haul - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

haul

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "haul" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 80 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
haul n. vurgun
haul v. taşımak
haul v. çekmek
haul v. sürüklemek
General
haul n. çekici
haul n. haksız kazanç
haul n. taşınılan şey
haul n. bir ağda çıkarılan balıklar
haul n. parti
haul n. taşıma uzaklığı
haul n. yük
haul n. çekilen balık miktarı
haul n. çekme
haul n. çekiş
haul n. alma
haul n. elde etme
haul v. yön değiştirmek
haul v. ağ ile balık tutmak
haul v. çekmek (bir şeyi)
haul v. çekmek
haul v. taşımak
haul v. sürüklemek
haul v. (rüzgar) dönmek
haul v. fikrini değiştirmek
haul v. davranışını değiştirmek
haul v. (çabalayarak) bir yere gelmek
haul v. gelmek
haul v. gitmek
Colloquial
haul n. bir yığın şey
haul n. alınan/elde edilen çok sayıda şey
haul n. bir sürü şey
haul n. çok sayıda şey
haul n. kanunsuzca ele geçirilmiş şey/mal
haul n. yasadışı olarak elde edilmiş şey/mal
haul n. ganimet
haul n. çalıntı mal
Trade/Economic
haul n. nakliye
haul n. navlun
Law
haul v. hakim önüne çıkarmak
haul v. tutuklamak
Technical
haul n. hamule
haul n. taşıma kayışı
haul n. taşıyıcı bant
haul n. katranlanacak halat ipliği demeti
haul v. kuvvetle çekmek
Automotive
haul v. taşımak
Transportation
haul n. kargo kamyonu
haul v. (vagon, kamyon ile) taşımak
Marine
haul n. bir ağdan çıkan balık miktarı
haul n. çekme
haul n. çekiş
haul n. foroz
haul n. tutulan balık miktarı
haul n. taşıma mesafesi
haul v. dönmek
haul v. dönmek (gemi)
haul v. (yelkeni) hisa etmek
haul v. vira etmek
haul v. yön değiştirmek (rüzgar/gemi)
haul v. yön değiştirmek
haul v. (tamir, bakım için) gemiyi karaya çıkarmak
haul v. (rüzgar) karşıdan esmek
Marine Biology
haul n. ağdan çıkan balık miktarı
haul n. çekim
haul v. balık ağını çekmek
haul v. çekmek
haul v. sürüklemek
haul v. taşımak
Fishery
haul n. gırgır ağı
haul n. gırgır ağının çekildiği yer
Meteorology
haul n. ters dönüş
Slang
haul n. paket açma videosu
haul n. yeni alınan şeylerin gösterilip yorumlandığı video
haul n. birinin aldıklarını sosyal medyada tanıttığı video
haul n. alışverişte alınanların tanıtıldığı video
haul n. sosyal medya fenomeni tarafından yapılan ürün tanıtım videosu
haul n. vurgun
haul n. hırsızlık ganimetleri
haul n. herhangi bir aktivite sonucu elde edilen kazanç
haul n. bir aktivite sonucu elde dilen ganimetler

Bedeutungen, die der Begriff "haul" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 262 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
short haul n. aynı kıta içinde düzenlenen geziler
a long haul n. uzun taşıma mesafesi
a long haul n. uzun süren zor bir iş
cross haul n. halatla yükleme
cross haul n. halatla yükleme (kamyonla vb)
log haul n. tomruk çekme
haul-off n. kumaşın çekmesi
long haul n. uzun mesafe
haul-up n. yukarı doğru v şeklini alan ip merdiven
long haul n. uzun süre
long haul n. uzun zaman dilimi
long-haul n. uzun süre
long-haul n. uzun zaman dilimi
short haul n. kısa süre
short haul n. kısa zaman dilimi
haul up v. düzeltmek
haul up v. çıkarmak
haul off v. yön değiştirmek
haul up v. yön değiştirmek
haul down the flag v. bayrak indirmek
truck haul v. kamyonla taşımak
haul someone (up) before someone v. birisini (hakim) önüne/karşısına çıkarmak
haul someone (up) before someone v. birisini (hakim/mahkeme) huzuruna çıkarmak
haul up somewhere v. bir yerde durmak
haul the suspect up before the judge v. zanlıyı hakimin huzuruna çıkarmak
haul up somewhere v. (aracı vb) bir yere çekmek
haul something down v. aşağıya doğru çekmek/taşımak
