Türkisch - Englisch
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Englisch Synonyme
Synonyme
Über uns
Werkzeuge
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Licht Ausschalten
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyme
Werkzeuge
Über uns
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
EN-TR
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Spanisch - Englisch
Französisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Verlauf
sürüklemek
Bedeutungen von dem Begriff
"sürüklemek"
im Englisch Türkisch Wörterbuch : 64 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
Common Usage
1
Common Usage
sürüklemek
drag
v.
2
Common Usage
sürüklemek
waft
v.
3
Common Usage
sürüklemek
haul
v.
General
4
General
sürüklemek
rug [dialect] [uk]
n.
5
General
sürüklemek
tug
v.
6
General
sürüklemek
entail
v.
7
General
sürüklemek
involve
v.
8
General
sürüklemek
schlep
v.
9
General
sürüklemek
hale
v.
10
General
sürüklemek
pull
v.
11
General
sürüklemek
lug
v.
12
General
sürüklemek
train on
v.
13
General
sürüklemek
carry away
v.
14
General
sürüklemek
waft
v.
15
General
sürüklemek
drift
v.
16
General
sürüklemek
drag along
v.
17
General
sürüklemek
sweep
v.
18
General
sürüklemek
lead to
v.
19
General
sürüklemek
draw
v.
20
General
sürüklemek
make leeway
v.
21
General
sürüklemek
sweep away
v.
22
General
sürüklemek
eat at
v.
23
General
sürüklemek
lead
v.
24
General
sürüklemek
carry
v.
25
General
sürüklemek
drail
v.
26
General
sürüklemek
wash away
v.
27
General
sürüklemek
pluck
v.
28
General
sürüklemek
eat away
v.
29
General
sürüklemek
shuffle
v.
30
General
sürüklemek
train
v.
31
General
sürüklemek
incline
v.
32
General
sürüklemek
sweep before one
v.
33
General
sürüklemek
schlepp
v.
34
General
sürüklemek
drag
v.
35
General
sürüklemek
touse
v.
36
General
sürüklemek
trindle
v.
37
General
sürüklemek
haul
v.
38
General
sürüklemek
entrain
v.
39
General
sürüklemek
tew [obsolete]
v.
40
General
sürüklemek
touze [dialect]
v.
41
General
sürüklemek
towse
v.
42
General
sürüklemek
entrain
v.
43
General
sürüklemek
hary
v.
44
General
sürüklemek
hug [dialect] [uk]
v.
45
General
sürüklemek
light
v.
46
General
sürüklemek
lurry
v.
47
General
sürüklemek
shlep
v.
48
General
sürüklemek
snake
v.
49
General
sürüklemek
sowl
v.
50
General
sürüklemek
drive
v.
Phrasals
51
Phrasals
sürüklemek
carry (someone or something) along with (someone or something)
v.
52
Phrasals
sürüklemek
carry away
v.
53
Phrasals
sürüklemek
drag away
v.
54
Phrasals
sürüklemek
carry off
v.
55
Phrasals
sürüklemek
sweep along
v.
Technical
56
Technical
sürüklemek
trail
v.
Informatics
57
Informatics
sürüklemek
dragging
v.
Automotive
58
Automotive
sürüklemek
drift
v.
59
Automotive
sürüklemek
trail
v.
Marine
60
Marine
sürüklemek
drag
v.
61
Marine
sürüklemek
overrake
v.
62
Marine
sürüklemek
rouse
v.
Marine Biology
63
Marine Biology
sürüklemek
haul
v.
Apiculture
64
Apiculture
sürüklemek
drive
v.
Bedeutungen, die der Begriff
"sürüklemek"
mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 157 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
General
1
General
intihara sürüklemek
drive someone suicide
v.
2
General
kötü yola sürüklemek
corrupt
v.
3
General
su ile sürüklemek
wash away
v.
4
General
açmaza sürüklemek
drag something into a deadlock
v.
5
General
peşinden sürüklemek
trail
v.
6
General
felakete sürüklemek
undo
v.
7
General
sürüklemek (rüzgar/dalga)
waft
v.
8
General
açmaza sürüklemek
come to dead end
v.
9
General
açmaza sürüklemek
get into a tight corner
v.
10
General
açmaza sürüklemek
lead to a stalemate
v.
11
General
açmaza sürüklemek
be caught in a cleft stick
v.
