yokluğunda - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

yokluğunda



"yokluğunda" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 8 sonuç

Türkçe İngilizce
General
yokluğunda in absentia zf.
yokluğunda failing ed.
yokluğunda in default of ed.
yokluğunda in the absence of ed.
yokluğunda for fault of [obsolete] expr.
yokluğunda for the fault of [obsolete] expr.
Law
yokluğunda in one's absence expr.
Latin
yokluğunda in absentia zf.

"yokluğunda" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 43 sonuç

Türkçe İngilizce
General
yokluğunda (evi vb) soyulmak be robbed in one’s absence f.
ev sahibinin yokluğunda eve göz kulak olmak caretake f.
Phrasals
bir şeyin yokluğunda kendini rahatsız hissetmek be lost without f.
birinin yokluğunda kendini değersiz hissetmek be lost without f.
Phrases
bu tür bir bulgunun yokluğunda in the absence of such a finding expr.
böyle bir bulgunun yokluğunda in the absence of such a finding expr.
(birinin/bir şeyin) yokluğunda in the absence of (someone or something) expr.
Colloquial
firmalarda yokluğunda işler sarpa saracak kilit personel flight risk i.
(birinin/bir şeyin) yokluğunda çaresiz kalmak be lost without (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) yokluğunda kendini kaybolmuş hissetmek be lost without (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) yokluğunda bir hiç olmak be lost without (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) yokluğunda işlevini kaybetmek be lost without (someone or something) f.
Idioms
biri olmadan/birinin yokluğunda bir hiç olmak be lost without someone f.
(yokluğunda) yerine bakmak hold down the fort f.
(yokluğunda) devam ettirmek hold the fort f.
(yokluğunda) işi yürütmek hold the fort f.
(yokluğunda) işi yürütmek hold down the fort f.
(yokluğunda) yerine bakmak hold the fort f.
(yokluğunda) devam ettirmek hold down the fort f.
(yokluğunda) yerine bakmak man the fort f.
(yokluğunda) devam ettirmek man the fort f.
(yokluğunda) işi yürütmek man the fort f.
birinin/bir şeyin yokluğunda bir hiç olmak be lost without somebody/something f.
birinin/bir şeyin yokluğunda kaybolmak be lost without somebody/something f.
birinin/bir şeyin yokluğunda çaresiz kalmak be lost without somebody/something f.
birinin/bir şeyin yokluğunda savunmasız olmak be lost without somebody/something f.
birinin/bir şeyin yokluğunda bir hiç gibi hissetmek feel lost without somebody/something f.
birinin/bir şeyin yokluğunda kendini kaybolmuş hissetmek feel lost without somebody/something f.
birinin/bir şeyin yokluğunda çaresiz hissetmek feel lost without somebody/something f.
birinin/bir şeyin yokluğunda savunmasız hissetmek feel lost without somebody/something f.
-in yokluğunda kendini rahatsız hisseden lost without s.
'-in yokluğunda kendini değersiz hisseden lost without s.
'-in yokluğunda çaresiz kalan lost without s.
'-in yokluğunda kendini kaybolmuş hisseden lost without s.
'-in yokluğunda bir hiç olan lost without s.
'-in yokluğunda işlevini kaybeden lost without s.
(birinin/bir şeyin) yokluğunda çaresiz kalan lost without (someone or something) s.
(birinin/bir şeyin) yokluğunda kendini kaybolmuş hisseden lost without (someone or something) s.
(birinin/bir şeyin) yokluğunda bir hiç olan lost without (someone or something) s.
(birinin/bir şeyin) yokluğunda işlevini kaybeden lost without (someone or something) s.
Law
yargıcın yokluğunda geçici olarak yargıçlık görevini devralan kişi acting judge i.
Politics
yokluğunda oy verme absentee voting i.
başbakanın yokluğunda onun yerine görev yapan kimse vice-premier i.