ne - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

ne



Bedeutungen von dem Begriff "ne" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Technical
ne n. neonun simgesi

Bedeutungen von dem Begriff "ne" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 14 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
ne what interj.
General
ne whf [obsolete] adj.
ne how adv.
ne whatsoever pron.
ne whatever pron.
ne whatsoe'er pron.
ne fat [scotland] pron.
ne no matter what conj.
ne nor conj.
ne eh interj.
Colloquial
ne waddaya (what do yo) expr.
ne whaddya (what do you) expr.
Speaking
ne what to expr.
Archaic
ne whatso pron.

Bedeutungen, die der Begriff "ne" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
ne yapacağını bilmemek not know what to do v.
ne olursa olsun regardless adv.
ne zaman when adv.
ne zaman? when? adv.
her ne kadar although conj.
ne? what? interj.
General
masraf ne olursa olsun hand the expense n.
dönme (eski durum/alışkanlık/inanç vb'ne) reversion n.
teminat (borca karşı gösterilen ve bir mülk, tahvil, senet vb'ne dayalı) collateral n.
otobüs gibi taşıtlarda bulunan ve yapılan hızı, duraklamaların süresini ve sürücünün ne kadar direks tachograph n.
borca karşı gösterilen ve bir mülk senet vb'ne dayalı teminat collateral security n.
kıyı (nehir/göl/vb'ne ait) bank n.
bekçi (sahibi yokken malikane/ev vb'ne bakan) caretaker n.
banılmış ekmek lokması (yemeğin suyuna vb'ne) sop n.
sızma (örgüt/kuruluş vb'ne) infiltration n.
çevredeki objeleri görüp ne olduklarını hemen anlama yetisi subitizing n.
bilet parçası (tiyatro/sinema vb'ne girdikten sonra müşterinin elinde kalan) stub n.
isim (kitap/piyes/film vb'ne ait) title n.
kiralayanın süre esasına dayalı ödeme yaptığı ve kat edilen mesafe ne olursa olsun hiçbir ilave para unlimited mileage n.
gerçek kimliğini gizleyerek girme (örgüt/kuruluş vb'ne) infiltration n.
devamsızlık (işe/okula vb'ne) absenteeism n.
saygı (hükümdara vb'ne gösterilen) homage n.
ne istediğini bilme knowing what he/she wants n.
sap (mızrak/ok vb'ne ait) shaft n.
tahammül (organizma vb'ne özgü) tolerance n.
önceden tanışılmayan biriyle eğlence yeri lokanta vb'ne gitme blind date n.
donmuşluk (jöle/çikolata vb'ne özgü) firmness n.
ne bulursa okuyan kimse omnivorous reader n.
kıyı (göl/deniz vb'ne ait) front n.
kayıt (kaset/plak vb'ne ait) recording n.
ne erkek ne de dişi olan hayvan neuter n.
ne var ne yoksa all n.
bilgisayar oyunlarında bir oyunun konusunun ve temel oyun mekaniğinin ne kadar iyi tasarlanmış ve oyunda ne kadar verimli bir şekilde uygulanmış olduğunu ifade eden sözcük gameplay n.
ne kar ne zarar etme breaking even n.
çevredeki objeleri görüp ne olduklarını hemen anlama yetisi subitising n.
elimde ne var oyunu handy-dandy n.
kimin ne zaman öleceğine dair tahminlerde bulunulan bir oyun death pool n.
kimin ne zaman öleceğine dair tahminlerde bulunulan bir oyun dead pool n.
sürücüye ne yapması gerektiğini söyleyip duran kişi back-seat driver n.
ne olursa olsun kazanmaya değer yaklaşımı win-at-all-costs attitude n.
ne kadar tartışılırsa tartışılsın bir önemi olmayan, sonuca varılamayan durum moot point n.
sıcaklık bakımından ne çok sıcak ne de çok soğuk olan, havanın değişken olduğu iklim kuşağı temperate n.
ne idüğü belirsiz kimse/şey nondescript n.
ne fiziksel ne de zihinsel olma neutralness n.
bir nesne veya kelimenin ne olduğunu en fazla yirmi soru sorarak tahmin etmeye çalışılan bir oyun twenty questions n.
