move - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

move

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "move" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 163 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
move n. hamle
move n. hareket
move v. kımıldamak
move v. kıpırdamak
move v. taşınmak
move v. hareket etmek
General
move n. oynama sırası
move n. oynama
move n. el
move n. dama taş sürme
move n. kımıldanma
move n. nakil
move n. taşınma
move n. dama oynama sırası
move n. tedbir
move n. göç
move n. girişim
move n. (dama, satranç) taş oynama
move n. manevra
move n. bilinçli hareket
move n. hareketlenme
move n. masadan kalkma
move n. ayrılmak üzere ayağa kalkma
move n. dans adımları
move n. (sporda) çevik hareket
move n. (sporda) yanıltıcı hareket
move n. bir işi yapma süresi
move n. belirli bir sürede yapılabilecek iş
move n. dans hareketi
move n. spor hareketi
move n. (dama, satranç) taşı hareket ettirme
move n. hesaplanmış prosedür
move n. amacı gerçekleştirmek için atılan adım
move n. hareketsizken hareketli hale gelme
move n. durağanken aktif hale gelme
move n. masadan kalkma
move n. başlangıç
move n. ilk adım
move n. uzaklaşmak için ilk adım
move n. oyunda taşın oynanabileceği belirlenmiş hamle
move v. kaymak
move v. kımıldanmak
move v. oynamak
move v. taşınmak
move v. dokunmak
move v. kıpırdanmak
move v. işlemek (bağırsaklar)
move v. göçmek
move v. harekete getirmek
move v. yürütmek (satranç/dama taşını)
move v. gitmek
move v. teklif etmek
move v. yürümek
move v. kıpırdatmak
move v. devinmek
move v. tahrik etmek
move v. kaldırmak
move v. devindirmek
move v. ileri gitmek
move v. sattırmak
move v. nakletmek
move v. işletmek (bağırsakları)
move v. ilerlemek
move v. almak
move v. önermek
move v. yürütmek
move v. karışmak
move v. tesir etmek
move v. ırgalamak
move v. işletmek
move v. satmak
move v. çekilmek
move v. mütehassis etmek
move v. sürmek
move v. müteessir etmek
move v. duygulandırmak
move v. yer değiştirmek
move v. gayrete getirmek
move v. etkilemek
move v. koymak
move v. kalkmak
move v. hareket ettirmek
move v. taşımak
move v. kımıldamak
move v. kımıldatmak
move v. oynatmak
move v. kopya etmek
move v. kıpraşmak
move v. ev taşımak
move v. zorlamak
move v. mecbur bırakmak
move v. mecbur etmek
move v. yola çıkmak
move v. okuyucu bulmak
move v. işaret yaparak kabul ettiğini göstermek
move v. çok meşgul olmak
move v. faaliyet içinde olmak
move v. aktif olmak
move v. hareket halinde olmak
move v. yaşamak
move v. hayatını belirli bir ortamda sürdürmek
move v. davranmak
move v. (selamlama amacıyla) şapkasını kaldırmak
move v. el değiştirtmek
move v. sattırmak
move v. kiralatmak
move v. ikna etmek
move v. boşaltmak
move v. tahliye etmek
move v. yolda olmak
move v. ayrılmak
move v. okuyucular tarafından ödünç alınarak yayılmak
move v. okuyucular tarafından ödünç alınarak dağıtılmak
move v. (kafa sallama) jestlerle tanıdığını belirtmek
move v. çok yoğun olmak
move v. pazar yeri gibi olmak
move v. var olmak
move v. belirli çevrede yaşamını sürdürmek
move v. yaşamını tanıdık ortamda geçirmek
move v. tanıdık ortamda iş yürütmek
move v. selamlama amacıyla (şapka, kep) eğmek
move v. satış veya kiralama yoluyla elden çıkarttırmak
move v. teşvik etmek
move v. bir şey yapmaya yönlendirmek
move v. kışkırtmak
move v. dışarı atmak
Trade/Economic
move v. fiyatını değiştirmek
move v. değerini değiştirmek
move v. fiyatını değiştirmek
move v. değerini değiştirmek
Law
move v. bir harekette bulunmak
move v. yardım talep etmek
move v. talepte bulunmak
move v. başvuruda bulunmak
move v. teklifte bulunmak
move v. (mahkemeye) talepte bulunmak
move v. teklifte bulunmak
move v. mahkemeye yardım talebinde bulunmak
move v. müzakereci kuruma yardım talebinde bulunmak
move v. resmi talepte bulunmak
move v. resmi teklif yapmak
Industry
move n. vardiya
move n. vardiyada teorik olarak yapılabilen iş miktarı
Technical
move v. hareket etmek
move v. hareket ettirmek
move v. konumuna getirmek
move v. yerini değiştirmek
Computer
move n. taşıma
move v. taşımak
move expr. konumuna taşı
move expr. öğesini taşı
move expr. taşı
Linguistics
move n. altsözce
move v. sözdizimsel hareket göstermek
move v. sözdizimsel yapıda kopyalanmak veya yeni konuma taşınmak
move v. sözdizimi yapısında yeni konuma taşıyarak kopyalanmak
move v. sözdizimi yapısında yeni konuma taşıyarak hareket ettirilmek
Philosophy
move n. devinim
Sport
move n. (dans) hareket
move n. çevik hareket
move n. aldatıcı hareket
move n. önceden çalışılmış hareket
Theatre
move n. (sahneyi) oynama şekli

Bedeutungen, die der Begriff "move" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
move away v. uzaklaşmak
General
chess move n. satranç hamlesi
the final move n. (satranç vb) oyunu bitiren son hamle
ability to move fast n. hızlı hareket edebilme kabiliyeti
next move n. sonraki hamle
intermediate move n. (satrançta) ara hamle
invalid move n. geçersiz hamle
invalid move n. geçersiz hareket
bold move n. cesur hareket
brave move n. cesur hareket
dance move n. dans figürü
move-in n. oturma
move-in n. kullanım
move-in n. (bir yeri) işgal etme
move-in n. (bir yere) taşınma
opening move n. bir dizi hareketin ilki
signature move n. bir kişiyle özdeşleşmiş eylem
signature move n. bir kişiyle özdeşleşmiş hareket
get move v. hareketlenmek
move along v. ilerlemek
move to tears v. gözyaşlarına boğulmak
not to move v. kıpırdamamak
make a move v. harekete geçmek
not to move a muscle v. kılını kıpırdatmamak
move away v. açılmak
be always on the move v. leyleği havada görmek
move out v. dışarı çıkmak
move out v. çıkmak
move ahead v. ilerlemek
start to move v. harekete geçmek
move to one side v. kaymak
make a move v. kaçmak
move aside v. çekilmek
move in v. içeri girmek
move on v. ilerlemek
move deeply v. ciğerine işlemek
move in v. taşınmak
move house v. taşınmak
move off v. ayrılmak
move away v. kaldırmak
move sideways v. yanlamak
move quickly v. hızlı hareket etmek
move slowly v. ağır davranmak
move with the times v. zamana ayak uydurmak
move up v. öğrenciyi bir üst sınıfa yükseltmek
move up v. bir üst sınıfa yükselmek
move off v. hareket etmek
move forward v. ilerlemek
move to tears v. gözyaşlarına boğmak
move with the times v. çağa ayak uydurmak
move to v. taşınmak
move backwards v. geri basmak
move house v. göçmek
move out v. taşınmak
move in v. eve taşınmak
move away v. uzaklaştırmak
move off with v. biriyle birlikte hareket etmek (kaçmak)
move with the times v. çağa uymak
move out v. evden taşınmak
move heaven and earth v. her çareye başvurmak
move heaven and earth v. mümkün olan her şeyi yapmak
move into v. taşınmak
move on v. ileri gitmek
move down v. bir alt sınıfa inmek
move down v. öğrenciyi bir alt sınıfa indirmek
move closer together v. sıkışmak
move up closer v. sıkışmak
move to an earlier time v. erken bir tarihe almak
move to an earlier time v. erkene almak
move in on somebody v. abayı sermek
move over v. kenara çekilmek
move forward to the exit v. çıkışa doğru ilerlemek
move into profit v. kara geçmek
move on to the next step v. bir sonraki adıma geçmek
move straight v. düz gitmek
move up a ladder v. merdivenden çıkmak
move up the career ladder v. kariyer merdivenlerine tırmanmak
move up a ladder v. merdiven çıkmak
move in the same direction v. aynı yönde hareket etmek
allow to move freely v. engel olmamak
move in the direction of v. yönünde hareket etmek
move around v. gezinmek
move around v. dolanmak
move into a new house v. yeni eve taşınmak
move out of the house v. evden taşınmak
move into a new house v. yeni bir eve taşınmak
move from its usual place v. bulunduğu yerden kaldırmak
move forward v. yol almak
move about v. dolaşıp durmak
move about v. dolanıp durmak
move something to an earlier time v. erkene almak
move something to an earlier time v. erken bir tarihe almak
move something to an earlier time v. erken tarihe almak
not to be able to move a muscle (due to fatigue) v. parmağını bile kıpırdatamamak
not to be able to move a muscle (due to fatigue) v. parmağını bile oynatamamak
move to success v. başarıya taşımak
move with the times v. çağ atlamak
move heaven and earth v. çalmadık kapı bırakmamak
move towards v. -e doğru ilerlemek
move into deep conversation v. koyu sohbete dalmak
move off v. uzaklaşmak
move off v. gitmek
move in v. yerleşmek
move on v. değiştirmek
move on v. yenilemek
move up the social ladder v. sınıf atlamak
move towards record v. rekora gitmek
move towards record v. rekora yürümek
move towards record v. rekora koşmak
be on the move v. hareket halinde olmak
move upwards v. yukarı hareket etmek
move through v. üzerinden hareket etmek
move through v. içinden geçmek
move beyond v. ötesine geçmek
move to an earlier time v. erkene çekmek
move to a bigger house v. daha büyük bir eve taşınmak
move to another phase v. başka aşamaya geçmek
move to another stage v. başka safhaya geçmek
move to another phase v. başka safhaya geçmek
move to another stage v. başka aşamaya geçmek
move the senses v. duyuları harekete geçirmek
move of something v. -den uzak durmak
move forward or backward in time v. zamanda ileri geri gitmek
move up quickly v. hızlı bir şekilde yükselmek
move on v. yola devam etmek
give the first signs/signals of a new move v. yeni bir hamlenin ilk sinyallerini vermek
move off campus v. kampüs dışına taşınmak
move off campus v. kampüsün dışına taşınmak
move to a new city v. yeni bir şehre taşınmak
make no move v. hiçbir şey yapmamak
move in with someone v. birisiyle aynı eve taşınmak
move in with someone v. biriyle aynı evde yaşamaya başlamak
move in with someone v. birinin evine taşınmak
move in with someone v. biriyle eve çıkmak
move along rapidly v. hızla geçmek
move in with someone v. beraber yaşamaya başlamak
move so slowly v. çok yavaş ilerlemek
move past v. (yanından) geçmek
make the first move v. ilk hamleyi yapmak
move something forward v. ileri taşımak
move very fast v. çok hızlı hareket etmek
move/relocate someone to central office v. merkeze almak
move sliently v. sessizce hareket etmek
move past v. geçmek
move schools v. okul değiştirmek
carry/move furniture v. eşya taşımak
move fast v. hızlı ilerlemek
move into a system v. sisteme geçmek
move something to an earlier time v. tarihini öne çekmek
move something to an earlier time v. tarihini öne almak
move something to an earlier time v. tarihi öne almak
move something to an earlier time v. tarihi öne çekmek
move to a new apartment v. yeni bir eve taşınmak
move to a new apartment v. yeni bir daireye taşınmak
move into proper position for use v. kullanım için uygun konuma getirmek
move in concert with v. ...ile birlikte hareket etmek
make something move v. bir şeyi haraket ettirmek
move a house v. ev taşımak
move against time v. zamana karşı yarışmak
move (for) v. istemde bulunmak
move (for) v. resmi bir teklifte bulunmak
move (for) v. başvuru yapmak
move [obsolete] v. yalvarmak
move [obsolete] v. talep etmek
move involuntarily v. istemsizce hareket etmek
move reflexively v. refleks olarak hareket etmek
move (for) v. resmi talepte bulunmak
move (for) v. resmi teklifte bulunmak
move (for) v. başvuru yapmak
move (for) v. resmi itirazda bulunmak
move [obsolete] v. başvurmak
move [obsolete] v. ısrarla talep etmek
move [obsolete] v. yakarmak
move back and forth v. ileri geri hareket etmek
move back and forth v. önce bir yöne sonra tersine doğru hareket etmek
move involuntarily v. kontrolsüzce hareket etmek
move reflexively v. kontrolsüzce hareket etmek
move reflexively v. istemsizce hareket etmek
counter-move v. karşıt hareket etmek
on the move adv. hareket halinde
in one move adv. bir hamlede
on the move adv. seyyar
on the move adv. ilerlemekte
move sideways! interj. yan yan git!
move it! interj. hadi oradan!
