yapraklar - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

yapraklar



Bedeutungen von dem Begriff "yapraklar" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 8 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
yapraklar foliage n.
yapraklar greens n.
yapraklar leafage n.
yapraklar leaf v.
Technical
yapraklar platelets n.
Computer
yapraklar leaves n.
Botanic
yapraklar foliation n.
yapraklar foliature n.

Bedeutungen, die der Begriff "yapraklar" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 78 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
karşılıklı yapraklar opposite leaves n.
mısır koçanını saran yapraklar shuck n.
taç yapraklar bell n.
almaşık yapraklar alternate leaves n.
ağacın üstündeki dal veya yapraklar treetop n.
kopmuş yapraklar loose leaves n.
bazı ngoni kabilelerindeki evli savaşçıların taktığı yapraklar ve hayvan tüyleriyle süslü kafa aksesuarı headring n.
sırayla numaralandırılmış yapraklar foliation n.
(ormanda) çürümüş yapraklar litter n.
bitkiden sarkan dal ve yapraklar growth n.
hışırdamak (yapraklar/ipek vb) swish v.
yapraklar ile kaplamak infoliate v.
yapraklar ile örtmek infoliate v.
(yapraklar) dökülmek shed v.
her yıl yapraklar dökülen deciduous adj.
yapraklar halinde laminar adj.
yaprak veya yapraklar ile ilişkili foliar adj.
iki ya da dörde katlanmış yapraklar halinde üretilmiş folio adj.
Idioms
naftalinlerin/tozlu yapraklar arasından (sandıktan) çıkarmak bring something out of mothballs v.
Technical
değiştirilmiş brominant epoksit yünlü fiber cam güçlendirilmiş laminant yapraklar modified brominated epoxide woven fibreglass reinforced laminated sheets n.
e-cam güçlendirilmiş laminant yapraklar e-glass reinforced laminate sheets n.
tutuşabilirliği tanımlanmış halojen olmayan epoksit yünlü e-cam güçlendirilmiş laminant yapraklar non-halogenated epoxide woven e-glass reinforced laminated sheets of defined flammability n.
yapraklar halinde laminiferous adj.
yapraklar halinde laminose adj.
Architecture
yapraklar ve dallarla süslenmiş (mimari) carolitic adj.
Construction
yeşil yapraklar greenery n.
Biology
çanak yapraklar ile ilgili calicular adj.
çanak yapraklar ile ilgili calycular adj.
Biochemistry
yapraklar ile ilişkili folic adj.
Marine Biology
genellikle üzerinde tüy yapraklar bulunan devasa boyutlarda uzun ince uzantılara sahip laminariaceae familyasında bir kahverengi su yosunu cinsi macrocystis n.
Zoology
yürüyen yapraklar phylliidae n.
Botanic
üçer üçer çıkan yapraklar tern leaves n.
almaşık yapraklar alternative leaves n.
bileşik yapraklar compound leaves n.
çanak yapraklar calycle n.
çanak yapraklar calicle n.
çanak yapraklar epicalyx n.
dorsivental yapraklar subulate leaves n.
etli yapraklar succulent leaves n.
halka dizilişli yapraklar stellate leaves n.
karşılıklı yapraklar opposed leaves n.
karşılıklı yapraklar opposite leaves n.
taç yapraklar petals n.
sapın alt yüzünde bulunan sıra halindeki yapraklar underleaf n.
gövdenin alt yüzünde bulunan sıra halindeki yapraklar underleaf n.
çiçeklerin yaprak tomurcukları ile homolog olduğu ve çiçek üreme organlarının dönüşüm geçirmiş yapraklar olduğu ilkesi vegetable metamorphosis n.
kenarları yeryüzüne ve göğe dönük olup ayaları ufku işaret eden yapraklar vertical leaves n.
tüy yapraklar quillwort family n.
tüy yapraklar family isoetaceae n.
tüy yapraklar isoetaceae n.
bitki çayı yapmak için kullanılan yapraklar healing herb n.
salata veya yemek için kullanılan taze yapraklar healing herb n.
meyve veya kırmızı şarap tatlandırmak için dikkatli ölçülerde kullanılan yapraklar herb grace n.
saksı bitkisi olarak kullanılan yapraklar pigweed n.
doğadan toplanan yapraklar pigweed n.
taç yapraklar coroll [obsolete] n.
(taç yapraklar veya çanakta gelişen) içi boş çıkıntı spur n.
(yapraklar) çürürken yığın halinde durmak couch v.
üç sıra halindeki (yapraklar) trifarious adj.
almaşık (yapraklar) alternate adj.
biri sağda biri solda olan (yapraklar) alternate adj.
taç yaprakları arasında çanak yapraklar olan barbed adj.
tepesinde yapraklar olan comate adj.
tepesinde yapraklar olan comose adj.
(bazı yapraklar) girintileri merkezin yarısına kadar uzanan cleft adj.
(gövde boyunca yapraklar) eğri bir çizgide dağılım gösteren curviserial adj.
(yapraklar) iki sıra sırt dizilişli succubous adj.
(yapraklar) üst üste binmiş gibi görünen succubous adj.
Agriculture
buğdayda bayrak yapraklar flag leaves n.
çanak yapraklar sepals n.
Tobacco
çürük yapraklar rotten leaves n.
Geology
gnaysın içindeki mika veya hornblend sebebiyle ince yapraklar oluşturup kolayca parçalanabilen bir çeşidi slaty gneiss n.
Entomology
yuvasını kaplamak için yapraklar ve çiçeklerden yuvarlak parçalar koparan arı leafcutter bee n.
yürüyen yapraklar familyasından olan böcek phyllid n.
yürüyen yapraklar phyllidae n.
yürüyen yapraklar phillidae n.
yürüyen yapraklar family phyllidae n.
yürüyen yapraklar family phillidae n.