(bir şeyin) ne kadar az harcandığı underspend n.
ne yapacağı pek belli olmayan kimse unknown quantity n.
ne anlama geldiği anlaşılmayan mesaj, işaret mixed message n.
bilmem ne whoosis n.
ne tür bir eylemin gerekli veya ilgili olduğunu belirtmek için kullanılan en uygun terim word n.
cinsiyeti ne erkek ne de kadın olan kimse hijrah [south asia/india] n.
ne oldum delisi kimse mushroom n.
(yunan mitolojisinde) insanların hayatlarını yöneten ve ne zaman öleceklerini belirleyen üç tanrıça the destinies n.
ne iş olsa yapan kimse rouseabout [australia] n.
ne iş olsa yapan kimse roustabout [australia] n.
ne olduğu belirsiz yığın veya grup rummage n.
bilmem ne omnium n.
evrenin büyüklüğü içinde kendinin ne kadar küçük ve önemsiz bir varlık olduğunu hissetme duygusu occhiolism n.
ne oldum delisi olma pride [obsolete] n.
sovyet sosyalist cumhuriyeti birliği'ne bağlı bir ülke soviet n.
ne söyleyeceğini öğretmek (tanığa) prime v.
yapmak (çamur/mum vb'ne şekil vererek heykel) model into v.
birinin ne düşündüğünü yüzünden okumak read someone's mind v.
kaydını yaptırmak (otel vb'ne girince) check in v.
basmak (düğme vb'ne) push v.
burun takmak (çorap/ayakkabı vb'ne) toe v.
kaydettirmek (okul/üniversite vb'ne) put someone down for v.
kendisinin ne demek istediğini anlatmak explain oneself v.
kedi köpek vb'ne su vermek water v.
ne olduğunu çıkarmak identify v.
ne düşündüğünü açıkça söylemek speak one's mind v.
ne düşündüğünü açıkça söylemek speak out v.
ne olduğunu söylemek identify v.
ülkeye vb'ne zarar vermek do disservice to v.
işlerin ne durumda olduğuna bakmak see how the land lies v.
ne yapacağını bilememek be in a quandary v.
uygun olmak (bir yere/çevreye/gruba vb'ne) fit in v.
kitap vb'ne dönüştürmek write something up v.
gerçek kimliğini gizleyerek girmek (örgüt, kuruluş vb'ne) infiltrate v.
boğmak (iltifat/hediye vb'ne) overwhelm with v.
bağlı olmak (hatıra vb'ne) cling v.
uygun düşmek (bir yere/çevreye/gruba vb'ne) fit in v.
ne düşündüğünü söylemek (bir konuda) commit oneself v.
fazla yük koymak (bagaj, küfe vb'ne) overload v.
ne düşündüğünü açıkça söylemek speak up v.
yazdırmak (okul/üniversite vb'ne) put someone down for v.
elinde ne yaptığını gösterecek hiçbir şey olmamak have nothing to show for it v.
tırmanmak (ağaç/direk vb'ne) skin up v.
ne evet ne de hayır demek equivocate v.
ne yapacağını bilmemek be at a loss v.
takmak (kıymetli bir taşı bir yüzük vb'ne) set in v.
kaydetmek (okul/üniversite vb'ne) put someone down for v.
yazı vermek (gazete, dergi vb'ne) contribute v.
tabi tutmamak (bir kimseyi kura/yasa vb'ne) waive v.
ne olduğunu saptamak identify v.
katılmak (parti vb'ne) join v.
tel takmak (pencereye vb/sinek vb'ne karşı) screen v.
kestirmek (ne olduğunu) make out v.
ne mal olduğunu anlamak see through somebody v.
sızmak (örgüt, kuruluş vb'ne) infiltrate v.
saplanıp kalmak (çamur kum vb'ne) stick with in v.
ne olduğunu tespit etmek identify v.
gitmek (konser müze vb'ne) take something in v.
ne diyeceğini şaşırmak be at a loss for words v.
ne istediğini bilmek know one's own mind v.
ne olduğunu kestirmek make out v.
ne demek istediğini yeterince anlatmak make one's point v.
ne oldum delisi olmak start to think he's/she's something special v.
davayı avrupa insan hakları mahkemesi’ne götürmek take the case to the european court of human rights v.
gelecekte ne olacağı hakkında çok düşünmek think ahead v.
-in ne olduğunu bilmek be a good judge of v.
karşısındakinin ne dediğini (sonunda) anlamak latch on v.
ne olduğunu anlamaya çalışmak get a fix on v.
ne olduğunu sormak ask what happened v.
ne olduğunu sormak ask what it is v.
ne dediğini bilmemek not know what one is saying v.
ne olursa olsun gerekeni yapıp hakkından gelmek deal with what happens v.
allah ne verdiyse beraberce yemek take potluck v.
ne düşündüğünü açıkça ortaya koymak declare one's self v.
ne bulursa yemek batten v.
ne gerekiyorsa yapmak do everything that needs to be done v.
uzun süre hız yapmaktan ne kadar hızlandığını fark edemez olmak velocitize v.
uzun süre hız yapmaktan ne kadar hızlandığını fark edemez olmak velocitise v.
(koli vb'ne) etket yapıştırmak docket v.
ne istediğini bulmak find v.
ne uzayıp ne kısalmak sit v.
elinde ne varsa geçirmek smite v.
ne var ne yok dökülmek squeak v.
ne uzayıp ne kısalmak stagnate v.
ne olduğu saptanamamış unidentified adj.
ne iyi ne kötü mediocre adj.
ne oldum delisi parvenu adj.
her ne whatsoever adj.
ne az ne çok olan moderate adj.
ne büyük ne küçük olan moderate adj.
ne yapacağı belli olmaz unpredictable adj.
ne düşündüğü belli olmayan inscrutable adj.
dominik cumhuriyeti'ne özgü dominican adj.
ne kadar hor görüldüğünü belirten (birinin/bir şeyin) supercilious adj.
ne olduğu belirsiz ambiguous adj.
ne yapacağını bilmez halde at a loss adj.
ne anlama geldiği belli olmayan inscrutable adj.
sudan cumhuriyeti'ne özgü sudanese adj.
galler ülkesi'ne özgü welsh adj.
ekvator ginesi´ne özgü equatorial guinean adj.
ne olumlu ne de olumsuz (cevap vb) noncommittal adj.
ekmek vb´ne kolayca sürülen spread adj.
kulak asmaz (öğüt eleştiri vb'ne) impervious to adj.
ne yapacağını bilmez at a loss adj.
ne yaptığını bilen self conscious adj.
ne iyi ne kötü tolerable adj.
ne yaptığının farkında olmayan unwitting adj.
ne olduğu belirsiz nondescript adj.
her ne any adj.
ne müspet ne de menfi neutral adj.
ne yapacağını şaşırmış nonplused adj.
ne iyi ne kötü so-so adj.
ne istediğini bilen single-minded adj.
ne yaptığını bilen self-conscious adj.
ne yapacağını bilemeyen nonplussed adj.
ne yapacağını bilemez halde puzzled adj.
ne yapacağını bilemez halde nonplused adj.
ne iyi ne kötü fair to middling adj.
ne yapacağı belli olmaz squirrelly adj.
ne getireceği bilinmeyen dubious adj.
ne getireceği belli olmayan dubious adj.
bir dilin tarih boyunca ne kadar değişime uğradığını ortaya istatistik lexicostatistical adj.
ne yapacağını bilemeyen nonplused adj.
ne yapacağı belli olmaz squirrely adj.
ne yapacağını bilemez halde nonplussed adj.
ne yapacağını şaşırmış nonplussed adj.
sayılamayanlar için ne kadar much adj.
ne idiği belirsiz ve biraz şüpheli queer adj.
ne idiği belirsiz neither fish nor fowl adj.
ne idiği belirsiz nondescript adj.
ne iyi ne kötü adequate adj.
ne olumlu ne de olumsuz (cevap vb) agnostic adj.
ne olumlu ne de olumsuz (cevap vb) agnostical adj.
ne fiziksel ne de zihinsel nitelikte olan neutral adj.
ne ilerleyen ne de gerileyen neutral adj.
ne düşündüğü belli olmayan unscrutable adj.
ne anlama geldiği belli olmayan unscrutable adj.
ne yaptığını bilmeyen unselfconscious adj.
ne az ne çok olan unsuperfluous adj.
ne yaptığının farkında olmayan unweeting adj.
zambezi nehri'ne ait veya ilgili zambezian adj.
zambezi nehri'ne ait veya ilgili zambesian adj.
fabian derneği'ne ait fabian adj.
fabian derneği'ne dair fabian adj.
ne tutulur ne yutulur olan wayward adj.
bask bölgesi'ne ait biscayan adj.
her ne türlü what adj.
her ne çeşit what adj.
ne kadar müthiş what adj.
ne kadar şaşırtıcı what adj.
ne kadar dikkat çekici what adj.
ne kadar şaşırtıcı what adj.
ne kadar göze çarpan what adj.
ne biçim whaten [scotland/uk] adj.
ne çeşit whaten [scotland/uk] adj.
ne tür whaten [scotland/uk] adj.
her ne whatsoe'er adj.
ne yapacağını bilmez will [dialect] adj.
ne yapacağını bilmez will [dialect] adj.
ne yapacağını bilemeyen hard-put adj.
lorenzo de' medici'nin floransa'da kurduğu laurentian kütüphanesi'ne ait medicean adj.
ne yüksek ne de düşük rütbeli midlevel adj.
ne olduğu belirsiz borax adj.
mississippi nehri'ne ait veya özgü mississippian adj.
ne kısa ne uzun moderate adj.
moğolistan halk cumhuriyeti'ne ait mongolian adj.
ne yapacağını şaşırmış loss adj.
oxford üniversitesi'ne ait oxford adj.
oxford üniversitesi'ne ait oxonian adj.
oxford üniversitesi'ne özgü oxonian adj.
karmaşıklık yönünden gordion düğümü'ne benzer gordian adj.
ne varsa onu kullanan pickup adj.
doğu ortodoks kilisesi'ne ibadet edip ayinlerini uygulayan (doğu katolik kilisesi) byzantine adj.
portekiz ginesi'ne ait portuguese guinean adj.
roma katolik kilisesi'ne yönelen romeward adj.
roma katolik kilisesi'ne doğru olan romeward adj.
ne iyi ne kötü yapım (film, dizi, oyun, kitap) mid adj.
ne derler kaygısı olan self-conscious adj.
ne ala! great adj.
(sayılabilenler için) ne kadar many adj.
ne sebepten wherefor adv.
ne zamana kadar until when adv.
ne yapıp yapıp by any means adv.
ne ile wherewith adv.
ne zaman olduğuna bakmayarak regardless when adv.
ne yapıp edip someway adv.
ne kadar however adv.
ne olursa olsun rain or shine adv.
her ne olursa olsun no matter what adv.
ne olursa olsun at any rate adv.
ne fazla ne eksik neither more nor less adv.
ne zamandan beri since when adv.
ne olur ne olmaz just in case adv.
her ne zaman olursa olsun no matter when adv.
ne kadar how adv.
her ne ise anyhow adv.
ne zaman olursa olsun no matter when adv.
ne pahasına olursa olsun for all the world adv.
ne pahasına olursa olsun at any cost adv.
her ne hal ise at any rate adv.
her ne zaman olsa when then adv.
ne vakit when adv.
her ne zaman de anytime adv.
ne zaman olursa at any time adv.
ne zaman? when? adv.
ne biçim some adv.
ne ... (beğeni ve şaşkınlık belirtir) quite a adv.
ne yazık ki unfortunately adv.
ne pahasına olursa olsun by any means adv.
ne ... (güzel bir gün gibi) such adv.
ne yapacağını bilmez halde zararla at a loss adv.