12
General
açmaza sürüklemek
lead into a dead end
v.
13
General
depresyona sürüklemek
go into depression
v.
14
General
depresyona sürüklemek
get into depression
v.
15
General
çaresizliğe sürüklemek
drive someone to despair
v.
16
General
borç batağına sürüklemek
fall into debt
v.
17
General
borç batağına sürüklemek
sink into debt
v.
18
General
borç batağına sürüklemek
get into debt
v.
19
General
borç batağına sürüklemek
drive into debt
v.
20
General
borç batağına sürüklemek
run into debt
v.
21
General
zarara sürüklemek
drag into a loss
v.
22
General
ümitsizliğe sürüklemek
drive to desperation
v.
23
General
ormana sürüklemek
drag into the jungle
v.
24
General
herhangi birini suça sürüklemek
drive anybody to crime
v.
25
General
çapayı sürüklemek
drag an anchor
v.
26
General
oradan oraya sürüklemek
tousel
v.
27
General
oradan oraya sürüklemek
towzle
v.
28
General
oradan oraya sürüklemek
towsle
v.
29
General
(probleme/sıkıntıya) sürüklemek
lay
v.
30
General
yukarı sürüklemek
upwaft
v.
31
General
güçlükle sürüklemek
wag [dialect]
v.
32
General
yanlış yola sürüklemek
wilder
v.
33
General
kendini sürüklemek
harl
v.
34
General
kendini sürüklemek
harle [dialect] [uk]
v.
35
General
su ile sürüklemek
gull [dialect] [uk]
v.
36
General
sefalete sürüklemek
ruinate
v.
37
General
karışıklığa sürüklemek
disturb
v.
38
General
belirsizliğe sürüklemek
disturb
v.
39
General
(arazi, toprak yol) üzerinde sürüklemek
drag
v.
40
General
(toprakta, çamurda) sürüklemek
draggle
v.
41
General
yerlerde sürüklemek
draggle
v.
42
General
akıntıda sürüklemek
drift
v.
43
General
kontrolsüz davranışa sürüklemek
fanaticize
v.
44
General
kontrolsüz davranışa sürüklemek
fanaticise
v.
45
General
felakete sürüklemek
cook
v.
46
General
(birini bir şeye) sürüklemek
flog [uk]
v.
47
General
(kütükleri) çarpa çarpa sürüklemek
siwash
v.
48
General
zorla sürüklemek
snake
v.
49
General
kuvvetle iterek sürüklemek
bear
v.
Phrasals
50
Phrasals
dibe sürüklemek
bear down
n.
51
Phrasals
oraya oraya çekmek/sürüklemek/çekiştirmek
pull someone or something around
v.
52
Phrasals
oradan oraya çekmek/sürüklemek/çekiştirmek
pull around
v.
53
Phrasals
(birini bir şeye) sürüklemek
concern (someone) in (something)
v.
54
Phrasals
beraberinde sürüklemek
carry (someone or something) along with (someone or something)
v.
55
Phrasals
bir şeyi bir yerden başka bir yere sürüklemek/taşımak
haul something from some place (to some place)
v.
56
Phrasals
bir şeyi bir yerden başka bir yere sürüklemek/taşımak
drag something from one place to another
v.
57
Phrasals
bir şeyi bir yerden başka bir yere sürüklemek/taşımak
haul something (from some place) to some place
v.
58
Phrasals
çekip sürüklemek
carry away
v.
59
Phrasals
çekiştirip oradan oraya sürüklemek
yank around
v.
60
Phrasals
dışarı sürüklemek
haul out
v.
61
Phrasals
(birini bir şeyin) içine sürüklemek
drag (someone) into (something)
v.
62
Phrasals
birini/bir şeyi bir şeyin altına çekmek/sürüklemek
pull someone or something under
v.
63
Phrasals
rüzgarıyla sürüklemek
sweep up
v.
64
Phrasals
heyecanıyla sürüklemek
sweep up
v.
65
Phrasals
akıntıyla sürüklemek
sweep up
v.
66
Phrasals
(bir tarafa) doğru sürüklemek
swing to (someone or something)
v.
67
Phrasals
(bir şeye) sürüklemek
sweep into (something)
v.
68
Phrasals
birini bir şeye sürüklemek
sweep someone into something
v.
69
Phrasals
birini bir şeye sürüklemek
sweep someone in
v.
70
Phrasals
-in içine sürüklemek
sweep into
v.
71
Phrasals
(bir duruma) sürüklemek
wind into (something)
v.
72
Phrasals
oradan oraya çekmek/sürüklemek
pull about
v.
73
Phrasals
birini oradan oraya sürüklemek
pull someone about
v.
74
Phrasals
dışarı sürüklemek
sweep out
v.
75
Phrasals
(bir şeyden/yerden) dışarı sürüklemek
sweep out of (something or some place)
v.
76
Phrasals
(bir şeyin/yerin) dışına sürüklemek
sweep out of (something or some place)
v.
77
Phrasals
birini/bir şeyi bir şeyin dışına sürüklemek
sweep someone or something out of something
v.
78
Phrasals
birini/bir şeyi bir şeyin dışına sürüklemek
sweep someone or something out
v.
79
Phrasals
kıyıya sürüklemek
wash up
v.
80
Phrasals
bir ruh haline sürüklemek
work into (something)
v.
81
Phrasals
bir ruh haline sürüklemek
work into
v.
82
Phrasals
oradan oraya sürüklemek
pull round
v.
83
Phrasals
birini ya da bir şeyi peşi sıra sürüklemek
carry (someone or something) along with (someone or something)
v.
84
Phrasals
birini ya da bir şeyi peşi sıra sürüklemek
carry someone along
v.
85
Phrasals
aşağı doğru sürüklemek
bear down
v.
86
Phrasals
birini/bir şeyi sürüklemek
blow someone or something away
v.
87
Phrasals
birini (bir şeyle) sürüklemek
carry someone along (with something)
v.
88
Phrasals
birini beraberinde sürüklemek/alıp götürmek
carry someone along (with something)
v.
89
Phrasals
-e sürüklemek
concern in
v.
90
Phrasals
-in içinde/üstünde sürüklemek
drag in
v.
91
Phrasals
(bilgisayar ekranında bir şeyi) bir şeyin içine sürüklemek
drag in
v.
92
Phrasals
birini/bir hayvanı alıp sürüklemek
drown someone (or an animal) out
v.
93
Phrasals
birini/bir hayvanı önüne katıp götürmek/sürüklemek
drown someone (or an animal) out
v.
94
Phrasals
(bir şeyi bir yerden) sürüklemek/taşımak
haul (something) from (something or some place)
v.
95
Phrasals
(bir şeyi bir yere) sürüklemek/taşımak
haul (something) to (some place)
v.
96
Phrasals
(bir şeyi bir yerden başka bir yere) sürüklemek/taşımak
haul (something) to (some place) from (some place)
v.
97
Phrasals
bir yere sürüklemek/taşımak
haul to some place
v.
98
Phrasals
(birini/bir şeyi bir yere) sürüklemek
nudge (someone or something) (somewhere)
v.
99
Phrasals
döndürüp (bir şeye/bir yere) çekmek/sürüklemek
pull around to (something or some place)
v.
100
Phrasals
altına sürüklemek
pull under
v.
101
Phrasals
(birini/bir şeyi bir şeyin) içine itmek/sürüklemek/sokmak
push (someone or something) into (something)
v.
102
Phrasals
(birini/bir şeyi bir şeye) itmek/sürmek/sürüklemek
push (someone or something) into (something)
v.
103
Phrasals
(birini bir şeye) itmek/sürüklemek
push (someone) into (something)
v.
104
Phrasals
(birini/kendini bir duruma) sürüklemek
set (someone or oneself) up for (something)
v.
105
Phrasals
(bir şeyden) sürüklemek
sweep off of (something)
v.
106
Phrasals
(bir şeyin) dışına itmek/sürüklemek
sweep off of (something)
v.
107
Phrasals
(endişeye/kaygıya) sürüklemek
wind up into (something)
v.
108
Phrasals
(huzursuzluğa) sürüklemek
wind up into (something)
v.
Colloquial
109
Colloquial
umutsuzluğa/ümitsizliğe sürüklemek
bum out
v.
110
Colloquial
iflasa sürüklemek
take to the cleaners
v.
Idioms
111
Idioms
bir şeyi akıntıya bırakmak/sürüklemek
cast adrift
v.
112
Idioms
birisini yerlerde sürüklemek
clean the floor up with someone
v.
113
Idioms
bunalıma sürüklemek
let down
v.
