acı veren - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

acı veren



Bedeutungen von dem Begriff "acı veren" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 20 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
acı veren mordant adj.
acı veren afflictive adj.
acı veren excruciating adj.
acı veren prickly adj.
acı veren hurtful adj.
acı veren agonizing adj.
acı veren torturesome adj.
acı veren torturous adj.
acı veren painful adj.
acı veren distressing adj.
acı veren agonising adj.
acı veren grievous adj.
acı veren afflicting adj.
acı veren unenviable adj.
acı veren unsettling adj.
acı veren wailsome adj.
acı veren offensive adj.
acı veren shrewd adj.
acı veren skaddle adj.
Medical
acı veren algogenic adj.

Bedeutungen, die der Begriff "acı veren" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 59 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
büyük acı veren kimse heartbreaker n.
büyük acı veren şey heartbreaker n.
fiziksel veya ruhsal acı veren durum tormenting n.
işkence, sıkıntı veya acı veren herhangi bir şey tormentry n.
nahoş veya acı veren bir durumun geçici olarak rahatlaması truce n.
acı veren etki barb n.
acı veren duygu bruise n.
hançer gibi acı veren şey dagger n.
acı veren şey soreness n.
büyük acı veren heartbreaking adj.
dayanılmaz derecede acı veren excruciating adj.
büyük acı veren excruciating adj.
acı tat veren sour-tasting adj.
acı tat veren harsh-tasting adj.
büyük acı veren agonising adj.
dayanılmaz derecede acı veren agonising adj.
çok acı veren atrocious adj.
bıçak saplanır gibi acı veren knifelike adj.
güçlü, sert veya acı veren (darbe) juicy adj.
keskin bir acı veren smarting adj.
acı veren bir biçimde torturously adv.
acı veren bir şekilde rackingly adv.
acı veren bir biçimde agonizingly adv.
acı vermek anlamı veren ön ek be- pref.
Idioms
acı ve ıstırap veren şey crown of thorns n.
en çok acı veren söz the most unkindest cut of all n.
Speaking
en acı veren bölge the most painful area n.
Medical
acı anlamı veren ön ek algo- pref.
Psychology
acı veren cinsel ilişki dyspareunia n.
acı veren düşünceleri bastırma mental block n.
(acı veya rahatsızlık veren anıları) otomatik olarak veya farkında olmadan bilinçli zihnin dışına itmek repress v.
Pathology
acı anlamı veren son ek -algia suf.
acı anlamı veren son ek -algy suf.
Botanic
dik konik şekilli, çok küçük ve çok acı meyveler veren kırmızı, sarı veya mor biber türü bird pepper (capsicum baccatum) n.
dik konik şekilli, çok küçük ve çok acı meyveler veren kırmızı, sarı veya mor biber türü bird pepper (capsicum frutescens baccatum) n.
greyfurttaki acı tadı veren başlıca flavanoid naringin n.
yeşil veya kırmızı renkte çok acı meyve veren bir tür tropikal yıllık biber jalapeño n.
ekşi veya acı meyve veren yaygın portakal ağaçlarına verilen ad bigarade n.
ekşi veya acı meyve veren yaygın portakal ağaçlarına verilen ad bitter orange n.
ekşi veya acı meyve veren yaygın portakal ağaçlarına verilen ad bitter orange tree n.
ekşi veya acı meyve veren yaygın portakal ağaçlarına verilen ad marmalade orange n.
ekşi veya acı meyve veren yaygın portakal ağaçlarına verilen ad seville orange n.
ekşi veya acı meyve veren yaygın portakal ağaçlarına verilen ad sour orange n.
aşılamada kullanılan, ekşi veya acı meyveler veren çeşitli portakal ağaçlarına verilen ad marmalade bush n.
aşılamada kullanılan, ekşi veya acı meyveler veren bir portakal ağacı marmalade orange n.
aşılamada kullanılan, ekşi veya acı meyveler veren bir portakal ağacı bigarade n.
aşılamada kullanılan, ekşi veya acı meyveler veren bir portakal ağacı bitter orange n.
aşılamada kullanılan, ekşi veya acı meyveler veren bir portakal ağacı bitter orange tree n.
aşılamada kullanılan, ekşi veya acı meyveler veren bir portakal ağacı seville orange n.
aşılamada kullanılan, ekşi veya acı meyveler veren bir portakal ağacı sour orange n.
aşılamada kullanılan, ekşi veya acı meyveler veren bir portakal ağacı citrus aurantium n.
acı veya ekşi gıdaların tatlı olarak algılanmasını sağlayan bir proteine sahip küçük, kırmızı ve yenilebilir meyveler veren bitki miraculous fruit n.
acı veya ekşi gıdaların tatlı olarak algılanmasını sağlayan bir proteine sahip küçük, kırmızı ve yenilebilir meyveler veren bitki miraculous berry n.
kırmızı-turuncu meyveler veren acı bir süs biberi çeşidi guajillo n.
yeni zelanda'ya özgü, temas edildiğinde acı veren ve ölümcül olabilen bir ısırgan otu ongaonga (urtica ferox) n.
Archaic
fiziksel acı veren sinek oestrus n.
Slang
esrar içerken boğazını yakan/acı veren nefes harsh toke n.
etrafına dert/acı veren kadın typhoid mary n.
Star Wars
acı veren alev havzası basin of torturous flame n.