1 |
purchase |
satın almak |
v. |
|
- Nowadays, you can purchase pretty much anything online.
- Bugünlerde internetten hemen hemen her şeyi satın alabiliyorsunuz.
- Unfortunately, in 2003 alone, more than 600 British subjects purchased pharmaceutical products over the Internet.
- Ne yazık ki sadece 2003 yılında 600'den fazla İngiliz vatandaşı internet üzerinden eczacılık ürünleri satın almıştır.
- Unfortunately, in 2003 alone, more than 600 British subjects purchased pharmaceutical products over the Internet.
- Ne yazık ki, sadece 2003 yılında 600'den fazla İngiliz vatandaşı internet üzerinden eczacılık ürünleri satın almıştır.
- What will an expansion cost if we have to purchase rights?
- Eğer hakları satın almak zorunda kalırsak bir genişlemenin maliyeti ne olacak?
- What will an expansion cost if we have to purchase rights?
- Eğer hakları satın almak zorunda kalırsak genişlemenin maliyeti ne olacaktır?
- We could also have purchased planes elsewhere.
- Uçakları başka bir yerden de satın alabilirdik.
- It expressed its view of the countryside by purchasing areas of outstanding natural beauty.
- Olağanüstü doğal güzelliğe sahip alanları satın alarak kırsal kesime bakışını ifade etmiştir.
- It is in danger of producing a situation where rights to emissions are purchased that do not subsequently exist.
- Bu durum, sonradan var olmayan emisyon haklarının satın alındığı bir durum yaratma tehlikesiyle karşı karşıyadır.
- This is true in particular of the goods we purchase every day.
- Bu durum özellikle her gün satın aldığımız ürünler için geçerlidir.
- This directive will force consumers to purchase these products on the Internet, where there are no controls.
- Bu yönerge, tüketicileri bu ürünleri hiçbir kontrolün olmadığı internet üzerinden satın almaya zorlayacaktır.
- It is in danger of producing a situation where rights to emissions are purchased that do not subsequently exist.
- Sonradan var olmayan emisyon haklarının satın alındığı bir durum yaratma tehlikesiyle karşı karşıyadır.
- I like it so much, I purchased two more this year.
- O kadar beğendim ki, bu yıl iki tane daha satın aldım.
- Especially if the purchased device is a quality imported product.
- Bilhassa da satın alınan cihaz kaliteli bir ithal ürün ise.
- If you purchase a brand-new device, you ought to check what safety equipment is advised.
- Yepyeni bir araç satın alırsanız, hangi güvenlik ekipmanının tavsiye edildiğini kontrol etmelisiniz.
- Especially if the purchased device is a quality imported product.
- Özellikle satın alınan cihaz kaliteli bir ithal ürünse.
- Especially if the purchased device is a quality imported product.
- Özellikle satın alınan cihaz kaliteli bir ithal ürün ise.
- I carried the gas mask I had purchased on the black market everywhere I went.
- Karaborsadan satın aldığım gaz maskesini gittiğim her yere götürdüm.
- If you purchase a brand-new device, you ought to check what safety equipment is advised.
- Yeni bir araç satın alırsanız hangi güvenlik ekipmanlarının önerildiğini kontrol etmelisiniz.
- You can purchase these nematodes under a variety of different trade names.
- Bu nematodları çeşitli farklı ticari adlar altında satın alabilirsiniz.
- Someone out there is purchasing large amounts of black market artifacts; all we know is he's Japanese.
- Dışarıda birileri büyük miktarlarda karaborsa eser satın alıyor; tek bildiğimiz onun Japon olduğu.
- You can purchase these nematodes under a variety of different trade names.
- Bu nematodları çeşitli farklı ticari isimler altında satın alabilirsiniz.
- I want to purchase property in Boston.
- Boston'da emlak satın almak istiyorum.
- Sami purchased a gun.
- Sami bir silah satın aldı.
- Sami purchased this house to be his office.
- Sami bu evi ofisi olması için satın aldı.
- You can purchase this medicine without a prescription.
- Bu ilacı reçete olmadan satın alabilirsin.
- They are saving their money for the purchase of a house.
- Bir ev satın almak için para biriktiriyorlar.
