off - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
off izinli adj., prep.
  • Tom is off today, isn't he?
  • Tom bugün izinli, değil mi?
  • Tom has Monday off.
  • Tom pazartesi günü izinlidir.
  • Tom is off work for a few days.
  • Tom birkaç günlüğüne izinli.
Show More (27)
off yola çıkan adj.
  • We were off in the morning, headed somewhere new.
  • Sabah yola çıktık, yeni bir yere gidiyorduk.
  • I am taking tomorrow off.
  • Yarın yola çıkıyorum.
  • The soldiers are shipping off tomorrow.
  • Askerler yarın yola çıkıyor.
Show More (23)
off kapalı adj.
  • The lights are now off.
  • Şimdi ışıklar kapalı.
  • The lights were off.
  • Işıklar kapalıydı.
  • The TV is off but it is still warm.
  • Televizyon kapalı ama hala sıcak.
Show More (23)
off uzak adj.
  • He missed out 'keep off the grass' and 'a miss is as good as a mile'.
  • "Çimlerden uzak durun" ve "Bir ıska bir mil kadar iyidir" sözlerini atladı.
  • So my message on that is to keep your hands off Sellafield.
  • Dolayısıyla bu konudaki mesajım, ellerinizi Sellafield'den uzak tutmanızdır.
  • So my message on that is to keep your hands off Sellafield.
  • Bu yüzden benim mesajım ellerinizi Sellafield'den uzak tutmanızdır.
Show More (20)
off kapattı expr.
  • Tom turned the faucet off.
  • Tom musluğu kapattı.
  • Layla turned the water off.
  • Leyla suyu kapattı.
  • Tom turned his headlights off.
  • Tom farlarını kapattı.
Show More (18)
off açıklarında prep.
  • The Atlantic Dawn seems to be something of a mystery ship, operating off the coast of Ireland, Mauritania or wherever.
  • Atlantik Şafağı, İrlanda, Moritanya ya da başka bir yerin açıklarında faaliyet gösteren gizemli bir gemi gibi görünüyor.
  • Erika is still lying at the bottom of the sea, off the coast of my home town.
  • Erika hala memleketimin açıklarında, denizin dibinde yatıyor.
  • In the last few days 70 African migrants have been drowned, this time off the coast of Sicily.
  • Son birkaç gün içerisinde bu kez Sicilya açıklarında 70 Afrikalı göçmen boğuldu.
Show More (10)
off gitmek v.
  • Where are they off to?
  • Onlar nereye gidiyor?
  • We're off to basketball practice.
  • Basketbol antrenmanına gidiyoruz.
  • Where are you off to?
  • Nereye gidiyorsun?
Show More (10)
off dışında adv.
  • Lorries are at their most environmentally friendly when they are off the road.
  • Kamyonlar yol dışında olduklarında en çevre dostu hallerini alırlar.
  • Off the beaten path, no hard surfaces to reflect sound.
  • Alışılmışın dışında, sesi yansıtacak sert yüzeyler yok.
  • My friend knows this nice motel off the street.
  • Arkadaşım caddenin dışında şirin bir motel biliyor.
Show More (8)
off kesilmiş adj.
  • Because of fighting in the region, the oil supply was temporarily cut off.
  • Bölgedeki çatışmalar nedeniyle petrol arzı geçici olarak kesildi.
  • Tom has been running around the office like a chicken with its head cut off.
  • Tom ofiste kafası kesilmiş bir tavuk gibi koşturup duruyor.
  • They've cut off the electricity again.
  • Elektrikler yine kesildi.
Show More (8)
off uzakta adv.
  • If the EU feels a long way off, they at least are not to blame.
  • Eğer AB kendini çok uzakta hissediyorsa, en azından bunun suçlusu onlar değildir.
  • As several Members have already said, though, ideal solutions are still a long way off.
  • Ancak birçok Üyenin de daha önce ifade ettiği gibi, ideal çözümler hala çok uzaktadır.
  • There's a planet a few light years off our current heading.
  • Şu anki rotamızdan birkaç ışık yılı uzakta bir gezegen var.
Show More (6)
off uzaklaşmak v.
  • Tom sped off.
  • Tom hızla uzaklaştı.
  • Layla jumped in her car and drove off.
  • Leyla arabasına atladı ve uzaklaştı..
  • They drove off.
  • Uzaklaştılar.
Show More (6)
off başlangıç n.
  • Things did indeed get off to a promising start.
  • Her şey gerçekten de umut verici bir başlangıç yaptı.
  • This resolution got off to a bad start.
