|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
General |
|
1 |
General |
abd'de gizli bir yasadışı grup |
cosa nostra n.
|
|
2 |
General |
yasadışı işler çeviren örgüt |
syndicate n.
|
|
3 |
General |
yasadışı alkol üretme |
moonshining n.
|
|
4 |
General |
komisyon (yasadışı) |
rake-off n.
|
|
5 |
General |
birisini özellikle yasadışı işler yapması konusunda kışkırtan kimse |
abetter n.
|
|
6 |
General |
yasadışı olma |
illegality n.
|
|
7 |
General |
yasadışı alkol üretimi |
moonshining n.
|
|
8 |
General |
yasadışı siyasi grup |
junto n.
|
|
9 |
General |
yasadışı olma |
illegitimacy n.
|
|
10 |
General |
yasadışı grev yapma |
wildcatting n.
|
|
11 |
General |
kazançtan alınan (yasadışı) pay |
rake-off n.
|
|
12 |
General |
yasadışı para kazanan kimse |
spiv n.
|
|
13 |
General |
yasadışı göç |
illegal migration n.
|
|
14 |
General |
yasadışı faaliyet |
illegal activity n.
|
|
15 |
General |
yasadışı kazanç |
ill-gotten gain n.
|
|
16 |
General |
yasadışı kürtaj |
illegal abortion n.
|
|
|
17 |
General |
yasadışı kürtaj |
backstreet abortion n.
|
|
18 |
General |
çok miktarda yasadışı mal |
vast quantities of illicit substances n.
|
|
19 |
General |
yasadışı faaliyetlere karşı operasyon düzenleme |
clampdown n.
|
|
20 |
General |
yasadışı faaliyetlere karşı operasyon yürütme |
clampdown n.
|
|
21 |
General |
ekonomisinin önemli bir bölümü yasadışı uyuşturucu ticaretinden oluşan ülke |
narco-state n.
|
|
22 |
General |
yasadışı cinsel ilişki |
unlawful carnal knowledge n.
|
|
23 |
General |
yasadışı cinsel ilişki |
criminal congress n.
|
|
24 |
General |
yasadışı cinsel ilişki |
bawdry [obsolete] n.
|
|
25 |
General |
gizli haberleşme materyallerinin veya yasadışı malların tutulduğu ve sonrasında hemen elden çıkarıldığı önceden belirlenmiş yer |
mail drop n.
|
|
26 |
General |
gizli haberleşme materyallerini veya yasadışı malları depolama faaliyeti |
mail drop n.
|
|
27 |
General |
gizli haberleşme materyallerinin veya yasadışı malların tutulup sonrasında hemen elden çıkarıldığı önceden belirlenmiş yer |
maildrop n.
|
|
28 |
General |
gizli haberleşme materyallerini veya yasadışı malları depolama faaliyeti |
maildrop n.
|
|
29 |
General |
ahlaksız, yasadışı veya etik olmayan mesleki davranış |
malepractice n.
|
|
30 |
General |
yasadışı viski |
hokonui [obsolete] [new zealand] n.
|
|
31 |
General |
(yasadışı bir iş için) gizlice buluşma |
hit n.
|
|
32 |
General |
kötü veya yasadışı amaca ulaşmak için yapılan gizli plan |
connivence n.
|
|
33 |
General |
yasadışı taklit |
clone n.
|
|
34 |
General |
yasadışı bir şekilde paraya el koyma |
con n.
|
|
35 |
General |
yasadışı dini grupların düzenlediği özel toplantı |
conciliable n.
|
|
36 |
General |
yasadışı dini grupların düzenlediği küçük toplantı |
conciliabule n.
|
|
37 |
General |
polisin yasadışı uyuşturucu maddeleri ele geçirmesi |
drug bust n.
|
|
38 |
General |
polisin yasadışı uyuşturucu maddeleri ele geçirmesi |
drugs bust n.
|
|
39 |
General |
hava, deniz veya kara yoluyla yapılan yasadışı uyuşturucu ticaretinin önlenmesi |
drug interdiction n.
|
|
40 |
General |
yasadışı uyuşturucuları ülkeye sokma |
drug-running n.
|
|
41 |
General |
yasadışı uyuşturucu kullanan kimse |
drug-taker n.
|
|
42 |
General |
yasadışı uyuşturucu kullanan kimse |
drug-taking n.
