Türkisch - Englisch
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch Sätze
Synonyme
Sätze
Werkzeuge
Quellen
Über uns
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Licht Ausschalten
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyme
Werkzeuge
Quellen
Über uns
Kontakt
Einloggen / Registrieren
EN-TR
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Spanisch - Englisch
Französisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch Sätze
Türkisch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Verlauf
yaşama
Bedeutungen von dem Begriff
"yaşama"
im Englisch Türkisch Wörterbuch : 4 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
General
1
General
yaşama
survival
n.
2
General
yaşama
living
n.
Trade/Economic
3
Trade/Economic
yaşama
subsistence
n.
4
Trade/Economic
yaşama
living
n.
Bedeutungen, die der Begriff
"yaşama"
mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 301 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
General
1
General
birlikte yaşama
living together
n.
2
General
yeniden yaşama dönme
reincarnation
n.
3
General
beraber yaşama
cohabitation
n.
4
General
köyde yaşama
rustication
n.
5
General
yaşama gücü
stamina
n.
6
General
ayrı yaşama
legal separation
n.
7
General
ahlak kurallarına aykırı olarak yaşama
loose living
n.
8
General
mutluluk ve sağlık içinde yaşama
welfare
n.
9
General
daha uzun yaşama
survival
n.
10
General
birlikte yaşama
cohabiting
n.
11
General
birlikte yaşama
concubinage
n.
12
General
birlikte yaşama
cohabitation
n.
13
General
ot gibi yaşama
vegetation
n.
14
General
nikahsız olarak birlikte yaşama
free love
n.
15
General
ebeveyn ya da onların ebeveyninin ingiltere'de doğmuşlukları nedeniyle orada yaşama hakkı
patriality
n.
16
General
nefsinin isteklerini kırarak çok sade bir hayat yaşama
asceticism
n.
17
General
yaşama bağlılık
conduct of life
n.
18
General
birlikte yaşama
common marriage
n.
19
General
yaşama gücü
vigor
n.
20
General
toplumdan uzak yaşama
seclusion
n.
21
General
yaşama gücü
vitality
n.
22
General
bir arada yaşama
coexistence
n.
23
General
beklenen yaşama süresi
life expectancy
n.
24
General
toplu halde yaşama
gregariousness
n.
25
General
yaşama gücü
vigour
n.
26
General
ayrı yaşama
noncohabitation
n.
27
General
yaşama yeteneği
viability
n.
28
General
bir arada yaşama yanlısı
communalist
n.
29
General
yaşama geçirme
implementation
n.
30
General
mağarada yaşama
troglodytism
n.
31
General
yaşama hakkı
the right to life
n.
32
General
yaşama ortamı
habitat
n.
33
General
sağlıklı yaşama koşulları
sanitary living conditions
n.
34
General
yaşama becerisi
survival skill
n.
35
General
resmi nikahsız beraber yaşama
common-law marriage
n.
36
General
yaşama hacmi
living unit
n.
37
General
yaşama alanı
living space
n.
38
General
yaşama gücü
viability
n.
39
General
yaşama düzeyi
subsistence level
n.
40
General
yaşama ihtimali
expectation of life
n.
41
General
yaşama düzeyi
level of living
n.
42
General
yaşama yüzdesi
survival percent
n.
43
General
dost hayatı yaşama
cohabitation without being legally married
n.
44
General
metres hayatı yaşama
cohabitation without being legally married
n.
45
General
toplumdan uzak yaşama
reclusion
n.
46
General
yaşama isteği
a desire to live
n.
47
General
yaşama isteği
will to live
n.
48
General
yaşama becerileri
living skills
n.
49
General
esas yaşama alanı
main living area
n.
50
General
barış içinde bir arada yaşama
peaceful coexistence
n.
51
General
birlikte yaşama kültürü
culture of living together
n.
52
General
yaşama birimi
living unit
n.
53
General
yabancı bir ülkede yaşama
living in a foreign country
n.
54
General
yaşama sevinci
joie de vivre
n.
