esen - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

esen



Bedeutungen von dem Begriff "esen" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 5 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
esen blowing n.
esen healthy adj.
esen well adj.
esen sound adj.
esen blustery adj.

Bedeutungen, die der Begriff "esen" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 153 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
denizden esen rüzgar sea breeze n.
geminin veya uçağın rotasına aykırı esen (rüzgar) cross n.
güney amerika'da and dağları'ndan atlas okyanusu'na doğru esen sert, soğuk rüzgar pampero n.
arkadan esen rüzgar tail wind n.
sert esen rüzgar stiff breeze n.
denizden karaya esen yel sea breeze n.
birinin aklına esen şey whim n.
30* ile 70* enlemleri arasında çoğunlukla batıdan doğuya esen rüzgarlar westerlies n.
karadan denize doğru esen rüzgar land breeze n.
bir yüksek basınç alanından dışa doğru dairesel esen ve genellikle güzel hava getiren rüzgar sistemi anticyclone n.
fransa'nın güneyinden ve rhone ırmağı vadisinden akdeniz'e doğru esen serin kuzey rüzgarı mistral n.
sahra çölü'nden akdeniz'e esen sıcak ve kuru yel scirocco n.
aşağı esen rüzgar windfall n.
doğudan esen rüzgar three o'clock wind n.
kuzeyden esen rüzgar north wind n.
doğudan esen rüzgar east wind n.
kayalık dağları'nın doğusunda esen sıcak ve kuru rüzgar chinook n.
kayalık dağları'nın batısında esen sıcak ve nemli güney rüzgarı chinook n.
karşıdan esen rüzgar headwind n.
aniden esen rüzgar a capful of wind n.
kuzey doğudan esen rüzgar caecias n.
sahara çölünden kanarya adalarına doğru esen toz fırtınası calima n.
1 knot ve daha alt hızda esen rüzgarlı hava calm air n.
aniden esen rüzgar tift [scottish] n.
denizden esen rüzgar outwind n.
sert esen sweeping adj.
sertçe esen (rüzgar) brisk adj.
batıdan esen rüzgar favonian adj.
kuzeybatıdan esen northwestern adj.
püfür püfür esen puffy adj.
kuzeydoğudan esen northeastern adj.
denizden esen seaward adj.
denizden karaya doğru esen onshore adj.
kuzeyden esen northerly adj.
doğudan esen easterly adj.
ters yönden esen (rüzgar) contrary adj.
doğudan esen (rüzgar) eastwardly adj.
güneyden esen south adj.
batıdan esen (rüzgar) westwardly adj.
batıdan esen (rüzgar) westerly adj.
kıyıdan esen offshore adj.
kuzeyden esen north adj.
yukarıya doğru esen anabatic adj.
yamaç yukarı esen anabatic adj.
sertçe esen (rüzgar) alacrious adj.
sertçe esen (rüzgar) alacritous adj.
şiddetli ve gürültülü esen blusterous adj.
karadan esen (rüzgar) offshore adj.
kesik esen (rüzgar) fretful adj.
düşük hızda esen (rüzgar) slack adj.
şiddetli esen gusty adj.
kuzeydoğudan esen northeast adj.
güneydoğudan esen southeast adj.
hafifçe (esen) gently adv.
esen kalın good bye interj.
Phrases
uzun ömür ve başarı dilerim, esen kal live long and prosper expr.
Colloquial
güneybatıdan esen rüzgar souwester n.
uzun ömür ve başarı dilerim, esen kal llap (live long and prosper) expr.
Idioms
yerinde yeller esen gone with the wind adj.
Speaking
esenlikler dilerim/esen kalın peace be with you expr.
Technical
ağırdan esen yel breeze n.
bir aracın rotasına doğru esen rüzgar crosswind n.
bir araç rotasının zıt yönünde esen rüzgar head wind n.
en sık esen rüzgar prevailing wind n.
hareket halindeki uçağın arkasında esen rüzgar tail wind n.
kara yönünden denize doğru esen rüzgar land breeze n.
tam karşıdan esen rüzgar twelve o'clock wind n.
Marine
denizden karaya esen rüzgar için kullanılan ifade onshore n.
dalga yönünden esen rüzgar following wind n.
doğuya doğru esen rüzgar easterly wind n.
kıç omuzluğundan esen rüzgar quarter wind n.
ters yönden esen rüzgar contrary wind n.
tersten esen adverse wind n.
ters yönden esen rüzgar adverse wind n.
tersten esen contrary wind n.
zaman zaman karadan-denizde esen meltem land-sea breeze n.
dümen yekesini geminin üst veya rüzgar esen tarafına getirmek up helm n.
esen rüzgara karşı akan deniz counter sea n.
esen rüzgara karşı akan deniz countersea n.
omurgaya dik esen rüzgarla yol almak reach v.
(güçlü esen rüzgara karşı) yelken açarak hızlıca ilerlemek spoom v.
uygun yönden esen large adj.
tersten esen (rüzgar) contrary adj.
Astronomy
atarcadan esen güneş rüzgarı interwind n.
Environment
karadan esen rüzgar land breeze n.
Geography
