bağımsız - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

bağımsız



Bedeutungen von dem Begriff "bağımsız" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 58 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
bağımsız free adj.
bağımsız independent adj.
General
bağımsız distanced adj.
bağımsız distinct adj.
bağımsız detached adj.
bağımsız uncommitted adj.
bağımsız substantive adj.
bağımsız unattached adj.
bağımsız unconnected adj.
bağımsız sovereign adj.
bağımsız freestanding adj.
bağımsız unbound adj.
bağımsız native adj.
bağımsız unincorporated adj.
bağımsız self-contained adj.
bağımsız independently owned adj.
bağımsız self-reliant adj.
bağımsız self-directed adj.
bağımsız unpledged adj.
bağımsız noninvolved adj.
bağımsız autonomous adj.
bağımsız crossbench adj.
bağımsız master adj.
bağımsız fancy-free adj.
bağımsız positive adj.
bağımsız self-dependent adj.
bağımsız self-depending adj.
bağımsız self-determined adj.
bağımsız self-existent adj.
bağımsız self-given adj.
bağımsız self-governed adj.
bağımsız self-regulating adj.
bağımsız freelance adj.
bağımsız free-standing adj.
bağımsız pocket adj.
bağımsız stand-off adj.
Phrases
bağımsız no bearing on expr.
Idioms
bağımsız fancy free adj.
Trade/Economic
bağımsız unaffiliated adj.
bağımsız path-independent adj.
bağımsız closed adj.
Law
bağımsız unqualified adj.
bağımsız several adj.
bağımsız self contained adj.
Technical
bağımsız unbundled adj.
bağımsız standalone adj.
bağımsız self-contained adj.
bağımsız stand alone adj.
bağımsız free standing adj.
bağımsız stand-alone adj.
Computer
bağımsız context-free adj.
bağımsız neutral adj.
bağımsız unbundled adj.
Telecom
bağımsız stand-alone adj.
Aeronautic
bağımsız self contained adj.
Social Sciences
bağımsız unregimented adj.
Linguistics
bağımsız free adj.
Archaic
bağımsız peculiar adj.

Bedeutungen, die der Begriff "bağımsız" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
cinsel yönelim ve biyolojik cinsiyetten bağımsız gender-fluid adj.
General
bağımsız idari otoriteler independent autonomous authorities n.
bağımsız irlanda cumhuriyeti irish free state n.
bağımsız yazar freelancer n.
bağımsız roller independent roles n.
bağımsız araştırma geliştirme independent research and development n.
bağımsız devlet free state n.
cemaatleri bağımsız sayan kilise yanlısı congregationalist n.
bağımsız ülke sovereign n.
bağımsız denetim independent audit n.
bağımsız ihracat firması export subsidiary n.
bağımsız üye mugwump n.
bağımsız çalışma independent study n.
bağımsız politikacı freelance n.
bağımsız milletvekili independent deputy n.
bağımsız yazar freelance n.
politik açıdan bağımsız kimse fencesitter n.
bağımsız dağılım independent distribution n.
bağımsız imler independent marks n.
bağımsız bölüm independent section n.
bağımsız gözetmen ombudsman n.
bağımsız karar independent decision n.
bağımsız müteahhit independent contractor n.
bağımsız yüklenici independent contractor n.
bağımsız müşteri walk-in n.
devletten bağımsız ayrılan bütçe off-budget government entities n.
bağımsız bölüm detached section n.
bağlamından bağımsız inceleme decontextualisation n.
bağlamından bağımsız inceleme decontextualization n.
sahneden bağımsız doğal dekor set piece n.
tek tek kiliseleri bağımsız sayan sistem congregationalism n.
kontun bağımsız idare bölgesi county palatine n.
bağımsız plan independent schedule n.
müstakil/bağımsız/münferit varlık single entity n.
fiziksel bağımsız sinirsel ağ physically independent neural network n.
bağımsız düşünce independent thinking n.
bağımsız düşünce independent thought n.
her katmanın diğer katmanlardan bağımsız olduğu organizasyon stratarchy n.
bağımsız yazılım satıcısı independent software vendor n.
bağımsız adalet independent justice n.
tam bağımsız şey absolute n.
bir ülke içerisinde genellikle çoğunluğun mensup olduğu dini temsil eden bağımsız kilise national church n.
bağımsız olmama nonindependence n.
yerel standartlardan bağımsız zaman absolute time n.
deneyimden bağımsız olarak insan zihninde gerçek bilginin var olabileceğini savunan kimse apriorist n.
bağımsız araştırmacı fact finder n.
bağımsız direnişçi hessian n.
bağımsız üyelerin görüş ve uygulamaları mugwumpery n.
bağımsız sinyaller independent signals n.
bağımsız komün demimonde n.
bağımsız komün demiworld n.
siyaset ve ekonomi açısından önemli bir grubu oluşturan ve bağımsız bir oy kaynağı teşkil eden kırsal bölge halkı grass roots n.