Phrasals
move backward v. geri gitmek
move backward v. geriye doğru gitmek
move backward v. geriye götürmek
move to some place v. bir yere taşınmak
move forward with something v. bir konuda bir şeyle ilerlemek/ileri gitmek
move someone back v. birilerini geriye çekmek
move (from some place) (to some place) v. bir yerden başka bir yere taşınmak
move in on v. bir yere dadanmak/bir yerin kontrolünü eline geçirmek
move on v. hayatına devam etmek
move back v. geri taşınmak
move back v. geriye hareket etmek
move away from v. fikirlerini/düşüncelerini değiştirmek
move beyond v. ileriye doğru hareket etmek
move forward v. ileri doğru hareket etmek
move up to v. ilerlemek
move across v. ilerlemek (bir alan vb. boyunca)
move ahead of v. önüne geçmek/ilerlemek
move someone into v. -ya nakletmek/götürmek/yerleştirmek
move up through something v. ...aşarak yükselmek/ilerlemek
move to v. yeltenmek
move toward v. 'e doğru hareket etmek
move up into something v. (bir üst düzeye/seviyeye) geçmek/yükselmek
move up to v. yükselmek
move back from v. (bir yerden) geriye çekilmek
move up through something v. ..geçerek yükselmek/ilerlemek
move away from v. -den uzaklaşmak
move on v. yaşamına devam etmek
move down v. aşağı doğru ilerlemek
move down v. aşağı inmek
move down v. aşağı indirmek
move down v. aşağı kaydırmak
move down v. yana kaymak
move down v. aşağı kaydırmak
move down v. yana kaydırmak
move in (to something) v. (bir şeye/yere) taşınmak
move in (to something) v. (bir şeye/yere) girmek
move in (to something) v. (bir şeye/alana) geçiş yapmak
move in (to something) v. yeni (bir şeye/alana) başlamak
move in (to something) v. taşınmak
move in (to something) v. içeri girmek
move in (to something) v. geçiş yapmak
move in (to something) v. başlamak
move around v. sürekli ev değiştirmek
move around v. sürekli yer değiştirmek
move back and forth v. ileri geri hareket etmek
move in v. yer işgal etmek
move in v. (tren) istasyona girmek
move into v. içeri girmek
move into v. gitmek
move out v. dışarı çıkarmak
move up v. yer açmak
move around v. sürekli yeni evlere taşınmak
move around v. bir yerde uzun süre yaşamamak
move in v. bir yerde oturmak
move in v. bir yeri ele geçirmek
move in v. (tren) istasyona girmek
move into v. içeri girmek
move into v. içeri gitmek
move out v. dışarı atmak
move out v. dışarı yollamak
move up v. başkalarına yer açmak için (bir şeyin) yerini değiştirmek
move away from (something) v. (bir şeyden) uzaklaşmak
move away from (something) v. (bir şeyin) önünü açmak
move away from (something) v. (fikirlerini/düşüncelerini/davranışlarını) değiştirmek
move away from (something) v. (bazı fikirlerden/düşüncelerden/davranışlardan) uzaklaşmak
move for (something) v. (bir şey) için resmi bir teklifte bulunmak
move for (something) v. (bir şey) isteminde bulunmak
move for (something) v. (bir şey) için resmi talepte bulunmak
move forward with v. ile ilerlemek
move forward with v. ile birlikte ilerlemek
move forward with v. (bir şeyde) ilerlemek
move forward with v. (bir şeyde) ilerleme kaydetmek
move forward with v. (bir şeyi) ilerletmek/geliştirmek
move in on (someone or something) v. (birine/bir şeye) doğru yaklaşmak
move in on (someone or something) v. (birine/bir şeye) doğru yürümek
move in with v. ile eve çıkmak
move in with v. ile aynı eve taşınmak
move in with v. '-in evine taşınmak
move in with v. ile aynı evde yaşamaya başlamak
move in with v. ile beraber yaşamaya başlamak
move in with (someone or something) v. (biriyle/bir grupla/bir şirketle) aynı yere taşınmak
move in with (someone or something) v. (biriyle/bir grupla/bir şirketle) aynı yerde yaşamaya/çalışmaya başlamak
move in with (someone or something) v. (birinin/bir grubun/bir şirketin) yanına taşınmak
move into (some place) v. (bir yere) taşınmak
move on someone v. birine yürümek
move on someone v. birine asılmak
move on someone v. birine musallat olmak
move on someone v. birini tavlamaya çalışmak
move on someone v. birini baştan çıkarmaya çalışmak
move out of the v. -den taşınmak
move out of the v. '-den çekilmek
move up into v. (bir üst düzeye/seviyeye) geçmek/yükselmek
move up into (something or some place) v. yüksek bir (yere/bölgeye/şeye) çıkmak
move up into (something or some place) v. yüksek bir (yere/bölgeye/şeye) ilerlemek
move up into (something or some place) v. (bir üst düzeye/seviyeye) geçmek/yükselmek
move up into (something or some place) v. (bir şeye/bir yere) terfi etmek/yükselmek
move up through v. -i aşarak yükselmek/ilerlemek
move up through v. '-i geçerek yükselmek/ilerlemek
move up through v. '-de seviyesi yükselmek
move up through v. '-de terfi etmek
move up through (something or some place) v. (bir şeyde/bir yerde) yukarı çıkmak
move up through (something or some place) v. (bir şeyin/bir yerin) yukarısına çıkmak
move up through (something or some place) v. (bir şeyin/bir yerin) yukarısına doğru ilerlemek
move up through (something or some place) v. (bir şeyi) aşarak yükselmek/ilerlemek
move up through (something or some place) v. (bir şeyi) geçerek yükselmek/ilerlemek
move up through (something or some place) v. (bir şeyde/bir yerde) seviyesi yükselmek
move up through (something or some place) v. (bir şeyin/bir yerin) hiyerarşisinde yükselmek
move up through (something or some place) v. (bir şeyde/bir yerde) terfi etmek
move out v. defetmek
move towards v. hedefe ilerlemek
Phrases
target is on the move expr. hedef hareket ediyor
target is on the move expr. hedef hareket halinde
move it or lose it expr. hareket ettir veya kaybet
Proverb
faith will move mountains azimli insan duvarı deler
faith will move mountains azmin önünde dağlar duramaz
Colloquial
career move n. kariyer/iş değiştirme
wise move n. olağanüstü zeki davranış
masterly move n. olağanüstü zeki davranış
one false move n. yanlış hareket
false move n. yanlış hareket
masterly move n. zekice hareket
wise move n. zekice hareket
make a move on someone v. birine yürümek (birine asılmak/yazılmak)
move heaven and earth v. dünyayı yerinden oynatmak
move heaven and earth v. çırpınmak
move heaven and earth v. elinden gelen her şeyi yapmak
make a move v. harekete geçmek
move heaven and earth v. kendini paralamak
move heaven and earth v. tüm çabasını harcamak
not move an inch v. hiçbir şekilde geri adım atmamak
not move an inch v. kararından dönmemek
not move an inch v. taviz vermemek
not move an inch v. yanaşmamak
not move an inch v. istifini bozmamak
not move an inch v. duruşundan/kararından ödün vermemek
not move an inch v. hiçbir şekilde kararını/duruşunu değiştirmemek
not move an inch v. kararının arkasında durmak
move like the clappers [uk] v. aşırı hızlı hareket etmek
move along! expr. devam et/edin!
on the move expr. hareket halinde
move up! expr. kenara kay!
move aside! expr. kenara çekil!
move over! expr. kenara çekil!
move over! expr. kenara kay!
move aside! expr. kenara kay!
move up! expr. kenara çekil!