orta asya'da esen kuvvetli ve boğucu rüzgar tebbad n.
kuzey yönünden esen fırtına northerly n.
bazı ülkelerde esen serin deniz rüzgarı doctor n.
en sık esen rüzgarlar prevailing winds n.
güney asya'da yazları güneybatıdan, kışları da kuzeydoğudan esen rüzgar monsoon n.
okyanuslarda 30* kuzey enlemiyle 30* güney enlemi arasında sürekli esen rüzgarlar trade winds n.
sahra çölünden esen şiddetli ve sıcak rüzgar samiel n.
zemini yalayarak esen rüzgar low level wind n.
kuzeydoğu akdeniz'de kuzeyden esen rüzgar meltemi n.
abd'de esen sıcak ve kuru bir rüzgar chinook wind n.
esen rüzgar sebebiyle deniz gibi su kütlesinde meydana gelen çalkantı sea n.
yıldız-poyraz yönünden esen (rüzgar) north-northeast adj.
yıldız-karayel yönünden esen (rüzgar) north-northwest adj.
doğudan esen eastlin [scottish] adj.
doğudan esen eastling [scottish] adj.
şiddetli esen windy adj.
uğuldayarak esen (rüzgar) wuthering adj.
Meteorology
orta asya'da esen kuvvetli ve boğucu rüzgar tebbad n.
bilhassa geceleri soğumadan ötürü yükseklerden alçak kesimlere doğru esen rüzgar catabatic wind n.
mısır'da sahra çölünden esen sıcak, kuru ve kum tanecikli güneybatı rüzgarı chamsin n.
kuzeyden esen rüzgar northernly n.
kuzeyden esen rüzgar northerly n.
yıldız-poyraz yönünden esen rüzgar north-northeasterly n.
yıldız-karayel yönünden esen rüzgar north-northwesterly n.
kuzeybatıdan esen kuvvetli rüzgar nor'wester n.
güney alpler'de esen sıcak ve kuru rüzgar nor'wester n.
rocky dağları'nın doğu yamaçlarından esen sıcak ve kuru güneybatı rüzgarı snow eater n.
rocky dağları'nın doğu yamaçlarından esen sıcak ve kuru güneybatı rüzgarı chinook n.
italya ve batı akdeniz'e doğru esen soğuk ve kuru bir rüzgar tramontana n.
italya ve batı akdeniz'e doğru esen soğuk ve kuru bir rüzgar tramontane n.
sabit bir noktaya göre esen rüzgar true wind n.
doğudan esen rüzgar easterly wind n.
kıyıdan esen rüzgar offshore wind n.
yüksek basınç bölgesinden dışa doğru dairesel esen ve genellikle güzel hava getiren rüzgar sistemi anti-cyclone n.
yüksek basınç bölgesinden dışa doğru dairesel esen fırtına anticyclonic storm n.
yüksek basınç bölgesinden dışa doğru dairesel esen fırtına high-area storm n.
üst atmosferde ticaret rüzgarlarından üstünde ve karşıt yönde esen bir rüzgar antitrade n.
üst atmosferde ticaret rüzgarlarından üstünde ve karşıt yönde esen bir rüzgar antitrades n.
üst atmosferde ticaret rüzgarlarından üstünde ve karşıt yönde esen bir rüzgar antitrade wind n.
hem kuzey hem de güney yarımkürede yaklaşık 30° ila 50° enlemleri arasında esen batı rüzgarı anti-trade n.
doğudan esen kuvvetli rüzgar easter n.
doğudan esen fırtına veya rüzgar easterly n.
küba'nın güney sahilinde karadan esen güçlü bir rüzgar bayamo n.
isviçre alpleri ile fransa ve italya'da esen soğuk bir kuzey rüzgarı bise n.
orta avrupa'da esen soğuk ve kuru bir rüzgar bize n.
dağlardan kıyıya doğru esen soğuk ve sert ani rüzgar williwaw n.
abd'de kuzeyden esen soğuk rüzgar blue norther n.
avustralya'da esen sıcak bir rüzgar brickfielder n.
yılın bir bölümünde belirli bir yöne esip daha sonra ters yönden esen rüzgar monsoon n.
deniz veya okyanus ile kara arasında esen sürekli rüzgarlara verilen ad monsoon n.
önden esen rüzgar muzzler n.
abd'de denizden esen sıcak ve nemli bir rüzgar wet chinook n.
içe esen rüzgarlar nedeniyle havanın bir katman veya bölgede birikmesi convergence n.
denizden esen ve genellikle sis getiren esinti veya sert rüzgar sea turn n.
subtropikal kuşak ve kutup bölgesi arasında kalan enlemlerde batıdan esen rüzgarlar prevailing westerly n.
güneydoğudan esen güçlü rüzgar sou’easter n.
bilhassa geceleri soğumadan ötürü yükseklerden alçak kesimlere doğru esen (rüzgar) catabatic adj.
kuzeyden esen northwards adj.
kuzeybatıdan esen (rüzgar) northwesterly adj.
üst atmosferde ticaret rüzgarlarından üstünde ve karşıt yönde esen bir rüzgara ait veya ilgili antitrade adj.
orta şiddette esen (rüzgar) fresh adj.
sertçe esen (rüzgar) fresh adj.
genellikle belirtilen yönden esen prevailing adj.
Sport
kriket maçında esen rüzgar breeze n.
Mythology
hafif esen batı rüzgarıyla temsil edilen bir tanrı zephyrus n.
Latin
esenlikler dilerim/esen kalın pax vobiscum (peace be with you) expr.
Archaic
kıbrıs'ta kuzeybatıdan esen serinletici çevrimsel bir rüzgar limbat n.
rüzgar gibi esen janty adj.