114
Idioms
birisini yerlerde sürüklemek
wipe the floor up with someone
v.
115
Idioms
başarısızlığa sürüklemek
lead to the downfall
v.
116
Idioms
birisini yerlerde sürüklemek
mop the floor up with someone
v.
117
Idioms
kötü yola sürüklemek
lead astray
v.
118
Idioms
yanlış yola sürüklemek
lead astray
v.
119
Idioms
yanlış yöne sürüklemek
lead astray
v.
120
Idioms
umutsuzluğa sürüklemek
drive someone to despair
v.
121
Idioms
bir şeyi sürüklemek
have something in tow
v.
122
Idioms
(bir şeyi) sürüklemek
take (something) in tow
v.
123
Idioms
birini zorla sürüklemek
drag someone kicking and screaming
v.
124
Idioms
birini yaka paça sürüklemek
drag someone kicking and screaming
v.
125
Idioms
birini ite kaka sürüklemek
drag someone kicking and screaming
v.
126
Idioms
bir şeyi çıkmaza sürüklemek
bring something to a dead end
v.
127
Idioms
(birini) yerlerde sürüklemek
clean the floor (up) with (one)
v.
128
Idioms
yerlerde sürüklemek
clean the floor up with
v.
129
Idioms
(birini/bir şeyi) başarısızlığa sürüklemek
drive a nail in (someone's or something's) coffin
v.
130
Idioms
(birini/bir şeyi) başarısızlığa sürüklemek
drive another nail in (someone's or something's) coffin
v.
131
Idioms
(birini/bir şeyi) son bir darbe daha vurarak başarısızlığa sürüklemek
drive the final nail in (someone's or something's) coffin
v.
132
Idioms
(birini/bir şeyi) başarısızlığa sürüklemek
put a nail in (someone's or something's) coffin
v.
133
Idioms
(birini/bir şeyi) başarısızlığa sürüklemek
put another nail in (someone's or something's) coffin
v.
134
Idioms
(birini/bir şeyi) son bir darbe daha vurarak başarısızlığa sürüklemek
put the final nail in (someone's or something's) coffin
v.
135
Idioms
(birini) çaresizliğe sürüklemek
drive (one) to despair
v.
136
Idioms
(birini) umutsuzluğa sürüklemek
drive (one) to despair
v.
137
Idioms
(birini) kötü yola saptırmak/sürüklemek/düşürmek
lead (one) astray
v.
138
Idioms
'-i yerlerde sürüklemek
mop the floor up with
v.
139
Idioms
(birini) yerlerde sürüklemek
mop the floor up with (one) [us]
v.
140
Idioms
-i yerlerde sürüklemek
mop up the floor with
v.
141
Idioms
(birini) yerlerde sürüklemek
mop up the floor with (one) [us]
v.
142
Idioms
(birini) kavgaya/tartışmaya sürüklemek
pick a quarrel with (one)
v.
143
Idioms
akıntıyla sürüklemek
set adrift
v.
144
Idioms
-i yerlerde sürüklemek
wipe the floor up with
v.
Technical
145
Technical
çekmek sürüklemek
draw
v.
Computer
146
Computer
imleci belirli bir noktaya sürüklemek
point
v.
Marine
147
Marine
demiri sürüklemek
drag the anchor
v.
148
Marine
(gemiyi, yelkenliyi rüzgarla) körfeze sürüklemek
embay
v.
149
Marine
(halatı) muayene veya tamir için tekneye sürüklemek
underrun
v.
150
Marine
bir yerden bir yere sürüklemek
overrake
v.
151
Marine
denizin dibinde sürüklemek
drag
v.
152
Marine
çapayı sürüklemek
drag
v.
Forestry
153
Forestry
(kütükleri) sürüklemek
skid
v.
154
Forestry
(kütüğü) kütür kancası ile sürüklemek
snig [australia/new zealand]
v.
Environment
155
Environment
(sel) ağaç ve kayaları denize sürüklemek
raft
v.
Archaic
156
Archaic
(çamur, toprak) sürüklemek
daggle
v.
Engineering
157
Engineering
hava sürüklemek
entrain
v.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of sürüklemek
×
Term Options
Übersetzung Vorschlagen / Korrigieren
Französisch Englisch Wörterbuch
Spanisch Englisch Wörterbuch
Deutsch Englisch Wörterbuch
Englisch Synonyme Wörterbuch
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy