|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
General |
|
1 |
General |
herhangi bir görevi masa başında yapıp değerlendirmeye tabi tutan kişi |
desk officer n.
|
|
2 |
General |
herhangi bir alanda en büyük ödül |
blue ribbon n.
|
|
3 |
General |
herhangi bir şeyden yoğun yığın |
cloud n.
|
|
4 |
General |
herhangi bir yazı |
paper n.
|
|
5 |
General |
sırtı çukur olan herhangi bir şey |
saddleback n.
|
|
6 |
General |
kalabalık içinde herhangi bir olaya müdahale etmeme eğilimi |
bystander effect n.
|
|
7 |
General |
haftanın herhangi bir günü |
any day of the week n.
|
|
8 |
General |
herhangi bir olayın ellinci yıldönümü |
jubilee n.
|
|
|
9 |
General |
tatil veya başka herhangi bir organizayonun karşıladıklarına ilaveten müşteri tarafından satın alına |
optional extra n.
|
|
10 |
General |
emeklilik sigortası gibi işçiye ücreti dışında sağlanan herhangi bir şey |
fringe benefit n.
|
|
11 |
General |
herhangi bir ülkenin egemenliğinde olmayan sular |
high seas n.
|
|
12 |
General |
olay (meydana gelen herhangi bir) |
occurrence n.
|
|
13 |
General |
işçinin herhangi bir nedenle işine gelmemesi durumu |
absenteeism n.
|
|
14 |
General |
laktik asidin herhangi bir tuzu veya esteri |
lactate n.
|
|
15 |
General |
karanfil familyasından herhangi bir çiçek |
dianthus n.
|
|
16 |
General |
reçine (çam reçinesinden başka herhangi bir) |
gum n.
|
|
17 |
General |
ünlü olmak dışında kaydedeğer herhangi bir meziyeti olmayan ünlü |
professional celebrity n.
|
|
18 |
General |
kalıtım yoluyla geçen herhangi bir özellik |
heritage n.
|
|
19 |
General |
barış sembolü olarak kullanılan herhangi bir şey |
olive branch n.
|
|
20 |
General |
bir tartışmanın herhangi bir sorundan dolayı sonuca varamaması durumu |
aporia n.
|
|
21 |
General |
bir tartışmanın herhangi bir sorundan dolayı sonuca varamaması |
aporia n.
|
|
22 |
General |
ismin yalın halinden başka herhangi bir hali |
oblique case n.
|
|
23 |
General |
bir nesne ya da olguyu herhangi bir şekilde tanımlayan veri |
metadata n.
|
|
24 |
General |
herhangi bir aksesuar |
fitting n.
|
|
25 |
General |
herhangi bir şeyin yok olacağı haberi |
knell n.
|
|
26 |
General |
herhangi bir şeyin yerini gösteren işaret |
landmark n.
|
|
27 |
General |
sporda verilen herhangi bir işaretle yarışa başlama |
ascent n.
|
|
28 |
General |
dialkol;herhangi bir diatomik alkol |
glycol n.
|
|
|
29 |
General |
herhangi bir pasif eğlence biçimi |
enterdrainment n.
|
|
30 |
General |
herhangi bir konuyu çevresindeki ögeleriyle birlikte ele alma |
contextualization n.
|
|
31 |
General |
özel alet aracılığıyla herhangi bir boşlukta bulunan havayı boşaltma |
exsufflation n.
|
|
32 |
General |
cumartesi ve pazar dışında herhangi bir gün |
weekday n.
|
|
33 |
General |
çatı şeklinde örten herhangi bir yapı |
tecta n.
|
|
34 |
General |
yelpaze biçimindeki herhangi bir şey |
fan n.
|
|
35 |
General |
007 ile biten herhangi bir yıl (2007 vb) |
bond year n.
|
|
36 |
General |
insanların buluşmayı veya bir şey kurmayı kararlaştırdıkları herhangi bir yer |
venue n.
|
|
37 |
General |
yolcu taşıyan herhangi bir aracın bölmesi |
car n.
|
|
38 |
General |
herhangi bir kimse |
everyman n.
|
|
39 |
General |
herhangi bir adam |
man in the street n.
|
|
40 |
General |
herhangi bir gemi veya uçak |
craft n.
|
|
41 |
General |
herhangi bir ulaşım biçiminde kalkış ve varış saatlerini gösterir tarife |
timetable n.
|
|
42 |
General |
sütte bulunan proteinlerden herhangi biri |
laetoprotein n.
|
|
43 |
General |
herhangi bir malzemeden küçük bir parça |
patch n.
|
|
44 |
General |
herhangi bir sınıfa girmeme |
classlessness n.
|
|
45 |
General |
herhangi bir şeye yeni başlayan kimse |
neophyte n.
|
|
46 |
General |
ıstırabı yok eden herhangi bir şey |
nepenthe n.
|
|
47 |
General |
herhangi bir şeyin kaynağı |
nidus n.
|
|
48 |
General |
yüzün herhangi bir tarafı |
feature n.
|
|
49 |
General |
sıra sıra olan evlerden herhangi birisi |
terraced house n.
|
|
50 |
General |
herhangi bir konuyu çevresindeki öğeleriyle birlikte tekrar ele alma |
recontextualization n.
|
|
51 |
General |
hint-avrupa dil ailesinden herhangi bir dili konuşan halk |
aryan n.
|
|
52 |
General |
takip etmede kullanılan herhangi bir şey |
follow-up n.
|
|
53 |
General |
abd'de uzakdoğu dahil asya'nın herhangi bir yerinden gelen kişi |
asian n.
|
|
54 |
General |
(herhangi) bir |
a n.
|
|
55 |
General |
herhangi bir konuyu çevresindeki öğeleriyle birlikte ele alma |
contextualisation n.
|
|
56 |
General |
herhangi bir konuyu çevresindeki öğeleriyle birlikte ele alma |
contextualization n.
|
|
57 |
General |
günün herhangi bir zamanı |
at any time of day n.
|
|
58 |
General |
taraflardan herhangi biri |
either party n.
|
|
59 |
General |
herhangi bir ilimde ilk çalışma |
propaedeutic n.
|
|
60 |
General |
herhangi bir ilimde ilk çalışma |
propaedeutics n.
|
|
61 |
General |
hayranların kendilerine ait olmayan orijinal eserler üzerinde herhangi bir kazanç beklentisi olmadan eğlence amaçlı yazdıkları kurgu öyküler |
fanfic n.
|
|
62 |
General |
hayranların kendilerine ait olmayan orijinal eserler üzerinde herhangi bir kazanç beklentisi olmadan eğlence amaçlı yazdıkları kurgu öyküler |
fan-fiction n.
|
|
63 |
General |
hayranların kendilerine ait olmayan orijinal eserler üzerinde herhangi bir kazanç beklentisi olmadan eğlence amaçlı yazdıkları kurgu öyküler |
fanfiction n.
|
|
64 |
General |
herhangi bir dinin kutsal kabul edilen yazıtlarını meydana getiren kitapların tümü |
biblical canon n.