- I infrequently purchase fast food, but I'm not proud of it.
- Nadiren fast food satın alırım, ancak bundan gurur duymuyorum.
- Dan took Linda to the island he had purchased.
- Dan, Linda'yı satın aldığı adaya götürdü.
- You can purchase a ticket from the conductor.
- Biletçiden bir bilet satın alabilirsiniz.
- He purchased a digital one.
- O dijital bir tane satın aldı.
- Where can I purchase index funds?
- Endeks fonlarını nereden satın alabilirim?
- We will purchase a new car next week.
- Gelecek hafta yeni bir araba satın alacağız.
- You can purchase a ticket from the conductor.
- Kondüktörden bir bilet satın alabilirsiniz.
- Tom purchased a wig.
- Tom bir peruk satın aldı.
- Sami purchased a house for Layla.
- Sami, Layla için bir ev satın aldı.
- I purchased Tom's new novel.
- Tom'un yeni romanını satın aldım.
- I purchased a telescope and a book on astronomy.
- Bir teleskop ve astronomi kitabı satın aldım.
- I purchased one bag.
- Bir çanta satın aldım.
- Tom purchased an electric car.
- Tom bir elektrikli araba satın aldı.
- Fadil purchased a handgun.
- Fadıl bir tabanca satın aldı.
- Sami purchased a big house.
- Sami büyük bir ev satın aldı.
- The company has purchased a new computer system.
- Şirket yeni bir bilgisayar sistemi satın aldı.
- Yet again, I've purchased useless junk.
- Yine işe yaramaz ıvır zıvır satın aldım.
- Eventually Tom purchased a house in Boston.
- Sonunda Tom Boston'da bir ev satın aldı.
- I don't know whether I'll purchase these or not.
- Bunları satın alıp almayacağımı bilmiyorum.
- I purchased a new car last week.
- Geçen hafta yeni bir araba satın aldım.
- He has purchased a historic farm from the country.
- Taşradan tarihi bir çiftlik satın aldı.
- I purchased the goods for half price.
- Malları yarı fiyatına satın aldım.
- You cannot purchase this medicine without a prescription.
- Bu ilacı reçetesiz satın alamazsınız.
- I purchased an electric bicycle.
- Elektrikli bisiklet satın aldım.
- If I had the money, I would immediately purchase this computer.
- Param olsaydı, hemen bu bilgisayarı satın alırdım.
- The couple wants to purchase a home.
- Çift, bir ev satın almak istiyor.
- He purchased a digital one.
- Dijital bir tane satın aldı.
- I purchased one.
- Ben birini satın aldım.
- The millionaire intended to purchase the masterpiece regardless of cost.
- Milyoner, maliyeti ne olursa olsun başyapıtı satın almaya niyetlendi.
- Sami purchased a waterfront mansion.
- Sami deniz kenarında bir malikane satın aldı.
- She purchased an apartment.
- O bir daire satın aldı.
- He uses bitcoins to purchase illicit drugs.
- Yasadışı uyuşturucu satın almak için bitcoin kullanıyor.
- We purchased a new house for eighty thousand dollars.
- Seksen bin dolara yeni bir ev satın aldık.
- Have you already purchased the tickets for the theater?
- Tiyatro için önceden bilet satın aldınız mı?
- I want a complete list of everything Tom purchased.
- Tom'un satın aldığı her şeyin tam listesini istiyorum.
- Purchase advance tickets here.
- Ön biletleri buradan satın alabilirsiniz.
- We purchased 10,000 shares of the General Motors stock.
- General Motors hisselerinden 10,000 adet satın aldık.
- Sami purchased a mansion.
- Sami bir konak satın aldı.
- I would like to purchase your latest mail order catalogue.
- En son posta siparişi kataloğunuzu satın almak istiyorum.
- Purchase advance tickets here.
- Burada peşin bilet satın alın.
- Sami purchased cigars.
- Sami puro satın aldı.
- Tom purchased an electric car.
- Tom elektrikli bir araba satın aldı.
- Did Tom purchase it?
- Tom onu satın aldı mı?
- Sami purchased a mansion.
- Sami bir malikane satın aldı.
- The millionaire intended to purchase the masterpiece regardless of cost.
- Milyoner, ne kadar olursa olsun başyapıtı satın almaya niyetliydi.
- She purchased an apartment.
- Bir daire satın aldı.
- At last, they purchased freedom with blood.
- Sonunda özgürlüğü kanla satın aldılar.
- I haven't had time to purchase flowers.
- Çiçek satın alacak vaktim yoktu.
- We purchased 10,000 shares of the General Motors stock.
- 10,000 lot General Motors hissesi satın aldık.
- I purchased a new car last year.
- Geçen yıl yeni bir araba satın aldım.
- When was it purchased?
- Ne zaman satın alındı?
- Yanni purchased it.
- Yanni onu satın aldı.
- My parents said they have already purchased most of their Christmas presents online.
- Ailem, Noel hediyelerinin çoğunu internet üzerinden satın aldıklarını söyledi.
- As it is, ordinary people cannot afford to purchase such luxuries.
- Zaten sıradan insanların bu tür lüksleri satın almaya gücü yetmez.
- I purchased Tom's new novel.
- Ben Tom'un yeni romanını satın aldım.
- I want to purchase property in Boston.
- Boston'da bir mülk satın almak istiyorum.
- The couple wants to purchase a home.
- Çift bir ev satın almak istiyor.
- I have purchased eight acres of land for my retirement.
- Emekliliğim için sekiz dönümlük bir arazi satın aldım.
- Sami purchased a huge mansion in Egypt.
- Sami Mısır'da büyük bir malikane satın aldı.
- I purchased one.
- Birini satın aldım.
- I need to purchase health insurance.
- Sağlık sigortası satın almam gerekiyor.
Show More (84)
|
2 |
purchase |
satın alma |
n. |
|
- We will move from a political moratorium to a practical moratorium on purchases imposed by consumers.
- Siyasi bir moratoryumdan tüketiciler tarafından uygulanan pratik bir satın alma moratoryumuna geçeceğiz.
- However, it need not automatically go back to the place of purchase.
- Ancak, otomatik olarak satın alındığı yere geri dönmesi gerekmez.
- The ordinary Iraqi family's purchase, even of one bar of soap, was politically directed and controlled.
- Sıradan bir Iraklı ailenin bir kalıp sabun bile satın alması siyasi olarak yönlendirilmiş ve kontrol edilmiştir.
- That also applies of course at the time of purchase.
- Bu elbette satın alma sırasında da geçerlidir.
- Indebtedness has risen sharply, mainly in order to finance the purchase of government bonds in Turkish liras.
- Esas olarak Türk lirası cinsinden devlet tahvilleri satın alınmasını finanse etmek için, borç miktarı hızla artmıştır.
- Many pensioners purchase securities in an attempt to be better off in their later life.
- Birçok emekli, ileriki yaşamlarında daha iyi durumda olmak amacıyla menkul kıymet satın almaktadır.
- When all necessary purchases are made and mandatory payments are closed, you can give some freedom in spending.
- Gerekli tüm satın almalar yapıldığında ve zorunlu ödemeler kapatıldığında harcamalarda biraz serbestliğiniz olabilir.
- The purchase was perfectly legal.
- Satın alma tamamen yasaldı.
- That book's not available for purchase.
- O kitap satın alınamaz.
- I was excited by the promise of reimbursement from my purchase.
- Satın aldığım ürünün geri ödeneceği sözü beni heyecanlandırdı.
- No purchase is required.
- Satın alma gerekmemektedir.
- This ticket is valid for two days after purchase.
- Bu bilet satın alındıktan sonra iki gün boyunca geçerlidir.
- Thank you for your purchase.
- Satın aldığınız için teşekkürler.
- The purchase is on the company's account.
- Satın alma işlemi şirket hesabına yapıldı.
- I was excited by the promise of reimbursement from my purchase.
- Satın alma işlemimden geri ödeme sözü ile heyecanlıydım.
- This ticket is only valid for two days after purchase.
- Bu bilet, satın alındıktan sonra sadece iki gün geçerli.
- Many Americans protested the purchase of Alaska.
