|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
General |
|
1 |
General |
çok bilgili |
polymath n.
|
|
2 |
General |
bilgili olma durumu |
initiation n.
|
|
3 |
General |
bilgili öğrenci |
knowledgeable student n.
|
|
4 |
General |
birçok konuda bilgili kişi |
polyhistor n.
|
|
5 |
General |
birçok konuda bilgili kişi |
polymath n.
|
|
6 |
General |
her konuda anlatacak bir şeyleri olan bilgili kimse |
generalist n.
|
|
7 |
General |
yıldızlar hakkında bilgili kimse |
astrophile n.
|
|
8 |
General |
kitaplar konusunda çok bilgili kimse |
bibliognost n.
|
|
9 |
General |
bilgili görünmek isteyenlerin raflarına dizdiği kitap görünümlü sahte obje |
fake book n.
|
|
10 |
General |
bilgili kimse |
highbrow n.
|
|
11 |
General |
bilgili olma |
hip n.
|
|
12 |
General |
bilgili kimse |
hippie n.
|
|
13 |
General |
demonoloji alanında bilgili ve tecrübeli kimse |
demonologer n.
|
|
14 |
General |
gregoryen ilahileri konusunda bilgili kimse |
gregorian [obsolete] n.
|
|
15 |
General |
organografi konusunda bilgili kimse |
organographist n.
|
|
16 |
General |
organ tanımı konusunda bilgili kimse |
organographist n.
|
|
17 |
General |
fosil, mineral ve kayaçların incelenmesi konusunda bilgili kimse |
oryctologist [obsolete] n.
|
|
18 |
General |
bilgili olmak |
be knowledgeable about v.
|
|
19 |
General |
bir konuda bilgili olmak |
be well-versed in v.
|
|
20 |
General |
tecrübeli ve bilgili olmak |
know a thing or two v.
|
|
21 |
General |
çok bilgili |
well read adj.
|
|
22 |
General |
çok bilgili |
erudite adj.
|
|
23 |
General |
bilgili (bir konuda) |
at home in adj.
|
|
24 |
General |
engin bilgili |
erudite adj.
|
|
|
25 |
General |
bilgili (çeşitli konularda çok kitap okuduğu için) |
well-read adj.
|
|
26 |
General |
çok okumuş ve bilgili |
well-read adj.
|
|
27 |
General |
bilgili ve sezgili |
savvy adj.
|
|
28 |
General |
çok bilgili |
deep-read adj.
|
|
29 |
General |
aşırı bilgili |
ultrasophisticated adj.
|
|
30 |
General |
bilgili olmayan |
unintellectual adj.
|
|
31 |
General |
çok bilgili |
multiscious [obsolete] adj.
|
|
32 |
General |
aşırı bilgili |
overknowing adj.
|
|
33 |
General |
bilgili ve becerikli |
cluey [australia] adj.
|
|
34 |
General |
çok bilgili |
polyhistoric adj.
|
|
35 |
General |
bilgili ve gözü açık |
fly [uk] adj.
|
|
36 |
General |
teknoloji konusunda bilgili |
plugged-in adj.
|
|
37 |
General |
çok derin ve bilgili |
scholarlike adj.
|
|
38 |
General |
çok bilgili |
scholarlike adj.
|
|
39 |
General |
oldukça bilgili |
well-informed adj.
|
|
40 |
General |
bilgili bir şekilde |
sophisticatedly adv.
|
|
41 |
General |
bilgili bir şekilde |
learnedly adv.
|
|
42 |
General |
bilgili bir biçimde |
savvily adv.
|
|
43 |
General |
bilgili bir şekilde |
knowledgeably adv.
|
|
44 |
General |
bilgili bir şekilde |
informedly adv.
|
|
45 |
General |
bilgili bir biçimde |
wisely adv.
|
|
46 |
General |
bir konuda bilgili kimse anlamı veren son ek |
-ista suf.
|
|
Phrasals |
|
47 |
Phrasals |
(bir şey) hakkında bilgili olmak |
know about (something) v.
|
|
Phrases |
|
48 |
Phrases |
ne kadar bilgili olduğun değil kimi bildiğin/tanıdığın önemli |
it's not what you know but who you know expr.
|
|
Proverb |
|
49 |
Proverb |
ne kadar hazır ve bilgili olunursa şanslar ve fırsatlar o kadar iyi değerlendirilir |
chance favors the prepared mind
|
|
Colloquial |
|
50 |
Colloquial |
bilgili kimse |
double-dome n.
|
|
51 |
Colloquial |
uçuş veya helikopterler konusunda bilgili kimse |
rotorhead n.
|
|
52 |
Colloquial |
teknoloji konusunda çok bilgili/yetenekli/hevesli kimse |
tech-nerd n.
|
|
53 |
Colloquial |
bilim, teknik, bilgisayar ve edebiyat gibi konular üzerinde saplantılı derecesinde bilgili kişilerin oluşturduğu alt kültür |
geek n.
|
|
54 |
Colloquial |
çok bilgili/tecrübeli olmak |
know one's way around v.
|
|
55 |
Colloquial |
bilgili olmak |
be down v.
|
|
56 |
Colloquial |
konusunda bilgili |
clued-in adj.
|
|
57 |
Colloquial |
konusunda bilgili |
clued-up adj.
|
|
58 |
Colloquial |
şehirli ve bilgili |
with-it adj.
|
|
59 |
Colloquial |
çok bilgili |
know all the answers expr.
|
|
60 |
Colloquial |
biriyle/bir şeyle ilgili bilgili |
at home with someone or something expr.
|
|
Idioms |
|
61 |
Idioms |
bilgili kişi |
an old hand n.
|
|
62 |
Idioms |
bilgili ve deneyimli |
old salt n.
|
|
63 |
Idioms |
kendisini bilgili gibi gösteren ancak cahil olan kimse |
a piss-artist n.
|
|
64 |
Idioms |
bilgili görünmek için kullanılan kimsenin bilmediği terim |
inkhorn term n.
|
|
65 |
Idioms |
(bir konuda) bilgili kimse |
old hand (at doing something) n.
|
|
66 |
Idioms |
(bir konuda) bilgili kimse |
an old hand (at something/at doing something) n.
|
|
67 |
Idioms |
(bir konuda) bilgili kimse |
old hand (at something) n.
|
|
68 |
Idioms |
(bir konuda) bilgili kimse |
old hand (at doing something) n.
|
|
69 |
Idioms |
(bir konuda) bilgili kimse |
an old hand (at something/at doing something) n.
|
|
70 |
Idioms |
(bir konuda) bilgili kimse |
old hand (at something) n.
|
|
71 |
Idioms |
(bir şeyde) bilgili/becerikli olmak |
know (one's) beans v.
|
|
72 |
Idioms |
çok bilgili olmak |
have something at one's fingertips v.
|
|
73 |
Idioms |
çok az bilgili olmak |
have a nodding acquaintance with v.
|
|
74 |
Idioms |
bilgili olmak |
have a lot on the ball [us] v.
|
|
75 |
Idioms |
bir şey yönünden dolu/bilgili olmak |
be strong on something v.
|
|
76 |
Idioms |
bilgili olmak |
be in the know v.
|
|
77 |
Idioms |
bir konuda bilgili olmak |
be well in v.
|
|
78 |
Idioms |
(bir konuda) bilgili olmak |
be well versed in (something) v.
|
|
79 |
Idioms |
bir konuda çok bilgili olmak |
have something at your fingertips v.
|
|
80 |
Idioms |
herkesten zeki bilgili olmak/görünmek |
have/know all the answers v.
|
|
81 |
Idioms |
çok bilgili/tecrübeli olmak |
know way around v.
|
|
82 |
Idioms |
çok bilgili |
advanced in years adj.
|
|
83 |
Idioms |
(bir konuda) bilgili |
hot at (something) adj.
|
|
84 |
Idioms |
(bir şeyde) bilgili |
no stranger to (something) adj.
|
|
85 |
Idioms |
(bir şey) hakkında bilgili/bilgi sahibi |
well up with (something) adj.
|
|
86 |
Idioms |
(bir konuda) bilgili |
in the know expr.
|
|
87 |
Idioms |
daha bilgili/bilge birinden |
at (one's) knee expr.
|
|
88 |
Idioms |
yaşça büyük/tecrübeli/bilgili birinin yanında |
at (one's) knee expr.
|
|
Technical |
|
89 |
Technical |
içerik hakkında bilgili olma |
content awareness n.
|
|
Traffic |
|
90 |
Traffic |
trafik sıkışıklığını çözmek için tasarlanmış trafik bilgili iletim sistemi |
autoguide n.
|
|
Fishery |
|
91 |
Fishery |
bilgili balıkçı |
sharpie [us] n.
|
|
Education |
|
92 |
Education |
edebiyat hakkında bilgili olmayan |
unliterary adj.
|
|
Religious |
|
93 |
Religious |
(kuzey nijerya'da) eğitimli ve bilgili bir erkek için kullanılan unvan veya hitabet biçimi |
mallam n.
|
|
Hunting |
|
94 |
Hunting |
ormanlar ve ormanlarda yaşayan hayvanlar hakkında bilgili bir avcı |
woodman [obsolete] [uk] n.
|
|
Archaic |
|
95 |
Archaic |
belirli bir alanda bilgili |
seen adj.
|
|
Slang |
|
96 |
Slang |
bilim, teknik, bilgisayar, edebiyat gibi bir veya birden fazla konu üzerinde bilgili ve aşırı saplantılı olan, zeki, kültürlü, yetenekli ve entelektüel özelliklere sahip sıradışı veya tuhaf kişi |
geek n.
|
|
97 |
Slang |
bilgili kişi |
egghead n.
|
|
98 |
Slang |
bilim, teknik, bilgisayar, edebiyat gibi bir veya birden fazla konu üzerinde bilgili ve aşırı saplantılı olan, zeki, kültürlü, yetenekli ve entelektüel özelliklere sahip sıradışı veya tuhaf kişi |
geke n.
|
|
99 |
Slang |
bilgili olmak |
know one's ass from a hole in the ground v.
|
|
100 |
Slang |
en son trendler veya gelişmeler hakkında çok bilgili olan |
hepper adj.
|
|
101 |
Slang |
bilgili ve kabiliyetli |
on-air adj.
|
|
102 |
Slang |
bilgili bir şekilde |
hiply adv.
|
|
Modern Slang |
|
103 |
Modern Slang |
yaşı büyük olan kişinin daha bilgili ve tecrübeli olacağı inancı |
age superiority n.
|
|