|
|
65 |
General |
herhangi bir dinin kutsal kabul edilen yazıtlarını meydana getiren kitapların tümü |
canon of scripture n.
|
|
66 |
General |
herhangi bir sebeple hayvansal kaynaklı hiçbir besini tüketmeme |
veganism n.
|
|
67 |
General |
herhangi biri |
anybody n.
|
|
68 |
General |
herhangi bir konuyu çevresindeki ögeleriyle birlikte ele alma |
contextualisation n.
|
|
|
69 |
General |
herhangi bir kanıta dayanmayan düşünce |
say-so n.
|
|
70 |
General |
beş duyudan herhangi biri |
any one of the five senses n.
|
|
71 |
General |
herhangi bir korku anında ani zıplama |
jumpscare n.
|
|
72 |
General |
herhangi bir aktiviteye yeni başlayan, herhangi bir aktivitenin acemisi olan kimse |
newbie n.
|
|
73 |
General |
herhangi bir ritmik hareketin vuruşu, sayısı ya da ölçüsü |
cadence n.
|
|
74 |
General |
herhangi bir ritmik hareketin vuruşu, sayısı ya da ölçüsü |
cadency n.
|
|
75 |
General |
(çek defteri gibi) kopya olarak başka bir şeye karşılık gelen herhangi bir şey |
tally n.
|
|
76 |
General |
değerli, yüksek fiyatlı herhangi bir şey |
taonga [new zeland] n.
|
|
77 |
General |
herhangi bir kiliseye veya binaya bağlı olmayan çan kulesi |
campanile n.
|
|
78 |
General |
mum yakmak için kullanılan herhangi bir araç veya nesne |
candlelighter n.
|
|
79 |
General |
herhangi bir ekipmanın başka bir yerde kullanımının yasaklanması |
cannibalization n.
|
|
80 |
General |
herhangi bir ekipmanın başka bir yerde kullanımının yasaklanması |
cannibalisation n.
|
|
81 |
General |
herhangi bir otoritenin gözdesi |
teacher's pet n.
|
|
82 |
General |
belli bir kaynağa erişimin herhangi bir günde nüfusun yarısına kısıtlanması şeklinde uygulanan tayınlama (trafiğe çıkışta tek/çift plaka uygulaması gibi) |
odd-even rationing n.
|
|
83 |
General |
belli bir kaynağa erişimin herhangi bir günde nüfusun yarısına kısıtlanması şeklinde uygulanan tayınlama (trafiğe çıkışta tek/çift plaka uygulaması gibi) |
even odd rationing n.
|
|
84 |
General |
herhangi bir derneğin ya da cemiyetin toplantılarını yaptığı bina |
chapter house n.
|
|
85 |
General |
herhangi bir derneğin ya da cemiyetin toplantılarını yaptığı bina |
chapterhouse n.
|
|
86 |
General |
herhangi bir şeyi toplamayan kimse |
noncollector n.
|
|
87 |
General |
işkence, sıkıntı veya acı veren herhangi bir şey |
tormentry n.
|
|
88 |
General |
herhangi bir kategoride sınıflandırılamayan kimse/şey |
transcendent n.
|
|
89 |
General |
herhangi bir grup |
any body n.
|
|
90 |
General |
grubun herhangi bir üyesi |
any one n.
|
|
91 |
General |
briçte eli güçlendiren ancak herhangi bir el değerlendirme yönteminde bahsedilmeyen kart |
filler n.
|
|
92 |
General |
herhangi bir kadın |
everywoman n.
|
|
93 |
General |
şövalyenin vücudunun herhangi bir kısmını örten zincirli tertibat |
voider [dialect] n.
|
|
94 |
General |
herhangi bir sanat, zanaat veya ticaret alanında usta olan erkek |
master workman n.
|
|
95 |
General |
geçmişi veya herhangi bir şeye dayalı olmayıp tamamen yeni yapılmış şey |
whole cloth n.
|
|
96 |
General |
çin imparatorluğu'nun yüksek memuriyetinde bulunan dokuz rütbeden herhangi birine mensup kimse |
mandarin n.
|
|
97 |
General |
herhangi bir kimse |
manjack [caribbean] n.
|
|
98 |
General |
sahiplik, üretim yeri veya kalite bildiren isim, logo veya herhangi bir işaret |
mark n.
|
|
99 |
General |
(ingiliz sömürge dönemi hindistanı'nda) bir ingiliz memurun veya statü sahibi herhangi bir beyaz adamın karısı |
memsahib n.
|
|
100 |
General |
havanın zemine bitişik olmayıp altında katı veya sıvı yüzey bulunmayan herhangi bir bölgesi |
midair n.
|
|
101 |
General |
havanın zemine bitişik olmayan veya altında katı veya sıvı yüzey bulunmayan herhangi bir noktası veya bölgesi |
mid-air n.
|
|
102 |
General |
herhangi bir konuda sevgiyle veya derin bilgiyle yazı yazan kimse |
boswell n.
|
|
103 |
General |
herhangi bir markaya bağlılığı olmayan bir tüketici |
brandslut n.
|
|
104 |
General |
herhangi bir erkek |
mister n.
|
|
105 |
General |
vücudu veya herhangi bir uzvunu hareket ettirme |
motion n.
|
|
106 |
General |
para kazanmak için herhangi bir meslek icra etmeyen, zengin bir erkek |
gentleman n.
|
|
107 |
General |
dünya'nın birbirinin tam zıttı olan yüzlerinde yaşanan iki deniz kabarması olayından herhangi biri |
direct tide n.
|
|
108 |
General |
(vücudun herhangi bir bölümünü) çevirme |
rotation n.
|
|
109 |
General |
herhangi bir cinsiyete çekim duymaya açık kimse |
omnisexual n.
|
|
110 |
General |
herhangi bir toprak mülkiyetine bağlı bulunmayıp bağımsız olan ve devredilmesi için tapu gereken arazi parçası |
common at large n.
|
|
111 |
General |
herhangi bir toprak mülkiyetine bağlı bulunmayıp bağımsız olan ve devredilmesi için tapu gereken arazi parçası |
common in gross n.
|
|
112 |
General |
herhangi bir bağlılığı olmayan kimse |
independent n.
|
|
113 |
General |
pasifik adaları'ndan herhangi birinde yaşayan kimse |
pacific islander n.
|
|
114 |
General |
pasifik adalarının herhangi birinden gelen kimse |
pacific islander n.
|
|
115 |
General |
avrupa'daki çeşitli alkolle mücadele kuruluşlarından herhangi birine üye kimse |
pioneer n.
|
|
116 |
General |
baklagillerden herhangi bir bitki |
pea n.
|
|
117 |
General |
ipek telinin birbirini takip eden iki özünden herhangi biri |
filament n.
|
|
118 |
General |
ingiltere'ye bağlı lincoln yerleşiminin üç ana bölümünden herhangi birini oluşturan bölge |
parts n.
|
|
119 |
General |
bir mevsimle, haftanın bir günüyle veya başka herhangi bir dönem ile ilişkilendirilen örüntü, değişim veya dalgalanma |
seasonalities n.
