Türkisch - Englisch
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Englisch Synonyme
Synonyme
Über uns
Werkzeuge
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Licht Ausschalten
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyme
Werkzeuge
Über uns
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
EN-TR
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Spanisch - Englisch
Französisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Verlauf
bir araya getirmek
Bedeutungen von dem Begriff
"bir araya getirmek"
im Englisch Türkisch Wörterbuch : 78 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
Common Usage
1
Common Usage
bir araya getirmek
gather
v.
2
Common Usage
bir araya getirmek
gather
v.
General
3
General
bir araya getirmek
rake together
v.
4
General
bir araya getirmek
concentrate
v.
5
General
bir araya getirmek
make up
v.
6
General
bir araya getirmek
amass
v.
7
General
bir araya getirmek
gather
v.
8
General
bir araya getirmek
collect
v.
9
General
bir araya getirmek
gather up
v.
10
General
bir araya getirmek
knock together
v.
11
General
bir araya getirmek
piece together
v.
12
General
bir araya getirmek
band together
v.
13
General
bir araya getirmek
conflate
v.
14
General
bir araya getirmek
agglomerate
v.
15
General
bir araya getirmek
congregate
v.
16
General
bir araya getirmek
pool
v.
17
General
bir araya getirmek
assemble
v.
18
General
bir araya getirmek
rally
v.
19
General
bir araya getirmek
aggregate
v.
20
General
bir araya getirmek
fabricate
v.
21
General
bir araya getirmek
raise
v.
22
General
bir araya getirmek
draw together
v.
23
General
bir araya getirmek
accoil [obsolete]
v.
24
General
bir araya getirmek
assemble
v.
25
General
bir araya getirmek
band
v.
26
General
bir araya getirmek
upgather [obsolete]
v.
27
General
bir araya getirmek
mass
v.
28
General
bir araya getirmek
yfere [obsolete]
v.
29
General
bir araya getirmek
gemote
v.
30
General
bir araya getirmek
clan (together)
v.
31
General
bir araya getirmek
conject [obsolete]
v.
32
General
bir araya getirmek
ingather
v.
33
General
bir araya getirmek
coadunate
v.
34
General
bir araya getirmek
coagment
v.
35
General
bir araya getirmek
coagulate
v.
36
General
bir araya getirmek
coalite
v.
37
General
bir araya getirmek
coarct [obsolete]
v.
38
General
bir araya getirmek
comingle
v.
39
General
bir araya getirmek
in
v.
40
General
bir araya getirmek
parade
v.
41
General
bir araya getirmek
consociate
v.
42
General
bir araya getirmek
constringe
v.
43
General
bir araya getirmek
co-une
v.
44
General
bir araya getirmek
contract
v.
45
General
bir araya getirmek
convent [obsolete]
v.
46
General
bir araya getirmek
converge
v.
47
General
bir araya getirmek
prepare
v.
48
General
bir araya getirmek
summon
v.
49
General
bir araya getirmek
summon (up)
v.
50
General
bir araya getirmek
synoecize
v.
Phrasals
51
Phrasals
bir araya getirmek
tack together
v.
52
Phrasals
bir araya getirmek
rake up
v.
53
Phrasals
bir araya getirmek
whip in
v.
54
Phrasals
bir araya getirmek
knock up
v.
55
Phrasals
bir araya getirmek
unite together
v.
56
Phrasals
bir araya getirmek
throw together
v.
57
Phrasals
bir araya getirmek
put people or things together
v.
58
Phrasals
bir araya getirmek
draw up
v.
59
Phrasals
bir araya getirmek
draw up
v.
60
Phrasals
bir araya getirmek
draw up
v.
61
Phrasals
bir araya getirmek
press something together
v.
62
Phrasals
bir araya getirmek
string together
v.
63
Phrasals
bir araya getirmek
mix into
v.
64
Phrasals
bir araya getirmek
pool up
v.
65
Phrasals
bir araya getirmek
join together
v.
66
Phrasals
bir araya getirmek
whomp up
v.
67
Phrasals
bir araya getirmek
rope together
v.
68
Phrasals
bir araya getirmek
scratch up
v.
69
Phrasals
bir araya getirmek
weld together
v.
70
Phrasals
bir araya getirmek
come up
v.
71
Phrasals
bir araya getirmek
fix together
v.
72
Phrasals
bir araya getirmek
pull in
v.
Idioms
73
Idioms
bir araya getirmek
join (up) the dots
v.
74
Idioms
bir araya getirmek
round up
v.
Law
75
Law
bir araya getirmek
combine
v.
Archaic
76
Archaic
bir araya getirmek
compel
v.
77
Archaic
bir araya getirmek
inthrong
v.
Slang
78
Slang
bir araya getirmek
combobulate
v.
Bedeutungen, die der Begriff
"bir araya getirmek"
mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 182 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
General
1
General
bir araya getirmek için çağrı yapan
ralling
n.
2
General
(insanları, hayvanları) grup halinde bir araya getirmek
herd together
n.
3
General
biçimsiz parçalar halinde bir araya getirmek
lump
v.
4
General
bir araya getirmek (birilerini)
throw together
v.
5
General
iki yakasını bir araya getirmek
get by
v.
6
General
bir şeyin parçalarını bir araya getirmek
piece something together
v.
7
General
güçlükle bir araya getirmek
scrape up
v.
8
General
güçlükle bir araya getirmek
scrape together
v.
9
General
iki ucunu bir araya getirmek
make ends meet
v.
10
General
parçaları bir araya getirmek
join parts together
v.
11
General
aileyi bir araya getirmek
draw the family together
v.
12
General
kaynakları (derleyip) toparlamak/bir araya getirmek
marshall the resources
v.
13
General
yeniden bir araya getirmek
reaggregate
v.
14
General
yeniden bir araya getirmek
recollect
v.
15
General
yeniden bir araya getirmek
reconstruct
v.
16
General
yeniden bir araya getirmek
regather
v.
17
General
(giysinin kumaşını) tekrar bir araya getirmek
regather [obsolete]
v.
18
General
kalkandaki armaları bir araya getirmek
empale
v.
19
General
parti halinde bir araya getirmek
batch
v.
20
General
bileşenleri bir araya getirmek
make
v.
21
General
(ortak amaç veya duygu dolayısıyla) bir araya getirmek
bond
v.
22
General
(parçaları) pürüzsüz veya düzgün olması için bir araya getirmek
fair
v.
23
General
(farklı ögeleri) anlamlı bütün oluşturacak şekilde bir araya getirmek
braid
v.
24
General
kötü niyet ile bir araya getirmek
host
v.
25
General
yanlış şekilde bir araya getirmek
misassemble
v.
26
General
belirli bir açıda bir araya getirmek için uçlarına eğim vermek
miter
v.
27
General
gönyede bir araya getirmek
mitre
v.
28
General
(farklı türden unsurları) bir araya getirmek
mix
v.
29
General
birleşik etkisi için bir araya getirmek
mount
v.
30
General
parçaları bir araya getirmek
put the pieces together
v.
31
General
çalışma veya vardiya yoluyla (parayı) güçlükle bir araya getirmek
mucker [obsolete]
v.
32
General
kitle halinde bir araya getirmek
bulk
v.
33
General
taşınacak yük için yeterli sayıda vagonu bir araya getirmek
bunch
v.
34
General
(mekanik veya elektronik parçaları) bütün olarak bir araya getirmek veya çalıştırmak
gang
v.
35
General
baştan savma şekilde bir araya getirmek
rig
v.
36
General
kenarlarını bir araya getirmek
butt
v.
37
General
aceleyle bir araya getirmek
clamper [scotland]
v.
38
General
(belirli bir gruptan, bölgeden) bir araya getirmek
draw
v.
39
General
ayrı topluluk olarak bir araya getirmek
incanton
v.
40
General
düşüncesizce alelacele bir araya getirmek
paper
v.
41
General
(insanları) bir araya getirmek
sam [dialect] [uk]
v.
42
General
kırıştırarak bir araya getirmek
contract
v.
43
General
güçlükle bir araya getirmek
scamble [dialect]
v.
44
General
azar azar bir araya getirmek
scrape
v.
45
General
(para) bir araya getirmek
scratch
v.
46
General
iki yakasını zar zor bir araya getirmek
scuffle
v.
Phrasals
47
Phrasals
güçlükle bir araya getirmek
rake up
v.
48
Phrasals
güçlükle bir araya getirmek
scare up
v.
49
Phrasals
toplayıp bir araya getirmek
compile (something) from (something)
v.
50
Phrasals
bir araya toplamak/getirmek
marshal someone or something together
v.
51
Phrasals
birini başka biri ile buluşturmak/bir araya getirmek
reunite someone with someone
v.
52
Phrasals
birilerini toplamak/bir araya getirmek
huddle someone together
v.
53
Phrasals
etrafında toplamak/bir araya getirmek
gather someone or something to oneself
v.
54
Phrasals
ile bir araya getirmek
get together with
v.
55
Phrasals
(parçaları) bir araya getirmek
tack together
v.
56
Phrasals
özensizce bir araya getirmek
cram together
v.
57
Phrasals
(birini başka biriyle, eski sevgilisiyle) tekrar birleştirmek/bir araya getirmek
drive (one) back to (someone)
v.
58
Phrasals
birini başka biriyle (eski sevgilisi, annesi, babası) tekrar birleştirmek/bir araya getirmek
drive someone back to someone
v.
59
Phrasals
iki ya da daha fazla kişiyi bir durum/aktivite için bir araya getirmek/birleştirmek
yoke together
v.
60
Phrasals
(birini başka biriyle/birileriyle) bir araya getirmek
join with (someone)
v.
61
Phrasals
paldır küldür bir araya getirmek
lash together
v.
62
Phrasals
bir şeyi baskı uygulayarak bir araya getirmek
press something together
v.
63
Phrasals
bir araya getirmek/koymak
put together
v.
64
Phrasals
öylesine/gelişigüzel bir araya getirmek
string together
v.
65
Phrasals
bir şeyleri bir araya getirmek
string something together
v.
66
Phrasals
(birilerini/bir şeyleri) bir birlik altında bir araya getirmek
unite in (someone or something)
v.
67
Phrasals
(birilerini/bir şeyleri) bir ortaklıkta bir araya getirmek/birleştirmek
unite in (someone or something)
v.
68
Phrasals
birilerini bir birlik altında bir araya getirmek
unite someone in something
v.
69
Phrasals
birilerini bir ortaklıkta bir araya getirmek/birleştirmek
unite someone in something
v.
70
Phrasals
(ile) bir araya getirmek
mix in (with)
v.
71
Phrasals
bir şeyi bir şeyle bir araya getirmek
intersperse something with something
v.
72
Phrasals
(bir şeyleri bir şey) altında bütünleştirmek/bir araya getirmek
unify (something) into (something)
v.
73
Phrasals
birilerini/bir şeyleri bir şey altında bütünleştirmek/bir araya getirmek
unify someone or something into something
v.
74
Phrasals
(bir şey) altında bütünleştirmek/bir araya getirmek
unite into (something)
v.
75
Phrasals
bir havuzda bir araya getirmek
pool up
v.
76
Phrasals
kaynakları bir araya getirmek
pool up
v.
77
Phrasals
yeni bir şey elde etmek/bir şeyi değiştirmek için iki veya daha fazla farklı şeyi bir araya getirmek
splice together
v.
78
Phrasals
iki veya daha fazla farklı şeyin genlerini bir araya getirmek
splice together
v.
79
Phrasals
(birine ya da bir şeye) karşı (bir şeyi) bir araya getirmek
combine (something) against (someone or something)
v.
80
Phrasals
birine ya da bir şeye karşı bir şeyi bir araya getirmek
combine something against someone or something
v.
81
Phrasals
bir şeyler bir araya getirmek
vamp up
v.
82
Phrasals
zorla bir araya getirmek
jam together
v.
83
Phrasals
aceleyle/apar topar bir araya getirmek
jam together
v.
84
Phrasals
özensizce bir araya getirmek/montajlamak
jumble together
v.
85
Phrasals
bir şeyleri beceriksizce bir araya getirmek
jumble something together
v.
86
Phrasals
bir şeyleri apar topar bir araya getirmek
jumble something together
v.
87
Phrasals
iki şeyi karşılıklı yarar sağlayacak şekilde bir araya getirmek/birleştirmek/bütünleştirmek
marry up
v.
88
Phrasals
bir çok yerden bir araya getirmek
scrape up
v.
89
Phrasals
bir çok yerden bir araya getirmek
scrape up
v.
90
Phrasals
iterek bir araya getirmek
push together
v.
91
Phrasals
tesadüfen bir araya getirmek/karşılaştırmak
push together
v.
92
Phrasals
bir özellikle başka bir özelliği bir araya getirmek/harmanlamak
alloy something with something
v.
93
Phrasals
bir özellikle başka bir özelliği bir araya getirmek/harmanlamak
alloy something with something
v.
94
Phrasals
(birilerini) bir araya getirmek/toplamak
bring (someone) together
v.
95
Phrasals
(bir şeyleri) bir araya getirmek
bring (something) together
v.
96
Phrasals
bir araya toplamak/getirmek
bunch up
v.
97
Phrasals
birilerini/bir şeyleri bir araya toplamak/getirmek
bunch someone or something up
v.
98
Phrasals
uzlaşmalarını sağlamak için iki tarafı bir araya getirmek
closet with
v.
99
Phrasals
sorunlarını çözmeleri için iki tarafı bir araya getirmek
closet with
v.
100
Phrasals
dikkatsizce bir araya getirmek
cobble together
v.
101
Phrasals
yarım yamalak bir araya getirmek/birleştirmek
cobble together
v.
102
Phrasals
dikkatsizce bir araya getirmek
cobble up
v.
103
Phrasals
yarım yamalak bir araya getirmek/birleştirmek
cobble up
v.
104
Phrasals
(bir şeyi bir şeyle) bir araya getirmek
combine (something) with (something)
v.
105
Phrasals
'-den toplayıp bir araya getirmek
compile from
v.
106
Phrasals
(bir şeyleri) bir araya getirmek
couple (something) together
v.
107
Phrasals
sürü gibi bir araya getirmek
crowd up
v.
108
Phrasals
birilerini/bir şeyleri bir araya getirmek
draw people or things together
v.
109
Phrasals
birilerini bir araya getirmek
draw someone together
v.
110
Phrasals
ile tekrar birleştirmek/bir araya getirmek
drive back to
v.
111
Phrasals
bir şeyleri bir araya getirmek
fit something together
v.
112
Phrasals
kumaşı/kıyafetleri bir araya getirmek
gather something
v.
113
Phrasals
(birinin/bir şeyin) etrafında bir araya getirmek
gather around (someone or something)
v.
114
Phrasals
(birinin/bir şeyin) etrafında bir araya getirmek
gather round (someone or something)
v.
115
Phrasals
birini/bir şeyi (kendi) etrafında bir araya getirmek/birleştirmek
gather someone or something around (oneself)
v.
116
Phrasals
birilerini/bir şeyleri bir araya toplamak/getirmek
get someone or something together
v.
117
Phrasals
bir şeyi bir araya getirmek
get something up
v.
118
Phrasals
(birilerini/bir şeyleri) bir araya getirmek/toplamak
group (someone or something) together
v.
119
Phrasals
birilerini/bir şeyleri grup halinde bir araya getirmek
herd someone or something together
v.
120
Phrasals
birilerini/bir şeyleri bir araya getirmek/toplamak
herd someone or something together
v.
121
Phrasals
ile bir araya getirmek
intersperse with
v.
122
Phrasals
(biriyle başka birini) birleştirmek/bir araya getirmek
join (someone) with (someone else)
v.
123
Phrasals
-e karşı bir araya getirmek
line up against
v.
124
Phrasals
bir araya toplamak/getirmek
marshal together
v.
125
Phrasals
(birilerini) bir araya getirmek
mingle with (someone)
v.
126
Phrasals
(biriyle) bir araya getirmek
mix with (someone)
v.
127
Phrasals
ile tekrar bir araya getirmek
reunite with
v.
128
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) tekrar bir araya getirmek
reunite with (someone or something)
v.
129
Phrasals
(birilerini/bir şeyleri) bir araya getirmek
round (someone or something) up
v.
130
Phrasals
(birini biriyle) bir araya getirmek/ tanıştırmak
set (one) up with (someone)
v.
131
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) bir araya getirmek
team up (with one)
v.
132
Phrasals
yalapşap/gelişigüzel bir araya getirmek
toss together
v.
133
Phrasals
rastgele birleştirmek/bir araya getirmek
toss together
v.
134
Phrasals
insanları rastgele bir araya getirmek
toss together
v.
135
Phrasals
birbirinden farklı/alakasız insanları bir araya getirmek
toss together
v.
136
Phrasals
altında bütünleştirmek/bir araya getirmek
unify into
v.
137
Phrasals
(bir şeyleri) bir araya getirip (bir şey) haline getirmek
weave (something) into (something) else
v.
138
Phrasals
(birilerini amaç için) bir araya getirmek
beat up
v.
Colloquial
139
Colloquial
biriyle güçlerini birleştirmek/bir araya getirmek
hook up with someone
v.
140
Colloquial
hızlıca bir araya getirmek
knock up
v.
141
Colloquial
geçici olarak bir araya getirmek
knock up
v.
Idioms
142
Idioms
anlaşma görüşmeleri için bir araya getirmek
bring (someone or something) to the peace table
v.
143
Idioms
uzlaşmalarını sağlamak için iki tarafı bir araya getirmek
closet someone with someone
v.
144
Idioms
uzlaşmalarını sağlamak için iki tarafı bir araya getirmek
closet someone with someone
v.
145
Idioms
sorunlarını çözmeleri için iki kişiyi bir araya getirmek
closet someone with someone
v.
146
Idioms
iki yakayı zorlukla bir araya getirmek
eke out
v.
147
Idioms
iki ucunu bir araya getirmek
make both ends meet
v.
148
Idioms
zar zor iki yakasını bir araya getirmek
make both ends meet
v.
149
Idioms
insanları/hayvanları sürü halinde bir araya getirmek
bring someone or something out in droves
v.
150
Idioms
insanları/hayvanları kalabalık bir grup halinde bir araya toplamak/getirmek
bring someone or something out in droves
v.
151
Idioms
farklı şeyleri bir araya getirmek
mix and match
v.
152
Idioms
sınırla sayıda kıyafeti farklı kombinasyonlarla bir araya getirmek
mix and match
v.
153
Idioms
farklı parçaları birkaç farklı şekilde eşleştirmek/bir araya getirmek
mix and match
v.
154
Idioms
bir şeyleri farklı amaçlar için farklı kombinasyonlarla bir araya getirmek/eşleştirmek
mix and match
v.
155
Idioms
(birilerini) bir araya getirmek/toplamak
bring (someone) all together
v.
156
Idioms
bir araya toplamak/getirmek
bring out in droves
v.
157
Idioms
kanıtları bir araya getirmek
build a case
v.
158
Idioms
(biri/bir şey) aleyhine kanıtları bir araya getirmek
build a case against (someone or something)
v.
159
Idioms
(birine/bir şeye) karşı kanıtları bir araya getirmek
build a case against (someone or something)
v.
160
Idioms
(bir grubu) bir araya getirmek
call (a group) together
v.
161
Idioms
(birini biriyle) uzlaşması için bir araya getirmek
closet (someone/oneself) with (someone)
v.
162
Idioms
kanıtları bir araya getirmek
gather a case
v.
163
Idioms
(birine/bir şeye) karşı kanıtları bir araya getirmek
gather a case against (someone or something)
v.
164
Idioms
son anda bir şeyleri bir araya getirmek
knock something together
v.
165
Idioms
son anda bir şeyleri bir araya getirmek
throw something together
v.
166
Idioms
(iki veya daha fazla kişiyi) bir araya getirmek/koymak
throw (two or more people) together
v.
Formal
167
Formal
(iki kişiyi/şeyi) yeniden bir araya getirmek
recouple
v.
Politics
168
Politics
işgücü arzı ve talebini bir araya getirmek
bring offers of employment into touch with applications for employment
v.
Technical
169
Technical
birleştirmek bir araya getirmek
assemble
v.
170
Technical
parçaları bir araya getirmek
build
v.
171
Technical
toplayıp bir araya getirmek
compile
v.
172
Technical
kalkandaki armaları bir araya getirmek
impale
v.
Textile
173
Textile
verev dikiş ile bir araya getirmek
whip
v.
Aeronautic
174
Aeronautic
parçaları bir araya getirmek
built
v.
175
Aeronautic
uçakları bir araya getirmek
join up
v.
Marine
176
Marine
(palanga) makaraları bir araya getirmek
round in
v.
Zoology
177
Zoology
(kanatları) gergin bir konumdayken bir araya getirmek
fold
v.
Linguistics
178
Linguistics
farklı çekim eklerini bir araya getirmek
syncretise
v.
179
Linguistics
farklı çekim eklerini bir araya getirmek
syncretize
v.
Librarianship
180
Librarianship
(tek bir ciltte) bir araya getirmek
volume
v.
Bookbindery
181
Bookbindery
yaprakları dikiş kullanarak bir araya getirmek
whipstitch
v.
182
Bookbindery
yaprakları dikiş kullanarak bir araya getirmek
overcast
v.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of bir araya getirmek
×
Term Options
Übersetzung Vorschlagen / Korrigieren
Französisch Englisch Wörterbuch
Spanisch Englisch Wörterbuch
Deutsch Englisch Wörterbuch
Englisch Synonyme Wörterbuch
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy