Türkisch - Englisch
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Englisch Synonyme
Synonyme
Über uns
Werkzeuge
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Licht Ausschalten
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyme
Werkzeuge
Über uns
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
EN-TR
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Spanisch - Englisch
Französisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Verlauf
zamanlı
Bedeutungen von dem Begriff
"zamanlı"
im Englisch Türkisch Wörterbuch : 3 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
General
1
General
zamanlı
timely
adj.
2
General
zamanlı
welltimed
adj.
3
General
zamanlı
well-timed
adj.
Bedeutungen, die der Begriff
"zamanlı"
mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 394 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
General
1
General
doğrusal zamanlı değişmez sistemler
linear time invariant systems
n.
2
General
ayrık zamanlı dizge
discrete time system
n.
3
General
bir bölgedeki kuşlara yapılan aynı zamanlı saldırı
epornitic
n.
4
General
yaşlılık ya da hastalık sebeplerinden dolayı yarı zamanlı çalışma
semiretirement
n.
5
General
zamanlı aralık
timed interval
n.
6
General
gerçek zamanlı otomatik haritalama sistemi
automatic real-time mapping system
n.
7
General
tam zamanlı sistemler
just-in-time systems
n.
8
General
tam zamanlı sistemler
just-in-time-systems
n.
9
General
gerçek zamanlı sayısal kontrol
real-time numerical control
n.
10
General
gerçek zamanlı programlama
real-time programming
n.
11
General
gerçek zamanlı kontrol
real-time control
n.
12
General
gerçek zamanlı kontrol sistemleri
real-time control systems
n.
13
General
yerel zamanlı bilgi işlem
real-time data processing
n.
14
General
gerçek zamanlı bilgi işlem
real-time data processing
n.
15
General
yarı zamanlı çalışma
part-time employment
n.
16
General
yarı zamanlı yayın yapan yayın istasyonu
part time station
n.
17
General
gerçek zamanlı tartışma
real time discussion
n.
18
General
geniş zamanlı cümle
sentence in present tense
n.
19
General
eş zamanlı değişim
simultaneous change
n.
20
General
eş zamanlı değişim
contemporaneous change
n.
21
General
eş zamanlı olmama
nonsynchronization
n.
22
General
yarı zamanlı hayat kadını
grisette
n.
23
General
yarı zamanlı öğretim görevlisi
gypsy
n.
24
General
eş zamanlı konuşma
overtalk
n.
25
General
tam zamanlı iş
full-time job
n.
26
General
zamanlı iki durumu ayıran zamansız nokta
instant
n.
27
General
eş zamanlı eylem
concurrent
n.
28
General
eş zamanlı süreç
concurrent
n.
29
General
eş zamanlı çaba
concurrent
n.
30
General
birden fazla görev veya işlemin eş zamanlı gerçekleştirildiği durum
parallel
n.
31
General
aynı unvan, hak veya mülkiyete eş zamanlı sahip olanların her biri
coholder
n.
32
General
eş zamanlı operasyon evresi
phase
n.
33
General
okulun maddi destek amacıyla öğrenciye sunduğu yarı zamanlı çalışma programı
self-help
n.
34
General
eş zamanlı yapılan yayın
simulcast
n.
35
General
eş zamanlı izleyiciler
concurrent viewers
n.
36
General
farklı zamanlarda meydana gelen olayların eş zamanlı gösterimi
synchronism
n.
37
General
eş zamanlı koordinasyon
synchronizing
n.
38
General
anlamı karıştırılan sözcüklerin eş zamanlı kullanımı
synchysis
n.
39
General
eş zamanlı operasyon düzenlemek
organize simultaneous operations
v.
40
General
gerçek zamanlı ile karşılaştırıldığında kronometredeki zaman farkını tespit etmek
rate a chronometer
v.
41
General
bir işi bir veya birkaç yarı zamanlı işçi arasında paylaştırmak
job-share
v.
42
General
programı birden fazla dağıtım kanalında eş zamanlı yayınlamak
simulcast
v.
43
General
eş zamanlı
synchronous
adj.
44
General
tam zamanlı
fulltime
adj.
45
General
eş zamanlı şey
contemporary
adj.
46
General
zamanlı zamansız
untimely
adj.
47
General
eş zamanlı olan
concurrent
adj.
