Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
yaşamak (içinde)
"yaşamak (içinde)"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
yaşamak (içinde)
inhabit
f.
"yaşamak (içinde)"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 83 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
yoksulluk içinde yaşamak
be in straitened circumstances
f.
2
Genel
yoksulluk içinde yaşamak
live in want
f.
3
Genel
zevk ve sefa içinde yaşamak
regale
f.
4
Genel
varlık içinde yaşamak
live a life of luxury
f.
5
Genel
mahrumiyet içinde yaşamak
lead a life of a privation
f.
6
Genel
pislik içinde yaşamak
pig
f.
7
Genel
lüks içinde yaşamak
luxuriate
f.
8
Genel
bolluk içinde yaşamak
live in opulence
f.
9
Genel
mahrumiyet içinde yaşamak
rough it
f.
10
Genel
bolluk içinde yaşamak
luxuriate
f.
11
Genel
lüks içinde yaşamak
lead a life of luxury
f.
12
Genel
bir süre için ilkel şartlar içinde yaşamak
rough it
f.
13
Genel
bolluk içinde yaşamak
go the pace
f.
14
Genel
güven içinde yaşamak
live in safety
f.
15
Genel
lüks içinde yaşamak
live a life of luxury
f.
16
Genel
bolluk içinde yaşamak
ride the gravy train
f.
17
Genel
ahenk içinde yaşamak
live in harmony
f.
18
Genel
lüks içinde yaşamak
live in luxury
f.
19
Genel
korku içinde yaşamak
live in fear
f.
20
Genel
birlikte/beraber uyum içinde yaşamak
live together in harmony
f.
21
Genel
barış içinde yaşamak
live in peace
f.
22
Genel
uyum içinde yaşamak
harmonize
f.
23
Genel
uyum içinde yaşamak
harmonise
f.
24
Genel
aşırı lüks içinde yaşamak
overlive
f.
25
Genel
bolluk içinde yaşamak
roll (in)
f.
26
Genel
içinde yaşamak
inexist
f.
27
Genel
(parazit) içinde yaşamak
infest
f.
28
Genel
lüks içinde yaşamak
state [obsolete]
f.
29
Genel
şatafat içinde yaşamak
state [obsolete]
f.
Phrasals
30
Öbek Fiiller
(bir şeyin) içinde var olmak/yaşamak
repose on (something)
f.
31
Öbek Fiiller
(bir şeyin) içinde var olmak/yaşamak
repose upon (something)
f.
Colloquial
32
Konuşma Dili
lüks içinde yaşamak
live well
f.
33
Konuşma Dili
lüks içinde yaşamak
live high off the hog
f.
34
Konuşma Dili
lüks içinde yaşamak
live high on the hog
f.
35
Konuşma Dili
pislik içinde yaşamak
live in squalor
f.
36
Konuşma Dili
sınıf içinde bazı sorunlar yaşamak
have certain problems in the class
f.
37
Konuşma Dili
rahat içinde yaşamak
live high
f.
38
Konuşma Dili
sefalet içinde yaşamak
live in squalor
f.
39
Konuşma Dili
refah içinde yaşamak
live well
f.
40
Konuşma Dili
pislik içinde yaşamak
pig it
f.
41
Konuşma Dili
zorluk içinde yaşamak
do it tough
f.
42
Konuşma Dili
pislik içinde yaşamak
be pigging it
f.
Idioms
43
Deyim
bolluk bereket içinde yaşamak
live on the fat of the land
f.
44
Deyim
lüks içinde yaşamak
eat high on the hog
f.
45
Deyim
lüks içinde yaşamak
live large
f.
46
Deyim
lüks içinde yaşamak
lead the life of riley
f.
47
Deyim
lüks içinde yaşamak
live the life of riley
f.
48
Deyim
lüks içinde yaşamak
live in the lap of luxury
f.
49
Deyim
pislik içinde yaşamak
live like a pig
f.
50
Deyim
bolluk/varlık içinde yaşamak
eat high off the hog
f.
51
Deyim
ekonomik sıkıntı içinde yaşamak
exist/live from hand to mouth
f.
52
Deyim
barış içinde yaşamak
be at peace
f.
53
Deyim
zenginlik/bolluk bereket içinde yaşamak
live in clover
f.
54
Deyim
refah içinde yaşamak
live in clover
f.
55
Deyim
zenginlik/bolluk bereket içinde yaşamak
be in clover
f.
56
Deyim
refah içinde yaşamak
be in clover
f.
57
Deyim
lüks/refah içinde yaşamak
be living high on the hog
f.
58
Deyim
ekonomik sıkıntı içinde yaşamak
exist (from) hand to mouth
f.
59
Deyim
ekonomik sıkıntı içinde yaşamak
live hand-to-mouth
f.
60
Deyim
(bir şey) içinde yaşamak
lead a life of (something)
f.
61
Deyim
lüks içinde yaşamak
lead the life of reilly
f.
62
Deyim
bolluk içinde yaşamak
lead the life of reilly
f.
63
Deyim
(bir şey) içinde yaşamak
live a life of
f.
64
Deyim
(bir şey) içinde yaşamak
live a life of (something)
f.
65
Deyim
lüks içinde yaşamak
live a life of reilly
f.
66
Deyim
bolluk içinde yaşamak
live a life of reilly
f.
67
Deyim
lüks içinde yaşamak
live a life of riley
f.
68
Deyim
bolluk içinde yaşamak
live a life of riley
f.
69
Deyim
lüks içinde yaşamak
live like a maggot in bacon
f.
70
Deyim
bolluk içinde yaşamak
live like a maggot in bacon
f.
71
Deyim
lüks içinde yaşamak
live like a prince
f.
72
Deyim
bolluk içinde yaşamak
live like a prince
f.
73
Deyim
lüks içinde yaşamak
live the life of reilly
f.
74
Deyim
bolluk içinde yaşamak
live the life of reilly
f.
75
Deyim
yoksulluk içinde yaşamak
end up in the poorhouse
76
Deyim
yoksulluk içinde yaşamak
live in the poorhouse
Biology
77
Biyoloji
(parazit) içinde yaşamak
parasitize
f.
78
Biyoloji
(parazit) içinde yaşamak
parasitise
f.
Zoology
79
Zooloji
içinde yaşamak için kireçtaşından delikler oluşturan çift kabuklu yumuşakça
lithodome
i.
80
Zooloji
içinde yaşamak için kireçtaşından delikler oluşturan uzun bir çift kabuklu yumuşakça cinsi
lithodomus
i.
81
Zooloji
içinde yaşamak için kireçtaşından delikler oluşturan uzun bir çift kabuklu yumuşakça cinsi
lithophagus
i.
Religious
82
Dini
günah içinde yaşamak
walk after the flesh
f.
83
Dini
cehalet, hata ve günah içinde yaşamak
walk in darkness
f.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of yaşamak (içinde)
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy