sabitlemek - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

sabitlemek



Bedeutungen von dem Begriff "sabitlemek" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 43 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
sabitlemek immobilize v.
sabitlemek fasten up v.
sabitlemek stay v.
sabitlemek fasten v.
sabitlemek immobilise v.
sabitlemek make fast v.
sabitlemek embalm v.
sabitlemek entrench v.
sabitlemek clag [dialect] [uk] v.
sabitlemek clap v.
sabitlemek immobilize v.
sabitlemek immobilise v.
sabitlemek implant v.
sabitlemek belace v.
sabitlemek inground v.
sabitlemek peg v.
sabitlemek firm v.
sabitlemek sconce [obsolete] v.
sabitlemek score v.
sabitlemek set v.
sabitlemek shag v.
sabitlemek fossilise v.
sabitlemek fossilize v.
sabitlemek found v.
sabitlemek foundation v.
sabitlemek solidate v.
sabitlemek stabilitate v.
sabitlemek hold v.
sabitlemek stab (stabilize) abrev.
Phrasals
sabitlemek hitch up v.
sabitlemek buttress up v.
sabitlemek buttress something up v.
sabitlemek stick down v.
sabitlemek snub up v.
sabitlemek set to v.
Idioms
sabitlemek hold the line on something v.
Technical
sabitlemek picket v.
sabitlemek moor v.
sabitlemek anchor v.
sabitlemek hammer v.
Marine
sabitlemek ride v.
Archaic
sabitlemek size v.
sabitlemek state v.

Bedeutungen, die der Begriff "sabitlemek" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 196 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
çözülmeyi önlemek için her dolamada bir düğüm atarak gırcala ile kaplamak veya sabitlemek marl n.
direk sabitlemek için açılan çukur post hole n.
kazık çakarak sabitlemek peg v.
zemine sabitlemek fix on the ground v.
kaliteyi sabitlemek maintain the quality v.
termostatı daha düşük bir ısıya ayarlamak/sabitlemek set the thermostat at a lower temperature v.
yeninden sabitlemek refix v.
üzerine veya etrafına (ip vb.) dolayarak sabitlemek reeve v.
yeniden sabitlemek refasten v.
(bir şeyi) hareketini sınırlayacak şekilde sabitlemek tether v.
halatlarla sabitlemek thrap [dialect] v.
raptiye ile sabitlemek thumbtack v.
örgü yaparak sabitlemek trace v.
küçük bir iple bağlayıp sabitlemek trice v.
sıkıca sabitlemek anchor v.
serbestçe hareket edecek şekilde bir yere sabitlemek hang v.
kendini bir yere sabitlemek barnacle v.
pencere camını kurşunla sabitlemek lead v.
kilitle sabitlemek belock v.
(bir şeyi) birbirine yapıştırılmış tahta parçalarıyla sabitlemek block v.
zıpkınla sabitlemek gaff v.
kolanla sabitlemek girt v.
(bir şeye) sabitlemek rig v.
kademeli bir şekilde sabitlemek chivvy v.
kademeli bir şekilde sabitlemek chivy v.
takoz ile sabitlemek chock (off) v.
oyuğa sabitlemek groove v.
demir çubuklarla sabitlemek imbar [obsolete] v.
paketleyerek veya sıkıştırarak sıkıca sabitlemek impact v.
sıkıca yapışık durması için sararak sabitlemek barnacle v.
özenle sabitlemek double-lock v.
demir parçalarla sabitlemek iron v.
sıkıca sabitlemek irradicate v.
(çadır) sabitlemek pick [obsolete] v.
(saçı) firkete ile sabitlemek pin v.
koç boynuzuyla sabitlemek cleat v.
plakalarla sabitlemek plate v.
kauçuk ayakkabı şeridiyle sabitlemek sandal v.
bakışlarını sabitlemek fixate v.
sivri uçlu aletle sabitlemek prick [obsolete] v.
önceden sabitlemek pre-establish v.
önceden sabitlemek preplace v.
prize sabitlemek socket v.
yuvaya sabitlemek socket v.
başsız çivi ile sabitlemek sprig v.
(gözlerini) bir noktaya sabitlemek squinch v.
(ineği) yemlik kilidi ile sabitlemek stanchion v.
nişasta kolası ile sabitlemek starch [obsolete] v.
iterek sabitlemek stick v.
(internet forumunda) bir haber dizisini gündemin başına sabitlemek sticky v.
kemerle sabitlemek strapple v.
rengi sabitlemek için seramik fırınına dekore edilen muffled adj.
rengi sabitlemek için seramik fırınına boyanan muffled adj.
rengi sabitlemek için seramik fırınına uygulanan muffled adj.
Phrasals
düğüm atarak sabitlemek tie off v.
(bir yere) sabitlemek bolt down v.
(bir yere) sabitlemek bolt something down v.
(bir şeyi başka bir şeye) sabitlemek clamp (something) onto (something) v.
(bir şeyi başka bir şeye) sabitlemek clamp (something) on (something) v.
(bir şeyi bir şeye) sabitlemek affix (something) to (something) v.
(bir şeyi birine veya bir şeye) sabitlemek affix something to someone or something v.
bir şeyi cıvatalarla yerine sabitlemek bolt down v.
bir şeyi bir seviyede ayarlamak/sabitlemek set something at something v.
iğne/çivi ile sabitlemek/tutturmak nail something down v.
iğne/çivi ile sabitlemek/tutturmak pin something down v.
birini veya bir şeyi bir yere sabitlemek bind someone or something down v.
bir şeyi bir yere sabitlemek glue something down v.
çivi veya benzeri bir şeyle bir yere sabitlemek peg down v.
(belli bir değerde) sabitlemek set at v.
(bir şeyi belli bir değerde) sabitlemek set something at something v.
saçı arkaya doğru dümdüz tarayıp jöleyle vs. sabitlemek slick back v.
kancayla/çengelle yerine sabitlemek hook down v.
-e sabitlemek lock in v.
-e sabitlemek lock into v.
'-e sabitlemek pin to v.
bir şeyi bir şeye sabitlemek pin something on something v.
bir şeyi bir şeye sabitlemek pin something onto something v.
birini/bir şeyi bağlayıp sabitlemek strap in v.
(bir şeyi bir şeyin) içine sabitlemek plant (something) in (something else) v.
bir şeyi bir şeye sabitlemek screw something into something v.
(bir şeyi) kazıkla sabitlemek peg (something) up v.
kazıkla sabitlemek peg up v.
iple sıkıca (bir yere) sabitlemek snub up v.
bir deniz aracını ve ekipmanlarını fırtınayı atlatması için sıkıca sabitlemek/bağlamak snug down v.
(bir şeyi bir şeye) raptiyeyle çiviyle sabitlemek tack (something) onto (something else) v.
(bir şeyi bir şeye) çakarak sabitlemek tack (something) onto (something else) v.
çiviyle/raptiyeyle sabitlemek tack up v.
bir şeyi raptiyeyle çiviyle sabitlemek tack something up v.
bir şeyi çakarak sabitlemek tack something up v.
bakışlarını (birine/bir şeye) sabitlemek lock on (to) (someone or something) v.
çiviyle sabitlemek nail down v.
çakarak sabitlemek hammer on v.
(bir şeyi bir şeye) sıkıca sabitlemek tighten (something) onto (something else) v.
(kendini/birini/bir şeyi birine/bir şeye) sabitlemek fasten (someone, something, or oneself) to (someone or something) v.
bir şeyi sabitlemek için çekiç kullanmak hammer down v.
birini/bir şeyi kemerle yerine sabitlemek belt someone or something down v.
(birini/bir şeyi) bağlayıp sabitlemek belt down (something or someone) v.
(birini/bir şeyi) yerine sabitlemek belt down (something or someone) v.
birini kemerle yerine sabitlemek belt someone up v.
bir kısıtlamayı bir şeyin planının içerisine sabitlemek build something into something v.
bir görüntüyü ekrana sabitlemek burn (something) into (something) v.
(bir şeyi başka bir şeye) sabitlemek clamp on v.
birini/bir şeyi birine/bir şeye sabitlemek fasten someone or something onto someone or something v.
birini/bir şeyi birine/bir şeye sabitlemek fasten someone or something to someone or something v.
bir şeyi (bir şeye) sabitlemek fasten something down (to something) v.
(bir şeye) sabitlemek fasten down to (something) v.
-e sabitlemek fasten to v.
(bir şeyi) sabitlemek firm something up v.
(bakışlarını, gözlerini)-e sabitlemek fix on v.
bakışlarını kenetlemek/sabitlemek glare down v.
bakışlarını kenetlemek/sabitlemek glare down on v.
bir alıcıyı bir sinyal kaynağına sabitlemek/yerleştirmek home on v.
(birini/bir şeyi/kendini bir yere) sabitlemek lash (someone, something, or oneself) to (something) v.
(bir şeyi başka bir şeye) çiviyle takmak/sabitlemek/asmak nail (something) onto (something else) v.
(bir şeyi başka bir şeye) çiviyle takmak/sabitlemek/asmak nail (something) to (something else) v.
üstüne çiviyle asmak/takmak/sabitlemek nail on v.
üstüne çiviyle asmak/takmak/sabitlemek nail onto v.
-e takmak/sabitlemek screw into v.
kayışla bağlamak/sabitlemek strap down v.
-e sabitlemek strap on v.
-e raptiyeyle çiviyle sabitlemek tack onto v.
-e çakarak sabitlemek tack onto v.
(bir şeyi bir şeye) sıkıca sabitlemek tighten (something) on (something else) v.
'-e sıkıca sabitlemek tighten on v.
Idioms
bir alıcıyı bir sinyal kaynağına sabitlemek/yerleştirmek home on (to something) v.
bakışlarını birine/bir şeye kenetlemek/sabitlemek rivet one's gaze on someone or something v.
bakışlarını birine/bir şeye kenetlemek/sabitlemek rivet one's glare on someone or something v.