1960'ta bağımsız hale gelen ve geçici askeri hükümetle yönetilen bir kuzeybatı afrika ülkesi muritaniya n.
fazla bağımsız olma overfreedom n.
bağımsız gözetmen ombudsperson n.
bağımsız kadın gözetmen ombudswoman n.
iskoçya'daki bağımsız kasabalarda idari görevli commissioner n.
herhangi bir toprak mülkiyetine bağlı bulunmayıp bağımsız olan ve devredilmesi için tapu gereken arazi parçası common at large n.
herhangi bir toprak mülkiyetine bağlı bulunmayıp bağımsız olan ve devredilmesi için tapu gereken arazi parçası common in gross n.
üretim ve dağıtımı kontrol ederek rekabeti sınırlayan bağımsız kuruluş konsorsiyumu combine n.
yerel, bağımsız organize suç birimi family n.
bağımsız beste yazarı fantasist n.
bağımsız kimse independent n.
benzer ögelerin birden fazla kültürde gösterdiği bağımsız gelişim parallelism n.
bağımsız girişim initiative n.
birlikte yaşanan aile evine ait bağımsız bölüm in-law apartment n.
kısa ve bağımsız enstrümental beste intermezzo n.
bağımsız olan şey peculiar n.
bağımsız mekan peculiar n.
bağımsız kilise peculiar n.
posta ücretlerinde değişiklik talebinde bulunan bağımsız federal bir kuruluş postal rate commission n.
bağımsız çalışırlık self-activity n.
bağımsız hareket edebilirlik self-activity n.
bağımsız devinim self-motion n.
(siyasette, sosyal hayatta) bağımsız kimse free lance n.
bağımsız video oyunu indie game n.
bağımsız ülke sovereignty n.
bağımsız ülke sovranty n.
bağımsız scientology müridi squirrel n.
bağımsız birim subindividual n.
bağımsız gerçeklik subject n.
bağımsız unsur substantive n.
(nietzsche'ye göre) bağımsız bir mantığa sahip üstinsan superman n.
bağımsız unsurların büyük etki yaratacak ölçüde etkileşimi synergism n.
bağımsız ögelerin bir bütün olarak kombinasyonu synthesis n.
bağımsız yönetime geçmek decentralize v.
bağımsız olmak be independent v.
görevden bağımsız kılmak free from duty v.
bağımsız düşünmek think independently v.
bağımsız düşünmek think freely v.
bağımsız hareket etmek act independently v.
bağımsız olmak become independent v.
bağımsız kılmak liberalize v.
bağımsız kılmak grant freedom to v.
bağımsız kılmak make something independent v.
bağımsız kılmak liberalise v.
bağımsız kılmak set free v.
bağlamından bağımsız incelemek decontextualise v.
bağlamından bağımsız incelemek decontextualize v.
bağımsız çalışmak work freelance v.
bağımsız yaşamak live freely v.
bağımsız yaşamak live independently v.
bağımsız aday olmak run as an independent v.
bağımsız yönetime geçmek decentralise v.
daha bağımsız olmak become more independent v.
daha bağımsız hale gelmek become more independent v.
bağımsız üye olmak mugwump v.
bağımsız üye statüsü kazanmak mugwump v.
bir yerden bağımsız olmak delocalize [us] v.
bir yerden bağımsız olmak delocalise [uk] v.
bağımsız olmak disjoin v.
bağımsız bileşenleri kullanarak yapmak composite v.
başkasından emir almadan bağımsız hareket etmek freelance v.
bağımsız çalışmak freewheel v.
doğrusal bağımsız linearly independent adj.
kuraldan bağımsız free from a rule adj.
bağımsız yazara ait freelance adj.
