Verlauf

the troubles

Bedeutungen von dem Begriff "the troubles" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
Politics
1	Politics	the troubles n.	irlanda veya kuzey irlanda'da meydana gelen çeşitli çatışma veya isyanlardan herhangi biri

Bedeutungen, die der Begriff "the troubles" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 54 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
General
1	General	digestive troubles n.	sindirim bozukluğu
2	General	having troubles n.	dert sahibi
3	General	digestive troubles n.	hazımsızlık
4	General	worldly troubles n.	dünyevi dertler
5	General	confide one's troubles to v.	derdini dökmek
6	General	complain about one's troubles v.	dert yanmak
7	General	have troubles v.	sıkıntı çekmek
8	General	be preoccupied with one's own troubles v.	kendi derdine düşmek
9	General	sink one's troubles in drink v.	içkiyle dertlerini unutmak
10	General	be constantly plagued by troubles v.	rahata kavuşamamak
11	General	be constantly plagued by troubles v.	dirlik yüzü görmemek
12	General	pour out one's troubles v.	dert yanmak
13	General	have troubles v.	derde düşmek
14	General	be constantly plagued by troubles v.	rahat yüzü görmemek
15	General	confide one's troubles v.	derdini açmak
16	General	unburden one's troubles to somebody v.	dert yanmak
17	General	pour out one's troubles v.	derdini dökmek
18	General	talk about one's troubles v.	dert dökmek
19	General	pour out one's troubles to somebody v.	derdini dökmek
20	General	run into troubles v.	sorunlarla karşılaşmak
21	General	run into troubles v.	problemlerle karşılaşmak
Phrases
22	Phrases	troubles never come alone expr.	aksilikler üst üste gelir
23	Phrases	what troubles me is expr.	beni sıkan şudur ki
24	Phrases	what troubles me is expr.	beni üzen şudur ki
25	Phrases	troubles never come alone expr.	sorunlar üst üste gelir
Proverb
26	Proverb	never trouble trouble till trouble troubles you	sorun seni üzmeden sorunu dert etme
27	Proverb	don't trouble trouble till trouble troubles you	sorun seni üzmeden sorunu dert etme
28	Proverb	don't trouble trouble till trouble troubles you	sorun ortaya çıkmadan onu tetikleyecek bir şey yapma
29	Proverb	don't trouble trouble till trouble troubles you	bir şeyin problem olacağını düşünüyorsan durduk yere üstüne gitme/onu körükleme
Colloquial
30	Colloquial	a peck of troubles n.	birçok dert
31	Colloquial	a peck of troubles n.	bir yığın sıkıntı
32	Colloquial	a peck of troubles n.	bir yığın dert
33	Colloquial	a peck of troubles n.	bir dolu sıkıntı
Idioms
34	Idioms	teething troubles n.	başlangıçta karşılaşılan sorunlar
35	Idioms	teething troubles n.	diş çıkarma sorunları
36	Idioms	drown one's troubles v.	teselliyi içkide aramak
37	Idioms	drown one's troubles v.	(içerek) efkar dağıtmak
38	Idioms	drown troubles v.	efkar dağıtmak
39	Idioms	drown troubles v.	alkole sığınmak
40	Idioms	drown troubles v.	içerek sorunları unutmaya çalışmak
41	Idioms	drown troubles v.	teselliyi içkide aramak
42	Idioms	have teething troubles v.	başlangıçta ortaya sorunlar çıkmak
43	Idioms	have teething troubles v.	bir olayın en başında sorunlar yaşanmak
44	Idioms	have teething troubles v.	diş çıkarma sorunları olmak
45	Idioms	have teething troubles v.	yeniyken/gelişim aşamasında sorun/arıza çıkarmak
Speaking
46	Speaking	what troubles you? expr.	canını ne sıkar?
47	Speaking	what troubles you? expr.	seni ne üzer?
48	Speaking	I want a place free from all worldly troubles expr.	tüm dünyevi dertlerden azade bir yer istiyorum
Trade/Economic
49	Trade/Economic	labour troubles n.	iş ve işçi olayları
50	Trade/Economic	labor troubles n.	iş ve işçi olayları
Politics
51	Politics	the troubles n.	irlanda veya kuzey irlanda'da meydana gelen çeşitli çatışma veya isyanlardan herhangi biri
Technical
52	Technical	engine troubles n.	makine arızaları
Automotive
53	Automotive	teething troubles n.	diş çıkarma sorunları
Anatomy
54	Anatomy	vascular troubles n.	damar bozuklukları