|
|
120 |
General |
(ingiltere'de) herhangi bir bira yapımcısına ait olmayıp sahibinin kendi birasını ürettiği veya birayı istediği yerden satın aldığı bar |
free public house n.
|
|
121 |
General |
x miktarda (herhangi bir şey) |
x amount (of something) n.
|
|
122 |
General |
varlığı herhangi bir şeye dayanmayan oluşum |
substantive n.
|
|
123 |
General |
herhangi bir konuyu çevresindeki ögeleriyle birlikte ele almak |
contextualize v.
|
|
124 |
General |
olmak (hayat/işler herhangi bir durumda) |
go v.
|
|
125 |
General |
herhangi bir cisme başka bir cismi katarak fazlasını alamayacak derecede doldurmak |
embrue v.
|
|
126 |
General |
herhangi bir hayat belirtisi göstermemek |
show no signs of life v.
|
|
127 |
General |
herhangi bir yanlış görmemek |
see no wrong v.
|
|
128 |
General |
bir durum karşısında herhangi bir önlem almamak |
let something ride v.
|
|
129 |
General |
(herhangi bir) ilerleme göstermemek |
make no headway v.
|
|
130 |
General |
(herhangi bir) gelişme göstermemek |
make no headway v.
|
|
131 |
General |
(herhangi bir) gelişme kaydetmemek |
make no headway v.
|
|
132 |
General |
(herhangi bir) ilerleme kaydetmemek |
make no headway v.
|
|
133 |
General |
herhangi bir konuyu çevresindeki öğeleriyle birlikte ele almak |
contextualise v.
|
|
134 |
General |
herhangi bir olaydan kaynaklanmak |
arise out of v.
|
|
135 |
General |
herhangi bir anlam ifade etmemek |
not make any sense v.
|
|
136 |
General |
herhangi bir anlam ifade etmemek |
make no sense v.
|
|
137 |
General |
herhangi bir konuyu çevresindeki öğeleriyle birlikte ele almak |
contextualize v.
|
|
138 |
General |
herhangi bir konuyu çevresindeki ögeleriyle birlikte ele almak |
contextualise v.
|
|
139 |
General |
herhangi birini suça sürüklemek |
drive anybody to crime v.
|
|
140 |
General |
herhangi bir sürece ya da ürüne etki eden ufak problemleri çözmek |
work out the bugs v.
|
|
141 |
General |
herhangi bir ekipmanın başka bir yerde kullanımını yasaklamak |
cannibalize v.
|
|
142 |
General |
herhangi bir ekipmanın başka bir yerde kullanımını yasaklamak |
cannibalise v.
|
|
143 |
General |
(haritayı) herhangi iki nokta arasındaki yön çizgisi doğadaki konumuna karşılık gelene kadar döndürmek |
orient v.
|
|
144 |
General |
herhangi bir tanesi |
any adj.
|
|
145 |
General |
bunlardan herhangi biri |
any these adj.
|
|
146 |
General |
herhangi bir |
whatsoever adj.
|
|
147 |
General |
toprağın herhangi bir feodal yükümlülük olmaksızın köylüye ait olması |
allodial adj.
|
|
148 |
General |
herhangi bir fiyatı olmayan |
tariffless adj.
|
|
149 |
General |
herhangi biri |
any of adj.
|
|
150 |
General |
herhangi birisinde |
any one of adj.
|
|
151 |
General |
hakkında herhangi bir suçlama veya itham bulunmayan |
sackless adj.
|
|
152 |
General |
(herhangi) bir |
an adj.
|
|
153 |
General |
(herhangi) bir |
any adj.
|
|
154 |
General |
herhangi biri |
either adj.
|
|
155 |
General |
herhangi bir duyu organıyla hissedilen |
sensated adj.
|
|
156 |
General |
herhangi bir sınıfla ilgili olmayan |
nonclass adj.
|
|
157 |
General |
herhangi bir sonuca kesin bir etki etmeyen |
nondecisive adj.
|
|
158 |
General |
herhangi bir teması olmayan |
nonthematic adj.
|
|
159 |
General |
herhangi bir |
this adj.
|
|
160 |
General |
herhangi bir duygu sergilemeyen |
throbless adj.
|
|
161 |
General |
herhangi bir meziyeti olmayan |
unremarkable adj.
|
|
162 |
General |
herhangi bir özelliği olmayan |
unremarkable adj.
|
|
163 |
General |
herhangi bir işte çalışmayan |
unactive adj.
|
|
164 |
General |
herhangi bir özelliği olmayan |
unprepossessing adj.
|
|
165 |
General |
herhangi bir |
whatsoe'er adj.
|
|
166 |
General |
ikisinden herhangi biri olan |
whether [obsolete] adj.
|
|
167 |
General |
test sonuçlarını etkileyecek herhangi bir bilgi verilmeden yapılan |
blind adj.
|
|
168 |
General |
herhangi bir teste dayanan |
high-proof adj.
|
|
169 |
General |
felsefi veya dini hümanizmin herhangi bir formuna ait |
humanist adj.
|
|
170 |
General |
felsefi veya dini hümanizmin herhangi bir formu ile ilişkili |
humanist adj.
|
|
171 |
General |
herhangi bir para biriminde milyarları bulunan |
multibillion adj.
|
|
172 |
General |
herhangi bir para biriminde milyarlara mal olan |
multibillion adj.
|
|
173 |
General |
parasal olmayan herhangi bir birimden milyarlarca içeren |
multibillion adj.
|
|
174 |
General |
menfaat içeren herhangi bir durumdan gayriahlaki şekilde istifade eden |
opportunistic adj.
|
|
175 |
General |
amaçtan, önderlikten veya kılavuzluk edecek herhangi bir şeyden yoksun |
rudderless adj.
|
|
176 |
General |
(koleksiyon pulu) tamamen uydurma ve herhangi bir ülkeye ait olmayan |
illegal adj.
|
|
177 |
General |
herhangi bir cinsiyete çekim duymaya açık olan |
omnisexual adj.
|
|
178 |
General |
varlığı herhangi bir nedene bağlı olmayan |
self-existent adj.
|
|
179 |
General |
herhangi bir şekilde |
in anyway adv.
|
|
180 |
General |
herhangi bir fiyat için |
for any price adv.
|
|
181 |
General |
herhangi bir yolla |
in any way adv.
|
|
182 |
General |
herhangi bir şekilde |
in what manner adv.
|
|
183 |
General |
herhangi bir yere |
anywhere adv.
|
|
184 |
General |
herhangi bir suretle |
in any wise adv.
|
|
185 |
General |
herhangi birinde |
on any of adv.
|
|
186 |
General |
herhangi bir şekilde |
anyway adv.
|
|
187 |
General |
herhangi bir şekilde |
anyhow adv.
|
|
188 |
General |
herhangi bir şekilde |
in any way adv.
|
|
189 |
General |
herhangi bir engel olmaksızın |
without let or hindrance adv.
|
|
190 |
General |
herhangi bir yere |
any place adv.
|
|
191 |
General |
herhangi bir şekilde |
anywise adv.
