| 1 |
weave |
dokumak |
v. |
|
- They are weaving a carpet.
- Onlar bir halı dokuyorlar.
- Tom is weaving a carpet.
- Tom bir halı dokuyor.
- Where did you weave them?
- Onları nerede dokudun?
- You are weaving a carpet, aren't you?
- Bir halı dokuyorsun, değil mi?
- I am weaving a Berber carpet.
- Bir Berberi halısı dokuyorum.
- You are weaving a carpet, aren't you?
- Halı dokuyorsun, değil mi?
- She is weaving a carpet.
- O bir halı dokuyor.
- I am weaving a carpet.
- Halı dokuyorum.
- We are weaving a carpet.
- Halı dokuyoruz.
- He is weaving a carpet.
- O bir halı dokuyor.
- We are weaving a carpet.
- Biz bir halı dokuyoruz.
- I am weaving a Berber carpet.
- Berberi halısı dokuyorum.
- They are weaving a carpet.
- Halı dokuyorlar.
- I am weaving a carpet.
- Ben bir halı dokuyorum.
Show More (11)
|
| 2 |
weave |
(ağ, tuzak) örmek |
v. |
|
- Where did you weave them?
- Onları nerede ördün?
- My grandmother likes to weave things.
- Büyükannem bir şeyler örmeyi sever.
- It's easy to weave baskets.
- Sepetleri örmek kolaydır.
- The spider wove a web.
- Örümcek ağ ördü.
- It's easy to weave baskets.
- Sepet örmek çok kolay.
- The girls weaved the flowers into wreaths.
- Kızlar çiçekleri çelenk şeklinde ördüler.
Show More (3)
|
| 3 |
weave |
(örümcek) ağ örmek |
v. |
|
- This type of spider doesn't weave a web.
- Bu tür örümcekler ağ örmez.
- Most spiders weave webs.
- Çoğu örümcek ağ örer.
- This type of spider doesn't weave a web.
- Bu türde örümcekler ağ örmezler.
Show More (0)
|
| 4 |
weave |
yapmak |
v. |
|
- The girls weaved the flowers into wreaths.
- Kızlar çiçeklerden taç yaptı.
Show More (-2)
|
