|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
General |
|
1 |
General |
kaşık düşmanı |
one's better half n.
|
|
2 |
General |
büyük kaşık |
tablespoon n.
|
|
3 |
General |
kaşık dolusu |
spoonful n.
|
|
4 |
General |
kaşık düşmanı |
one's wife n.
|
|
5 |
General |
kaşık düşmanı |
the missus n.
|
|
6 |
General |
yağlı kaşık |
greasy spoon n.
|
|
7 |
General |
kaşık ile besleme |
spoon feeding n.
|
|
8 |
General |
kaşık ile beslenme |
spoon feeding n.
|
|
9 |
General |
süzgeç şeklinde çayı demlendirmeye yarayan kaşık şeklinde bir nesne |
tea-maker n.
|
|
10 |
General |
çatal bıçak kaşık |
cutlery n.
|
|
|
11 |
General |
bıçak çatal kaşık kılıfı |
pouch for knife fork spoon n.
|
|
12 |
General |
kaşık bükme |
spoon bending n.
|
|
13 |
General |
çatallı kaşık |
runcible spoon n.
|
|
14 |
General |
ucu çatal ortası kaşık ve kenarı bıçak gibi keskin olan yemek yeme aracı |
runcible spoon n.
|
|
15 |
General |
metal kaşık |
metal spoon n.
|
|
16 |
General |
çatal kaşık ve bıçak takımı |
silverware n.
|
|
17 |
General |
sapında havari figürü olan gümüş kaşık |
apostle spoon n.
|
|
18 |
General |
sonuncuya verilen ahşap kaşık şeklinde bir ödül |
wooden spoon n.
|
|
19 |
General |
(kaşık, pipo) çanak şeklinde parça |
bowl n.
|
|
20 |
General |
kısa saplı kaşık |
cutty [scotland] n.
|
|
21 |
General |
kaşık dolusu miktar |
scoop n.
|
|
22 |
General |
kaşık diyeti |
pap n.
|
|
23 |
General |
kaşık diyeti |
soft diet n.
|
|
24 |
General |
bir kaşık dolusu |
sowp [dialect] n.
|
|
25 |
General |
kaşık dolusu |
spoon n.
|
|
26 |
General |
kaşık biçimli matkap ucu |
spoon bit n.
|
|
27 |
General |
kaşık biçimli delgi ucu |
spoon bit n.
|
|
28 |
General |
kaşık diyeti |
spoon food n.
|
|
29 |
General |
kaşık ile besleme |
spoonfeeding n.
|
|
30 |
General |
kaşık ile yedirme |
spoonfeeding n.
|
|
|
31 |
General |
çala kaşık yemek |
gobble something up v.
|
|
32 |
General |
kaşık bükmek |
bend a spoon (paranormal terminology) v.
|
|
33 |
General |
bir kaşık tuz koymak |
put a spoonful of salt v.
|
|
34 |
General |
kaşık kadar |
emaciated adj.
|
|
35 |
General |
sütten çıkma ak kaşık |
blameless adj.
|
|
36 |
General |
suratı kaşık kadar olan |
wizen-faced adj.
|
|
37 |
General |
(çatal, kaşık, bıçak) sapı uzun, ucu kısa tarzda |
grill adj.
|
|
38 |
General |
(çatal, kaşık, bıçak) sapı uzun, ucu kısa tarzda |
grille adj.
|
|
39 |
General |
kaşık şeklinde |
cochleariform adj.
|
|
40 |
General |
kaşık tutan |
spoon adj.
|
|
41 |
General |
kaşık yerleştirilen |
spoon adj.
|
|
42 |
General |
kaşık taşıyan |
spoon adj.
|
|
43 |
General |
kaşık şeklinde |
spoon adj.
|
|
44 |
General |
kaşık biçimli |
spoon adj.
|
|
45 |
General |
kaşık ile yenen |
spoon adj.
|
|
46 |
General |
kaşık ile alınan |
spoon adj.
|
|
47 |
General |
kaşık şeklinde |
spoon-shaped adj.
|
|
48 |
General |
kaşık biçimli |
spoon-shaped adj.
|
|
49 |
General |
çala kaşık |
greedily adv.
|
|
50 |
General |
kaşık kaşık |
by spoonfuls adv.
|
|
51 |
General |
kaşık gibi |
spoonways [rare] adv.
|
|
52 |
General |
kaşık gibi iç içe geçerek |
spoonways [rare] adv.
|
|
Phrasals |
|
53 |
Phrasals |
bir şeyi kepçe/kaşık ile çıkarmak/almak |
ladle something out of something v.
|
|
54 |
Phrasals |
bir şeyi kepçe/kaşık ile çıkarmak/almak |
ladle something out v.
|
|
Proverb |
|
55 |
Proverb |
her ağaçtan kaşık olmaz |
never send a boy to do a man's job
|
|
Colloquial |
|
56 |
Colloquial |
kaşık ekskavatör |
spoon n.
|
|
Idioms |
|
57 |
Idioms |
çatal kaşık bıçaklar |
artillery n.
|
|
58 |
Idioms |
çatal kaşık bıçak takımı |
artillery n.
|
|
59 |
Idioms |
kaşık düşmanı |
ball and chain n.
|
|
60 |
Idioms |
sütten çıkmış ak kaşık |
plaster saint n.
|
|
61 |
Idioms |
sütten çıkma ak kaşık olmak |
be without rebuke v.
|
|
62 |
Idioms |
çayda/bir kaşık suda boğulup denizi görememek |
trade off the orchard for an apple v.
|
|
63 |
Idioms |
bir kaşık suda fırtına koparmak |
storm in a tea cup v.
|
|
64 |
Idioms |
bir kaşık suda fırtına koparmak |
tempest in a teapot v.
|
|
65 |
Idioms |
sütten çıkma ak kaşık gibi görünmek |
butter wouldn't melt in somebody's mouth v.
|
|
66 |
Idioms |
sütten çıkmış ak kaşık olmak |
be (as) pure as the driven snow v.
|
|
67 |
Idioms |
sütten çıkmış ak kaşık |
lily-white adj.
|
|
68 |
Idioms |
sütten çıkmış ak kaşık |
pure as the driven snow adj.
|
|
69 |
Idioms |
sütten çıkma ak kaşık |
pure as the driven snow adj.
|
|
70 |
Idioms |
sütten çıkma ak kaşık |
clean as a whistle expr.
|
|
|
71 |
Idioms |
sütten çıkmış ak kaşık |
as pure as the driven snow expr.
|
|
72 |
Idioms |
sütten çıkma ak kaşık |
whiter than white expr.
|
|
73 |
Idioms |
sütten çıkma ak kaşık |
as pure as the driven snow expr.
|
|
74 |
Idioms |
sütten çıkma ak kaşık değil |
not sprout wings expr.
|
|
75 |
Idioms |
sütten çıkma ak kaşık gibi |
butter won't melt (in one's mouth) expr.
|
|
76 |
Idioms |
sütten çıkma ak kaşık gibi |
butter wouldn't melt expr.
|
|
77 |
Idioms |
sütten çıkma ak kaşık gibi |
butter wouldn't melt (in someone's mouth) expr.
|
|
78 |
Idioms |
sütten çıkma ak kaşık gibi görünmek |
looks as if butter wouldn't melt (in his/her mouth) expr.
|
|
79 |
Idioms |
sütten çıkma ak kaşık gibi olan |
butter wouldn't melt in one's mouth expr.
|
|
Speaking |
|
80 |
Speaking |
bir kaşık şeker yeterli |
a spoon of sugar is enough expr.
|
|
81 |
Speaking |
bir kaşık şeker yeter |
a spoon of sugar is enough expr.
|
|
Technical |
|
82 |
Technical |
sapının ağız kısmına doğru sivrileştiği, tutma kısmında şekillendiği kaşık tarzı |
rat-tail n.
|
|
83 |
Technical |
gümüş kaşık |
silver spoon n.
|
|
84 |
Technical |
kaşık numunesi |
spoon sample n.
|
|
85 |
Technical |
kaşık matkabı |
spoon drill n.
|
|
86 |
Technical |
uzun saplı kaşık |
barspoon n.
|
|
87 |
Technical |
yarık kaşık |
split spoon n.
|
|
88 |
Technical |
(kaşık teorisinde) yenilenmesi gereken enerji birimi |
spoon n.
|
|
Automotive |
|
89 |
Automotive |
kombine kaşık dayama |
combination spoon n.
|
|
Medical |
|
90 |
Medical |
kaşık sedye |
scoop stretcher n.
|
|
91 |
Medical |
kaşık tırnak |
koilonychia n.
|
|
92 |
Medical |
kaşık tırnak |
spoon nails n.
|
|
93 |
Medical |
patolojik materyali kazımak için kullanılan kaşık şeklindeki alet |
excavator n.
|
|
94 |
Medical |
bir kaşık ilaç |
cochleare n.
|
|
Pharmaceutics |
|
95 |
Pharmaceutics |
kaşık dolusu |
spoonful n.
|
|
Gastronomy |
|
96 |
Gastronomy |
delikli kaşık |
slotted spoon n.
|
|
97 |
Gastronomy |
kaşık salata |
turkish spoon salad (a finely chopped salad) n.
|
|
98 |
Gastronomy |
kaşık börek çorbası |
egg, yoghurt, tomato sauce and mint souop n.
|
|
99 |
Gastronomy |
tahta kaşık |
wooden spoon n.
|
|
100 |
Gastronomy |
tahta düz kaşık |
wooden spatula n.
|
|
101 |
Gastronomy |
kaşık ekmeği |
batter bread n.
|
|
102 |
Gastronomy |
kaşık ekmeği |
spoon bread n.
|
|
103 |
Gastronomy |
döküm tavaya bir kaşık dolusu sulu hamur dökerek yapılan düz ve yumuşak kek |
girdlescone n.
|
|
104 |
Gastronomy |
döküm tavaya bir kaşık dolusu sulu hamur dökerek yapılan düz ve yumuşak kek |
girdle scone n.
|
|
105 |
Gastronomy |
döküm tavaya bir kaşık dolusu sulu hamur dökerek yapılan düz ve yumuşak kek |
girdlecake n.
|
|
106 |
Gastronomy |
döküm tavaya bir kaşık dolusu sulu hamur dökerek yapılan düz ve yumuşak kek |
drop scone n.
|
|
107 |
Gastronomy |
döküm tavaya bir kaşık dolusu sulu hamur dökerek yapılan düz ve yumuşak kek |
scotch pancake n.
|
|
108 |
Gastronomy |
bir kaşık dondurma |
dip n.
|
|
109 |
Gastronomy |
çatal bıçak kaşık düzenleyici |
silverware tray n.
|
|
110 |
Gastronomy |
kalıp kumu düzgünleştiren kaşık |
slick n.
|
|
111 |
Gastronomy |
kaşık ile tüketilmesi gereken gıda |
spoon-meat n.
|
|
112 |
Gastronomy |
(kaşık, bıçak) yardımıyla kırıp karıştırmak |
muddle v.
|
|
113 |
Gastronomy |
kaşık daldırarak sosun kıvamını test etmek |
coat a spoon v.
|
|
114 |
Gastronomy |
(çırpılmış bir karışımı) altı üstüne gelecek şekilde kaşık yardımı ile yavaşça başka malzemelerle karıştırmak |
fold v.
|
|
Marine Biology |
|
115 |
Marine Biology |
kaşık şeklinde balık yemi |
spoon n.
|
|
116 |
Marine Biology |
kaşık solucanı |
echiuroid n.
|
|
117 |
Marine Biology |
kaşık solucanı |
echiuran n.
|
|
118 |
Marine Biology |
kaşık ağızlı mersin balığı |
spoon–billed catfish (polyodon spathula) n.
|
|
119 |
Marine Biology |
kaşık ağızlı mersin balığı |
spoonbill (polyodon spathula) n.
|
|
120 |
Marine Biology |
kaşık ağızlı mersin balığı |
duckbill (polyodon spathula) n.
|
|
121 |
Marine Biology |
kaşık ağızlı mersin balığı |
duck–billed cat (polyodon spathula) n.
|
|
122 |
Marine Biology |
kaşık ağızlı mersin balığı |
duckbill cat (polyodon spathula) n.
|
|
123 |
Marine Biology |
kaşık ağızlı mersin balığı |
spadefish (polyodon spathula) n.
|
|
124 |
Marine Biology |
kaşık ağızlı mersin balığı |
spoonbill cat (polyodon spathula) n.
|
|
125 |
Marine Biology |
kaşık solucanı ile ilgili |
echiuroid adj.
|
|
126 |
Marine Biology |
kaşık solucanı ile ilgili |
echiuran adj.
|
|
127 |
Marine Biology |
kaşık gagalı |
spoon-billed adj.
|
|
128 |
Marine Biology |
kaşık biçimli hortumu olan |
spoon-billed adj.
|
|
Zoology |
|
129 |
Zoology |
kaşık balığı |
spoonbill n.
|
|
130 |
Zoology |
kaşık balığı |
polyodon n.
|
|
Botanic |
|
131 |
Botanic |
koyu yeşil renkte ve kaşık şeklinde uzun yaprakları olan marul |
cos lettuce (lactuca sativa longifolia) n.
|
|
132 |
Botanic |
koyu yeşil renkte ve kaşık şeklinde uzun yaprakları olan marul |
romaine lettuce n.
|
|
133 |
Botanic |
kaşık ağacı hatmisi |
norfolk island hibiscus n.
|
|
134 |
Botanic |
kaşık ağacı hatmisi |
cow itch tree n.
|
|
135 |
Botanic |
kaşık ağacı hatmisi |
primrose tree n.
|
|
136 |
Botanic |
kaşık çiçeği |
spathiphyllum wallisii n.
|
|
137 |
Botanic |
kaşık çiçeği |
white sails n.
|
|
138 |
Botanic |
kaşık çiçeği |
peace lily n.
|
|
139 |
Botanic |
kaşık ağacı |
mountain laurel (kalmia latifolia) n.
|
|
140 |
Botanic |
kaşık ağacı |
calico bush (kalmia latifolia) n.
|
|
141 |
Botanic |
kaşık otu |
common scurvy grass n.
|
|
142 |
Botanic |
kaşık otu |
cochlearia officinalis n.
|
|
143 |
Botanic |
kaşık ağacı |
umbellularia californica n.
|
|
144 |
Botanic |
kaşık ağacı |
oregon myrtle (umbellularia californica) n.
|
|
145 |
Botanic |
kaşık biçimli kasımpatı |
spoon n.
|
|
146 |
Botanic |
kaşık otu |
spoonwort n.
|
|
Education |
|
147 |
Education |
(cambridge üniversitesi'nde başarı sembolü olarak) tahta kaşık |
spoon n.
|
|
History |
|
148 |
History |
sapları keman şeklinde olan çatal ve kaşık stili |
fiddle pattern n.
|
|
Religious |
|
149 |
Religious |
komünyon ayininde kilise üyelerine kutsanmış şarap ve ekmek verirken kullanılan kaşık |
labis n.
|
|
150 |
Religious |
doğu kilisesinde şarap sunulan kaşık |
cochlear n.
|
|
Ornithology |
|
151 |
Ornithology |
kuzeydoğu asya'da yaşayan kaşık gagalı bir çullukkuşu |
spoonbill (eurynorhynchus pygmeus) n.
|
|
152 |
Ornithology |
kuzeydoğu asya'da yaşayan kaşık gagalı bir çullukkuşu |
spoon–billed sandpiper (eurynorhynchus pygmeus) n.
|
|
Slang |
|
153 |
Slang |
kokain çekmekte kullanılan kaşık |
cokespoon n.
|
|
154 |
Slang |
kaşık ile yemek yiyen kimse |
scooper n.
|
|
155 |
Slang |
kokain çekmek için kullanılan kaşık |
flake spoon n.
|
|
Paleontology |
|
156 |
Paleontology |
çin kaşık ağızlı mersin balığı |
paddlefish n.
|
|
157 |
Paleontology |
kaşık ağızlı mersin balığı |
paddlefish n.
|
|
158 |
Paleontology |
kaşık ağızlı mersin balığı |
mississippi paddlefish n.
|
|
159 |
Paleontology |
çin kaşık ağızlı mersin balığı |
chinese paddlefish n.
|
|
160 |
Paleontology |
kaşık ağızlı mersin balığı |
american paddlefish n.
|
|
161 |
Paleontology |
çin kaşık ağızlı mersin balığı |
psephurus gladius n.
|
|
162 |
Paleontology |
kaşık ağızlı mersin balığı |
spoonbill n.
|
|
163 |
Paleontology |
kaşık ağızlı mersin balığı |
duckbill n.
|
|
164 |
Paleontology |
kaşık ağızlı mersin balığı |
polyodon spathula n.
|
|