|
|
192 |
General |
herhangi bir şekilde |
by some means or other adv.
|
|
193 |
General |
herhangi bir yere |
whithersoever adv.
|
|
194 |
General |
herhangi bir tarafa |
whitherward adv.
|
|
195 |
General |
herhangi bir yer |
anywhere adv.
|
|
196 |
General |
herhangi bir suretle |
by any means adv.
|
|
197 |
General |
herhangi bir yerde |
anywhere adv.
|
|
198 |
General |
(herhangi) bir yerde |
anywhere adv.
|
|
199 |
General |
(herhangi) bir yere |
anywhere adv.
|
|
200 |
General |
herhangi bir zaman |
anytime adv.
|
|
201 |
General |
herhangi bir zamanda |
whenever adv.
|
|
202 |
General |
herhangi bir zamanda |
at anytime adv.
|
|
203 |
General |
herhangi bir zamanda |
ever adv.
|
|
204 |
General |
bundan sonraki herhangi bir zamanda |
at any time thereafter adv.
|
|
205 |
General |
herhangi bir sebeple |
for any reason adv.
|
|
206 |
General |
herhangi bir şekilde |
in any manner adv.
|
|
207 |
General |
herhangi bir bakımdan |
in any respect adv.
|
|
208 |
General |
herhangi bir yer için |
for anywhere adv.
|
|
209 |
General |
önceki yılların herhangi birinde |
in any of the previous years adv.
|
|
210 |
General |
herhangi bir gerekçe gösterilmeden |
inexcusably adv.
|
|
211 |
General |
herhangi bir gerekçe gösterilmeden |
unjustifiably adv.
|
|
212 |
General |
herhangi bir zamanda |
any given time adv.
|
|
213 |
General |
herhangi bir şekilde |
any way adv.
|
|
214 |
General |
herhangi bir yere |
any whither adv.
|
|
215 |
General |
herhangi bir zamanda |
anywhen adv.
|
|
216 |
General |
herhangi bir yere doğru |
anywhither adv.
|
|
217 |
General |
herhangi bir zaman |
whensoever adv.
|
|
218 |
General |
herhangi bakımdan |
wherein [obsolete] adv.
|
|
219 |
General |
herhangi bir şekilde |
once adv.
|
|
220 |
General |
herhangi bir yerde |
owher [obsolete] adv.
|
|
221 |
General |
herhangi bir yer |
owher [obsolete] adv.
|
|
222 |
General |
herhangi bir şekilde |
owt [dialect] adv.
|
|
223 |
General |
herhangi biri |
either of prep.
|
|
224 |
General |
herhangi bir |
any pron.
|
|
225 |
General |
herhangi birisi |
anyone pron.
|
|
226 |
General |
herhangi birisi |
anybody pron.
|
|
227 |
General |
herhangi biri |
anyone pron.
|
|
228 |
General |
herhangi bir şey |
anything pron.
|
|
229 |
General |
herhangi biri |
any pron.
|
|
230 |
General |
herhangi bir kimse |
anyone pron.
|
|
231 |
General |
herhangi bir |
whatever pron.
|
|
232 |
General |
herhangi bir kimse |
anybody pron.
|
|
233 |
General |
(herhangi) bir şey |
anything pron.
|
|
234 |
General |
herhangi birinin |
anyone's pron.
|
|
235 |
General |
herhangi bir yer |
anyplace pron.
|
|
236 |
General |
herhangi bir şey |
owt pron.
|
|
237 |
General |
herhangi bir |
whate'er pron.
|
|
238 |
General |
herhangi bir |
whatsomever [obsolete] pron.
|
|
239 |
General |
herhangi bir yerde |
wherever pron.
|
|
240 |
General |
herhangi bir yere |
wherever pron.
|
|
241 |
General |
herhangi bir yer |
wherever pron.
|
|
242 |
General |
herhangi biri |
whichsoever pron.
|
|
243 |
General |
herhangi bir kişinin |
whose pron.
|
|
244 |
General |
herhangi bir yere |
whither conj.
|
|
245 |
General |
herhangi bir sonuca |
whither conj.
|
|
246 |
General |
herhangi bir duruma |
whither conj.
|
|
247 |
General |
herhangi bir zamanda |
whenas conj.
|
|
248 |
General |
herhangi bir yerden |
whencesoever conj.
|
|
249 |
General |
herhangi bir kaynaktan |
whencesoever conj.
|
|
250 |
General |
ingiliz veya britanya kökenli herhangi bir şeyi belirtmek üzere kullanılan önek |
anglo pref.
|
|
251 |
General |
herhangi bir alanda mükemmellik belirten sonek |
-tastic suf.
|
|
252 |
General |
herhangi bir şekilde |
by any manner of means expr.
|
|
253 |
General |
herhangi bir yolla |
by any manner of means expr.
|
|
Phrasals |
|
254 |
Phrasals |
herhangi bir fondan hisse satın almak |
buy in v.
|
|
255 |
Phrasals |
(birini herhangi bir suçtan veya kabahatten) aklamak |
acquit (one) of (something) v.
|
|
256 |
Phrasals |
(birini herhangi bir suçtan veya kabahatten) suçsuz bulmak |
acquit (one) of (something) v.
|
|
257 |
Phrasals |
(birini herhangi bir suçtan veya kabahatten) beraat ettirmek |
acquit (one) of (something) v.
|
|
258 |
Phrasals |
(birini herhangi bir suçtan veya kabahatten) temize çıkarmak |
acquit (one) of (something) v.
|
|
259 |
Phrasals |
(birini herhangi bir suçtan veya kabahatten) aklamak |
acquit someone of something v.
|
|
260 |
Phrasals |
(birini herhangi bir suçtan veya kabahatten) suçsuz bulmak |
acquit someone of something v.
|
|
261 |
Phrasals |
(birini herhangi bir suçtan veya kabahatten) beraat ettirmek |
acquit someone of something v.
|
|
262 |
Phrasals |
(birini herhangi bir suçtan veya kabahatten) temize çıkarmak |
acquit someone of something v.
|
|
263 |
Phrasals |
herhangi bir yere atmak/bırakmak |
pitch on v.
|
|
264 |
Phrasals |
(herhangi bir tarafa) meyletmek/eğilmek |
list to (some direction) v.
|
|
Phrases |
|
265 |
Phrases |
aksine herhangi bir hüküm bulunsa bile |
notwithstanding any provision to the contrary expr.
|
|
266 |
Phrases |
herhangi bir zamanda |
at any one time expr.
|
|
267 |
Phrases |
eğer herhangi bir sorun meydana gelirse |
if any problem occurs expr.
|
|
268 |
Phrases |
herhangi bir neden göstermeden |
without giving any reason expr.
|
|
269 |
Phrases |
herhangi bir değişiklik yapma |
don't make any changes expr.
|
|
270 |
Phrases |
herhangi bir kısıtlama yapılmaksızın |
without making any restrictions expr.
|
|
271 |
Phrases |
herhangi bir anlaşmazlık durumunda |
in case of any dispute expr.