|
|
43 |
General |
eserlerin yasadışı kopyası |
pirate copy n.
|
|
44 |
General |
yasadışı kullanma |
pirating n.
|
|
45 |
General |
yasadışı yollarla çoğaltma |
pirating n.
|
|
46 |
General |
yasadışı para basımı |
coining [uk] n.
|
|
47 |
General |
yasadışı uyuşturucu üretim merkezleri olan peru, bolivya ve kolombiya'yı kapsayan güney amerika bölgesi |
silver triangle n.
|
|
48 |
General |
yasadışı kesici alet kullanımı |
slashing n.
|
|
49 |
General |
yasadışı ilan etmek |
outlaw v.
|
|
50 |
General |
yasadışı bir işin içinde olmak |
be in something up to one's eyes v.
|
|
51 |
General |
yasadışı alkol üretmek |
moonshine v.
|
|
52 |
General |
yasadışı yoldan (uyuşturucu) satmak |
push v.
|
|
53 |
General |
yasadışı kılmak |
delegitimise v.
|
|
54 |
General |
yasadışı kılmak |
delegitimize v.
|
|
55 |
General |
yasadışı yoldan yurt dışına çıkarmak |
smuggle out of the country v.
|
|
56 |
General |
yasadışı yoldan yurt dışına çıkarmak |
take it out of the country illegally v.
|
|
|
57 |
General |
yasadışı ilan etmek |
declare unlawful v.
|
|
58 |
General |
yasadışı içki yapmak |
bootleg v.
|
|
59 |
General |
(yasadışı) ticaret yapmak |
traffic v.
|
|
60 |
General |
yasadışı yollarla sınırdan geçmek |
cross the border illegally v.
|
|
61 |
General |
yasadışı yollardan sınırı geçmek |
cross the border illegally v.
|
|
62 |
General |
birini yasadışı bir işe bulaştırmak |
involve someone in an illegal activity v.
|
|
63 |
General |
gayrimeşru / yasadışı yoldan para kazanmak |
make an illicit profit v.
|
|
64 |
General |
yasadışı ticaretini yapmak |
traffick v.
|
|
65 |
General |
yasadışı işlere karışmak |
trinkle [obsolete] v.
|
|
66 |
General |
(yasaklı malları) yasadışı olarak ihraç etmek |
contraband v.
|
|
67 |
General |
marka ismini yasadışı bir yolla almış |
misbranded adj.
|
|
68 |
General |
yasadışı ve beklenmedik |
wildcat adj.
|
|
69 |
General |
yasadışı kazanılmış |
ill gotten adj.
|
|
70 |
General |
çoğunlukla yasadışı |
often-illegal adj.
|
|
71 |
General |
tehlikeli yöntemlerle, gizlice ve yasadışı olarak yapılan |
back-alley adj.
|
|
72 |
General |
tehlikeli yöntemlerle, gizlice ve yasadışı olarak yapılan |
backstreet adj.
|
|
73 |
General |
yasadışı bir şekilde arzu edilen |
temptatious adj.
|
|
74 |
General |
yasadışı kopyalanmış (sanat eseri, fikir) |
pirated adj.
|
|
75 |
General |
yasadışı sürdürülen |
sly adj.
|
|
76 |
General |
yasadışı silahlanan (örgüt) |
paramilitary adj.
|
|
77 |
General |
yasadışı olarak |
illegally adv.
|
|
78 |
General |
yasadışı yollarla |
illegally adv.
|
|
79 |
General |
yasadışı yollarla |
through illegal ways adv.
|
|
Phrasals |
|
80 |
Phrasals |
(birini biriyle) yasadışı bir şey yaparken bulmak/basmak |
catch (one) with (someone) v.
|
|
81 |
Phrasals |
birini çalıntı/yasadışı bir şeyle yakalamak |
catch someone with something v.
|
|
82 |
Phrasals |
zararlı, yasadışı, sağlıksız, kötü bir şeyden uzak durmak |
keep off v.
|
|
Colloquial |
|
83 |
Colloquial |
silah ya da yasadışı maddeleri aramak için yapılan üst araması |
body shake n.
|
|
84 |
Colloquial |
yasadışı içki satan mekan |
booze can n.
|
|
85 |
Colloquial |
yasadışı madde |
zip n.