-den bağımsız independent of adj.
yarı bağımsız semi independent adj.
varlığını bağımsız olarak sürdürebilen viable adj.
bağımsız (ekonomik açıdan) independent adj.
kısmen bağımsız semiindependent adj.
tam bağımsız fully independent adj.
birbirinden bağımsız birimlerden oluşmayan unitless adj.
zamandan bağımsız time independent adj.
zamandan bağımsız timeindependent adj.
kültürden bağımsız culture-free adj.
bağımsız çalışan self-employed adj.
tamamen bağımsız entirely independent adj.
büsbütün bağımsız entirely independent adj.
-den bağımsız independent from adj.
bağımsız idare edilen independently managed adj.
bağımsız yönetilen independently managed adj.
bağımsız idare edilen independently owned adj.
birbirinden bağımsız independent of each other adj.
koordinattan bağımsız coordinate-independent adj.
değerden bağımsız value-free adj.
fiyattan bağımsız price-independent adj.
fiyat bağımsız price-independent adj.
bağlamdan bağımsız context free adj.
bağımsız anlamlı notional adj.
ölçekten bağımsız scale-invariant adj.
zamandan bağımsız timeless adj.
aşırı derecede bağımsız biggety [dialect] adj.
bağımsız olarak yönetilemeyen helpless adj.
bağımsız çalışan gipsy adj.
cinsiyetten bağımsız şekilde kullanılan (akrabalık isimleri) descriptive adj.
fazla bağımsız overfree adj.
cemaatleri bağımsız sayan kilise sistemi ile ilgili congregational adj.
tanrı'dan bağımsız olarak dünyanın oluşumunda etkili olan (şekillendirme kuvveti) cosmoplastic adj.
bağımsız kilise doktrinlerine ait veya ilgili independent adj.
bağımsız kilise doktrinlerine sahip independent adj.
normalde birbirinden bağımsız veya farklı çıkarlara sahip tarafları birbirine bağlama cross-cutting adj.
esas görevden bağımsız inofficious adj.
bağımsız kilise yargı gücüne ait peculiar adj.
bağımsız kilise yargı gücü ile ilgili peculiar adj.
bağımsız olarak yönetilen bölümlere ait feudal adj.
bazen eksantrik görünecek kadar bağımsız ve bireysel olan ornery adj.
(yer, takson adı) ismin bağımsız ilk öğesine ait veya ilişkin praenominical adj.
bağımsız hareket eden private adj.
bağımsız çalıştıran self-activating adj.
bağımsız hareket eden self-active adj.
bağımsız çalışan self-active adj.
dış etkiden bağımsız self-centered adj.
dış kuvvetten bağımsız self-centered adj.
dış etkilerden bağımsız self-limited adj.
(yabancı hakimiyet altında) sözde bağımsız semicolonial adj.
yarı bağımsız semi-independent adj.
bağımsız hareket eden free living adj.
en bağımsız freest adj.
bağımsız çalışan sole adj.
bağımsız faaliyet gösteren sole adj.
duyu organlarından bağımsız supersensory adj.
duyu organlarından bağımsız supersensual adj.
-den bağımsız olarak independently of adv.
bağımsız olarak separately adv.
bağımsız olarak in itself adv.
bağımsız biçimde hareket ederek at arm's length adv.
bağımsız olarak freely adv.
bağımsız ve özgür düşünemeden eclectically adv.
bağımsız olarak on one's own hook adv.
aşırı bağımsız şekilde overfreely adv.
bağımsız olarak dividedly adv.
bağımsız olarak single-handed adv.
bağımsız bir şekilde sovereignly adv.
bağımsız olarak substantively adv.
-den bağımsız olarak irrespectively of prep.
bağımsız anlamına gelen ön ek idio- pref.
protokolden bağımsız çoklu gönderim pim (protocol independent multicast) abrev.
bağımsız olarak subst abrev.
bağımsız olarak subst. abrev.
Phrasals
bir şeyi devralıp onu azimle/bağımsız bir şekilde yürütmek run with something v.
git gide (birinden) bağımsız hale gelmek grow away from (someone) v.
Colloquial
bağımsız iş kadını girlboss n.
diğer kısımlardan bağımsız olarak tek bir bir eylem bit n.
diğer kısımlardan bağımsız olarak tek bir sunum/bölüm bit n.
bağımsız irlanda cumhuriyeti free state n.
bir şeyi bağımsız olarak yapma inisiyatifini almak run with it v.
bağımsız olarak in one's own right expr.
bağımsız olarak in your own right expr.
Idioms
bağımsız/özgür hareket eden kimse (one's) own man n.
düşünce ve hareketlerinde bağımsız kimse (one's) own man n.
bağımsız/özgür hareket eden kimse (one's) own woman n.
düşünce ve hareketlerinde bağımsız kimse (one's) own woman n.
bağımsız/özgür hareket eden kimse (one's) own person n.
düşünce ve hareketlerinde bağımsız kimse (one's) own person n.
bağımsız/özgür hareket eden kimse (one's) own person n.
düşünce ve hareketlerinde bağımsız kimse (one's) own person n.
bağımsız hareket edebilme kapasitesi/eğilimi a mind of (one's) own n.
bağımsız/özgür hareket eden kimse own man n.
düşünce ve hareketlerinde bağımsız kimse own man n.
bağımsız/özgür hareket eden kimse own woman/man n.
düşünce ve hareketlerinde bağımsız kimse own woman/man n.
bağımsız olmak stand on one's own feet v.
şehir suyu, elektriği gibi belediye tarafından sağlanan kaynaklardan bağımsız yaşamak live off the grid v.
genel sistemden bağımsız yaşamak live off the grid v.
bağımsız olmak stand on one's own v.
bağımsız bir değeri olmak stand on one's own v.
kendi içerisinde/etrafındakilerden bağımsız bir değeri olmak stand on one's own v.
bağımsız olmak stand on its own v.
bağımsız bir değeri olmak stand on its own v.
kendi içerisinde/etrafındakilerden bağımsız bir değeri olmak stand on its own v.
şehir suyu, elektriği gibi belediye tarafından sağlanan kaynaklardan bağımsız olmak be off the grid v.
genel sistemden bağımsız olmak be off the grid v.
(bekar olduğu için) bağımsız footloose and fancy free adj.
genel sistemden bağımsız off the grid adj.
kentsel kaynaklardan bağımsız off the grid adj.
şehir suyu, elektriği gibi belediye tarafından sağlanan kaynaklardan bağımsız off the grid adj.
bağımsız olarak in own right expr.
bağımsız olarak on own hook expr.
bağımsız olarak on your own account expr.
bağımsız olarak on your own hook [us] expr.
bağımsız olarak on your pat expr.
Speaking
yargı bağımsız değil judiciary is not independent expr.
Trade/Economic
satın alma gücünden bağımsız olarak sayısal değeri ile ölçülen ücret nominal wages n.
bağımsız gözetim şirketi independent audit company n.
bağımsız şirket independent company n.
bağımsız bireysel emeklilik aracısı independent individual pension intermediary n.
bağımsız muhasebe kişiliği specific accounting entity n.
bağımsız harcamalar autonomous expenditures n.
bağımsız firma independent firm n.
bağımsız izleme kurulu independent monitoring board n.
bağımsız politikacı freelance n.
bağımsız muhasebe birimi independent accounting unit n.
bağımsız denetim kuruluşu independent auditing firm n.
bağımsız pazarlamacı independent retailer n.
bağımsız yönetim kurulu üyesi independent member of the board of directors n.
bağımsız denetim independent external auditing n.
bağımsız denetçi independent auditor n.
bağımsız denetim independent audit n.
bağımsız değişkenin doğurduğu etki veya sonuç dependent variable n.
bağımsız yüklenici independent contractor n.
bağımsız ekonomi politikası autarchy n.
bağımsız yükleme boşaltma belgesi bill of sufferance n.
bağımsız liman autonomous port n.
bağımsız muhasebe denetimi independent audit n.
bağımsız yönetim kurulu üyesi outside director n.
bağımsız dış denetim independent external auditing n.
bağımsız tüccar sole trader n.
bağımsız işletme muhasebesi entity accounting n.
bağımsız danışman independent consultant n.
bağımsız taraf fiyatlandırması arm's length pricing n.
bağımsız devlet eylemleri doktrini acts of state doctrine n.
bağımsız muhasebeci independent accountant n.
bağımsız muhasebe independent accounting n.
bağımsız denetleyici independent auditor n.
bağımsız kuruluşlar independent bodies n.
bağımsız muhasebe denetçisi public accountant n.
bağımsız işçi sendikası independent union n.
bağımsız oligopol noncollusive oligopoly n.
bağımsız ekonomi politikası autarky n.
bağımsız sendika independent union n.
bağımsız denetim external auditing n.
bağımsız mallar independent goods n.
bağımsız hukuk müşavirleri independent legal counsel n.
bağımsız devlet free state n.
bağımsız ve bağımlı değişkenlerin ikisinin de asıl değerlerin logaritmik değerleri biçiminde ifade edildiği fonksiyonel denklem log-log n.
bağımsız denetim komitesi independent audit committee n.
bağımsız aracı satış temsilcisi free-wheeling sales reps n.
bağımsız istem independent claim n.
bağımsız ekonomik birim autonomous economic entity n.
bağımsız opsiyonlar path independent options n.
bağımsız değerlendirici independent assessor n.
bağımsız bankacılık sistemi independent banking system n.
bağımsız denetim raporu independent audit report n.
bağımsız danışman vendor agnostic n.
bağımsız mağaza independent store n.
bağımsız denetim şirketi independent auditing firm n.
bağımsız yönetim kurulu üyesi non-executive director n.
bağımsız harcamalar autonomous expenditure n.
bağımsız yönetim kurulu üyeleri independent board members n.
bir ana yol üzerinde veya ara sokakta bulunan bağımsız bir perakende satış dükkanı isolated store n.
birbiriyle iş yapan birbirine akrabalık ortaklık vb bağlarla bağlı bulunmayan kimselerin bağımsız biçimde hareket ederek yalnızca kendi çıkarlarını düşünecekleri kuralı arm's length principle n.
firmanın farklı ürün gruplarındaki müşterilerine birbirinden bağımsız bayiler aracılığıyla hizmet verdiği sistem service-firm-sponsored retail franchising n.
geçerli ekonomik koşullardan bağımsız olan ve ekonomik koşullar değiştikçe sabit tutulan politikalar nonactivist policy n.
iki taraf arasında birbirinden bağımsız yapılan ticari işlemler arm's length transactions n.
işletmenin bağımsız kişiliğinin olması accounting entity n.
işletmenin bağımsız bölümü entity n.
kendi adına bağımsız çalışanlar self-employed n.
new york borsasından bağımsız çalışan hisse senedi piyasası curb market n.
ölçekten bağımsız teknolojik ilerleme scale-neutral technological progress n.
platformdan bağımsız çalışma platform-independent work n.
serbest/bağımsız uzman freelance expert n.
tek başına bağımsız banka unit bank n.
bağımsız girişimci independent entrepreneur n.
üretimden bağımsız direkt ödemeler decoupled direct payments n.
üçüncü şahıs uzman (bağımsız danışman) third party expert advisor n.
yetkili bağımsız muhasebe uzmanı certified public accountant n.
olumlu görüş (bağımsız denetimde) clean opinion n.
bağımsız perakendecilerden oluşan gönüllü bir grubun üyesi voluntary retailer n.
bağımsız perakendecilerden oluşan gönüllü bir grubun üyesi symbol retailer n.
çeşitli bağımsız bileşenlerin toplamından oluşan bir fondaki veya hisse senedindeki kalemlerin toplamı omnium [uk] n.
tüketici fiyatlarında talep seviyesinden bağımsız olarak yükselmeye yol açan üretim maliyeti artışı cost-push n.
adil ve özgü rekabeti sürdüren bağımsız bir birleşik devletler federal komisyonu federal trade commission n.
astların sayısının üretilen işin miktarından bağımsız olarak sabit bir oranla arttığı teorisi parkinson's law n.
bağımsız kuruluşların birleşme sonucu ortaya sunduğu daha başarılı olma potansiyeli synergism n.
bağımsız kuruluşların birleşme sonucu ortaya çıkardığı başarılı performans synergism n.
her iki tarafın da bağımsız olduğu ve birbirlerine hakim durumda olmadıkları bir alışverişte bulunmak deal at arm's length v.
(yapılacak iş için) bağımsız yüklenicilere ücret vermek hire [uk] v.
(devlet kontrolündeki endüstri veya girişimi) bağımsız firmaya dönüştürmek corporatise v.
mekandan bağımsız non-spatial adj.
bağımsız üretim ve doğrudan satış ile öne çıkan precapitalistic adj.
(firma veya kuruluş) bağımsız self-standing adj.