|
|
272 |
Phrases |
herhangi bir bildirim yapılmaksızın |
without any notification expr.
|
|
273 |
Phrases |
herhangi bir amaçla |
for whatever purpose expr.
|
|
274 |
Phrases |
herhangi bir anlaşmazlık halinde |
in case of any dispute expr.
|
|
275 |
Phrases |
eğer herhangi bir problem olursa |
if any problem arises expr.
|
|
276 |
Phrases |
herhangi bir sorumluluk kabul etmeyerek |
without accepting any responsibility expr.
|
|
277 |
Phrases |
herhangi bir kısıtlama yapılmaksızın |
without imposing any restrictions expr.
|
|
278 |
Phrases |
herhangi bir gerekçe gösterilmeden |
without any excuse expr.
|
|
279 |
Phrases |
herhangi bir amaçla |
for any purpose expr.
|
|
280 |
Phrases |
herhangi bir zamanda |
at any given time expr.
|
|
281 |
Phrases |
eğer herhangi bir problem olursa |
if any problem occurs expr.
|
|
282 |
Phrases |
herhangi ikisi |
any two of expr.
|
|
283 |
Phrases |
herhangi bir kısıtlama yapılmaksızın |
without any restrictions imposed expr.
|
|
284 |
Phrases |
eğer herhangi bir sorun meydana gelirse |
if any problem arises expr.
|
|
285 |
Phrases |
herhangi bir gerekçe göstermeden |
without any reason expr.
|
|
286 |
Phrases |
herhangi bir değişiklik yapmayınız |
don't make any changes expr.
|
|
287 |
Phrases |
herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin |
without any justification expr.
|
|
288 |
Phrases |
şu andan itibaren geçerli (herhangi bir kararın) |
effective immediately expr.
|
|
289 |
Phrases |
tüzük ya da genel hukuk tarafından kastedilen ya da bu anlaşmanın hükümleri çerçevesindeki herhangi bir hak saklı kalmak koşuluyla |
without prejudice to any rights implied by statute or common law or under the provisions of this agreement expr.
|
|
290 |
Phrases |
tarih herhangi bir rehber ise |
if history is any guide expr.
|
|
291 |
Phrases |
türk lirası veya herhangi bir para cinsinden |
in turkish lira or any other currency expr.
|
|
292 |
Phrases |
(belirlenen/belli bir zaman aralığındaki) herhangi bir zamanda |
at any given time expr.
|
|
293 |
Phrases |
herhangi bir şekilde |
at all expr.
|
|
294 |
Phrases |
herhangi birinin yapabileceği gibi |
as one does expr.
|
|
295 |
Phrases |
herhangi biri gibi |
as one does expr.
|
|
Proverb |
|
296 |
Proverb |
kişi kendinde herhangi bir kusur varken başkalarını aynı kusurla suçlamamalıdır |
people who live in glass houses shouldn't throw stones
|
|
297 |
Proverb |
kişi kendinde herhangi bir kusur varken başkalarını aynı kusurla suçlamamalıdır |
those who live in glass houses shouldn't throw stones
|
|
Colloquial |
|
298 |
Colloquial |
herhangi bir kategoriye girmeyen kimse |
tweener n.
|
|
299 |
Colloquial |
eski araba ya da herhangi bir makine |
bolt bucket n.
|
|
300 |
Colloquial |
hiçbir şeyi umursamadan herhangi bir durumda tüm zorluklara rağmen istediğini elde etmek anlamına gelen bir ifade |
thug life n.
|
|
301 |
Colloquial |
herhangi bir sorumluluğu olmayan genç adam |
roving blade n.
|
|
302 |
Colloquial |
(birinin) herhangi bir kazancı |
anything in it for (one) n.
|
|
303 |
Colloquial |
(birinin) herhangi bir çıkarı |
anything in it for (one) n.
|
|
304 |
Colloquial |
herhangi bir kelime |
boo n.
|
|
305 |
Colloquial |
herhangi bir ses |
boo n.
|
|
306 |
Colloquial |
herhangi bir kimse |
booger n.
|
|
307 |
Colloquial |
herhangi bir şey |
booger n.
|
|
308 |
Colloquial |
herhangi biri |
doakes n.
|
|
309 |
Colloquial |
herhangi gibi kabahati olmayan |
clean adj.
|
|
310 |
Colloquial |
herhangi bir hazırlık yapmadan |
ex tempore adv.
|
|
311 |
Colloquial |
herhangi bir yerde |
anyplace [us/canada] adv.
|
|
312 |
Colloquial |
herhangi bir yere |
anyplace [us/canada] adv.
|
|
313 |
Colloquial |
herhangi bir yerde |
anywheres [us] adv.
|
|
314 |
Colloquial |
herhangi bir yere |
anywheres [us] adv.
|
|
315 |
Colloquial |
günün herhangi bir saatinde |
at any time of day expr.
|
|
316 |
Colloquial |
herhangi bir gün olur |
any day will do expr.
|
|
317 |
Colloquial |
herhangi bir gün |
any day expr.
|
|
318 |
Colloquial |
herhangi bir gün bana uyar |
any day will do expr.
|
|
319 |
Colloquial |
herhangi bir zorluk çekmeden |
hands down expr.
|
|
320 |
Colloquial |
herhangi bir suretle |
in any way expr.
|
|
321 |
Colloquial |
herhangi bir şekilde |
anyways expr.
|
|
322 |
Colloquial |
herhangi bir hazırlık yapmadan |
off hand expr.
|
|
323 |
Colloquial |
(ikisinden) herhangi biri |
either one expr.
|
|
324 |
Colloquial |
dünyanın herhangi bir yerinde |
god's green earth expr.
|
|
325 |
Colloquial |
herhangi bir aksilik çıkmazsa |
gwatcdr (god willing and the creek don't rise) expr.
|
|
326 |
Colloquial |
buna benzer herhangi bir şey |
anything of the kind expr.
|
|
327 |
Colloquial |
herhangi bir suretle |
never a whit expr.
|
|
328 |
Colloquial |
herhangi bir şekilde |
never a whit expr.
|
|
329 |
Colloquial |
gece veya gündüz herhangi bir saat |
all hours (of the day and night) expr.
|
|
330 |
Colloquial |
gece veya gündüz herhangi bir saat |
all hours (of the day and night) expr.
|
|
331 |
Colloquial |
herhangi bir şey, zaman |
any old thing, time expr.
|
|
332 |
Colloquial |
başka herhangi bir mesele |
any other business expr.
|
|
333 |
Colloquial |
herhangi bir şekilde |
any which way expr.
|
|
334 |
Colloquial |
birinin herhangi bir kazancı |
anything/nothing/something in it for somebody expr.
|
|
335 |
Colloquial |
birinin herhangi bir çıkarı |
anything/nothing/something in it for somebody expr.
|
|
336 |
Colloquial |
başka herhangi bir mesele |
aob (any other business) expr.
|
|
337 |
Colloquial |
başka herhangi bir iş |
aob (any other business) expr.
|
|
338 |
Colloquial |
herhangi bir |
as it comes [uk/australia] expr.
