için kolay lokma olmak |
| Deyim | be a soft touch for (someone or something) f. | (biri/bir şey) için kolayca kandırılabilir olmak |
| Politics | ||
| Siyasal | bring offers of employment into touch with applications for employment f. | işgücü arzı ve talebini bir araya getirmek |
