İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | unanticipated s. | beklenmedik | ||
The unanticipated rise in demand caught the company off guard, and they struggled to keep up. Talepteki beklenmedik artış şirketi hazırlıksız yakaladı ve buna yetişmekte zorlandılar. More Sentences |
||||
Genel | unanticipated s. | öngörülmeyen | ||
Genel | unanticipated s. | umulmayan | ||
Genel | unanticipated s. | beklenmeyen |
İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Trade/Economic | ||
Ticaret/Ekonomi | unanticipated inflation i. | beklenmeyen enflasyon |
Ticaret/Ekonomi | unanticipated inflation i. | öngörülmeyen enflasyon |
Medical | ||
Medikal | unanticipated serious deterioration in state of health i. | sağlık durumunda beklenmeyen ciddi bozulma |
Military | ||
Askeri | unanticipated immediate targets i. | beklenmedik acil hedefler |