|
|
339 |
Colloquial |
herhangi bir ipucu var mı? |
any leads? expr.
|
|
340 |
Colloquial |
günün herhangi bir saati |
day or night expr.
|
|
341 |
Colloquial |
ümitsiz hastalarda kalp ve solunum durması olayında herhangi bir müdahalede bulunmama kararı |
dnacpr (do not attempt cpr (cardiopulmonary resuscitation)) expr.
|
|
342 |
Colloquial |
(sosyal medyada) fotoğrafın üzerinde filtre/herhangi bir oynama olmadığını belirten etiket |
#nofilter expr.
|
|
343 |
Colloquial |
herhangi biri/bir şey/bir yer |
somebody/something/somewhere or other expr.
|
|
344 |
Colloquial |
herhangi birisi kadar |
as much as the next guy expr.
|
|
345 |
Colloquial |
herhangi bir tercihim yok |
I don't care exclam.
|
|
346 |
Colloquial |
herhangi biriniz |
dae (does/did anyone/anybody else) abrev.
|
|
Idioms |
|
347 |
Idioms |
herhangi bir ilgi |
the faintest interest n.
|
|
348 |
Idioms |
kavranması zor bir iç işleyişi olan herhangi bir sistem ya da araç |
black box n.
|
|
349 |
Idioms |
sokaktaki herhangi biri/insan |
average bear n.
|
|
350 |
Idioms |
herhangi bir şey |
any old thing n.
|
|
351 |
Idioms |
herhangi biri |
warm body n.
|
|
352 |
Idioms |
sığınacak herhangi bir liman |
any port in a storm n.
|
|
353 |
Idioms |
(olayların/hayatın/herhangi bir şeyin) iyi/iyimser/neşeli/yararlı/olumlu tarafı |
sunny side n.
|
|
354 |
Idioms |
herhangi bir hükümdar |
king or kaiser [old-fashioned] n.
|
|
355 |
Idioms |
herhangi bir fani hükümdar/hükmeden |
king or kaiser [old-fashioned] n.
|
|
356 |
Idioms |
herhangi bir yer |
any old place n.
|
|
357 |
Idioms |
herhangi bir köşe |
any (old) nook or cranny n.
|
|
358 |
Idioms |
aklı başında herkes/herhangi biri |
anyone in their right mind n.
|
|
359 |
Idioms |
kendini bilen herkes/herhangi biri |
anyone in their right mind n.
|
|
360 |
Idioms |
aklı başında herkes/herhangi biri |
anyone in their right mind n.
|
|
361 |
Idioms |
kafası yerinde olan herkes/herhangi biri |
anyone in their right mind n.
|
|
362 |
Idioms |
mantıklı olan herkes/herhangi biri |
anyone in their right mind n.
|
|
363 |
Idioms |
mantığını kullanabilen herkes/herhangi biri |
anyone in their right mind n.
|
|
364 |
Idioms |
sağduyusu olan herkes/herhangi biri |
anyone in their right mind n.
|
|
365 |
Idioms |
herhangi bir şeyle karıştırılmamış/seyreltilmemiş sert içki |
a stiff drink n.
|
|
366 |
Idioms |
herhangi bir hilede başarılı olmak |
come it v.
|
|
367 |
Idioms |
adı herhangi bir olaya karışmamak |
keep (one's) slate clean v.
|
|
368 |
Idioms |
herhangi bir sıkıntı yok onayı almak |
get the all-clear v.
|
|
369 |
Idioms |
herhangi bir sıkıntı yok onayı vermek |
give somebody the all-clear v.
|
|
370 |
Idioms |
herhangi bir fikri olmamak |
have no idea v.
|
|
371 |
Idioms |
herhangi bir karar almaktan kaçınmak |
sit on the fence v.
|
|
372 |
Idioms |
herhangi bir işin içinde olmak |
take a hand in v.
|
|
373 |
Idioms |
girdiği herhangi bir sosyal ortamda ilgi odağı olan kimse olmak |
be the life and soul of the party v.
|
|
374 |
Idioms |
herhangi bir işin içinde olmak |
have a hand in v.
|
|
375 |
Idioms |
otel vb gibi bir yerden herhangi bir ödeme yapmadan gizlice sıvışmak |
do a moonlight flit v.
|
|
376 |
Idioms |
(herhangi bir sorgulama yapmadan) doğru kabul etmek |
take it as read v.
|
|
377 |
Idioms |
(özellikle bir kitabın) (içinde) ile ilgili herhangi bir şey (bilgi) olmamak |
have nothing on someone or something v.
|
|
378 |
Idioms |
herhangi bir kısıtlaması/zorunluluğu olmamak |
have no strings attached v.
|
|
379 |
Idioms |
herhangi bir düzenlemeye ihtiyaç duymamak |
have no strings attached v.
|
|
380 |
Idioms |
herhangi bir sıkıntı yok onayı almak |
get the all-clear v.
|
|
381 |
Idioms |
herhangi bir sıkıntı yok onayı vermek |
give somebody the all-clear v.
|
|
382 |
Idioms |
(birine) herhangi bir sıkıntı yok demek |
give (one) the all-clear v.
|
|
383 |
Idioms |
(herhangi bir sorgulama yapmadan) doğru kabul edilmek |
be taken as read v.
|
|
384 |
Idioms |
birine herhangi bir sıkıntı yok onayı vermek |
give somebody the all-clear v.
|
|
385 |
Idioms |
herhangi bir sıkıntı yok onayı almak |
get the all-clear v.
|
|
386 |
Idioms |
herhangi bir sıkıntı yok onayı vermek |
give the all-clear v.
|
|
387 |
Idioms |
bir durum karşısında herhangi bir önlem almamak |
let ride v.
|
|
388 |
Idioms |
bir durum karşısında herhangi bir önlem almamak |
let something lie v.
|
|
389 |
Idioms |
sokaktaki herhangi birinden daha |
than the average bear adv.
|
|
390 |
Idioms |
herhangi bir şey (yeni olması şartdeğil) |
any old thing expr.
|
|
391 |
Idioms |
herhangi bir aksilik çıkmazsa |
lord willing and the creek don't rise expr.
|
|
392 |
Idioms |
gece veya gündüz herhangi bir saatte |
at all hours of the day and night expr.
|
|
393 |
Idioms |
herhangi bir gün |
any other day expr.
|
|
394 |
Idioms |
herhangi bir haber olmaması kötü haber almaktan iyidir |
no news is good news expr.
|
|
395 |
Idioms |
herhangi bir suretle |
for love or money expr.
|
|
396 |
Idioms |
kimseden herhangi bir yardım istemeden |
off one's own bat expr.
|
|
397 |
Idioms |
üzerinde herhangi bir borç olmayan |
free and clear expr.
|
|
398 |
Idioms |
üzerinde herhangi bir borç veya ipotek olmadan |
free and clear expr.
|
|
399 |
Idioms |
(bir kimseyi tanımlarken herhangi bir olumsuz durum için) hiç eser yok |
not have a type of bone in one's body expr.
|
|
400 |
Idioms |
(birinden) herhangi bir ses |
another peep out of (one) expr.
|
|
401 |
Idioms |
herhangi bir aksilik çıkmazsa |
(the good) lord willing and the creek don't rise [rural] expr.
|
|
402 |
Idioms |
herhangi bir |
any old expr.
|
|
403 |
Idioms |
mümkün olabilecek herhangi bir şekilde |
by any stretch expr.
|
|
404 |
Idioms |
mümkün olabilecek/akla gelebilecek/hayal edilebilecek herhangi bir şekilde |
by any stretch of the imagination expr.
|
|
405 |
Idioms |
herhangi bir kısıtlama/zorunluluk olmaksızın |
no strings expr.
|
|
406 |
Idioms |
kayda değer herhangi bir şey (yok) |
not anything to boast about expr.
|
|
407 |
Idioms |
dikkate değer herhangi bir şey (yok) |
not anything to boast about expr.
|
|
408 |
Idioms |
göze çarpan herhangi bir şey (yok) |
not anything to boast about expr.
|
|
409 |
Idioms |
etkileyici herhangi bir şey (yok) |
not anything to boast about expr.
|
|
Formal |
|
410 |
Formal |
herhangi bir sorumluluğu olmayan genç adam |
roving blade n.
|
|
411 |
Formal |
herhangi bir duyuyu içermeyen (renksiz, tatsız, kokusuz vb.) |
nonsensuous adj.
|
|
412 |
Formal |
herhangi bir duyuyu harekete geçirmeyen |
nonsensuous adj.
|
|
Speaking |
|
413 |
Speaking |
burada kaldığınız süre zarfında herhangi bir probleminiz ya da sorunuz olursa |
if you have any problems or any questions during your stay here expr.
|
|
414 |
Speaking |
bu kadar korkunç bir olayın arkasında ne gibi bir neden olduğu konusunda herhangi bir fikrim yok |
I have no idea what the motive behind such an horrific act might be expr.
|
|
415 |
Speaking |
bununla ilgili herhangi bir kanıtınız var mı? |
do you have any evidence of that? expr.
|
|
416 |
Speaking |
düzeleceğine dair herhangi bir ışık göremiyorum |
I don't see any chance of it coming back expr.
|
|
417 |
Speaking |
herhangi bir sorun var mı? |
Is there any problem? expr.
|
|
418 |
Speaking |
herhangi bir şey olursa |
if anything should happen expr.
|
|
419 |
Speaking |
herhangi bir şey söylemek bana düşmez |
this is not my place to say anything expr.
|
|
420 |
Speaking |
herhangi bir sabıkam yok |
I have no criminal record expr.
|
|
421 |
Speaking |
herhangi birine bir şey yaptığımı gördün mü? |
have you seen me do anything to anyone? expr.
|
|
422 |
Speaking |
herhangi bir şekilde mümkünse |
if at all possible expr.
|
|
423 |
Speaking |
herhangi bir yere dokunun |
tap anywhere expr.
|
|
424 |
Speaking |
herhangi bir hata yaptın mı? |
did you make any mistakes? expr.
|
|
425 |
Speaking |
herhangi biri sizinle irtibata geçti mi? |
did anyone contact you? expr.
|
|
426 |
Speaking |
herhangi biri sizinle temasa geçti mi? |
did anyone contact you? expr.
|
|
427 |
Speaking |
herhangi bir sabıkam yok |
I don't have any criminal record expr.
|
|
428 |
Speaking |
herhangi bir sorun olursa |
if anything should happen expr.
|
|
429 |
Speaking |
herhangi bir ağrınız var mı? |
do you have any pain? expr.
|
|
430 |
Speaking |
herhangi bir neden belirtilmedi |
no reason was specified expr.
|
|
431 |
Speaking |
herhangi bir aksilik çıkmazsa |
god willing and the creek don't rise expr.
|
|
432 |
Speaking |
herhangi bir yeteneğim var mı bilmiyorum |
I don't know if i have any talent expr.
|
|
433 |
Speaking |
herhangi bir sorun olursa |
if anything happens expr.
|
|
434 |
Speaking |
herhangi bir problem var mı? |
Is there any problem? expr.
|
|
435 |
Speaking |
herhangi bir şeye ihtiyacın olursa |
if there's anything you need at all expr.
|
|
436 |
Speaking |
herhangi bir isteğiniz/ihtiyacınız varsa sormaktan çekinmeyin |
If there's anything you need don't hesitate to ask expr.
|
|
437 |
Speaking |
herhangi bir şey olursa |
if anything happens expr.
|
|
438 |
Speaking |
herhangi biri bunu yapabilir |
anyone can do that expr.
|
|
439 |
Speaking |
herhangi bir şekilde mümkünse |
if it is at all possible expr.
|
|
440 |
Speaking |
onu herhangi bir şeyle suçladılar mı? |
did they charge him with anything? expr.
|
|
441 |
Speaking |
onunla herhangi bir şekilde bir bağlantın var mı? |
do you have some sort of connection with him? expr.
|
|
442 |
Speaking |
onun kimseye herhangi bir yararı var mı? |
is he doing anybody any good? expr.
|
|
443 |
Speaking |
yardım edebileceğim herhangi bir şey var mı? |
is there anything that I can help you with? expr.
|
|
444 |
Speaking |
herhangi bir iptal durumu var mı? |
are there any cancellations? expr.
|
|
445 |
Speaking |
herhangi bir ilaca karşı alerjin var mı? |
are you allergic to any medications? expr.
|
|
446 |
Speaking |
herhangi bir ilaca karşı bilinen bir alerjin var mı? |
are you allergic to any medications? expr.
|
|
447 |
Speaking |
herhangi bir ilaca karşı alerjiniz var mı? |
are you allergic to any medications? expr.
|
|
448 |
Speaking |
herhangi bir ilaca karşı bildiğiniz bir alerjiniz var mı? |
are you allergic to any medications? expr.
|
|
449 |
Speaking |
herhangi bir ilaca karşı bilinen bir alerjiniz var mı? |
are you allergic to any medications? expr.
|
|
450 |
Speaking |
herhangi bir ilaca karşı bildiğin bir alerjin var mı? |
are you allergic to any medications? expr.
|
|
451 |
Speaking |
herhangi bir ilaç kullanıyor musunuz? |
are you taking any medications? expr.
|
|
452 |
Speaking |
herhangi bir ilaç kullanıyor musun? |
are you taking any medications? expr.
|
|
Chat Usage |
|
453 |
Chat Usage |
herhangi biri |
ne1 n.
|
|
Trade/Economic |
|
454 |
Trade/Economic |
başka herhangi bir iş |
any other business (aob) n.
|
|
455 |
Trade/Economic |
bir değişkenin herhangi bir andaki toplam ya da birikmiş değeri |
stock n.
|
|
456 |
Trade/Economic |
bir çalışanın aynı şirkette maaşında herhangi bir iyileştirme yapılmadan mevcut çalıştığı departmandan/birimden başka bir departmana/birime transfer edilmesi |
lateral move n.
