intimate - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

intimate

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "intimate" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 56 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
intimate adj. sıkı fıkı
intimate adj. samimi
intimate adj. çok yakın (ilişki/kimse)
intimate adj. yakın (ilişki)
General
intimate n. arkadaş
intimate n. samimi arkadaş
intimate n. yakın arkadaş
intimate n. (bir kişiyle, durumla) yakın ilişkili kimse
intimate v. üstü kapalı anlatmak
intimate v. ima etmek
intimate v. sezindirmek
intimate v. imlemek
intimate v. çıtlatmak
intimate v. üstü kapalı söylemek
intimate v. açıklamak
intimate v. bildirmek
intimate adj. can ciğer
intimate adj. kafadar
intimate adj. ayrıntılı (bilgi)
intimate adj. derin
intimate adj. tam
intimate adj. çok yakın (arkadaş)
intimate adj. içlidışlı
intimate adj. sıkı
intimate adj. sırdaş
intimate adj. yürekten
intimate adj. özel
intimate adj. kişisel
intimate adj. candan
intimate adj. gizli
intimate adj. içli dışlı
intimate adj. canciğer
intimate adj. ilişkisi olan
intimate adj. yakından
intimate adj. içten
intimate adj. canciğer kuzu sarması
intimate adj. mahrem
intimate adj. detaylı
intimate adj. aşina
intimate adj. aşinalık gösteren
intimate adj. esasen ufak bir gruba tanıtılmak üzere tasarlanmış
intimate adj. cildi saran
intimate adj. (su geçirmez hale getirilerek) sarılacak şeye doğrudan temas eden
intimate adj. iç karaktere ait
intimate adj. iç karakterle ilgili
intimate adj. öze ait
intimate adj. özle ilgili
intimate adj. en iç
intimate adj. en içerideki
intimate adj. özsel
intimate adj. gerçek benliğe ait veya ilgili
Construction
intimate adj. iç içe
intimate adj. yakın
Psychology
intimate adj. içten
Chemistry
intimate adj. (partikül, element) yakın birlik veya kombinasyon halindeki
Linguistics
intimate adj. ikinci tekil şahsa göre çekimli (zamir, fiil)

Bedeutungen, die der Begriff "intimate" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 64 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
intimate friend n. kafadar
intimate knowledge n. ülfet
intimate knowledge n. ünsiyet
intimate friend n. yakın dost
intimate knowledge n. engin bilgi
intimate chat n. koyu sohbet
intimate conversation n. koyu sohbet
intimate talk n. koyu sohbet
intimate relations n. samimi ilişkiler
intimate relations n. iyi ilişkiler
intimate scenes n. samimi görüntüler
intimate encounter n. seks
intimate distance n. mahrem mesafe
intimate area n. özel bölge
intimate area n. genital bölge
intimate partner violence n. aile içi şiddet
be on intimate terms with v. senlibenli olmak
be on intimate terms v. senlibenli olmak
be on intimate terms v. sıkı fıkı olmak
be intimate v. canciğer olmak
be on intimate terms with v. sıkı fıkı olmak
be intimate with v. ile samimi olmak
feel intimate v. yakın hissetmek
feel intimate with v. yakın hissetmek
be in intimate relationship with v. samimi ilişkide bulunmak
on intimate terms adj. sıkı fıkı
Phrasals
intimate something to someone v. (birine bir şeyi) ima etmek
intimate to v. -e ima etmek
intimate to v. '-e çıtlatmak
intimate to (someone) v. (birine) ima etmek
intimate to (someone) v. (birine) çıtlatmak
Colloquial
intimate with adj. ile samimi
intimate with adj. ile cinsel olarak yakın
intimate with adj. ile cinsel olarak yakınlaşmış
intimate with adj. ile cinsel ilişkiye girmiş/sevişmiş
intimate with adj. ile seks yapmış
intimate with (someone) adj. (biriyle) cinsel olarak yakın
intimate with (someone) adj. (biriyle) cinsel olarak yakınlaşmış
intimate with (someone) adj. (biriyle) cinsel ilişkiye girmiş/sevişmiş
intimate with (someone) adj. (biriyle) seks yapmış
Idioms
intimate apparel n. kadın iç çamaşırı
have intimate relations with someone v. biriyle samimi ilişkiler içinde olmak
have intimate relations with someone v. biriyle cinsel ilişkiye girmek
be intimate v. cinsel ilişkiye girmek
be intimate v. seks yapmak
be on intimate terms v. yakınlaşmak
be intimate with (someone) v. (biriyle) cinsel olarak yakınlaşmak
be intimate with (someone) v. (biriyle) cinsel ilişkiye girmek
be intimate with (someone) v. (biriyle) seks yapmak
be intimate with (someone) v. (biriyle) sevişmek
get intimate with (someone) [euphemism] v. (biriyle) cinsel anlamda yakınlaşmak
get intimate with (someone) [euphemism] v. (biriyle) cinsel ilişkiye girmek
get intimate with (someone) [euphemism] v. (biriyle) seks yapmak
get intimate with (someone) [euphemism] v. (biriyle) sevişmek
have intimate relations with v. ile samimi ilişkiler içinde olmak
have intimate relations with v. ile cinsel ilişkiye girmek
have intimate relations with (one) v. (biriyle) samimi ilişkiler içinde olmak
have intimate relations with (one) v. (biriyle) cinsel ilişkiye girmek
Social Sciences
intimate partner violence n. eş şiddeti
intimate partner violence n. yakın partner şiddeti
Linguistics
intimate speech n. yakın konuşma
Slang
be intimate v. götürmek
be intimate v. mala vurmak
be intimate v. sevişmek