sırtta - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

sırtta



Bedeutungen von dem Begriff "sırtta" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 6 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
sırtta pickaback adv.
sırtta piggyback adv.
sırtta pickapack adv.
sırtta pickback adv.
sırtta pickpack adv.
sırtta pig-a-back adv.

Bedeutungen, die der Begriff "sırtta" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 28 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
sırtta taşınan okul çantası satchel n.
bebek taşıma (kucakta/sırtta) babywearing n.
fransız polis memuru bir sırtta yer alan kaya zirvesi gendarme n.
sırtta taşınma piggyback n.
sırtta taşımak hump v.
sırtta taşımak back carry v.
sırtta olan dorsal adj.
sırtta yükselen ridgy adj.
sırtta yer alan dorsal adj.
sırtta taşınan pickaback adj.
sırtta taşınan pickback adj.
omuzda veya sırtta olan piggyback adj.
Idioms
sırtta yük albatross round one's neck n.
sırtta yük albatross around one's neck n.
Medical
(boyun veya sırtta) ağrılı kas spazmı wrick n.
Anatomy
sinir yolu ve sinir ucu olmak üzere ikiye ayrılan, kalınlaşmış, sırtta yer alan dış deri plakası neural plate n.
kürek kemiğinin aşağı sırtta kalan bölümü postscapula n.
Pathology
sırtta yanma, ağrı ve kaşıntılı lezyonlar ile kendini gösteren bir hastalık notalgia paresthetica n.
Biology
sırtta bulunan ve yüzeyin altına batarak sinirdoku haline gelecek olan gelişmemiş dışderiye ait medullar adj.
sırtta bulunan ve yüzeyin altına batarak sinirdoku haline gelecek olan gelişmemiş dışderi ile ilişkili medullar adj.
sırtta bulunan ve yüzeyin altına batarak sinirdoku haline gelecek olan gelişmemiş dışderiden oluşan medullar adj.
sırtta bulunan ve yüzeyin altına batarak sinirdoku haline gelecek olan gelişmemiş dışderiye ait medullary adj.
sırtta bulunan ve yüzeyin altına batarak sinirdoku haline gelecek olan gelişmemiş dışderi ile ilişkili medullary adj.
sırtta bulunan ve yüzeyin altına batarak sinirdoku haline gelecek olan gelişmemiş dışderiden oluşan medullary adj.
sırtta olan dorsal adj.
Apiculture
sırtta ana kan damarı dorsal blood vessel n.
Geography
dağ sırası veya sırtta bulunan geçit veya açıklık sag n.
(dağ veya sırtta) dar ve kuru vadi wind gap n.