ne olursa olsun irregardless adv.
her ne ise anyway adv.
ne fazla ne eksik neither more or less adv.
ne şekilde olursa olsun by any means adv.
ne pahasına olursa olsun at any hand adv.
ne pahasına olursa olsun at all hazards adv.
ne yazık ki unhappily adv.
ne olursa olsun regardless adv.
ne olursa olsun on no account adv.
ne sebeple olursa by any means adv.
ne yapıp edip somehow adv.
ne pahasına olursa olsun not for the world adv.
her ne olursa come hell or high water adv.
ne zamana kadar? until when adv.
ne için why adv.
her ne şekilde olursa olsun by any means adv.
ne olursa olsun in any case adv.
ne olursa olsun in any event adv.
ne alemde how adv.
her ne kadar soever adv.
ne de olsa after all adv.
ne kadar güç olursa olsun no matter how difficult adv.
ne pahasına olursa olsun at all costs adv.
ne ... (beğeni ve şaşkınlık belirtir) quite an adv.
bedeli ne olursa olsun at any cost adv.
her ne koşulda in any case adv.
her ne zaman anytime adv.
her ne ise at any rate adv.
ne yöne olursa olsun whitherward adv.
ne sebepten wherefore adv.
sonuç ne olursa olsun for good or ill adv.
ne durumda how adv.
ne olursa olsun come hell or high water adv.
ne olursa olsun all the same adv.
ne olursa olsun not on any account adv.
ne denli how adv.
ne olursa olsun at all events adv.
ne yazık ki more's the pity adv.
ne olursa olsun anyhow adv.
ne zaman when adv.
her ne olursa olsun under any circumstances adv.
ne var ki only adv.
her ne sebeple olursa olsun for whatever reason it is adv.
her ne sebeple olursa olsun for whatever reason it might be adv.
her ne nam altında olursa olsun regardless of the name under which adv.
ne nam altında olursa olsun regardless of the name under which adv.
ne olursa olsun anyway adv.
ne yapacağını bilmez bir durumda at one's wits' end adv.
ne derecede however adv.
ne kadar olursa olsun no matter how…it is adv.
her ne suretle olursa olsun unconditionally adv.
her ne suretle olursa olsun under no circumstances adv.
her ne koşulda olursa olsun under no circumstances adv.
her ne koşulda olursa olsun unconditionally adv.
ne olursa olsun in all probability adv.
mahiyeti ne olursa olsun no matter how adv.
mahiyeti ne olursa olsun no matter what its nature is adv.
her ne olursa olsun after all adv.
ne yapacağını bilemez halde at a loss adv.
ne şekilde in what way adv.
her ne sebeple olursa olsun on any ground adv.
ne kadar da such adv.
ne kadar such adv.
her ne sebeple olursa olsun for any reason whatever adv.
her ne sebeple olursa olsun for any reason whatsoever adv.
ne ölçüde to what extent adv.
ne şart altında olursa olsun under any circumstance(s) whatsoever adv.
her ne şart altında olursa olsun under any circumstance(s) whatsoever adv.
ne koşul altında olursa olsun under any circumstance(s) whatsoever adv.
her ne koşul altında olursa olsun under any circumstance(s) whatsoever adv.
bağlantıların yasal durumu ne olursa olsun regardless of the legal nature of the links adv.
ne yazık ki regrettably adv.
ne yapacağını bilmez şekilde aimlessly adv.
ne derece to what extent adv.
ne derecede to what extent adv.
ne yazık ki woefully adv.
sonuç ne olursa olsun regardless of the outcome adv.
sonuç ne olursa olsun regardless of the consequence adv.
nerede ve ne zaman where and when adv.
ne pahasına olursa olsun at any price adv.
ne yazık ki sadly adv.
ne olur ne olmaz düşüncesiyle in case adv.
ne yazık ki pitiably adv.
ne sıklıkla how often adv.
ne fiziksel ne de zihinsel bir şekilde neutrally adv.
ne pahasına olursa olsun at any expense adv.
ne yaptığının farkında olmadan unweetingly [obsolete] adv.
ne yapıp edip habnab [dialect] adv.
ne yapıp edip hab or nab [dialect] adv.
ne zaman whan adv.
ne vakit whan adv.
ne kadar what adv.
ne açıdan what adv.
her ne zaman whensoever adv.
ne sebepten whereupon [obsolete] adv.
ne şekilde hoo [scotland] adv.
ne zaman olursa of all time adv.
her ne olursa olsun once adv.
ne olsa owt [dialect] adv.
roma katolik kilisesi'ne doğru romeward adv.
ne için forwhy adv.
ne amaçla forwhy adv.
ne yapıp edip somewise adv.
-ne devretme over adv.
ne demeye wherefore adv.
ne olursa olsun no matter what adv.
ne zaman olduğuna bakmayarak regardless of when prep.
ne bu ne o betwixt and between prep.
ne olursa olsun regardless of prep.
ne o ne bu betwixt and between prep.
ne bu ne öteki neither pron.
ne olsa anything pron.
ne biri ne ötekisi neither one pron.
ne bu, ne öteki nither [dialect] pron.
ne kadar değerli what pron.
ne kadar önemli what pron.
ne kadar what pron.
ne yüzünden why pron.
ne kadar such pron.
ne ne de neither nor conj.
her ne kadar olsa da although yet conj.
her ne kadar olsa da although still conj.
her ne kadar in spite of the fact that conj.
ne zaman ... ise whenever conj.
ne ... ne de ... neither... nor... conj.
ne kadar çok olursa so much as conj.
ne yönden wherein conj.
her ne kadar though conj.
ne var ki however conj.
ne var ki but conj.
her ne kadar despite the fact that conj.
ne... ne de not nor conj.
ne zaman as and when conj.
her ne zaman olursa whenever conj.
her ne şekilde no matter how conj.
ne zaman olursa olsun whensoever conj.
her ne kadar tho' conj.
karşın her ne kadar despite the fact that conj.
ne şekilde no matter how conj.
ne de nor conj.
her ne kadar ... ise de much as conj.
her ne kadar notwithstanding conj.
ne kadar ... o kadar ... as ... so ... conj.
her ne kadar albeit conj.
her ne whatever conj.
ne … ne neither … nor conj.
ne zaman whenever conj.
her ne kadar even though conj.
ancak, her ne kadar however, although conj.
ne zaman ki whenever conj.
her ne kadar as conj.
her ne kadar albe conj.
ne var ki neverthelater [obsolete] conj.
her ne kadar yet conj.
ne zaman whenas conj.
ne zaman whenas conj.
her ne zaman whenas conj.
ne zaman olursa olsun whenso'er conj.
ne zaman isterse whenever conj.
ne yazık! too bad! interj.
ne olmuş yani so what? interj.
ne olur please interj.
ne kadar çok (şaşkınlık) what interj.
ne çıkar so what? interj.
ne münasebet of course not! interj.
ne? what? interj.
ne ilgisi var no such thing interj.
ne gerek no need interj.
ne gerek var no need interj.
ne gibi? like what? interj.
ne var? what? interj.
ne? ey interj.
ne! wot interj.
sayılmaz bana ne! fainites [dialect] interj.
sayılmaz bana ne! fains [dialect] interj.
ne dedin huh interj.
ne ala! great interj.
o da ne soho interj.
bakın ne buldum! soho interj.
ne dersin eh interj.
ne dersin huh interj.
indus nehri'ne ait anlamı veren ön ek ind- pref.
ne içersiniz what’s yours [jocular] expr.
… ne dersiniz? why-not expr.
ne girerse o çıkar gigo (garbage in, garbage out) expr.
ne verirsen onu alırsın gigo (garbage in, garbage out) expr.
ne yalan söyleyeyim parfay [obsolete] expr.
ne dersiniz anyone expr.
Phrasals
ne bulduysa giymek slip on v.
ne yapacağını düşünmek cast about for (something) v.
ne yapacağını bir bir söylemek lead someone by something v.
(birinin bir mesele vb.ne) dahil etmek concern (someone) in (something) v.
bir hayvanın emir vb.ne uymasını sağlamak condition (someone or something) to (something) v.
bir hayvanın emir vb.ne uymasını sağlamak condition someone or something to something v.
birinin ne mal olduğunu göstermek show someone up as something v.
ne kar ne zarar etmek break even v.
ne olduğunu anlamadan gelip geçmek cruise by v.
planlanmış bir şeyi ne olursa olsun yapmak go through v.
ne düşündüğünü araştırmak feel out v.
birinin/bir şeyin ne çeşit biri/bir şey olduğunun farkına varmak recognize someone or something for something v.
birinin/bir şeyin ne çeşit biri/bir şey olduğunu hatırlamak recognize someone or something for something v.
ne yapıp edip edip (birini bir yere/bir durumun içine) sokmayı başarmak wangle (one) into (some place or some situation) v.
ne yapıp edip (bir yere/bir durumun içine) girmeyi başarmak wangle (one's) way into (some place or some situation) v.
(birine biriyle/bir şeyle) ilgili ne düşündüğünü söylemek express (oneself) to (someone) on (someone or something) v.
birine bir şeyle ilgili ne düşündüğünü söylemek express (oneself) to someone on something v.
(bitkibilimi veya biyolojide) ne olduğunu tespit etmek key out v.
bir şeyi (yasa, teklif, öneri) ne yapıp edip bir kuruldan geçirmek work something through (something) v.
başına (ne) gelmek become of v.
(ne) olmak become of v.
akıbeti (ne) olmak become of v.
kaderi (ne) olmak become of v.
birinin/bir şeyin başına (ne) gelmek become of someone or something v.
birine/bir şeye (ne) olmak become of someone or something v.
birinin/bir şeyin akıbeti (ne) olmak become of someone or something v.
birinin/bir şeyin kaderi (ne) olmak become of someone or something v.
(birinin) başına (ne) gelmek become of (one) v.
(birinin) (ne) olmak become of (one) v.
(birinin) akıbeti (ne) olmak become of (one) v.
(birinin) kaderi (ne) olmak become of (one) v.
(bir şeyi) ne pahasına olursa olsun desteklemek bleed for (something) v.
(birine) ne yapacağını söylemek boss (one) about v.
(birine) ne yapacağını söylemek boss (one) around v.
arkada ne olduğunu görmek için kafasını çevirmek look round v.
birinin ne olduğunu ortaya dökmek cut someone down (to size) v.
birinin ne olduğunu ortaya dökmek take someone down (to size) v.
ilgili ne düşündüğünü söylemek express to on v.
(birine) allah ne verdiyse girişmek go at (someone) v.
birine/bir şeye ne olduğunu öğrenmek/duymak hear about someone or something v.
birinin/bir şeyin ne yaptığına/durumuna bağlı olmak hinge upon someone or something v.
birinin/bir şeyin ne yaptığına/durumuna göre değişmek hinge upon someone or something v.
birinin/bir şeyin ne yaptığına/durumuna bağlı olmak hinge on someone or something v.
birinin/bir şeyin ne yaptığına/durumuna göre değişmek hinge on someone or something v.
(birinin/bir şeyin) kim/ne olduğunu bilmek know of (someone or something) v.
(birinin) ne olduğunu anlayabilmek look through (one) v.
ne pahasına olursa olsun bir yasadan/karardan yana oy kullanmak nod through v.
(birine) ne yapacağını söylemek order (one) about v.
(birine) ne yapacağını söylemek order (one) around v.
ne yapacağını söylemek order about v.
(birinin/bir şeyin) iç yüzünü/gerçekte ne olduğunu fark etmek recognize (someone or something) for what (someone or something) is v.
-in arkasında/öbür tarafında ne olduğunu görmek see around v.
perde arkasında ne olduğunu görmek/anlamak see around v.
altında ne yattığını görmek/ anlamak see around v.
(bir şeyden) sonra ne olacağını görmek/tahmin etmek/hayal etmek see beyond (something) v.
ne diyorsa o does (exactly) what it says on the box expr.