48
General
zamanlı zamansız
inopportune
adj.
49
General
aynı zamanlı
synchronous
adj.
50
General
yarı zamanlı
part time
adj.
51
General
eş zamanlı
simultaneous
adj.
52
General
koşut zamanlı
concurrent
adj.
53
General
eş zamanlı
concurrent
adj.
54
General
yarı zamanlı
halftime
adj.
55
General
eş zamanlı meydana gelen
equitemporaneous
adj.
56
General
eş zamanlı olan
equitemporaneous
adj.
57
General
yarı zamanlı
part-time
adj.
58
General
iki zamanlı
two-stroke
adj.
59
General
çok zamanlı
multi-time
adj.
60
General
daha zamanlı
timelier
adj.
61
General
aynı zamanlı
concurrent
adj.
62
General
tam zamanlı olmayan
non-full-time
adj.
63
General
eş zamanlı
real time
adj.
64
General
eş zamanlı
together
adj.
65
General
(tam zamanlı çalışmak istemesine rağmen) yarı zamanlı çalışan
underemployed
adj.
66
General
kısmi zamanlı
half
adj.
67
General
yarı zamanlı
half
adj.
68
General
yarım zamanlı
half-time
adj.
69
General
kısmi zamanlı
half-time
adj.
70
General
kısmi zamanlı
halftime
adj.
71
General
yarım zamanlı
half-time
adj.
72
General
kısmi zamanlı
half-time
adj.
73
General
uzak zamanlı
long
adj.
74
General
tam zamanlı olmayan
odd
adj.
75
General
eş zamanlı
conjugate
adj.
76
General
yaşlılık ya da hastalık sebeplerinden dolayı yarı zamanlı çalışan
semiretired
adj.
77
General
tam zamanlı çalışan
in-service
adj.
78
General
eş zamanlı
coinstantaneous
adj.
79
General
eş zamanlı gerçekleşen
corollary
adj.
80
General
eş zamanlı
synchronal
adj.
81
General
eş zamanlı
synchronistic
adj.
82
General
eş zamanlı yörüngede dolaşan uydu ile ilgili
synchronous
adj.
83
General
(uydu) eş zamanlı yörüngede dolaşan
synchronous
adj.
84
General
(eğitim alanında) gerçek zamanlı meydana gelen
synchronous
adj.
85
General
eş zamanlı
concurrently
adv.
86
General
eş zamanlı olarak
synchronously
adv.
87
General
eş zamanlı
simultaneously
adv.
88
General
geniş zamanlı olarak
aoristically
adv.
89
General
gerçek zamanlı olarak
real-timely
adv.
90
General
yarı zamanlı olarak
half-time
adv.
91
General
eş zamanlı anlamına gelen bir ön ek
sym-
pref.
92
General
eş zamanlı anlamına gelen bir ön ek
syn-
pref.
Phrasals
93
Phrasals
bir şeyi bir şeyle eş zamanlı olarak ayarlamak
coordinate something with something
v.
94
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) eş zamanlı olarak okumak
read along (with someone or something)
v.
Phrases
95
Phrases
zamanlı zamansız
in season and out of season
expr.
96
Phrases
(biriyle/bir şeyle) eş zamanlı
in phase (with someone or something)
expr.
97
Phrases
(biriyle/bir şeyle) eş zamanlı/koordineli biçimde
in sync (with someone or something)
expr.
Colloquial
98
Colloquial
hem ev işlerini yürüten hem de tam zamanlı işi olan anne
supermom [us]
n.
99
Colloquial
gerçek zamanlı strateji oyunlarında oyun içinde teknolojik becerilerini/kapasitesini artırmak
tech up
v.
100
Colloquial
(biriyle/bir şeyle) eş zamanlı değil
out of phase (with someone or something) [uk]
adj.
Idioms
101
Idioms
tam zamanlı iş
a full-time job
n.
102
Idioms
tam zamanlı iş
day job
n.
103
Idioms
(birinin) tam zamanlı işi
(one's) day job
n.
104
Idioms
(biriyle/bir şeyle) eş zamanlı hareket etmemek
be out of sync (with someone or something)
v.
105
Idioms
demiryollarında kısmi zamanlı çalışmak veya ekstra yapmak
buck the board
v.