-e bakışlarını kenetlemek/sabitlemek rivet gaze on v.
Trade/Economic
(fiyatları, ücretleri) sabitlemek freeze v.
Media
(sosyal medya gönderisini) akışın en üstüne sabitlemek pin v.
Technical
yükü araca sabitlemek için kullanılan sağlam ip cart rope n.
fıçı kapağını sabitlemek için kullanılan burgulu bir mengene türü vyce n.
temeli sabitlemek için kalıpta kullanılan ince metal parçası grain n.
demiryolu rayını ray yatağına sabitlemek için kullanılan takoz plug n.
kare başlı ağaç vidaları ile sabitlemek lag v.
soğutup doğal bir daralmadan faydalanarak (bir parçayı başka bir parçanın) etrafına sıkıca sabitlemek shrink on v.
hızı sabitlemek stabilize the speed v.
uçaktaki bir bağlantı somununun sarsılmadan kaynaklı olarak gevşememesi için sıkıca sabitlemek safety v.
deliğe oturtarak sabitlemek dado v.
deliğe sabitlemek dado v.
harç kullanarak sabitlemek grout v.
tutturaçla sabitlemek chuck v.
(ayakkabı sayalarını) çiviyle sabitlemek clout v.
tutturaç ile sabitlemek cotter v.
kancayla sabitlemek dog v.
cıvatayla sabitlemek dogbolt v.
(marangoz rendesine ait demiri) istenen konuma sabitlemek set v.
(deriyi) gererek sabitlemek set v.
Mechanic
eskiden karyola direğini bitişik yan parçalardan birine sabitlemek için kullanılan uzun vida bed screw n.
talaşlı şekillendirme için masaya veya yatağa sabitlemek batten v.
cıvata ile sabitlemek gib v.
(vida vb.) malzemeyi sabitlemek bite v.
Architecture
(kirişi) bir ucundan duvara sabitlemek tail in v.
takozla sabitlemek coign v.
takozla sabitlemek coin v.
Construction
eğik çivilerle sabitlemek toenail v.
macun ile sabitlemek lute v.
lökün ile sabitlemek lute v.
kereste ile sabitlemek ribband v.
Woodworking
ağaç çivisiyle sabitlemek treenail v.
Automotive
(arabayı) tekerlek kelepçesi ile sabitlemek clamp v.
Transportation
taşıma sırasında mal ve konteynerleri sabitlemek için kullanılan nesne brace n.
Aeronautic
(pike yaparken) sabitlemek pull out (of) v.
Marine
bir gemiyi sabitlemek için kullanılan son camadan balance reef n.
gemiyi sabitlemek için liman dibinde istiflenen kazık öbeği dolphin n.
direklerini sabitlemek veya sökmek için bir aparat ile donatılmış eski gemi shear hulk n.
iskalaryaları pervazlara sabitlemek rattle v.
çıpayı sabitlemek fish the anchor v.
(çıpayı) sabitlemek/bağlamak fish the anchor v.
tüm yelkenleri indirip dümeni belirli bir yöne sabitlemek hull v.
(kancayı) asılan şeyin kurtulmasını önlemek için parça ekleyerek sabitlemek mouse v.
halatı koç boynuzuyla sabitlemek cleat v.
halatları iskota yakasıyla sabitlemek clew v.
perçinle sabitlemek clinch v.
turusa çemberi ile sereni direğe sabitlemek parral v.
turusa çemberi ile sereni direğe sabitlemek parrel v.
Medical
hijyenik pedi sabitlemek için takılan dar ve esnek kemer sanitary belt n.
(kırık kemiği) çiviyle sabitlemek nail v.
Printing
(baskı levhasını) metal tabandaki deliklere metal çıkıntıları lehimleyerek sabitlemek slug v.
Agriculture
kuru otları örterek demet halinde sabitlemek trace v.
Breeding
(ineğin kafasını) çerçeve ile sabitlemek bail (up) [uk] v.
Fishery
(balık avında) yapay sineği sabitlemek için kullanılan ince ve kısa parça tippet n.
Hunting
(gülle veya barutu) tıkaç ile sabitlemek wad v.
Sport
matadorun boğayı belirli bir noktaya sabitlemek için yaptığı bitirme hareketi remate n.
(bilardo) beyaz topu sabitlemek için destek olarak kullanılan el bridge n.
Photography
(fotoğrafı) sabitlemek fix v.
Printery
baskı makinesinin yatağına sabitlemek lock up v.
harf kalıbına sabitlemek lock up v.
(harfleri) sabitlemek için kıskıya yerleştirmek coign (up) v.
(harfleri) sabitlemek için kıskıya yerleştirmek quoin (up) v.
Archaic
sivri bir cisimle delerek sabitlemek impale v.
(bir şeyin içine veya üzerine) sıkıca sabitlemek pitch v.
(ağ, tuzak) yayıp sabitlemek pitch v.
sıkıca sabitlemek için koymak pitch v.
önceden sabitlemek prefix v.
Entomology
(böcek örneğini) raptiye ile sabitlemek stick v.