Law
belirli bir bölgede uyruğu veya vatandaşlığından bağımsız olarak herkese benzer şekilde uygulanan kanun territorial law n.
aynı kişinin eylemlerinin birbirinden bağımsız suç teşkil etmesi halinde verilen mahkeme kararı concurrent sentence n.
aynı kişinin eylemlerinin birbirinden bağımsız suç teşkil etmesi halinde verilen mahkeme kararı overlapping punishment n.
aynı kişinin eylemlerinin birbirinden bağımsız suç teşkil etmesi halinde verilen mahkeme kararı consecutive sentence n.
bağımsız haklar substantive rights n.
bağımsız garantiler independent guarantees n.
bağımsız mülk sahipliği alodia n.
bağımsız ve tarafsız mahkeme independent and impartial court/tribunal n.
bağımsız suç substantive felony n.
bağımsız yargı judicial independence n.
bağımsız uzman independent expert n.
bağımsız bilirkişi independent expert n.
ihtilaf halindeki tarafların delillerini bağımsız bir bilirkişiye/yargıç veya jüriye sunarak çözüm aradıkları yargılama biçimi adversary system n.
ihtilaf halindeki tarafların delillerini bağımsız bir bilirkişiye/yargıç veya jüriye sunarak çözüm aradıkları yargılama biçimi adversarial system n.
ihtilaf halindeki tarafların delillerini bağımsız bir bilirkişiye/yargıç veya jüriye sunarak çözüm aradıkları yargılama biçimi adversary trial process n.
işlemleri kayda geçirilen ve para ve hapis cezasına hüküm verebilme yetkisi bulunan bağımsız mahkeme court of record n.
bağımsız mülkiyet udal n.
bağımsız mülkiyet sahibi udaler n.
bağımsız mülkiyet sahibi udaller n.
özel mahkeme vekilharcı huzurunda kasaba, lordluk veya tımarda gerçekleşen bir bağımsız mahkeme view of frankpledge n.
bağımsız mülk sahibi olan kimse odalman n.
(mirasla) bağımsız mülkte pay sahibi olan kimse odalman n.
(ingiltere ve galler'de) bağımsız bir yasal takibat organı crown prosecution service n.
eşinden bağımsız kadın feme sole n.
kocasından bağımsız ticari faaliyette bulunan kadın feme sole trader n.
şirketin sahiplerinden bağımsız olmasına dayanan yasal prensip corporate n.
(delegasyon üyesi) bağımsız oyunu beyan etme talebinde bulunmak poll v.
bağımsız mülk sahibi alodium adj.
bağımsız mülk sahibi alodial adj.
kısmen bağımsız (kilise) autonomous adj.
ayrı ve bağımsız meseleleri usulsüzce bir araya getirip bir veya daha fazla sanığa atfeden (dava dilekçesi) multifarious adj.
Politics
milli refahın her ulusun bağımsız çalışması ile sağlanacağı düşüncesi nationalism n.
bağımsız olmayan yönetici tetrarch n.
1921'deki bağımsız irlanda cumhuriyetini kuran antlaşmayı savunan kimse treatyite n.
bağımsız avrupa program grubu independent european programme group n.
bağımsız devletler federasyonu commonwealth of independent states n.
bağımsız idare edilen ilçe county borough n.
bağımsız denetim audit n.
bağımsız devlet independent state n.
bağımsız aday independent candidate n.
bağımsız siyasetçi mugwump n.
bağımsız devletler topluluğu commonwealth of independent states n.
bağımsız devletler topluluğu commonwealth of independent states n.
bağımsız standart belirleme süreci independent standard setting process n.
bağımsız kurumlar autonomous establishments n.
bağımsız yönetim direct rule n.
bağımsız kural koyucu komisyon independent regulatory commission n.
bağımsız siyasetçi independent politician n.
bağımsız ajans independent agency n.
bağımsız üye mugwump n.
bağımsız yardım girişimi untied aid initiative n.
bağımsız devlet veya topluluk commonwealth n.
bağımsız değerlendirme peer review n.
bağımsız milletvekili adayı independent candidate n.
bağımsız değerlendirme ofisi independent evaluation office (ieo) n.
bağımsız türk devleti independent turkish state n.
bağımsız yargı independent judiciary n.
bağımsız yapımcı independent producer n.
bağımsız danışma kurulu external advisory group n.
bağımsız düzenleme komisyonu independent regulatory commission n.
bağımsız bir koloni yapma decolonisation n.
bağımsız aday write-in candidate n.
bakanlık dışı bağımsız kamu kurumu non-departmental public body (ndpb) n.
bağımsız bir koloni yapma decolonization n.
bağımsız milletvekili independent deputy n.
bağımsız şehir county corporate n.
bağımsız kasaba county corporate n.
bdt (bağımsız devletler topluluğu) cis (commonwealth of independent states) n.
bağımsız avrupa program grubu independent european program group n.
iki bağımsız otorite tarafından yönetilen bölge diarchy n.
kendi bağımsız devletini kurma establishment of their own independent state n.
papua yeni gine bağımsız devleti independent state of papua new guinea n.
samoa bağımsız devleti independent state of samoa n.