  • Bu karar kötü bir başlangıç yaptı.
  • We got off to a good start.
  • İyi bir başlangıç yaptık.
Show More (3)
off kesik adj.
  • The electricity has been off since this morning.
  • Bu sabahtan beri elektrik kesik.
  • The electricity has been off since this morning.
  • Bu sabahtan beri elektrikler kesik.
  • The power has been off since this morning.
  • Bu sabahtan beri elektrikler kesik.
Show More (3)
off bozuk adj.
  • My watch is off.
  • Kol saatim bozuk.
  • My watch is off.
  • Saatim bozuk.
  • Your accent's good, but your pronunciation's a little bit off.
  • Aksanın iyi ama telaffuzun biraz bozuk.
Show More (3)
off açıkta adv.
  • The island is about two miles off the coast.
  • Ada kıyıdan yaklaşık iki mil açıktadır.
  • The island lies a mile off the coast.
  • Ada, sahilin bir mil açığında bulunuyor.
  • The island lies a mile off the coast.
  • Ada kıyıdan bir mil açıktadır.
Show More (1)
off yırtmak v.
  • Tom ripped off his shirt.
  • Tom gömleğini yırttı.
  • They tore off their clothes.
  • Kıyafetlerini yırttılar.
  • They tore off their clothes.
  • Onlar giysilerini yırttılar.
Show More (1)
off kalkmak v.
  • That's a real load off my mind.
  • Üzerimden büyük bir yük kalktı.
  • We pulled it off.
  • Biz altından kalktık.
  • Tom helped Mary up off the floor.
  • Tom, Mary'nin yerden kalkmasına yardım etti.
Show More (1)
off iptal edilmiş adj.
  • Tom and Mary have called the wedding off.
  • Tom ve Mary düğünü iptal etti.
  • I'm calling the meeting off.
  • Toplantıyı iptal ediyorum.
  • Tom and Mary have called the wedding off.
  • Tom ve Mary düğünü iptal ettiler.
Show More (0)
off düşmüş adj.
  • Quite a few shingles flew off the roof during the storm.
  • Fırtınada çok sayıda kiremit çatıdan yere düştü.
  • The masks are off.
  • Maskeler düştü.
  • Sales have been off this month.
  • Bu ay satışlar düştü.
Show More (0)
off indirmek v.
  • Please let me off on this side of that traffic light.
  • Lütfen trafik ışıklarının bu tarafında beni indirin.
  • Please let me off in front of that building.
  • Lütfen şu binanın önünde beni indirin.
Show More (-1)
off uzak dur! interj.
  • Get off of me.
  • Uzak dur benden.
  • Get off the lawn!
  • Çimlerden uzak dur!
Show More (-1)
off yanlış adj.
  • He's way off.
  • Çok yanlış yolda.
  • She's way off.
  • Çok yanlış yolda.
Show More (-1)
off açık adj.
  • It irritates Tom when Mary leaves the cap off the toothpaste.
  • Mary diş macununun kapağını açık bıraktığında, bu Tom'u kızdırıyor.
  • The phone was off the hook.
  • Telefonun ahizesi açık kalmıştı.
Show More (-1)
off indirim adj.
  • What we would like to see is over 30% off the tariffs, and in 30% less time.
  • Bizim görmek istediğimiz şey, tarifelerde %30'un üzerinde bir indirim ve %30 daha kısa bir süre.
Show More (-2)
off kopuk adj.
  • Only the people cut off from the harsh reality of the grass roots could have any doubt about that.
  • Sadece tabandaki sert gerçeklikten kopuk insanlar bu konuda herhangi bir şüpheye sahip olabilir.
Show More (-2)
off çıkmış adj.
  • The paint is off.
  • Boyası çıkmış.
Show More (-2)
off ters adj.
  • Something seems off.
  • Bir şeyler ters görünüyor.
Show More (-2)
off serbest prep.
  • The policeman let him off with a warning.
  • Polis onu uyararak serbest bıraktı.
Show More (-2)
off yok adj.
  • Tom is off today.
  • Tom bugün yok.
Show More (-2)
off kötü adj.
  • We all have our off days.
  • Hepimizin kötü günleri olur.
Show More (-2)
off ötede prep.
  • I saw a fishing boat about a mile off the shore.
  • Ben, kıyıdan yaklaşık bir mil ötede bir balıkçı teknesi gördüm.
Show More (-2)
Englisch Türkisch
phew off interj.
  • Phew! I finally finished the marathon.
  • Off! Sonunda maratonu bitirdim.
Show More (-2)