|
|
86 |
Colloquial |
yasadışı olarak elde edilmiş şey/mal |
haul n.
|
|
87 |
Colloquial |
yasadışı üretilen içki |
white lightning n.
|
|
88 |
Colloquial |
yasadışı sokak yarışı |
drag racing n.
|
|
89 |
Colloquial |
kayıtlı seçmenleri taklit ederek yasadışı biçimde oy kullanmak |
telegraph [canadian] v.
|
|
90 |
Colloquial |
parayı çeşitli finansal kuruluşlar arasında işleterek yasadışı kaynağının izini silmek |
greenwash v.
|
|
91 |
Colloquial |
(eroin gibi yasadışı veya bağımlılık yapıcı maddeleri) ana damara doğrudan enjekte etmek |
mainline v.
|
|
Idioms |
|
92 |
Idioms |
gizli, yasadışı işlerde parmağı olmak |
sully (one's) hands v.
|
|
93 |
Idioms |
(birini) yasadışı bir şey yaparken yakalamak |
catch (one) with (one's) hand in the cookie jar v.
|
|
94 |
Idioms |
gizli, yasadışı işlerde parmağı olmak |
sully your hands v.
|
|
95 |
Idioms |
(kötü/yasadışı bir şeye) karışmış |
mixed up in adj.
|
|
96 |
Idioms |
tamamen yasadışı |
ninebob adj.
|
|
97 |
Idioms |
yasadışı yollarla |
off the back of a truck expr.
|
|
98 |
Idioms |
yasadışı yollarla |
off the back of a lorry expr.
|
|
99 |
Idioms |
yasadışı bir şey yaparken |
with (one's) hand in the cookie jar expr.
|
|
100 |
Idioms |
yasadışı bir şey yaparken |
with your hand in the cookie jar [us] expr.
|
|
Speaking |
|
101 |
Speaking |
ben yasadışı bir şey yapmadım |
I've done nothing illegal expr.
|
|
102 |
Speaking |
biz yasadışı hiçbir iş yapmıyoruz |
we don't do anything illegal expr.
|
|
Trade/Economic |
|
103 |
Trade/Economic |
alıcının söz konusu ürüne ek olarak başka bir ürün veya hizmeti de satın alması şartıyla sağlanan yasadışı anlaşma |
tying agreement n.
|
|
104 |
Trade/Economic |
yasadışı ekonomi |
illegal economy n.
|
|
105 |
Trade/Economic |
yasadışı grev |
wild-cat n.
|
|
106 |
Trade/Economic |
yasadışı işler |
illegal affairs n.
|
|
107 |
Trade/Economic |
yasadışı iş |
illicit work n.
|
|
108 |
Trade/Economic |
yasadışı grev |
illegal strike n.
|
|
109 |
Trade/Economic |
yasadışı işler |
unlawful business n.
|
|
110 |
Trade/Economic |
yasadışı grev |
wild-cat strike n.
|
|
111 |
Trade/Economic |
yasadışı ticaret yapan kimse |
black market n.
|
|
112 |
Trade/Economic |
fiyatları yasadışı olarak sabitleme |
price-rigging n.
|
|
113 |
Trade/Economic |
13. yüzyılda irlanda'da yasadışı şekilde basılan ve üzerinde gül deseni olan bir madeni para |
rosary n.
|
|
114 |
Trade/Economic |
yasadışı bir şekilde dağıtılan |
black-market adj.
|
|
Law |
|
115 |
Law |
yasadışı şekilde dışarıdan davaya müdahil olarak kazanma halinde dava gelirinden pay alma |
champerty n.
|
|
116 |
Law |
yasadışı uyuşturucu madde kaçakçılığı ve dağıtımı |
narcotraffic n.
|
|
117 |
Law |
yasadışı uyuşturucu madde kaçakçılığı ve dağıtımı |
narcotrafficking n.
|
|
118 |
Law |
yasadışı uyuşturucu madde kaçakçılığı ve dağıtımı |
narco-trafficking n.
|
|
119 |
Law |
kredi kartı, banka hesabı ve diğer kişisel bilgilerin yasadışı yollarla ticaretinin yapılması |
carding n.
|
|
120 |
Law |
resmen evliyken başka biriyle yasadışı olarak evlenen kimse |
bigamist n.
|
|
121 |
Law |
resmen evliyken başka biriyle yasadışı olarak evlenme |
bigamy n.
|
|
122 |
Law |
uyuşturucu veya patlayıcı gibi yasadışı maddeleri koklayarak bulan köpek |
sniffer dog n.
|
|
123 |
Law |
uyuşturucu veya patlayıcı gibi yasadışı maddeleri koklayarak bulan köpek |
detection dog n.
|
|
124 |
Law |
ülkeye yasadışı yollarla içki sokma |
bootlegging n.
|
|
125 |
Law |
yasadışı öldürme |
unlawful killing n.
|
|
126 |
Law |
yasadışı yollar |
illegal methods n.
|
|
127 |
Law |
yasadışı telefon dinleme |
phone-hacking n.
|
|
128 |
Law |
yasadışı ve sağlıksız koşullarda yapılan kürtaj |
back-yard abortion n.
|
|
129 |
Law |
yasadışı imal |
illicit production n.
|
|
130 |
Law |
yasadışı dinleme |
illegal wiretapping n.
|
|
131 |
Law |
yasadışı uyuşturucu ticareti |
illegal drug trade n.
|
|
132 |
Law |
yasadışı dinleme |
warrantless wiretapping n.
|
|
133 |
Law |
yasadışı giriş |
illegal entry n.
|
|
134 |
Law |
yasadışı üretim |
illicit production n.
|
|
135 |
Law |
yasadışı ve sağlıksız koşullarda yapılan kürtaj |
unsafe abortion n.
|
|
136 |
Law |
yasadışı ve sağlıksız koşullarda yapılan kürtaj |
back-alley abortion n.
|
|
137 |
Law |
yasadışı olarak faizle borç verme |
defeneration n.
|
|
138 |
Law |
yasadışı göç |
irregular migration n.
|
|
139 |
Law |
yasadışı göç |
illegal migration n.
|
|
140 |
Law |
yasadışı dinleme |
warrantless eavesdropping n.
|
|
141 |
Law |
yasadışı avlanma |
poaching n.
|
|
142 |
Law |
yasadışı ve sağlıksız koşullarda yapılan kürtaj |
back alley abortion n.
|
|
143 |
Law |
yasadışı giriş |
illegal entry n.
|
|
144 |
Law |
yasadışı göç |
illegal migration n.
|
|
145 |
Law |
yasadışı göçmen |
illegal migrant n.
|
|
146 |
Law |
yasadışı zenginleşme |
unjustifiable enrichment n.
|
|
147 |
Law |
yasadışı telekulak şebekesi |
illegal wiretapping network n.
|
|
148 |
Law |
yasadışı uyuşturucu ticareti |
illegal drug trafficking n.
|
|
149 |
Law |
yasadışı dinleme |
unlawful eavesdropping n.
|
|
150 |
Law |
yasadışı uygulama |
unlawful practice n.
|
|
151 |
Law |
çocukların pornografik fotoğraf veya filmlerde yasadışı kullanımı |
kiddie porn n.
|
|
152 |
Law |
çocukların pornografik fotoğraf veya filmlerde yasadışı kullanımı |
child pornography n.
|
|
153 |
Law |
çocukların pornografik fotoğraf veya filmlerde yasadışı kullanımı |
kiddy porn n.
|
|
154 |
Law |
abd anayasası'nın 4. maddesi uyarınca yasadışı yollarla elde edilen tanıklığın geçersiz sayılması kuralı |
exclusionary rule n.
|
|
155 |
Law |
müsabakada rakibi yakalamak için yapılan yasadışı tertip veya hile |
manovery n.
|
|
156 |
Law |
yasadışı cinsel ilişki |
whoredom n.
|
|
157 |
Law |
ciddi şekilde yaralanma veya ölüme sebep olan fakat ihmal, haksız amaç veya yasadışı fiil içermeyen kaza |
misadventure n.
|
|
158 |
Law |
(yasadışı topluluklar tarafından) karargah olarak kullanılan yer |
rendezvous n.
|
|
159 |
Law |
yasadışı eylemde işbirliği yapma |
connivence n.
|
|
160 |
Law |
yasadışı toplantı |
parasynaxis n.
|
|
161 |
Law |
(bazı durumlarda) yasadışı |
unlicenced adj.
|
|
162 |
Law |
yasadışı olmayan |
unprohibited adj.
|
|
163 |
Law |
yasadışı olarak ihraç edilen (mal) |
contraband adj.
|
|
164 |
Law |
yasadışı olarak ithal edilen (mal) |
contraband adj.
|
|
165 |
Law |
yasadışı bir şekilde |
injudicially adv.
|
|
166 |
Law |
yasadışı yollarla |
injudicially adv.
|
|
167 |
Law |
bu diski yasadışı çoğaltmayın |
do not make illegal copies of disc expr.
|
|
Politics |
|
168 |
Politics |
yasadışı uyuşturucu satışıyla finanse edilen terör eylemleri |
narcoterrorism n.
|
|
169 |
Politics |
yasadışı uyuşturucu satışıyla finanse edilen terör eylemleri |
narco-terrorism n.
|
|
170 |
Politics |
devletin onayıyla işlenmiş yasadışı fiil |
act of state n.
|
|
171 |
Politics |
şüphelilerin ülkeler arasında yasadışı transferi |
rendition flight n.
|
|
172 |
Politics |
terörizm gibi yasadışı yöntemleri benimseyen sendika hareketi |
criminal syndicalism n.
|
|
173 |
Politics |
yasadışı ayrılıkçı oluşum |
illegal secessionist entity n.
|
|
174 |
Politics |
yasadışı örgüt üyeliği |
membership of an illegal organization n.
|
|
175 |
Politics |
yasadışı müdahale |
unlawful interference n.
|
|
176 |
Politics |
yasadışı uyuşturucu madde ticareti |
illegal trafficking in drugs n.
|
|
177 |
Politics |
yasadışı ayrılıkçı oluşum |
illegal separatist entity n.
|
|
178 |
Politics |
yasadışı göç |
illegal migration n.
|
|
179 |
Politics |
yasadışı sermaye çıkışı |
illicit capital outflow n.
|
|
180 |
Politics |
yasadışı göç |
illegal immigration n.
|
|
181 |
Politics |
yasadışı rejimler |
outlaw regimes n.
|
|
182 |
Politics |
yasadışı örgüt |
illegal organisation n.
|
|
183 |
Politics |
yasadışı şiddet |
force n.
|
|
184 |
Politics |
yasadışı birleşme |
unlawful combination n.
|
|
185 |
Politics |
yasadışı birlik |
unlawful combination n.
|
|
186 |
Politics |
yasadışı göçmen |
illegal immigrant n.
|
|
187 |
Politics |
yasadışı örgüt üyeliği |
state of being a member of an illegal organisation n.
|
|
188 |
Politics |
yasadışı örgüt üyeliği |
membership of illegal group n.
|
|
189 |
Politics |
yasadışı savaşçı |
unlawful combatant n.
|
|
190 |
Politics |
yasadışı ilan etmek |
damn v.
|
|
191 |
Politics |
(siyasi rakibi) yasadışı şekilde ortadan kaldırmak |
disappear v.
|
|
Computer |
|
192 |
Computer |
aktif yasadışı erişim |
active wiretapping n.
|
|
193 |
Computer |
yasadışı erişim |
illegal access n.
|
|
Telecom |
|
194 |
Telecom |
mesaj göndererek yasadışı yollarla bir kişinin şifresini veya kredi kartı detaylarının öğrenilmesi |
phishing n.
|
|
195 |
Telecom |
telefon şebekesine yasadışı girme |
phreak n.
|
|
196 |
Telecom |
telefon şebekesine yasadışı girme |
phreaking n.
|
|
197 |
Telecom |
telefon şebekesine yasadışı girmek |
phreak v.
|
|
198 |
Telecom |
(telefonu) yasadışı olarak kurcalamak |
phreak v.
|
|
Radio |
|
199 |
Radio |
radyo veya televizyon sinyallerine yasadışı müdahale |
piracy n.
|
|
Traffic |
|
200 |
Traffic |
yasadışı park edenlerin hemen cezalandırıldığı yol |
red route n.
|
|
Railway |
|
201 |
Railway |
new york, londra gibi şehirlerin yer altındaki demiryollarında devriye gezip yasadışı olarak asayişi sağlayan gönüllüler |
guardian angels n.
|
|
Medical |
|
202 |
Medical |
yasadışı kürtaj |
foeticide n.
|
|
Food Engineering |
|
203 |
Food Engineering |
güney afrika'ya yasadışı olarak üretilen oldukça güçlü bir içki |
witblits [south africa] n.
|
|
Chemistry |
|
204 |
Chemistry |
1985'te abd tarafından yasaklanana kadar psikoterapide kullanmış, şu anda yasadışı madde kapsamında olan bir amfetamin türevi |
mdma (methylene dioxymethamphetamine) abrev.
|
|
Marine Biology |
|
205 |
Marine Biology |
yasadışı isim |
nomen illegitimum n.
|
|
History |
|
206 |
History |
19. yüzyılın ortalarında özellikle teksas'ta aktif olan çok sayıda yasadışı gruptan birinin üyesi |
moderator n.
|
|
Religious |
|
207 |
Religious |
inançtan sapanların kiliseye yeniden kabul edilmeyeceğini ve ikinci kez evlenmenin yasadışı olduğunu savunan novatianus tarikatı |
novatian adj.
|
|
Military |
|
208 |
Military |
yasadışı uyuşturucu üretip satan ulusal ve uluslararası örgütlerle mücadeleyi koordine etmek üzere tasarlanmış bir kuruluş |
organized crime drug enforcement task force n.
|
|
209 |
Military |
abd mallarının yasadışı şiddete karşı korunması için gerekli hallerde orantılı güç kullanımı |
protection of shipping n.
|
|
Sport |
|
210 |
Sport |
profesyonel sporcuları amatör yarışlara sokup yasadışı ödemelerle destekleme |
shamateurism n.
|
|
Music |
|
211 |
Music |
daha çok yasadışı işleri konu alan bol küfürlü ve yaratıcı sözlü rap müzik türü |
underground rap n.
|
|
Latin |
|
212 |
Latin |
müştekinin toprağına yasadışı olarak giren sanık |
trespass quare clausum fregit n.
|
|
Archaic |
|
213 |
Archaic |
yasadışı kazanç |
meed n.
|
|
214 |
Archaic |
yasadışı ticaret |
free trade n.
|
|
Slang |
|
215 |
Slang |
hırsızlık, soygun benzeri yasadışı eylem |
caper n.
|
|
216 |
Slang |
yasadışı ilaç |
chemical n.
|
|
217 |
Slang |
yasadışı yollarla para kazanan kimse |
hustla n.
|
|
218 |
Slang |
yasadışı maddeleri enjekte etmekte kullanılan iğne |
mainer n.
|
|
219 |
Slang |
yasadışı uyuşturucu polisliği konusunda uzman kolluk kuvvetleri |
junk squad [dated] n.
|
|
220 |
Slang |
tedavi amaçlı masaj kisvesi altında verilen cinsel içerikli yasadışı hizmetler |
massage n.
|
|
221 |
Slang |
tedavi amaçlı masaj kisvesi altında cinsel içerikli yasadışı hizmetler veren işletme |
massage parlor n.
|
|
222 |
Slang |
alkollü içeceklerin yasadışı satıldığı yer |
blind pig [dialect] n.
|
|
223 |
Slang |
alkollü içeceklerin yasadışı satıldığı yer |
blind tiger [dialect] n.
|
|
224 |
Slang |
toz halinde yasadışı uyuşturucu içeren küçük paket |
wrap [uk] n.
|
|
225 |
Slang |
yasadışı uyuşturucuları kullanım amaçlı eşyalar satan dükkan |
head shop n.
|
|
226 |
Slang |
yasadışı ilaçlar |
dadah [australia] n.
|
|
227 |
Slang |
yasadışı ilaç satın alma |
connection n.
|
|
228 |
Slang |
yasadışı uyuşturucular |
scooby snacks n.
|
|
229 |
Slang |
kıçına yasadışı madde saklamak |
hoop v.
|
|
230 |
Slang |
kıçına yasadışı madde saklamak |
hoof v.
|
|
231 |
Slang |
yasadışı maddeyi kıçında saklayarak içeri getirmek/sokmak |
hoof v.
|
|
232 |
Slang |
yasadışı maddeyi kıçında saklayarak içeri getirmek/sokmak |
hoop v.
|
|
233 |
Slang |
yasadışı yollarla elde etmek |
hustle v.
|
|
234 |
Slang |
yasadışı marihuana tüketimine karşı olan |
antipot adj.
|
|
235 |
Slang |
yasadışı kazanç elde eden |
hustling adj.
|
|