haul off v. yönünü değiştirmek
undertake a long-haul flight v. uzun uçuş yapmak
long-haul adj. uzun yol giden
long-haul adj. uzun mesafe aşan
short-haul adj. kısa mesafeye giden
short-haul adj. kısa mesafeli
short-haul adj. kısa süreli
short-haul adj. kısa süreye ait
short-haul adj. kısa süre ile ilgili
short-haul adj. geçici
in the short haul adv. kısa vadede
Phrasals
haul away n. yeni arabaların taşındığı motorlu kamyon
haul off v. anlık olarak gaza gelmek
haul off v. kalkışıvermek
haul something from some place (to some place) v. bir şeyi bir yerden başka bir yere sürüklemek/taşımak
haul something (from some place) to some place v. bir şeyi bir yerden başka bir yere sürüklemek/taşımak
haul away v. götürmek
haul away v. taşımak
haul someone or something over to something v. birini/bir şeyi bir şeye doğru çekmek
haul someone or something over to something v. birini/bir şeyi/bir şeye doğru yaklaştırmak
haul someone or something over to something v. birini/bir şeyi bir yere çekmek
haul in v. birini bir yere gitmeye/girmeye zorlamak
haul in v. birini zorla bir yere götürmekle tehdit etmek
haul into (some place) v. birini bir yere gitmeye/girmeye zorlamak
haul into (some place) v. birini zorla bir yere götürmekle tehdit etmek
haul off v. bir yerden zorla çıkarmak
haul off v. yaka paça bir yerden çıkarmak
haul off v. düşünmeden hareket etmek
haul off v. sağduyusuz hareket etmek
haul off v. yerini değiştirmek
haul off v. taşımak
haul off v. işleri yeni bir yere taşımak
haul off v. uzaklaşmak
haul out v. işleri yeni bir yere taşımak
haul out v. uzaklaşmak
haul out v. dışarı sürüklemek
haul out v. dışarı çıkarmak
haul out v. dışarı taşımak
haul out v. yerini değiştirmek
haul out v. taşımak
haul down v. konuşmacının yukarısındaki bir şeyi hızlıca çekmek
haul down v. sert bir şekilde yere düşürmek
haul down v. indirmek
haul up v. durmak
haul up v. durma noktasına gelmek
haul (one) down to (some place) v. (birini bir yere) düşürmek/çekmek
haul (something) from (something or some place) v. (bir şeyi bir yerden) sürüklemek/taşımak
haul (something) to (some place) v. (bir şeyi bir yere) sürüklemek/taşımak
haul (something) to (some place) from (some place) v. (bir şeyi bir yerden başka bir yere) sürüklemek/taşımak
haul before v. (hakim) önüne/karşısına çıkarmak
haul before v. (hakim/mahkeme) huzuruna çıkarmak
haul before v. (hakimin) huzuruna çıkarmak
haul over to v. -e çekmek
haul over to v. '-e doğru yaklaştırmak
haul over to v. '-e doğru çekmek
haul to some place v. bir yere sürüklemek/taşımak
haul something up (from something) v. bir şeyi (bir yerden) yukarı çekmek
haul something up (from something) v. bir şeyi (bir yerden) çekip çıkarmak
Colloquial
haul video n. paket açma videosu
haul video n. yeni alınan şeylerin gösterilip yorumlandığı video
haul video n. birinin aldıklarını sosyal medyada tanıttığı video
haul video n. alışverişte alınanların tanıtıldığı video
haul video n. sosyal medya fenomeni tarafından yapılan ürün tanıtım videosu
haul off and (do something) v. geri çekilip ileri doğru bir hamle yapmak
haul off and (do something) v. düşüncesiz davranmak
haul off and (do something) v. ileriyi/geleceği/yarını düşünmeden (bir şey) yapmak
haul off and do something [rural] v. gaza gelip bir şey yapmak
haul off and do something [rural] v. fevrice bir şey yapmak
haul off [us/canada] v. (hamle yapmak için) geri çekilmek
haul off v. yumruk atmak için kolu geriye çekmek
haul up v. suçlayarak hesap sormak
haul up v. eleştirmek
haul off and do v. düşüncesiz davranmak
haul off and do v. ileriyi/geleceği/yarını düşünmeden (bir şey) yapmak
haul off and do v. geri çekilip ileri doğru bir hamle yapmak
haul off and do v. fevrice bir şey yapmak
haul off and do v. gaza gelip bir şey yapmak
Idioms
long haul n. uzun iş
a long haul n. uzun iş
long haul n. meşakkatli iş
a long haul n. meşakkatli iş
long haul n. uğraştırıcı iş
a long haul n. uğraştırıcı iş
long haul n. yorucu iç
a long haul n. yorucu iş
pull and haul v. bir ileri bir geri çekmek
haul over the coals v. azarlamak
haul someone on the carpet v. azarlamak
haul somebody over the coals v. azarlamak
haul somebody over the coals v. birisini haşlamak
haul somebody over the coals v. birine ağzının payını vermek
haul someone in v. birini nezarete atmak
haul someone over the coals v. birisini azarlamak
haul someone over the coals v. birine ağzının payını vermek
haul someone over the coals v. birini acımasızca eleştirmek
haul someone in v. birini tutuklamak
haul someone in v. birini karakola çekmek/götürmek
haul someone on the carpet v. fırçalamak
haul over the coals v. haşlamak
haul someone on the carpet v. fırça atmak
haul someone over the coals v. eskiyi deşmek
haul somebody over the coals v. itin götüne sokmak
haul oneself up by one's bootstraps v. kendi çabalarıyla başarmak
haul oneself up by one's bootstraps v. kendi çabalarıyla bir yerlere gelmek
haul someone on the carpet v. paylamak
haul over the coals v. paylamak
haul in (one's) horns v. kemerleri sıkmak
haul in (one's) horns v. tedbirleri artırmak
haul in (one's) horns v. temkinli/ihtiyatlı hareket etmek
haul in (one's) horns v. geri adım atmak
haul in (one's) horns v. vazgeçmek
haul in (one's) horns v. bırakmak
haul in (one's) horns v. tutumlu olmak
haul in (one's) horns v. kemerleri sıkmak
haul in (one's) horns v. hesaplı para harcamak
haul in (one's) horns v. dikkatli harcamak
be in something for the long haul v. kendini uzun süre bir şeye adamak
be in something for the long haul v. uzun süre bir şeyi sürdürmeye istekli olmak
be in something for the long haul v. sonuna kadar bir şeyde var olmak
be in something for the long haul v. bir şeye uzun vadeli olarak girmek
be in something for the long haul v. uzun soluklu bir sürece girmek/kendini adamak
haul off v. ayrılmak
haul off v. terk etmek
haul (one) on the carpet v. (birini) azarlamak
haul (one) on the carpet v. (birine) fırça atmak
haul (one) on the carpet v. (birini) fırçalamak
haul (one) on the carpet v. (birini) paylamak
haul (oneself) up by bootstraps v. kendi çabalarıyla başarmak
haul (oneself) up by bootstraps v. kendi çabalarıyla bir yerlere gelmek
over the short haul expr. çok yakında
in the short haul expr. çok yakında
over the short haul expr. kısa vadede
in the short haul expr. kısa vadede
in the long haul expr. uzun vadede
for the long haul expr. uzun süreliğine
over the long haul expr. uzun vadede
for the long haul expr. uzun vadede
for the long haul expr. uzun süre
in (something) for the long haul expr. kendini uzun süre (bir şeye) adamış
in (something) for the long haul expr. uzun süre (bir şeyi) sürdürmeye istekli
in (something) for the long haul expr. sonuna kadar (bir şeyde)/(bir şeye) girmiş
in (something) for the long haul expr. (bir şeye) uzun vadeli olarak girmiş
in (something) for the long haul expr. uzun soluklu (bir sürece) girmiş/kendini adamış
Trade/Economic
haul out v. sudan dışarı çıkmak veya çekmek
Tourism
short-haul n. aynı kıta içinde düzenlenen gezi
Technical
mass‐haul diagram n. brükner diyagramı
haul rope n. çekme halatı
haul road n. servis yolu
mass‐haul diagram n. toprak taşıma diyagramı
long-haul networks n. uzak mesafe ağları
long haul networking n. uzak mesafe ağlar
back haul v. geri taşımak
long-haul adj. uzun erimli
Computer
short haul n. kısa çekme
long haul n. uzun çekme
long haul adj. uzun erimli
Informatics
long-haul network n. geniş alan ağı
long haul n. uzun erimli
short-haul adj. kısa erimli
Telecom
short haul n. kısa mesafe
long haul n. uzak mesafe taşıma
long-haul communication n. uzak mesafe iletişim
Textile
haul off n. kumaşın çekmesi
Construction
time of haul n. taşıma süresi
Woodworking
log haul n. tomruk çekme
Transportation
short haul n. kısa mesafe
long-haul adj. uzun menzilli teslimat ile ilgili
long-haul adj. uzun mesafe kargosu ile ilgili
long-haul adj. uzun mesafeli taşımacılığa dahil olan
Railway
heavy haul n. ağır yük
long and short haul n. uzun ve kısa mesafe taşımacılığı
car haul n. vagon çekici
Aeronautic
long haul flight n. uzun menzil uçuşu
Marine
haul away n. yürya
long haul n. geminin uzun süre ile kıyıda kalması
long haul n. (gemi) kıyıya çekilme
short haul n. geminin kısa süreliğine karaya çekilmesi
haul around v. (rüzgar) herhangi bir yöne dönmek
haul home the sheets of a sail v. iskota yakasını palanga makarasına yakın bir şekilde vira etmek
haul off v. rüzgara yelken açmak
haul the tacks aboard v. rotayı belirlemek
haul the wind v. geminin burnunu rüzgarın estiği yöne döndürmek
haul off v. geri çekilmek
haul off v. geri çekmek
box haul v. orsada boca ve pupa ederek gemiyi tekrar orsaya getirmek
haul up v. orsa etmek
veer and haul v. laçka ve vira etmek
haul in v. salya etmek
long-haul adj. kıtalar arası yolculuklar için kullanılan ingilizce ifade
Marine Biology
haul seine n. ığrıp
Fishery
seine-haul fishing n. gırgır balıkçılığı
haul the nets v. ağları çekmek
Military
local haul n. kısa mesafeli nakliyat
nato short haul convoy n. nato kısa nakliyat konvoyu
back-haul airlift n. personel ve malzemenin geri alınması
line haul n. uzun mesafeli nakliyat
Slang
haul ass v. kıçını kaldırmak
haul (one's) ashes v. kıçını kaldırıp gitmek
haul (one's) ashes v. cinsel ilişkide bulunmak
haul ass v. çabuk/hızlı olmak
haul (one's) ashes v. bir yerden hızla/çabucak/bir an önce ayrılmak/uzaklaşmak
haul (one's) ashes v. düzüşmek
haul ass v. bir an önce harekete geçmek
haul (one's) ashes v. defolup gitmek
haul (one's) ashes v. bir yeri hızla terk etmek
haul ass out of v. hızla uzaklaşmak
haul ass out of v. kaçmak
make a big haul v. malı götürmek
haul ass out of v. sıvışmak
make a big haul v. parayı götürmek
make a big haul v. parayı indirmek
make a big haul v. parayı bulmak
haul ass out of v. toz olmak
haul ass out of v. (bir yerden) sıvışmak
drag/haul ass v. kıçını kaldırmak
drag/haul ass v. bir yerden hızla/çabucak/bir an önce ayrılmak
drag/haul ass v. defolup gitmek
drag/haul ass v. bir yeri hızla terk etmek
drag/haul ass v. bir yerden ayrılmak/kalkmak/çıkmak
haul off v. zorla götürmek
haul off v. yaka paça götürmek
haul off v. fevri davranmak
haul ass (out of something or some place) v. (bir şeyden/yerden) hızla uzaklaşmak
haul ass (out of something or some place) v. (bir şeyden/yerden) kaçmak
haul ass (out of something or some place) v. (bir şeyden/yerden) sıvışmak
haul ass (out of something or some place) v. (bir şeyden/yerden) toz olmak
haul ass out of somewhere v. (bir yerden) hızla uzaklaşmak
haul ass out of somewhere v. (bir yerden) kaçmak
haul ass out of somewhere v. (bir yerden) sıvışmak
haul ass out of somewhere v. (bir yerden) toz olmak
haul your arse expr. kaldır kıçını
haul your ass expr. kaldır kıçını
Star Wars
conductor-class short-haul landing craft n. kondüktör-sınıfı kısa mesafe çıkarma gemisi
lh75 low orbit specialty live-haul frigate n. lh75 alçak irtifa uzmanlık canlı
short haul freighter n. kısa çekici yük gemisi