55
General
yaşama sevinci
the joy of living
n.
56
General
yaşama döndürme
resurrecting
n.
57
General
yaşama sevinci
zest for life
n.
58
General
yaşama sevinci
joy of life
n.
59
General
yaşama sevinci
joy of living
n.
60
General
yaşama sanatı
the art of living
n.
61
General
birbirinden uzakta ilişki yaşama
long distance relationship
n.
62
General
yaşama enerjisi
energy of life
n.
63
General
yaşama döndürme maskesi
resuscitation mask
n.
64
General
yaşama alanı
living quarters
n.
65
General
yaşama alanı
quarters
n.
66
General
yaşama alanı
living quarters (in a house)
n.
67
General
tekrar yaşama
reliving
n.
68
General
tekrar yaşama
re-experiencing
n.
69
General
birlikte yaşama
coexistence
n.
70
General
güneyli yaşama yancısı
pro-southern
n.
71
General
evlenmeden birlikte yaşama
civil partnership
n.
72
General
vahşi hayatta yaşama yeteneği
bushcraft
n.
73
General
yaşama sebebi
ikigai (a reason for being)
n.
74
General
yaşama tutkusu
ikigai (a reason for being)
n.
75
General
sabah uyandığınızda sizi yataktan çıkaran yaşama sevinci
ikigai (a reason for being)
n.
76
General
bitkisel hayattan farklı olarak hayvansal bir yaşama sahip olma
animateness
n.
77
General
bitkisel hayattan farklı olarak hayvansal bir yaşama sahip olma
animation
n.
78
General
maceralar yaşama
adventuring
n.
79
General
macera yaşama
adventuring
n.
80
General
yeniden yaşama dönme
rebirth
n.
81
General
yeniden yaşama dönen kimse
rebirther
n.
82
General
toplumdan uzak yaşama
recluseness
n.
83
General
toplumdan dışlanmış halde yaşama
reclusion
n.
84
General
toplumdan uzak yaşama
reclusiveness
n.
85
General
birden fazla kişiyle cinsel hayat yaşama
tomcatting
n.
86
General
birlikte yaşama
coliving
n.
87
General
yaşama arzusu
desire to live
n.
88
General
yaşama gücü
vital principle
n.
89
General
yaşama enerjisi
vital principle
n.
90
General
yaşama gücü
life principle
n.
91
General
yaşama enerjisi
life principle
n.
92
General
bir mahallede yaşama
vicinage
n.
93
General
yaşama gücünün tezahürü
vitality
n.
94
General
yaşama gücünün somutlaşmış hali
vitality
n.
95
General
yaşama coşkusu
vril
n.
96
General
sabır, özveri, besleyici olma ve cinselliği sadece evlilikte yaşama gibi değerlere önem veren ve özellikle birtakım latin amerikalı kültürlerde yaygın olan, geleneksel dişiliğin güçlü veya abartılı bir formu
marianismo
n.
97
General
yaşama gücü
blood
n.
98
General
bataklıkta yaşama
bogtrotting
n.
99
General
dost hayatı yaşama
hetaerism
n.
100
General
dost hayatı yaşama
hetairism
n.
101
General
dini yaşama kendini adayıp kısmen veya tamamen inzivada yaşayan insan topluluğu
monastery
n.
102
General
yaşama alanı olarak kullanılan küçük mekan
mousehole
n.
103
General
yaşama dönüş
reviction
n.
104
General
sürü halinde yaşama
gregarianism
n.
105
General
sürü halinde yaşama
gregariousness
n.
106
General
yaşama gücü
heartbeat
n.
107
General
birtakım kategorilerdeki mahkumların hapishane çevresinde kurulan sınırlı alanda yaşama özgürlüğü
rule
n.
108
General
başka insanlarla yaşama
community
n.
109
General
topluluk olarak yaşama
community
n.
110
General
akıl karışıklığı yaşama
dismayedness
n.
111
General
dost hayatı yaşama
concubinacy [obsolete]
n.
112
General
nikahsız birliktelik yaşama
concubinacy [obsolete]
n.
113
General
bokun içinde yaşama
dunghill
n.
114
General
varlık içinde yaşama
fat city
n.
115
General
aynı dönemde yaşama
coevalneity
n.
116
General
başkalarıyla yaşama
conversation [obsolete]
n.
117
General
canlılardaki yaşama gücü
divine spark
n.
118
General
doğada yaşama becerisi ve tecrübesi
fieldcraft
n.
119
General
paylaşımlı dairede yaşama
flatting [australia/new zealand]
n.
120
General
evli olunmayan partnerle birlikte yaşama
cohabitation
n.
121
General
yaşama gücü
stamen [obsolete]
n.
122
General
kıtlık yaşama
starving
n.
123
General
büyük açlık yaşama
starving
n.
124
General
boyunduruk altında yaşama
subjectness
n.
125
General
yaşama döndürmek
resuscitate
v.
126
General
yaşama döndürmek
resurrect
v.
127
General
yaşama döndürmek
restore somebody to life
v.
128
General
yaşama döndürmek
bestow hand on somebody
v.
129
General
yaşama geçirmek
actualize
v.
130
General
yaşama geçirmek
make real
v.
131
General
yaşama geçirmek
make actual
v.
132
General
yeni bir yaşama kapılarını açmak
start a new life
v.
133
General
yaşama sokmak
actualize
v.
134
General
yaşama sokmak
make real
v.
135
General
yaşama döndürmek
revive
v.
136
General
yaşama döndürmek
revivify
v.
137
General
yaşama döndürmek
revive a person
v.
138
General
yaşama döndürmek
bring round
v.
139
General
yaşama döndürmek
return someone to consciousness
v.
140
General
yaşama döndürmek
recover or restore from apparent death
v.
141
General
yaşama döndürmek
bring around
v.
142
General
yaşama döndürmek
restore someone to life
v.
143
General
yaşama döndürmek
bring to
v.
144
General
yaşama döndürmek
bring back
v.
145
General
yaşama sokmak
actualise
v.
146
General
yaşama geçirmek
actualise
v.
147
General
yaşama döndürmek
bring one round
v.
148
General
kırsalda yaşama mecbur bırakmak
rusticate
v.
149
General
kırsal yaşama uygun hale getirmek
rusticize [us]
v.
150
General
kırsal yaşama uygun hale getirmek
rusticise [uk]
v.
151
General
yaşama döndürmek
inspirit
v.
152
General
yaşama ihtimali düşük olmak
scrape along
v.
153
General
yaşama olanak vermek
support life
v.
154
General
grup halinde yaşama eğilimi gösteren
gregarious
adj.
155
General
yaşama elverişsiz
uninhabitable
adj.
156
General
yaşama elverişsiz
undwellable [obsolete]
adj.
157
General
yaşama sevinci olan kimse
zingy
adj.
158
General
yaşama azmi olan
vivacious
adj.
159
General
kırsal yaşama özgü
homespun
adj.
160
General
kırsal yaşama uygun
rustic
adj.
161
General
kırsal yaşama adapte olan
rustic
adj.
162
General
kırsal yaşama uygun
rustical
adj.
163
General
kırsal yaşama adapte olan
rustical
adj.
164
General
önceki yaşama ait
prelife
adj.
Phrasals
165
Phrasals
süreçte aksaklıklar yaşama
push forward
v.
166
Phrasals
(bir şeyi bir durumdan) yaşama döndürmek
resurrect (something) from (something)
v.
167
Phrasals
-den yaşama döndürmek
resurrect from
v.
Proverb
168
Proverb
yaşamak için ye yemek için yaşama
eat to live but do not live to eat
169
Proverb
yaşamak için ye yemek için yaşama
eat to live not live to eat
Colloquial
170
Colloquial
yaşama nedeni
breath of life
n.
171
Colloquial
yaşama enerjisi
breath of life
n.
172
Colloquial
yeni bir yaşama şansı
new lease on life
n.
173
Colloquial
yaşama hevesi
desire to live
n.
174
Colloquial
birlikte yaşama
marriage lite
n.
175
Colloquial
tüm yaşama şansını yitirmek
have had it
v.
Idioms
176
Idioms
köprü altlarında yaşama
beggar's bush
n.
177
Idioms
debdebe içinde yaşama
high living
n.
178
Idioms
hızlı yaşama
fast living
n.
179
Idioms
spartalı gibi yaşama
spartan existence
n.
180
Idioms
yük treninin en arkasında bulunan ve mürettebat için yaşama ve uyuma alanı sağlayan vagon
monkey wagon [dated]
n.
181
Idioms
yaptığın şeyin aynısını yaşama
a dose of your own medicine
n.
182
Idioms
yaptığın şeyin aynısını yaşama
a taste of your own medicine
n.
183
Idioms
yaşama sevinci
lust for life
n.
184
Idioms
yaşama tutkusu/arzusu
lust for life
n.
185
Idioms
bir eli yağda bir eli balda yaşama
the lap of luxury
n.
186
Idioms
yaşama dönmek
come alive
v.
187
Idioms
birinin hayatına yeni bir soluk/heyecan/yaşama nedeni getirmek
give somebody a new lease of life
v.
188
Idioms
birinin hayatına yeni bir soluk/heyecan/yaşama nedeni getirmek
give somebody a new lease on life
v.
189
Idioms
yaşama sevinci vermek
bring back to life
v.
190
Idioms
doğayla daha uyumlu bir yaşama dönmek
get back to nature
v.
191
Idioms
daha basit ve doğal bir yaşama dönmek
get back to nature
v.
192
Idioms
doğayla daha uyumlu bir yaşama dönmek
go back to nature
v.
193
Idioms
daha basit ve doğal bir yaşama dönmek
go back to nature
v.
194
Idioms
denizcilik hayatından karada sabit yaşama geçmek
swallow the anchor
v.
195
Idioms
birinin hayatına yeni bir soluk/heyecan/yaşama nedeni getirmek
give a new lease of life
v.
196
Idioms
(birinin) yaşama sevincini almak
take it out of (one)
v.
197
Idioms
kırsal yaşama geçmek
go back to the pa
v.
198
Idioms
yaptığının aynısını yaşama
dose of your own medicine
expr.
199
Idioms
çok zor günler yaşama
to hell and back
expr.
200
Idioms
cehennemi yaşama
to hell and back
expr.
Speaking
201
Speaking
yaşama isteği/hevesi
will to live
n.
Trade/Economic
202
Trade/Economic
kural veya teorinin yaşama geçirilmesi
adhibition
n.
203
Trade/Economic
borçla yaşama
living beyond the means
n.
204
Trade/Economic
doğuşta yaşama ümidi
life expectancy at birth
n.
205
Trade/Economic
imkanlarının ötesinde yaşama
living beyond the means
n.
206
Trade/Economic
kural veya teorinin yaşama geçirilmesi
application
n.
207
Trade/Economic
muhtemel yaşama müddeti
probable life
n.
208
Trade/Economic
ortalama yaşama süresi
life expectancy
n.
209
Trade/Economic
yaşama standardı
standard of living
n.
210
Trade/Economic
yaşama şekilleri
modes of living
n.
211
Trade/Economic
yaşama standardı
standard of life
n.
Law
212
Law
ayrı yaşama
separation
n.
213
Law
ayrı yaşama izni
separation order
n.
214
Law
ayrı yaşama sebebiyle boşanma
divorce based upon living separate
n.
215
Law
beraber yaşama
cohabitation
n.
216
Law
birlikte yaşama
living together
n.
217
Law
dost hayatı yaşama
cohabitation
n.
218
Law
dost hayatı yaşama
concubinage
n.
219
Law
dost hayatı yaşama
living in adultery
n.
220
Law
evlenmeden beraber yaşama
unlawful cohabitation
n.
221
Law
evlilik dışında karı koca gibi yaşama
illicit cohabitation
n.
222
Law
evli çiftlerin ayrı yaşama beyanları
notarial separation
n.
223
Law
evli bir çift gibi birlikte yaşama
cohabitation
n.
224
Law
karının kocayla birlikte yaşama yükümlülüğü
consortium
n.
225
Law
metres hayatı yaşama
concubinage
n.
226
Law
metres hayatı yaşama
cohabitation
n.
227
Law
resmi nikahsız beraber yaşama
common law marriage
n.
228
Law
yaşama hakkı
right to life
n.
229
Law
konut sahibiyle anlaşma uyarınca konutta hak iddia etmeyip konutun belirli bölümünde yaşama hakkına sahip kimse
lodger
n.
Politics
230
Politics
barış içinde bir arada yaşama
peaceful co-existence
n.
231
Politics
barış içinde birarada yaşama
peaceful coexistence
n.
232
Politics
özellikle su kuşları yaşama ortamı olarak uluslararası öneme sahip sulak alanlar hakkında sözleşme
convention on wetlands of international importance, especially as waterfowl habitat
n.
233
Politics
temel yaşama hakkı
inherent right to life
n.
234
Politics
(bir çocuğun) yaşama hakkı
survival rights
n.
Insurance
235
Insurance
yaşama beklentisi
life expectancy
n.
Technical
236
Technical
yaşama gücü
vital force
n.
237
Technical
yaşama kabiliyeti
viability
n.
Telecom
238
Telecom
yaşama süresi
time to live
n.
Architecture
239
Architecture
(şato ve otellerin) yaşama mekanlarını barındıran asıl bloku
corps de logis
n.
Marine
240
Marine
yaşama ortamı
living environment
n.
241
Marine
yaşama riski
risk to life
n.
Mining
242
Mining
fiziksel yapıda değişiklik yaşama durumu
paramorphism
n.
Medical
243
Medical
bir arada yaşama
co-existence
n.
244
Medical
ön direktif (yaşama iradesi)
advance directive
n.
245
Medical
tedavi amacıyla yaylalarda veya dağlık yerlerde yaşama
orinotherapy
n.
246
Medical
yeniden yaşama dönme
anabiosis
n.
247
Medical
birini yaşama döndürmek için ağzına nefes vererek ciğerlerini hava ile doldurma prensibine dayalı bir yöntem
mouth-to-mouth
n.
248
Medical
birini yaşama döndürmek için ağzına nefes vererek ciğerlerini hava ile doldurma prensibine dayalı (yöntem)
mouth-to-mouth
adj.
Psychology
249
Psychology
göğüs ağrısı yaşama korkusu
anginophobia
n.
250
Psychology
yaşama güçlü bir bağlılık duyan kimse
biophile
n.
251
Psychology
yaşama duyulan sevgi
biophilia
n.
252
Psychology
adada yaşama saplantısı
islomania
n.
Physiology
253
Physiology
yaşama gücü
vis vitae
n.
Statistics
254
Statistics
yaşama devam işlevi
survivor function
n.
Biology
255
Biology
yaşama yeteneği
viability
n.
256
Biology
yaşama savaşı
struggle of living
n.
257
Biology
yaşama kabiliyeti olmama
abiosis
n.
258
Biology
yaşama direnci
vital resistance
n.
259
Biology
bazı bitki ve böceklerde karıncalara bağımlılık veya yakın yaşama durumu
myrmecophilism
n.
260
Biology
yaşama dair
zoetic [rare]
adj.
261
Biology
parazite benzer yaşama eğilimi gösteren
parasitoid
adj.
Marine Biology
262
Marine Biology
artan üretim modeli yaşama oranı
surplus production model survival rate
n.
263
Marine Biology
karada ve suda yaşama yeteneği
amphibious
n.
264
Marine Biology
populasyonun yaşama yeteneği analizi
population viability analysis
n.
265
Marine Biology
yaşama oranı
survival rate
n.
Astronomy
266
Astronomy
gezegendeki yaşama elverişli koşullara sahip bölge
comfort zone
n.
267
Astronomy
gezegendeki yaşama elverişli koşullara sahip bölge
habitable zone
n.
268
Astronomy
gezegendeki yaşama elverişli koşullara sahip bölge
goldilocks zone
n.
269
Astronomy
galaksinin yaşama elverişli bölgesi
galactic habitable zone
n.
270
Astronomy
yaşama elverişli gezegen
habitable world
n.
271
Astronomy
yaşama dünya'dan daha elverişli olan varsayımsal ötegezegenler
superhabitable planet
n.
Zoology
272
Zoology
grup halinde yaşama eğilimi göstermeyen
ungregarious
adj.
Social Sciences
273
Social Sciences
yaşama ve ölüme izin verme gücü ile egemen güç
thanatopolitics
n.
274
Social Sciences
yaşama ve ölme gücü arasındaki kesişme noktası
thanatopolitics
n.
275
Social Sciences
bir arada yaşama yanlısı
communist
n.
276
Social Sciences
gelenekselleşmiş yaşama özgü özellikler
institutionalism
n.
Education
277
Education
engellilere temel yaşama becerilerinin öğretildiği program
habilitation
n.
Literature
278
Literature
pastoral yaşama uygun giyim ve davranışlar
arcadianism
n.
Religious
279
Religious
manevi sebeplerle dünya zevklerinden uzak yaşama pratiği
askesis
n.
280
Religious
dinini yaşama
faithing
n.
Philosophy
281
Philosophy
yaşama felsefesi
philosophy of life
n.
282
Philosophy
yaşama coşkusu
élan vital
n.
283
Philosophy
yaşama coşkusu
life force
n.
284
Philosophy
doğaya ve yaşama dair süreçlerin fiziksel olarak belirlendiğini ve bu süreçlerin fizik ve kimya kanunlarıyla tamamen açıklanabileceğini öne süren felsefi görüş
mechanism
n.
Environment
285
Environment
özellikle su kuşlarının yaşama ortamı olarak uluslararası öneme sahip sulak alanlar sözleşmesi (ramsar sözleşmesi)
especially as waterfowl habitat
n.
286
Environment
özellikle su kuşlarının yaşama ortamı olarak uluslararası öneme sahip sulak alanlar sözleşmesi (ramsar sözleşmesi)
the convention on wetlands of international importance
n.
287
Environment
türe ait bireylerin gruplar halinde yaşama veya diğer türlerin bireyleri arasına dağılma eğilimi
sociability
n.
Geography
288
Geography
mississippi nehri ile rocky dağları arasında yer alıp kurak ve yaşama elverişsiz olduğu düşünülen bölgeler
desert
n.
Slang
289
Slang
kötü bir uyuşturucu deneyimi yaşama
bum trip
n.
290
Slang
çok sayıda elmasa sahip olarak yaşama
living chilly
n.
291
Slang
birlikte yaşama (evli olmadan)
shacking
n.
292
Slang
lsd almadığı halde tekrar lsd kafası yaşama
free trip
n.
293
Slang
bedavadan kafa yaşama
free trip
n.
294
Slang
kristal met kafası yaşama
ice-skating
n.
295
Slang
kendi partnerinden başka biriyle cinsel ilişki yaşama
opp (sexual encounters with "other people")
n.
296
Slang
farklı ırktan biriyle ilişki yaşama/flört etme konusunda açık
down with the swirl
adj.
297
Slang
iş arkadaşınla ilişki yaşama
don't dip your pen in (the) company ink
expr.
298
Slang
birlikte çalıştığı biriyle ilişki yaşama
don't dip your pen in (the) company ink
expr.
Modern Slang
299
Modern Slang
anda kalarak yaşama
a quarter mile at a time
n.
300
Modern Slang
bulunduğu anda yaşama
a quarter mile at a time
n.
301
Modern Slang
primitif yaşama dönüşü savunan ideoloji
anarcho-primitivism
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of yaşama
×
Term Options
Übersetzung Vorschlagen / Korrigieren
Französisch Englisch Wörterbuch
Spanisch Englisch Wörterbuch
Deutsch Englisch Wörterbuch
Englisch Synonyme Wörterbuch
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy