yağmurlu - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

yağmurlu



"yağmurlu" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 13 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
yağmurlu rainy s.
General
yağmurlu raining s.
yağmurlu pluvial s.
yağmurlu soppy s.
yağmurlu showery s.
yağmurlu drippy s.
yağmurlu wet s.
yağmurlu blashy [dialect] [uk] s.
yağmurlu moist s.
yağmurlu pluvian s.
yağmurlu pluvious s.
yağmurlu slattery [dialect] [uk] s.
yağmurlu smurry s.

"yağmurlu" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 60 sonuç

Türkçe İngilizce
General
yağmurlu mevsim rainy season i.
yağmurlu hava wet i.
yağmurlu gün dripper i.
gök gürültülü, şimşekli ve yağmurlu fırtına thundershower i.
yağmurlu bir gün a wet day i.
yağmurlu gün rainy day i.
yağmurlu hava rainy weather i.
yağmurlu hava wet weather i.
(yağmurlu/puslu) berbat hava soggy day i.
yağmurlu hava rain i.
yağmurlu hava showery weather i.
özellikle yağmurlu havalarda ayakkabı üstüne giyilen bir tür galoş galoche i.
yağmurlu havalarda ayakkabı üstüne giyilen bir tür galoş galoshe i.
özellikle yağmurlu havalarda ayakkabı üstüne giyilen bir tür galoş goloe-shoe i.
yağmurlu veya karlı havalarda ayakkabının üzerine geçirilen su geçirmez galoş golosh i.
yağmurlu veya karlı havalarda ayakkabının üzerine geçirilen su geçirmez galoş goloshe [obsolete] i.
yağmurlu olma pluviosity i.
çok yağmurlu soppy s.
daha yağmurlu drippier s.
en fazla yağmurlu olanı drippiest s.
bulutlu ve yağmurlu cloudy and rainy s.
nadiren yağmurlu seldom rainy s.
çok yağmurlu blashy s.
sık yağmurlu brashy [scotland] s.
Phrases
yağmurlu bir günde on a rainy day expr.
Colloquial
yağmurlu hava the wet i.
bugün hava yağmurlu today is rainy expr.
Speaking
bugün hava yağmurlu it's rainy today expr.
yağmurlu günlerde nasıl hissedersin? how do you feel on rainy days? expr.
Technical
yağmurlu sene rain year i.
yağmurlu yıl wet year i.
Textile
yağmurlu havalarda ayakkabı üstüne giyilen galoşlar galoshes i.
Psychology
yağmurlu havalarda mutlu olan pluviophile i.
Botanic
yağmurlu havalarda kırmızı, beyaz veya mor çiçeklerini kapatan bir bitki scarlet pimpernel (anagallis arvensis) i.
yağmurlu havalarda kırmızı, beyaz veya mor çiçeklerini kapatan bir bitki red pimpernel i.
yağmurlu havalarda kırmızı, beyaz veya mor çiçeklerini kapatan bir bitki poor man's weatherglass i.
yağmurlu havalarda kırmızı, beyaz veya mor çiçeklerini kapatan bir bitki poor man's barometer i.
yağmurlu havalarda kırmızı, beyaz veya mor çiçeklerini kapatan bir bitki red chickweed i.
yağmurlu havalarda kırmızı, beyaz veya mor çiçeklerini kapatan bir bitki shepherd's weather glass i.
yağmurlu havalarda kırmızı, beyaz veya mor çiçeklerini kapatan bir bitki shepherd's clock i.
yağmurlu iklimde büyüyen bitki ombrophile i.
yağmurlu iklimde ölen bitki ombrophobe i.
yağmurlu iklime dayanıklı olmayan bitki ombrophobe i.
yağmurlu iklimde büyüyebilen (bitki) ombrogenous s.
yağmurlu iklimde büyüyemeyen (bitki) ombrophobous s.
yağmurlu iklime dayanıklı olmayan (bitki) ombrophobous s.
Geography
yağmurlu bölgeler rainy climates i.
yağmurlu bölgeler rainy zones i.
yalnızca yağmurlu mevsimde dolan akarsu yatağı billabong [australia] i.
Meteorology
yağmurlu gün rainy day i.
yağmurlu iklim rainy climate i.
yağmurlu gün wet day i.
yağmurlu bölge rainy zone i.
yağmurlu mevsim rainy season i.
yağmurlu dönem rain spell i.
yağmurlu hava wetness i.
iki dönem yağmurlu birainy s.
çin ve japonya'da ilkbahar veya yaz başındaki yağmurlu dönemle ilgili bai-u s.
yağmurlu bölgelere ait hyetal s.
yağmurlu bölgeler ile ilgili hyetal s.