İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | vitalize f. | canlandırmak | ||
He took a vitalizing walk along the riverside. O nehir kıyısı boyunca canlandırıcı bir yürüyüş yaptı. More Sentences |
||||
Genel | vitalize f. | güç vermek | ||
Genel | vitalize f. | hayat vermek | ||
Genel | vitalize f. | diriltmek |