Verlauf

in love

Bedeutungen von dem Begriff "in love" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 6 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
Common Usage
1	Common Usage	in love adj.	aşık
General
2	General	in love adj.	başı dumanlı
3	General	in love adj.	sevdalı
4	General	in love adj.	büyük ilgi duyan
5	General	in love adj.	çok seven
6	General	in love adj.	çok heyecan duyan

Bedeutungen, die der Begriff "in love" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 148 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
General
1	General	courtly love in literature n.	edebiyatta saray aşkı
2	General	love in motion pictures n.	aşk filmleri
3	General	be in love with v.	aşık olmak
4	General	be in love v.	gönül çekmek
5	General	fall desperately in love v.	abayı yakmak
6	General	be in love with v.	müptela olmak
7	General	fall in love with v.	yanmak
8	General	fall in love v.	aşka düşmek
9	General	fall in love with v.	aşık olmak
10	General	fall in love v.	sevdalanmak
11	General	fall in love v.	aşık olmak
12	General	be in love with v.	gönlü olmak
13	General	fall in love with v.	vurulmak
14	General	fall in love with v.	ateşine yanmak
15	General	fall in love v.	tutulmak (aşık olmak)
16	General	fall in love with v.	sevdalanmak
17	General	be in love with v.	tutulmak
18	General	fall in love with v.	meyil vermek
19	General	fall in love v.	abayı yakmak
20	General	fall in love with v.	abayı yakmak
21	General	be passionately in love v.	sevda çekmek
22	General	be in love v.	aşk yaşamak
23	General	fall in love with v.	aşka düşmek
24	General	fall in love with v.	birine aşık olmak
25	General	fall in love with v.	gönlünü kaptırmak
26	General	be in love with v.	-e aşık olmak
27	General	be in love with v.	-i sevmek
28	General	fall in love v.	aşka tutulmak
29	General	fall in love v.	aşkın içine düşmek
30	General	be madly in love v.	mecnun olmak
31	General	be madly in love v.	sırılsıklam aşık olmak
32	General	be madly in love v.	deli gibi aşık olmak
33	General	quick to fall in love adj.	şıpsevdi
34	General	fallen in love with adj.	aşık olmuş
35	General	fell in love with adj.	aşık olmuş
36	General	madly in love adj.	mecnun
37	General	passionately in love adj.	tutkun
38	General	madly in love adj.	çok aşık
39	General	quick to fall in love adj.	ayran gönüllü
40	General	in love with prep.	müptela
41	General	in love with prep.	vurgun
42	General	in love with prep.	aşık
Phrases
43	Phrases	love is in the air expr.	havada aşk kokusu var
44	Phrases	love is in the air expr.	havada aşk var
Proverb
45	Proverb	when poverty comes in at the door, love flies out at the windows	yokluk kapıdan girince aşk pencereden uçar
46	Proverb	all's fair in love and war	aşkta ve savaşta her şey mubahtır
47	Proverb	when poverty comes in at the door love flies out at the window	yoksulluk kapıdan girince aşk pencereden kaçar
48	Proverb	when poverty comes in at the door love flies out of the window	yoksulluk kapıdan girince aşk pencereden kaçar
49	Proverb	gravitation cannot be held responsible for people falling in love	insanların aşka düşmesinden yerçekimini sorumlu tutamazsın
50	Proverb	when the wolf comes in at the door, love creeps out of the window	yoksulluk kapıdan girince aşk pencereden kaçar
51	Proverb	all is fair in love and war	aşkta ve savaşta her şey mubahtır
52	Proverb	gravitation cannot be held responsible for people falling in love	insanların aşık olmasından yerçekimini sorumlu tutamazsın
Colloquial
53	Colloquial	love-in n.	müzik, uyuşturucu ve cinselliğin yaşandığı toplantılar
54	Colloquial	love-in n.	hippi partisi/toplantısı
55	Colloquial	love-in n.	karşılıklı övgüler yağdırılan durum
56	Colloquial	love-in n.	sevgi gösterisi
57	Colloquial	love-in n.	memnuniyet gösterisi
58	Colloquial	love-in n.	1960'larda çiftlerin açık alanda seviştiği etkinlik
59	Colloquial	love-in n.	çiçek çocuğu toplantısı
60	Colloquial	love-in n.	1960'larda insanların bir araya toplanıp sevginin ve esrarın etkisiyle uçtukları toplantı
61	Colloquial	fall head over heels in love with someone v.	birine sırılsıklam aşık olmak
62	Colloquial	lucky in love adj.	aşkta şanslı
63	Colloquial	lucky in love adj.	aşkta kazanan
64	Colloquial	lucky in love adj.	aşkta başarılı
65	Colloquial	love in a cottage expr.	iki gönül bir olunca samanlık seyran olur
66	Colloquial	unlucky at cards, lucky in love expr.	kumarda kaybeden aşkta kazanır
67	Colloquial	lucky at cards, unlucky in love expr.	kumarda kazanan aşkta kaybeder
68	Colloquial	in love (with someone or something) expr.	(birine/bir şeye) aşık
69	Colloquial	in love (with someone or something) expr.	(birine/bir şeye) sevdalı
70	Colloquial	in love (with someone or something) expr.	(birine/bir şeye) abayı yakmış
71	Colloquial	in love (with someone or something) expr.	(birine/bir şeye) hayran/düşkün
72	Colloquial	in love (with someone or something) expr.	(birine/bir şeye) tutkun
Idioms
73	Idioms	a love-in n.	karşılıklı övgülerde bulunma