|
|
457 |
Trade/Economic |
çalışanın bir önceki iş yerinden aldığı/alacağı bir başka işyerinde çalışmasında "bizim açımızdan herhangi bir mahzuru yoktur" rızasını gösterir belge |
certificate of no objection n.
|
|
458 |
Trade/Economic |
çalışanın bir önceki iş yerinden aldığı/alacağı bir başka işyerinde çalışmasında "bizim açımızdan herhangi bir mahzuru yoktur" rızasını gösterir belge |
no objection certificate n.
|
|
459 |
Trade/Economic |
doğada arzı sınırlı olan herhangi bir kaynak |
exhaustible resource n.
|
|
460 |
Trade/Economic |
herhangi bir olayın sadece küçük bir kısmının görünür olduğunu savunan düşünce |
iceberg principle n.
|
|
461 |
Trade/Economic |
herhangi bir ülkede patlak veren krizin diğer ülkelere de yansıması/geçmesi |
financial contagion n.
|
|
462 |
Trade/Economic |
herhangi bir faaliyetin önceden belirlenen kalitede ve zamanda en az maliyetle başarılması için alınan önlemler |
cost control n.
|
|
463 |
Trade/Economic |
herhangi bir firmanın uyguladığı imalat sistemlerinde gerekli standartlara uyumlu olduğunu gösteren kanıt |
evidence of compliance n.
|
|
464 |
Trade/Economic |
herhangi bir anda piyasada geçerli olan faiz |
nominal rate of interest n.
|
|
465 |
Trade/Economic |
herhangi bir makam için yeterli niteliklere sahip olmama |
ineligibility n.
|
|
466 |
Trade/Economic |
herhangi bir şart belirtilmeksizin yapılan ciro |
unqualified endorsement n.
|
|
467 |
Trade/Economic |
istatistik incelemesinde kullanılan herhangi bir ekonometrik model olasılık dağılımlarının birbirlerinden farklı olması |
heteroscedasticity n.
|
|
468 |
Trade/Economic |
işletmenin herhangi bir nedenle geçici olarak durması |
outage n.
|
|
469 |
Trade/Economic |
katlanılan maliyetin herhangi bir parçası |
cost fraction n.
|
|
470 |
Trade/Economic |
sendika vb. herhangi bir yasal ya da sosyal anlamda bir güvencesi olmaksızın çalışan insanların oluşturduğu istihdam |
precarious employment n.
|
|
471 |
Trade/Economic |
sözleşmede herhangi bir yenileme yapmadan önce belirlenmiş olan asıl sözleşme süresi |
initial contract duration n.
|
|
472 |
Trade/Economic |
sözleşmede herhangi bir yenileme yapmadan önce belirlenmiş olan asıl sözleşme süresi |
initial term of the contract n.
|
|
473 |
Trade/Economic |
üst yöneticelere hesap veren altında herhangi bir çalışan olmayan yönetici |
non-manager n.
|
|
474 |
Trade/Economic |
üretime yardımcı olan herhangi bir maddi sabit varlık |
facility n.
|
|
475 |
Trade/Economic |
herhangi bir ticaret şirketine çalışmayan kızılderili tüccar |
free trader n.
|
|
476 |
Trade/Economic |
herhangi bir değerlendirmeye tabi olmayan |
non-assessable adj.
|
|
477 |
Trade/Economic |
(nakit para) herhangi bir yere teminat olarak sunulmayan |
clean adj.
|
|
478 |
Trade/Economic |
bu durumların hiç birinde ilgili pasiflere ilişkin herhangi bir yükümlülüğü bulunmaksızın |
in each case, without liability to account expr.
|
|
479 |
Trade/Economic |
herhangi bir girişimde bulunmasına gerek kalmaksızın |
without any action on the part of ... expr.
|
|
Law |
|
480 |
Law |
toprağın herhangi bir feodal yükümlülük olmaksızın köylüye ait olması |
alodiality n.
|
|
481 |
Law |
toprağın herhangi bir feodal yükümlülük olmaksızın köylüye ait olması |
allodiality n.
|
|
482 |
Law |
bir şahsın herhangi bir menkul mal veya hak ile ilgili güvene dayanan bir muamele yapmasından doğan tröst |
resulting trust n.
|
|
483 |
Law |
bir mülkü o mülkün sahibinin izniyle kullanan ancak söz konusu mülk üzerinde herhangi bir yasal hakka sahip olmayan kimse |
bare licensee n.
|
|
484 |
Law |
bir şahsın herhangi bir menkul mal veya hak ile ilgili güvene dayanan bir muamele yapmasından doğan tröst |
implied trust n.
|
|
485 |
Law |
bir şahsın herhangi bir menkul mal veya hak ile ilgili güvene dayanan bir muamele yapmasından doğan tröst |
express trust n.
|
|
486 |
Law |
bir şahsın herhangi bir menkul mal veya hak ile ilgili güvene dayanan bir muamele yapmasından doğan tröst |
constructive trust n.
|
|
487 |
Law |
davada herhangi bir çıkarı olmadığı halde kanuni usullere uygunluğu sağlamak için davacı olan kimse |
nominal plaintiff n.
|
|
488 |
Law |
eşlerden birinin herhangi bir yasal sebebe dayanmaksızın diğerinden ayrı yaşaması |
subtraction of conjugal rights n.
|
|
489 |
Law |
herhangi bir tarih kararlaştırmadan celseyi dağıtma |
adjournment sine die n.
|
|
490 |
Law |
hükümdar adına çıkarılan ve herhangi bir imtiyaza sahip olduğunu iddia eden şahıstan iddiasının mesnedini soran karar |
quo warranto n.
|
|
491 |
Law |
herhangi bir veraset talebinde bulunulmayan miras |
vacant succession n.
|
|
492 |
Law |
herhangi bir biçimde tutulan veya hapsedilen kişilerin korunması için prensipler bütünü |
body of principles for the protection of all persons under any form of detention or imprisonment n.
|
|
493 |
Law |
ingiliz hukunda avukatların sıkı bir rotasyonla herhangi bir müvekkilin davasını üstlenme zorunluluğu |
cab rank rule n.
|
|
494 |
Law |
ingiltere' de dava vekillerinin zorunlu ve dönüşümlü olarak herhangi bir müvekkile atanması |
cab rank rule n.
|
|
495 |
Law |
tahkikata aykırı olarak herhangi biriyle evlenmiş gibi davranan kimse |
jactitator n.
|
|
496 |
Law |
teslimi herhangi bir şarta tabi olmayan rehin |
equitable lien n.
|
|
497 |
Law |
tahkikata aykırı olarak herhangi biriyle evlenmiş gibi davranma suçu |
jactitation of marriage n.
|
|
498 |
Law |
teslimi herhangi bir şarta tabi olmayan gayrimenkul teminatı |
equitable charge n.
|
|
499 |
Law |
üzerindeki tarih veya eskiliği nedeniyle gerçek kabul edilen herhangi bir tanıklığa gerek duyulmayan kanıt niteliğindeki belge |
ancient document n.
|
|
500 |
Law |
üzerinde herhangi bir müeyyide olmayan mülk |
allodia n.
|
|