- Birçok Amerikalı Alaska'nın satın alınmasını protesto etti.
- No purchase is required.
- Satın alma işlemi gerekmez.
- This ticket is valid for two days after purchase.
- Bu bilet satın alındıktan sonra iki gün geçerlidir.
- I'm very happy with my purchase.
- Satın aldıklarım için çok mutluyum.
- This ticket is only valid for two days after purchase.
- Bu bilet satın alma tarihinden itibaren yalnızca iki gün geçerlidir.
- I'm very happy with my purchase.
- Satın aldıklarımdan çok memnunum.
Show More (19)
|
3 |
purchase |
almak |
v. |
|
- As a result of this, they prefer to purchase this product from the black market rather than authorized pharmacies.
- Bunun sonucu olarak da bu ürünü yetkili eczaneler yerine karaborsadan almayı tercih ediyorlar.
- I like it so much, I purchased two more this year.
- O kadar beğendim ki bu yıl iki tane daha aldım.
- I would like to purchase some boots.
- Bot almak istiyorum.
- Tickets can be purchased at the door.
- Biletler kapıdan alınabilir.
- I purchased a new car last week.
- Geçen hafta yeni bir araba aldım.
- I haven't had time to purchase flowers.
- Çiçek almaya vaktim olmadı.
- I purchased the goods for half price.
- Eşyaları yarı fiyatına aldım.
- I had to borrow money to purchase the car.
- Arabayı almak için borç almak zorunda kaldım.
- Tom purchased a wig.
- Tom bir peruk aldı.
- We will purchase a new car next week.
- Gelecek hafta yeni bir araba alacağız.
- I purchased an electric bicycle.
- Elektrikli bir bisiklet aldım.
- I purchased one bag.
- Ben bir çanta aldım.
- Yesterday I purchased an ergonomic chair.
- Dün ergonomik bir sandalye aldım.
- You can purchase this medicine without a prescription.
- Bu ilacı reçetesiz alabilirsiniz.
- Nobody is going to know where you purchased your clothes.
- Kıyafetlerini nereden aldığını kimse bilmeyecek.
- Did Tom purchase it?
- Tom satın mı aldı?
- Nobody is going to know where you purchased your clothes.
- Hiç kimse giysilerini nereden aldığını bilmeyecek.
- I had to borrow money to purchase the car.
- Araba almak için borç almak zorunda kaldım.
- I purchased a new car last year.
- Geçen yıl yeni bir araba aldım.
- I don't know whether I'll purchase these or not.
- Bunları alıp almayacağımı bilmiyorum.
- Tickets are valid for just two days, including the day they are purchased on.
- Biletler, alındığı gün de dahil olmak üzere sadece iki gün geçerlidir.
Show More (18)
|
4 |
purchase |
alım |
n. |
|
- I am delighted at the ban on bullbars, not only when cars are sold, but also an as after-sales purchase.
- Sadece araç satışında değil, satış sonrası satın alımlarda da boğa barlarının yasaklanmasından memnuniyet duyuyorum.
- During the purchase of tickets, passengers must be made aware of the fact that this data is required.
- Bilet alımı sırasında yolcular bu verilerin gerekli olduğu konusunda bilgilendirilmelidir.
- When all necessary purchases are made and mandatory payments are closed, you can give some freedom in spending.
- Gerekli tüm alımlar yapıldığında ve zorunlu ödemeler kapatıldığında harcamalarda biraz serbestlik verebilirsiniz.
- A 5% consumption tax is levied on purchases of most goods and services.
- Çoğu mal ve hizmet alımında %5 tüketim vergisi alınmaktadır.
- Online purchases have increased fifteen percent over last year.
- Çevrim içi alımlar son bir yılda yüzde on beş arttı.
Show More (2)
|
5 |
purchase |
satın alınan ürün |
n. |
|
- Do you remember the date of your purchase, sir?
- Satın alınan ürünün tarihini hatırlıyor musunuz, efendim?
Show More (-2)
|
6 |
purchase |
sıkıca tutmak |
n. |
|
- He failed to get a purchase on the rock and lost his balance.
- Kayayı sıkıca tutmayı başaramadı ve dengesini kaybetti.
Show More (-2)
|