on the move expr. seyahat halinde
the earth moved (or did the earth move for you?) expr. yer yerinde oynadı (orgazm olmak)
move it expr. çabuk ol
move it expr. acele et
move it expr. elini çabuk tut
move it expr. hadi bakalım
move it expr. kıpırda
move it expr. hızlı ol
move it expr. hızlı hareket et
move it expr. hemen/derhal yoldan çekil
move it expr. hemen/derhal kenara çekil
Idioms
a false move n. yanlış hareket
a/one false move n. yanlış bir hareket
a false move n. hatalı davranış
a/one false move n. hatalı bir davranış
a false move n. yanlış hamle
a/one false move n. en ufak bir falso
a false move n. hatalı hamle
time to make the move n. harekete geçme zamanı
(make) one false move n. yanlış bir hareket (yapmak)
(make) one false move n. hatalı bir davranışta (bulunmak)
(make) one false move n. bir falso (yapmak)
(make) one false move n. durumu daha riskli/tehlikeli hale getirecek bir hata (yapmak)
(make) a false move n. yanlış bir hareket (yapmak)
(make) a false move n. hatalı bir davranışta (bulunmak)
(make) a false move n. bir falso (yapmak)
(make) a false move n. durumu daha riskli/tehlikeli hale getirecek bir hata (yapmak)
move (one's) body v. dans etmek
move (one's) body v. oynamak
move (one's) body v. kımıldamak
move (one's) body v. sallamak
move (one's) body v. kıvırmak
move the clock back v. saatini geri almak
move the clock back v. kış saati uygulaması sebebiyle saatleri geri almak
move the clocks back v. saatini geri almak
move the clocks back v. kış saati uygulaması sebebiyle saatleri geri almak
move one's clock back v. saatini geri almak
move one's clock back v. kış saati uygulaması sebebiyle saatleri geri almak
move one's clocks back v. saatini geri almak
move one's clocks back v. kış saati uygulaması sebebiyle saatleri geri almak
move the clock forward v. saatini ileri almak
move the clock forward v. yaz saati uygulaması sebebiyle saatleri ileri almak
move the clocks forward v. saatini ileri almak
move the clocks forward v. yaz saati uygulaması sebebiyle saatleri ileri almak
move one's clock forward v. saatini ileri almak
move one's clock forward v. yaz saati uygulaması sebebiyle saatleri ileri almak
move one's clocks forward v. saatini ileri almak
move one's clocks forward v. yaz saati uygulaması sebebiyle saatleri ileri almak
(make) one false move v. en ufak bir falso daha yapmak
(make) one false move v. en ufak bir yanlış hareket yapmak
(make) one false move v. yanlış hamle yapmak
(make) a false move v. en ufak bir falso daha yapmak
(make) a false move v. en ufak bir yanlış hareket yapmak
(make) a false move v. yanlış hamle yapmak
get a move on v. acele etmek
move like glue v. ağır ağır hareket etmek
make a move v. atılım yapmak
move down in the world v. attan inip eşeğe binmek
move ahead of v. bir adım önüne geçmek
put a move on someone v. birini sıkıştırmak
move the goal v. bir işin kurallarını zamansız yere değiştirmek
move in for the kill v. bir işin son ama en önemli kısmını yapmak üzere harekete geçmek
move someone to tears v. birini çok duygulandırmak
move someone to tears v. birini ağlamanın eşiğine getirmek
get a move on v. başlamak
move the goalposts v. bir işin kurallarını zamansız yere değiştirmek
make a move on v. birine yazılmak/asılmak
move at a glacial pace v. çok yavaş hareket etmek
move mountains v. dağları yerinden oynatmak
move mountains v. dağları devirmek
get a move on v. çabuk olmak
move with the times v. çağa ayak uymak
move heaven and earth v. çalmadık kapı bırakmamak
move heaven and earth v. elinden geleni yapmak
move to tears v. göz yaşları sel olmak
get a move on v. elini çabuk tutmak
move someone to tears v. gözyaşlarına boğmak
move mile a minute v. hızla gitmek
move heaven and earth to do something v. her çareye başvurmak
make a move v. hamle yapmak
move heaven and earth to do something v. her yolu denemek
move down in the world v. fakirleşmek
get a move on v. hızlanmak
make no move v. harekete geçmemek
not move a muscle v. kılını kıpırdatmamak
move at a glacial pace v. kağnı gibi ilerlemek
move in lockstep v. sıkışık/yanaşık düzende/uyumlu biçimde yürümek
get a move on v. paçası tutuşmak
move in for the kill v. son/öldürücü darbeyi vurmak için yaklaşmak/hareket etmek
move to the beat v. tempoya ayak uydurmak
move up in the world v. terfi etmek
move up a gear v. temposunu ve etkinliğini arttırmak
make a move v. (bir yerden) gitmek/ayrılmak
move like glue v. yavaş yavaş ilerlemek
move up in the world v. yükselmek
move the goal v. uyarmadan taraflı ve haksız değişiklikler yapmak
move the goalposts v. uyarmadan taraflı ve haksız değişiklikler yapmak
move up a gear v. vites yükseltmek
move with the times v. zamana ayak uymak
move off to the side with someone v. (bir şeyler konuşmak için) biriyle bir kenara çekilmek
move up in the world v. yaşam standardını yükseltmek
move a needle v. (büyük ve genelde olumlu) bir değişiklik olmasını sağlamak
move (the) deckchairs on the titanic [uk] v. kısa ömürlü ve yarar getirmeyecek olmak
move within earshot v. duyabilecek mesafeye yaklaşmak
move within earshot v. kulak misafiri olabilecek mesafeye yaklaşmak
move within earshot v. duyma mesafesine yaklaşmak
move within earshot v. (bir şeyi) duyabilecek mesafeye yaklaşmak
move within earshot v. (bir şeye) kulak misafiri olabilecek mesafeye yaklaşmak
move within earshot v. (bir şeyi) duyma mesafesine yaklaşmak
feel the earth move v. yer yerinden oynamak
feel the earth move v. çok iyi bir cinsel deneyim yaşamak
move at a fast clip v. hızlı hareket etmek
move at a fast clip v. hızlı gitmek
not move an inch v. hiçbir şekilde geri adım atmamak
not move an inch v. kararından dönmemek
not move an inch v. taviz vermemek
not move an inch v. yanaşmamak
not move an inch v. kararının arkasında durmak
not move an inch v. hiçbir şekilde duruşunu değiştirmemek
not move an inch v. hiçbir şekilde kararını değiştirmemek
not move an inch v. istifini bozmamak
not move an inch v. duruşundan/kararından ödün vermemek
move (something) into a higher gear v. (bir şeyi) daha enerjik yapmak
move (something) into a higher gear v. daha enerjik hareket etmek
move (something) into a higher gear v. daha hareketli olmak
move (something) into a higher gear v. daha etkin olmak
move through the gears v. hızını durmadan artırmak
move through the gears v. hızını sürekli olarak artırmak
move through the gears v. vites yükseltmek
move through the gears v. harekete geçmek
move through the gears v. hızlanmak
move the clock back v. saatleri bir saat geri almak
move the clocks back v. saatleri bir saat geri almak
move one's clock back v. saatleri bir saat geri almak
move one's clocks back v. saatleri bir saat geri almak
move the goal line [uk] v. kuralları birinin yararına olacak şekilde değiştirmek
move the goal line [uk] v. kuralları işleri zorlaştıracak şekilde değiştirmek
move the goal line [uk] v. kuralları birine göre tekrar düzenlemek
move the goal line [uk] v. kuralları başkalarının başarılı olmasına engel olacak şekilde değiştirmek
move the yardsticks v. kuralları kendi lehine ve başkasının aleyhine değiştirmek
move out of (one's) way v. (birinin) yolundan çekilmek
move out of (one's) way v. (birinin) yolunu açmak
move out of (one's) way v. (birinin) yolunu tıkamamak
move out of (one's) way v. (birine) engel/mani oluşturmamak
move out of (one's) way v. (birine) baş belası olmamak
move out of (one's) way v. kenara çekilmek
move out of (one's) way v. (birinin) yolundan çekmek/kaldırmak
move out of (one's) way v. kenara çekmek
move out of the way v. yoldan çekilmek
move out of the way v. yolu açmak
move out of the way v. yolu tıkamamak
move out of the way v. mani/engel oluşturmamak
move out of the way v. baş belası olmamak
move out of the way v. kenara çekilmek
move out of the way v. yoldan çekmek
move out of the way v. kenara çekmek
move someone or something out of the way v. birini/bir şeyi yoldan çekmek
move someone or something out of the way v. birini/bir şeyi kenara çekmek
move someone or something out of the way v. birini/bir şeyi bertaraf etmek
move the yardsticks v. kuralları/parametreleri kendi tarafına çekmek
move the yardsticks v. kuralları/parametreleri kendi tarafına/lehine döndürmek
move the yardsticks v. kuralları/parametreleri kendi işine geldiği gibi değiştirmek
move within range v. yakınlarında hareket etmek
move within range v. menzilinde hareket etmek
move within range v. görüş mesafesinde hareket etmek
move within range v. yeterince yakınına girmek
move within range v. görüş alanı içerisinde hareket etmek
move within range v. bir şeyi başarabilecek konuma gelmek/yükselmek
move within range v. bir şeyi elde edebilecek konuma gelmek/yükselmek