üye devletlerin birlik oluşturduğu ancak iç işlerinde bağımsız kaldıkları bir hükümet şekli state n.
yeni bağımsız devletler new independent states n.
yeni bağımsız devletler newly independent states n.
x maddesi hükümlerinden bağımsız olarak irrespective of the provisions of the article n.
bağımsız ve mutlak güç sahibi bir kadın hükümdar autocratrix n.
bağımsız idari otorite autonomous administrative authority n.
bağımsız idari otoriteler autonomous administrative authorities n.
bağımsız vekil unpledged delegate [us] n.
fransa'dan ayrılarak bağımsız olmayı isteyen yeni kaledonyalı kimse kanak n.
türkiye'nin doğusunda bağımsız bir kürt devleti kurmayı amaçlayan marksist leninist bir terör örgütü kurdistan labor party n.
türkiye'nin doğusunda bağımsız bir kürt devleti kurmayı amaçlayan marksist leninist bir terör örgütü pkk n.
türkiye'nin doğusunda bağımsız bir kürt devleti kurmayı amaçlayan marksist leninist bir terör örgütü kurdistan workers party n.
1997'de güney filipinler'de morolar için bağımsız bir islam devleti kurma amacıyla kurulmuş bir terör örgütü moro islamic liberation front n.
(klasik antik dönemde) egemenliğin bağımsız bir şehrin özgür vatandaşlarına ait olduğu devlet city n.
bağımsız devlet independency n.
cemaatleri bağımsız sayan kilise savunucusu independent [uk] n.
bağımsız kasaba county n.
ingiliz parlamentosunda tarafsız veya bağımsız üyelerin oturduğu sıra crossbench n.
tüm federal acil durum hazırlığı ve uygulamaları hususunda tek hesap verilebilirlik noktası olarak çalışan birleşik devletler'e bağlı bağımsız bir kurum federal emergency management agency n.
(abd'de) bağımsız devletin kendi egemenliğini sarstığına inandığı federal eylemlere karşı çıkabileceği doktrini interposition n.
bağımsız kimse free-lance n.
en küçük bağımsız ülke state of the vatican city n.
bağımsız delege olarak seçilen parti lideri superdelegate n.
bağımsız delege olarak atanan seçilmiş devlet memuru superdelegate n.
bağımsız delege olarak seçilen parti lideri super-delegate n.
bağımsız delege olarak atanan seçilmiş devlet memuru super-delegate n.
bağımsız aday olmak run as an independent candidate v.
enerji bağımsız energy independent adj.
bağımsız para basma hakkına sahip olan bir siyasi kişilik tarafından düzenlenmiş autonomous adj.
17. yüzyıl ingiliz bağımsız kilise savunucularına ait veya ilgili independent adj.
bağımsız kuzey ve güney amerika cumhuriyetlerine ait veya ilgili pan-american adj.
bağımsız devletler topluluğu cis (commonwealth of independent states) abrev.
(abd'de) eyaletler arası ticareti etkileyen işçi-işveren sorunlarında kamu menfaatini temsil eden bağımsız devlet kurumu fmcs (federal mediation and conciliation service) abrev.
Institutes
abd'de federal hükümet kayıtlarının yönetimini denetleyen bağımsız bir kurum national archives and records administration n.
bağımsız devletler topluluğu ve gürcistan’a teknik yardım programı technical assistance to the commonwealth of independent states and georgia n.
bağımsız görsel-işitsel piyasa için avrupa örgütü european organisation for an audiovisual independent market n.
bağımsız devletler topluluğu commonwealth of independent states n.
bağımsız avrupa program grubu independent european program group n.
personel dairesi başkanlığı (bağımsız yardımcı hizmet birimi) directorate of personnel n.
abd'de posta hizmeti sağlayan bağımsız kurum united states post office n.
abd'de posta hizmeti sağlayan bağımsız kurum us post office n.
abd'de posta hizmeti sağlayan bağımsız kurum united states postal inspection service n.
1942 senesinde ingiltere'de kurulmuş, 21 bağımsız yardım kuruluşundan oluşan bir küresel yoksulluk ile mücadele konfederasyonu oxfam n.
eyaletler ve uluslararası iletişimi düzenleyen bağımsız bir devlet kuruluşu federal communications commission n.
maliye bakanlığından bağımsız bir şekilde kamu maliyesi ve ekonomi değerlendirmeleri yapan bir devlet dairesi obr [uk] abrev.
Industry
otonom bağımsız birim holon n.
tasarım ve üretim alanında uzmanlaşmış bağımsız firma packager n.
(ürün, hizmet) bağımsız yüklenici olarak sağlamak insource v.
Insurance
bağımsız bireysel emeklilik aracısı independent individual pension intermediary n.
esnaf ve sanatkarlar ve diğer bağımsız çalışanlar sosyal sigortalar kurumu social insurance institution for tradesmen and craftsmen and other self employed n.
kimin suçladığından bağımsız olarak her şirketin kendi poliçe sahibine ödeme yapmayı taahhüt ettiği anlaşma şekli knock-for knock n.
(denizcilikte) belirli malların taşındıkları gemiden bağımsız olarak kaybı veya hasarının karşılandığı bir sigorta türü floating policy n.
Tourism
bağımsız tarife autonomous tariff n.
yabancı bağımsız tur foreign independent tour n.
Media
bağımsız/serbest editör/yazar editor-at-large n.
birbirinden bağımsız hikayeler anlatan ve mini diziden daha çok bölümü olan seri yayın maxi-series n.
Technical
uyarı bağımsız röle tripping relay n.
algılayıcı ağları akıllı bağımsız yer sensörleri sensor networks intelligent unattended ground sensors n.
bağımsız program standalone program n.
bağımsız kalorifer parking heaters n.
bağımsız yordam independent routine n.
bağımsız su temini independent water supply n.
bağımsız yan bant iletimi independent sideband transmission n.
bağımsız itişli role individually driven roller n.
bağımsız değişken argument n.
bağımsız tahrik sistemi separate drive n.
bağımsız olarak monte edilen anahtarlar independently mounted switches n.
bağımlı veya bağımsız zamanlı tek girişli enerjileme büyüklüğü ölçme röleleri single input energizing quantity measuring relays with dependent or independent time n.
bağımsız sürme sistemi independent drive n.
bağımsız tahrik single drive n.
bağımsız reglaj yağı devresi separate governing oil system n.
bağımsız doğrulama independent verification n.
bağımsız kalorifer auxiliary heater n.
bağımsız tahrik separate drive n.
bağımsız rotasyon end-over-end rotation n.
bağımsız sistemler stand alone systems n.
bağımsız şirketlerin yazılımı third party software n.
bağımsız heterodin independent heterodyne n.
bağımsız taşıyıcı independent carrier n.
bağımsız program detached program n.
bağımsız ikaz separate excitation n.
bağımsız değişken independent variable n.
bağımsız denemeler independent trials n.
bağımsız ısıtma kaynağı independent heat source n.
bağımsız yazmaç independent register n.
bağımsız soğutma separate cooling n.
bağımsız akım kaynağı independent current source n.
bağımsız kalorifer webasto auxiliary heater n.
bağımsız tahrik sistemi single drive n.
bilgisayardan bağımsız dil computer-independent language n.
genel kuralların fonksiyon olarak hat geriliminden bağımsız rccb'lere uygulanabilirliği applicability of the general rules to rccbs functionally independent of line voltage n.
makineden bağımsız dil machine-independent language n.
ortamdan bağımsız katman media-independent layer n.
tam donanımlı bağımsız dijital motor kontrol ünitesi fadec (full authority digital engine control) n.
vinçten bağımsız kumanda sistemi independent travelling pendant n.
uygulamadan bağımsız kart özellikleri application-independent card requirements n.
uyarı bağımsız röle trip-free relay n.
(grafik teorisinde) bir grafikteki bağımsız olan ve birbiriyle kesişmeyen bir dizi kenara verilen ad matching n.
uzay aracının genel yapısının bir parçasını oluşturan bağımsız birim module n.
sirkülasyon sisteminde çarpma veya su darbesi yapan bağımsız su veya yağ kitlesi slug n.
aygıttan bağımsız device independent adj.
bağımsız bağlam duyarsız context-free adj.
bağımsız özdeşçe dağılmış independent identically distributed adj.
hat geriliminden fonksiyon olarak bağımsız functionally independent of line voltage adj.