Verlauf

a while

Bedeutungen von dem Begriff "a while" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
General
1	General	a while n.	bir süre

Bedeutungen, die der Begriff "a while" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 121 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
Common Usage
1	Common Usage	in a little while adv.	birazdan
General
2	General	a good while n.	uzun bir süre
3	General	stop for a while v.	aralık vermek
4	General	rule a country while lying sick in bed v.	hasta yatağından ülkeyi yönetmek
5	General	wait a while v.	az beklemek
6	General	keep someone wait for a while v.	az bekletmek
7	General	wait a little while v.	az beklemek
8	General	take a while v.	biraz vakit almak
9	General	talk on a cell phone while driving v.	araba kullanırken telefonla konuşmak
10	General	every once in a while adv.	arada bir
11	General	a while ago adv.	bir süre önce
12	General	once in a while adv.	arasıra
13	General	once in a while adv.	arada bir
14	General	every once in a while adv.	ara sıra
15	General	in a while adv.	birden
16	General	a little while ago adv.	biraz önce
17	General	once in a while adv.	ara sıra
18	General	a little while ago adv.	henüz
19	General	after a while adv.	bir süre sonra
20	General	for a little while adv.	birsüre
21	General	in a while adv.	bir anda
22	General	for a while adv.	bir süredir
23	General	for a long while adv.	uzun zamandır
24	General	after a while adv.	biraz sonra
25	General	for a while adv.	kısa bir süre
26	General	for a little while adv.	kısa bir süreden beri
27	General	every once in a while adv.	nadiren
28	General	for a while adv.	bir süre için
29	General	for a while adv.	bir süre
30	General	quite a while adv.	uzun bir süre
31	General	quite a while adv.	epey bir zaman
32	General	quite a while ago adv.	bir süre önce
33	General	quite a while adv.	bir hayli zaman
34	General	quite a while ago adv.	bir hayli zaman önce
35	General	quite a while ago adv.	epeyce önce
36	General	quite a while ago adv.	epey önce
37	General	after a while adv.	bir süreden sonra
38	General	after a while later adv.	kısa bir süre sonra
39	General	once in a while adv.	bazen
40	General	in a little while adv.	kısa sürede
41	General	a while more adv.	bir müddet daha
42	General	for a while adv.	kısa süreliğine
43	General	for a while now adv.	bir süredir
44	General	for a while now adv.	bir süreliğine
45	General	until a short while ago adv.	kısa bir süre önceye kadar
46	General	a little while back adv.	yakın zaman önce
47	General	after a little while adv.	kısa bir süre sonra
48	General	after a while adv.	kısa bir süre sonra
49	General	just a while ago adv.	demin
50	General	after a while adv.	kısa zaman sonra
51	General	once in a while adv.	arada sırada
52	General	once and a while adv.	arada sırada
53	General	for a long while adv.	nicedir
Phrases
54	Phrases	a while longer adv.	bir müddet daha
55	Phrases	we haven't corresponded for a while expr.	bir süredir yazışmıyoruz
56	Phrases	it's been a while since we last wrote to each other expr.	bir süredir yazışmıyoruz
57	Phrases	it has been a while since we last wrote to each other expr.	bir süredir yazışmıyoruz
58	Phrases	we haven't been in correspondence for a while expr.	bir süredir yazışmıyoruz
59	Phrases	a little while before expr.	den/e bir süre önce
60	Phrases	a little while before expr.	çok az bir süre önce
61	Phrases	in a short while expr.	kısa bir süre içerisinde
Proverb
62	Proverb	even a blind pig can find an acorn once in a while	bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösterir
63	Proverb	while there is a while there is a hope	nefes alıyorsak umut var
64	Proverb	while there is a while there is a hope	nefes alıyorsak umut var demektir
65	Proverb	even a blind pig can find an acorn once in a while	bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir
66	Proverb	even a blind pig can find an acorn once in a while	durmuş saat bile günde iki kez doğruyu gösterir
67	Proverb	even a blind pig can find an acorn once in a while	bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir
68	Proverb	even a blind squirrel finds a nut once in a while	bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösterir
69	Proverb	a false friend and a shadow stay only while the sun shines	dost kara günde belli olur
70	Proverb	a false friend and a shadow stay only while the sun shines	iyi gün dostu kara günde yok olur
71	Proverb	a false friend and a shadow stay only while the sun shines	samimiyetsiz/iki yüzlü insanlar yalnızca iyi günde dostluk eder
72	Proverb	a false friend and a shadow stay only while the sun shines	dostun iyisi iyi günde değil zor günde belli olur
73	Proverb	a reed before the wind lives on(, while mighty oaks do fall)	rüzgara karşı kadim meşeler devrilirken incecik sazlar ayakta kalır
74	Proverb	a reed before the wind lives on(, while mighty oaks do fall)	değişime ayak uydurabilen ayakta kalır
75	Proverb	while two dogs are fighting for bone, a third one runs away with it	iki kişi bir şey için kavga ederken/çekişirken üçüncü kişi o şeyi alır gider
Colloquial
76	Colloquial	walk for a while v.	biraz yürümek
77	Colloquial	wait for a short while please interj.	biraz bekleyin lütfen
78	Colloquial	after (a) while, crocodile expr.	güle güle, öpsün seni kertenkele
79	Colloquial	after (a) while, crocodile expr.	iyi akşamlar, kovalasın seni tavşanlar
80	Colloquial	after (a) while, crocodile expr.	iyi geceler, öpsün seni yedi cüceler
81	Colloquial	take it for a while expr.	bir süre sende kalsın
82	Colloquial	wait a while expr.	biraz bekle
83	Colloquial	for quite a while expr.	belli bir süre
84	Colloquial	for quite a while expr.	bir süre
85	Colloquial	for a while expr.	bir süredir
86	Colloquial	for a while expr.	bir süreliğine
87	Colloquial	for quite a while expr.	bir süreliğine
88	Colloquial	it’s been a while since you and i talked expr.	seninle konuşmayalı uzun zaman oldu
89	Colloquial	see you in a (little) while exclam.	birazdan görüşürüz
90	Colloquial	see you in a (little) while exclam.	gün içerisinde görüşürüz
Idioms
91	Idioms	while a period of time away (doing something) v.	(bir süre bir şeyle) meşgul olmak
92	Idioms	a while back expr.	bir süre önce
93	Idioms	a while back expr.	eskiden
Speaking
94	Speaking	it took a while to get up expr.	ayağa kalkmak biraz zaman aldı
95	Speaking	I'll have to think about that for a while expr.	bunu biraz düşünmeliyim
96	Speaking	it might take a while expr.	biraz zaman alabilir
97	Speaking	let me think a while expr.	biraz düşüneyim
98	Speaking	i kind of lived there for a while expr.	bir süre orada yaşadım sayılır
99	Speaking	let them rest a little while longer expr.	bırak da biraz daha dinlensinler
100	Speaking	I rested for a while expr.	bir süre dinlendim
101	Speaking	I rested for a while expr.	biraz dinlendim
102	Speaking	hang on a while expr.	bir dakika hatta bekler misiniz?
103	Speaking	it took a while expr.	biraz zaman aldı
104	Speaking	wait a while expr.	bekle biraz
105	Speaking	it might take a while expr.	biraz uzun sürebilir
106	Speaking	I want to be alone for a while expr.	bir süre yalnız kalmak istiyorum
107	Speaking	I'll see you in a little while expr.	birazdan görüşürüz
108	Speaking	could you cover for me for a while? expr.	biraz yerime bakar mısın?
109	Speaking	while there's still a chance expr.	henüz fırsat varken
110	Speaking	I haven't heard from her for a while expr.	ondan bir süredir haber alamıyorum
111	Speaking	why don't you sleep for a while? expr.	neden biraz uyumuyorsun?
112	Speaking	for a while expr.	kısa bir süre için
113	Speaking	I haven't heard from him for a while expr.	ondan bir süredir haber alamıyorum
114	Speaking	it took me a while to figure out that I was in somewhere else expr.	orasının başka bir yer olduğunu anlamak bir hayli zamanımı almıştı
115	Speaking	why don't you sleep for a while? expr.	neden bir süre uyumuyorsun?
116	Speaking	but it took me a while to figure out what happened expr.	ne olduğunu anlamam biraz zaman aldı
117	Speaking	I haven't heard from you for a while expr.	senden bir süredir haber alamıyorum
118	Speaking	get out of town for a while expr.	şehir dışına çık bir süreliğine
Trade/Economic
119	Trade/Economic	once in a while adv.	ara sıra
Construction
120	Construction	matters to be taken into account while carrying out large repairs and renovations and setting up a brand new building n.	yeniden yaptırılacak binalarda, büyük onarım ve tadilatlarda dikkat edilecek hususlar
Traffic
121	Traffic	talking on a cell phone while driving n.	araba kullanırken telefonla konuşma