74	Idioms	a love-in n.	olumlu/pozitif bir ortam yaratmak için bir araya gelinerek iyi tarafların ön plana çıkarılması
75	Idioms	a love-in n.	pohpohlama
76	Idioms	love-tooth in the head n.	sürekli sevgiye ihtiyaç duyma
77	Idioms	love-tooth in the head n.	sürekli sevgi isteme
78	Idioms	be head over heels in love v.	aşık olmak
79	Idioms	fall over heels in love v.	aşık olmak
80	Idioms	be head over heels in love v.	ateş bacayı sarmak
81	Idioms	fall over heels in love v.	ateş bacayı sarmak
82	Idioms	fall in love with each other v.	birbirlerine aşık olmak
83	Idioms	be head over heels in love with v.	birine ayılıp bayılmak
84	Idioms	be head over heels in love with someone v.	birine sırılsıklam aşık olmak
85	Idioms	be head over heels in love with v.	birine sırılsıklam aşık olmak
86	Idioms	fall in love at first sight v.	bir görüşte tutulmak
87	Idioms	fall over heels in love v.	deli gibi sevmek
88	Idioms	fall deeply in love with someone v.	deliler gibi sevmek
89	Idioms	be head over heels in love v.	deli gibi sevmek
90	Idioms	fall head-over-heels in love v.	deliler gibi sevmek
91	Idioms	fall deeply in love with someone v.	deliler gibi aşık olmak
92	Idioms	fall head-over-heels in love v.	deliler gibi aşık olmak
93	Idioms	fall over heels in love v.	gönlünü kaptırmak
94	Idioms	be head over heels in love v.	gönlünü kaptırmak
95	Idioms	be head over heels in love v.	içine aşk ateşi düşmek
96	Idioms	fall over heels in love v.	içine aşk ateşi düşmek
97	Idioms	fall in love at first sight v.	ilk görüşte aşık olmak
98	Idioms	fall over heels in love v.	kara sevdaya düşmek
99	Idioms	be head over heels in love v.	kara sevdaya düşmek
100	Idioms	fall over heels in love v.	sevdalanmak
101	Idioms	be head over heels in love v.	sırılsıklam aşık olmak
102	Idioms	be head over heels in love v.	sevdalanmak
103	Idioms	fall head over heels in love v.	deliler gibi sevmek
104	Idioms	fall head over heels in love v.	deliler gibi aşık olmak
105	Idioms	fall head over heels in love v.	sırılsıklam aşık olmak
106	Idioms	fall in love (with something) v.	(bir şeye) bayılmak
107	Idioms	fall in love (with something) v.	(bir şeyi) çok beğenmek
108	Idioms	fall in love (with something) v.	(bir şeye) aşık olmak
109	Idioms	head over heels in love expr.	sırılsıklam aşık
Speaking
110	Speaking	I fell in love expr.	aşık oldum
111	Speaking	who do you like/love most in your family? expr.	ailende en çok kimi seviyorsun?
112	Speaking	are you in love? expr.	aşık mı oldun?
113	Speaking	I guess I have fallen in love with expr.	aşık oldum galiba
114	Speaking	I guess I am in love expr.	aşık oldum galiba
115	Speaking	I think I am in love expr.	aşık oldum galiba
116	Speaking	I think I have fallen in love with expr.	aşık oldum galiba
117	Speaking	I guess I have fallen in love with expr.	aşık oldum sanırım
118	Speaking	I guess I am in love expr.	aşık oldum sanırım
119	Speaking	do not fall in love expr.	aşık olmayın
120	Speaking	I don't believe in love expr.	aşka inanmıyorum
121	Speaking	I met someone and I fell in love expr.	birisiyle tanıştım ve aşık oldum
122	Speaking	we've fallen in love expr.	biz birbirimize aşık olduk
123	Speaking	I've never been in love expr.	ben hiç aşık olmadım
124	Speaking	you made me fall in love with you expr.	beni kendine aşık ettin
125	Speaking	have you ever fallen in love? expr.	hiç aşık oldun mu?
126	Speaking	do you believe in love at first sight? expr.	ilk görüşte aşka inanır mısın?
127	Speaking	love her/him more than anything else in the world expr.	onu dünyadaki her şeyden daha çok sevmek
128	Speaking	I've fallen deeply in love with a woman expr.	kadının birine sırılsıklam aşık oldum
129	Speaking	I fell in love with you expr.	sana aşık oldum
130	Speaking	you are in love expr.	sen aşıksın
131	Speaking	I am still in love with you expr.	seni hala seviyorum
132	Speaking	I am still in love with you expr.	sana hala aşığım
133	Speaking	I'm in love with you expr.	sana aşığım
134	Speaking	I fell madly in love with you expr.	sana deli gibi aşık oldum
Gastronomy
135	Gastronomy	love in a mist n.	çörek otu
Botanic
136	Botanic	love-in-a-mist n.	çörekotu
137	Botanic	love-in-idleness n.	hercai menekşe
138	Botanic	love-in-a-mist n.	şamçörek otu
139	Botanic	love-in-a-mist n.	yaz karı
140	Botanic	love-in-idleness n.	yabani menekşe
141	Botanic	love-in-idleness n.	yaygın bahçe hercailerinin türetildiği bir avrupa bitkisi
142	Botanic	love-in-a-mist n.	ince ayrık yaprakları bulunan tropik bir çarkıfelek bitkisi
143	Botanic	love-in-winter n.	beyaz veya pembemsi çiçekleri olan ucu salkımlı bir avrasya bitkisi
Literature
144	Literature	love in literature n.	edebiyatta aşk
145	Literature	love in motion pictures n.	sinemada aşk
Slang
146	Slang	park the pink plymouth (in the garage of love) v.	cinsel ilişkiye girmek (erkek)
147	Slang	park the pink plymouth (in the garage of love) v.	biriyle seks yapmak (erkek)
148	Slang	park the pink plymouth (in the garage of love) v.	birini düdüklemek