parçalardan oluşan - Türkisch Englisch Wörterbuch

parçalardan oluşan

Bedeutungen von dem Begriff "parçalardan oluşan" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
parçalardan oluşan integral adj.

Bedeutungen, die der Begriff "parçalardan oluşan" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 30 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
birbirini tamamlayan parçalardan oluşan bir birim veya grup ensemble n.
deri veya kapitone bir giysinin üzerine takılmış baklava şeklindeki küçük metal parçalardan oluşan bir zırh mascled armor n.
normal kartpostalın iki katı büyüklüğünde olup iki parçadan oluşan, parçalardan birinin yırtılarak göndericiye cevap olarak ücretsiz gönderilebildiği bir kartpostal reply card n.
normal kartpostalın iki katı büyüklüğünde olup iki parçadan oluşan, parçalardan birinin yırtılarak göndericiye cevap olarak ücretsiz gönderilebildiği bir kartpostal reply postal card n.
az değerli parçalardan oluşan koleksiyon gry n.
birbirinden ayırt edilemeyen parçalardan oluşan bir kümeden alınan miktar veya adet ruck n.
çeşitli parçalardan oluşan karman çorman koleksiyon rummage n.
dış kısmı alacalı parçalardan oluşan oxford ayakkabı clouted brogues n.
birbirine bağlı parçalardan oluşan bütün complex n.
kopmuş parçalardan oluşan fragmental adj.
üst üste gelen parçalardan oluşan tegulated adj.
birbirinin içine geçen parçalardan oluşan telescope adj.
sistematik olarak birleştirilmiş parçalardan oluşan built adj.
homojen parçalardan oluşan homoeomeric adj.
dökülen parçalardan oluşan deciduous adj.
kendi içinde karmaşık parçalardan oluşan decomplex adj.
Technical
altı metreye kadar uzayabilen ve iç içe geçen parçalardan oluşan budama makası telescopic pruner n.
Furniture
parçalardan oluşan ve sökülebilen mobilya sectional n.
Biology
benzer parçalardan oluşan biyolojik koleksiyon eumerism n.
Astronomy
iç içe parçalardan oluşan telescopic adj.
Botanic
bileşik parçalardan oluşan yaprak decompound leaf n.
tübüler parçalardan oluşan tubulous adj.
pennatifit parçalardan oluşan pennatifit bipinnatifid adj.
sekizli gruplar halinde parçalardan oluşan (bitki) octamerous adj.
(yaprak) bileşik parçalardan oluşan decomposite adj.
(yaprak) bileşik parçalardan oluşan decompound adj.
Music
genellikle hızlı bir şekilde arka arkaya ve zamandaki boşluğu doldurmak için çalınan, benzer olmayan temalardan veya parçalardan oluşan müzik montage n.
Archaic
parçalardan oluşan bütün compagination n.
büyük parçalardan oluşan gross adj.
Engineering
(köprü mühendisliğinde) bir kablonun en ucundaki pim üzerinde yan yana parçalardan oluşan kısım cherd packing n.