106
Idioms
(bir şey) olarak iki işi/görevi eş zamanlı olarak yürütmek
do double duty as (something)
v.
107
Idioms
tam zamanlı
around-the-clock
adj.
108
Idioms
(biriyle/bir şeyle) eş zamanlı hareket eden
in lockstep (with someone or something)
expr.
109
Idioms
(biriyle/bir şeyle) eş zamanlı hareket etmeyen
out of sync (with someone or something)
expr.
Formal
110
Formal
(ölene ağıt yakarken) çok sayıda insanın eş zamanlı bağırmasıyla oluşan yüksek sesli feryat
conclamation
n.
Trade/Economic
111
Trade/Economic
gerçek zamanlı veri
real time data
n.
112
Trade/Economic
gerçek zamanlı denetim
real-time audit
n.
113
Trade/Economic
gerçek zamanlı teklif
real-time offer
n.
114
Trade/Economic
gerçek zamanlı veriler
real time data
n.
115
Trade/Economic
kayıp zamanlı kaza
lost time injury
n.
116
Trade/Economic
paralel/eş zamanlı toplantı
simultaneous meeting
n.
117
Trade/Economic
paralel/eş zamanlı toplantı
parallel meeting
n.
118
Trade/Economic
tam zamanlı çalışan
full time employee
n.
119
Trade/Economic
tam zamanlı eşdeğer
full-time equivalent
n.
120
Trade/Economic
tam zamanlı eleman
full time employee
n.
121
Trade/Economic
yarı zamanlı iş ücreti
part-time rate
n.
122
Trade/Economic
yarı zamanlı çalışma
part time employment
n.
123
Trade/Economic
yarı-zamanlı iş
part-time job
n.
124
Trade/Economic
yarı zamanlı istihdam
part time employment
n.
125
Trade/Economic
borsa veya mal piyasasında farklı alım opsiyonlarının eş zamanlı alım satımı
butterfly
n.
126
Trade/Economic
tam zamanlı istihdam edilen
fully employed
adj.
127
Trade/Economic
tam zamanlı
full time
adj.
Law
128
Law
ingiliz kraliyet mahkemesinde yarı zamanlı yargıç olarak atanmış en az on yıllık avukat
recorder
n.
129
Law
eş zamanlı iletim
simultaneous transmission
n.
Institutes
130
Institutes
gerçek zamanlı brüt hesap kapatma sistemi
real time gross settlement system
n.
Industry
131
Industry
eş zamanlı olarak birden fazla işveren için çalışma
portfolio employment
n.
132
Industry
eş zamanlı olarak birden fazla işveren için çalışan kimse
portfolio worker
n.
Media
133
Media
eş zamanlı yayın
simultaneous broadcast
n.
134
Media
eş zamanlı yayın
simultaneous broadcasting
n.
135
Media
eş zamanlı yayın
simulcasting
n.
136
Media
kısmi zamanlı yayın istasyonu
part time station
n.
Advertising
137
Advertising
gerçek zamanlı
real-time
adj.
Technical
138
Technical
gerçek zamanlı gömülü sistemlerin testinde kullanılan simülasyon tekniği
hardware in the loop (hil)
n.
139
Technical
başarısızlık zamanlı veri analizi
failure time data analysis
n.
140
Technical
bağımlı veya bağımsız zamanlı tek girişli enerjileme büyüklüğü ölçme röleleri
single input energizing quantity measuring relays with dependent or independent time
n.
141
Technical
bir zamanlı sistem
one time system
n.
142
Technical
bmw’nin değisken zamanlı supap kontrol sistemli motoru
vanos
n.
143
Technical
değişken zamanlı tapa
proximity fuze
n.
144
Technical
dört zamanlı makine
four-cycle engine
n.
145
Technical
dört zamanlı motor
four-cycle engine
n.
146
Technical
eş zamanlı performans
simultaneous performance
n.
147
Technical
eş zamanlı çalışma
concurrent execution
n.
148
Technical
eş zamanlı uygulama
concurrent application
n.
149
Technical
eş zamanlı optik ağ
synchronous optical network
n.
150
Technical
eş zamanlı işlem
concurrent operation
n.
151
Technical
eş zamanlı data hat kontrolü
synchronous data link control
n.
152
Technical
eş zamanlı bant/görüntü işlem uygulaması
synchronized tape/visual operating practice
n.
153
Technical
eş zamanlı dönüşüm
concurrent conversion
n.
154
Technical
eş zamanlı işlem
simultaneous operation
n.
155
Technical
gerçek zamanlı çok ödevli işletim
real-time multitasking
n.
156
Technical
gerçek zamanlı izleme
real time monitoring
n.
157
Technical
gerçek zamanlı olmayan spektrum analizör
non-real time spectrum analyzer
n.
158
Technical
gerçek zamanlı yaşlandırma
real time aging
n.
159
Technical
içten yanmalı dört zamanlı olan makine
valve-in-head engine
n.
160
Technical
iki zamanlı motor veya makine
two-cycle motor
n.
161
Technical
iki zamanlı benzinli motor yağı
two-stroke-cycle gasoline engine lubricant
n.
162
Technical
iki zamanlı motor
two-cycle engine
n.
163
Technical
iki zamanlı motor
two stroke engine
n.
164
Technical
iki zamanlı motor veya makine
two-stroke cycle engine
n.
165
Technical
iki zamanlı makine
two-cycle engine
n.
166
Technical
kontrol ve tahrik elemanları arasındaki gerçek zamanlı haberleşme
real-time communication between controls and drives
n.
167
Technical
zamanlı kilit
time lock
n.
168
Technical
yeni ürünleri gelişim aşamalarını eş zamanlı yürüterek tasarlama ve pazarlama yöntemi
interactive engineering
n.
169
Technical
dört zamanlı
four-cycle
adj.
170
Technical
eş zamanlı
simultaneous
adj.
171
Technical
iki zamanlı
two-stroke
adj.
172
Technical
iki zamanlı
two-cycle
adj.
173
Technical
kendinden zamanlı
self-timer
adj.
174
Technical
sabit aralık zamanlı
isochronous
adj.
175
Technical
gerçek zamanlı strateji oyunu
rts (real-time strategy)
abrev.
Computer
176
Computer
gerçek zamanlı işlem
real-time operation
n.
177
Computer
gerçek zamanlı işleme
real-time processing
n.
178
Computer
eş (zamanlı)/birlikte tarama/göz atma
co-browsing
n.
179
Computer
gerçek zamanlı erişim
real-time access
n.
180
Computer
gerçek zamanlı video
real-time video
n.
181
Computer
gerçek zamanlı strateji oyu
real-time strategy game
n.
182
Computer
gerçek zamanlı kontrol
real-time control
n.
183
Computer
gerçek zamanlı denetim
real-time control
n.
184
Computer
koşut zamanlı uygulama
concurrent application
n.
185
Computer
koşut zamanlı sabit disk erişimi
concurrent hard disk access
n.
186
Computer
koşut zamanlı görüntü güncelleştirme
concurrent video update
n.
187
Computer
vga sıfır bekleme zamanlı ram
vga zero ws ram
n.
188
Computer
eş zamanlı oynatma amacıyla ses ve görüntü verilerini birleştiren bir dosya formatı
avi
n.
189
Computer
eş zamanlı oynatma amacıyla ses ve görüntü verilerini birleştiren dosya formatını kullanan veri dosyası
avi
n.
190
Computer
gerçek zamanlı küçük bir işletim sistemi
zephyr
n.
191
Computer
bilgisayar animasyonu üretmek için gerçek zamanlı üç boyutlu grafiklerin kullanımı
machinima
n.
192
Computer
gerçek zamanlı uygulamada kullanılıp ilk manyetik çekirdekli belleği kullanan ilk elektronik sayısal bilgisayar
whirlwind
n.
193
Computer
bir işlemde yapılan değişikliklerin eş zamanlı olarak diğer işlemlerde nasıl görüneceğini belirleyen veri tabanı özelliği
isolation
n.
194
Computer
bilgisayar aracılığıyla gerçek zamanlı etkileşim
conversation
n.
195
Computer
bilgisayar hafızasında eş zamanlı depolanan bilgisayar programı
coresident
n.
196
Computer
bir işlemin birden fazla işlemci tarafından eş zamanlı çalıştırılması
predication
n.
197
Computer
bilgisayar tarafından otomatik olarak oluşturulan gerçek zamanlı animasyon
procedural animation
n.
198
Computer
bilgisayar tarafından otomatik olarak oluşturulan gerçek zamanlı animasyon
procedural animation
n.
199
Computer
(internette) gerçek zamanlı veri aktarımı
stream feed
n.
200
Computer
gerçek zamanlı
real-time
adj.
201
Computer
gerçeğe yakın zamanlı
near real-time
adj.
202
Computer
sabit aralık zamanlı
isochronous
adj.
203
Computer
yarı zamanlı uyumlu
semisynchronous
adj.
204
Computer
birden fazla işleme ait ve eş zamanlı (performans)
parallel
adj.
205
Computer
vga sıfır bekleme zamanlı rom
vga zero ws rom
expr.
Informatics
206
Informatics
gerçek zamanlı taşıma protokolü
real-time transport protocol
n.
207
Informatics
gerçek zamanlı akıtım
real-time streaming
n.
208
Informatics
gerçek zamanlı veri kaynağı
live data source
n.
209
Informatics
gerçek zamanlı bilgi işleme
real-time computing
n.
210
Informatics
gerçek zamanlı aktarım protokolü
real-time transport protocol
n.
211
Informatics
gerçek zamanlı konum bilgisi sistemi
realtime location system
n.
212
Informatics
gerçek zamanlı işletim sistemi
real-time operating system
n.
213
Informatics
gerçek zamanlı protokolü
real-time protocol
n.
214
Informatics
gerçek zamanlı
real-time
adj.
Telecom
215
Telecom
analog eş zamanlı ses ve veri
analogue simultaneous voice and data
n.
216
Telecom
ayrık zamanlı işaret
discretely-timed signal
n.
217
Telecom
ayrık zamanlı işaret
discretely timed signal
n.
218
Telecom
bit eş zamanlı çalışma
bit synchronous operation
n.
219
Telecom
çiftyönlu eş zamanlı çalışma
two-way simultaneous operation
n.
220
Telecom
eş zamanlı optik şebeke
synchronous optical network
n.
221
Telecom
eş zamanlı ağ
synchronous network
n.
222
Telecom
eş zamanlı veri ağı
synchronous data network
n.
223
Telecom
eş zamanlı çift yönlü zaman bölmesi
time division duplex
n.
224
Telecom
eş zamanlı üreteç
sync generator
n.
225
Telecom
eş zamanlı ortadan kaldırıcı
sync stripper
n.
226
Telecom
eş zamanlı bilgisayar
simultaneous computer
n.
227
Telecom
eş zamanlı iletim
synchronous transmission
n.
228
Telecom
eş zamanlı gürültü geçiti
sync noise gate
n.
229
Telecom
eş zamanlı iletişim
synchronous communication
n.
230
Telecom
eş zamanlı kanal
sync channel
n.
231
Telecom
eş zamanlı veri hattı denetimi
synchronous data link control
n.
232
Telecom
eş zamanlı çift yönlü ayırma
duplex separation
n.
233
Telecom
eş zamanlı uçbirim
synchronous terminal
n.
234
Telecom
eş zamanlı çevirimiçi çevresel işlemler
simultaneous peripheral operations on line
n.
235
Telecom
eş zamanlı sayısal sıradüzeni
synchronous digital hierarchy
n.
236
Telecom
eş zamanlı çift yönlü iletişim
duplex communication
n.
237
Telecom
eş zamanlı şifreli çalışma
synchronous crypto-operation
n.
238
Telecom
eş zamanlı çoklu aramaların tek numaradan karşılanma hizmeti
dial-it service
n.
239
Telecom
eş zamanlı boş karakter
synchronous idle character
n.
240
Telecom
gerçek zamanlı dağıtım denetimli endüstriyel şebeke sistemi
fieldbus
n.
241
Telecom
gerçek zamanlı izleme
real-time monitoring
n.
242
Telecom
gerçek zamanlı akış protokolü
real time streaming protocol
n.
243
Telecom
gerçek zamanlı protokol
real time protocol
n.
244
Telecom
gerçek zamanlı işletim sistemi
real-time operating system
n.
245
Telecom
genişletilmiş gerçek zamanlı değişim oranı
extended real time-variable rate
n.
246
Telecom
hemen hemen eş zamanlı sayısal sıra düzeni
plesiochronous digital hierarchy
n.
247
Telecom
ikili eş zamanlı haberleşme
binary synchronous communication
n.
248
Telecom
karşılıklı eş zamanlı hale getirilmiş şebeke
mutually synchronized network
n.
249
Telecom
karşılıklı eş zamanlı hale getirme
mutual synchronization
n.
250
Telecom
koşut zamanlı işletim
concurrent operation
n.
251
Telecom
sayısal eş zamanlı ses ve veri
digital simultaneous voice and data
n.
252
Telecom
yarı eş zamanlı sayısal düzen
plesiochhronous digital hierarchy
n.
253
Telecom
yere eş zamanlı yörünge
geosynchronous orbit
n.
254
Telecom
eş zamanlı arama merkezi
class
n.
255
Telecom
eş zamanlı çift yönlü
duplex
adj.
256
Telecom
yerle eş zamanlı
geo-synchronous
adj.
257
Telecom
yarı eş zamanlı çift yönlü
half-duplex
adj.
Electric
258
Electric
gerçek zamanlı işletim sistemi
real time operating system
n.
259
Electric
sabit zamanlı
definite-time
adj.
Construction
260
Construction
eş zamanlı sünme eğrileri
isochronous creep curves
n.
Automotive
261
Automotive
dört zamanlı motor
four-stroke engine
n.
262
Automotive
dört zamanlı dizel motoru
four-stroke diesel engine
n.
263
Automotive
dört zamanlı motor
otto cycle engine
n.
264
Automotive
dört zamanlı motor
four-stroke process
n.
265
Automotive
döner diskli valflı iki zamanlı motor
disc rotary valve two-stroke
n.
266
Automotive
dört zamanlı çevrim
four-stroke cycle
n.
267
Automotive
dört zamanlı motor
four-stroke engine
n.
268
Automotive
dört zamanlı motor
four-stroke cycle engine
n.
269
Automotive
dört zamanlı devir
four-stroke cycle
n.
270
Automotive
egzoz valfı kapakta yer alan iki zamanlı motor
exhaust valve in head two stroke engine
n.
271
Automotive
gerçek zamanlı dört tekerlekten çekiş düzeni
real-time four-wheel drive
n.
272
Automotive
gerçek zamanlı trafiğe uygun kontrol düzeni
real-time traffic adaptive control system
n.
273
Automotive
gerçek zamanlı trafik enformasyonu
real-time traffic information
n.
274
Automotive
iki yönlü gerçek zamanlı iletişim
two-way real-time communication
n.
275
Automotive
iki zamanlı motor
two-stroke cycle engine
n.
276
Automotive
iki zamanlı yarış arabası
two-stroke race car
n.
277
Automotive
iki zamanlı motor
two-stroke engine
n.
278
Automotive
iki zamanlı çevrim
two-stroke cycle
n.
279
Automotive
iki zamanlı dizel motor
two-stroke diesel engine
n.
280
Automotive
iki zamanlı motor
two-stroke engine
n.
281
Automotive
piston portlu iki zamanlı motor
piston port two-stroke engine
n.
282
Automotive
üç silindirli iki zamanlı motor
three-cylinder two cycle engine
n.
283
Automotive
yarı zamanlı dört tekerlekten çekiş düzeni
part-time 4wd
n.
284
Automotive
yaylı emiş supaplı iki zamanlı motor
reed valve two-stroke engine
n.
285
Automotive
zamanlı antrenman
timed practice
n.
286
Automotive
(motorlu araç yarışında) iki zamanlı benzin motoru ile çalışan küçük boyutlu bir yarış motosikleti replikası
minimoto
n.
287
Automotive
(motorlu araç yarışında) iki zamanlı benzin motoru ile çalışan küçük boyutlu bir yarış motosikleti replikası
pocketbike
n.
Marine
288
Marine
eş zamanlı doğrusal denklemler
simultaneous linear equations
n.
289
Marine
yarı zamanlı balıkçı barınağı
part-time fishery household
n.
290
Marine
4 zamanlı motor
4-stroke engine
n.
291
Marine
2 zamanlı motor
2-stroke engine
n.
Medical
292
Medical
eş zamanlı mediastinoskopi
simultaneous mediastinoscopy
n.
293
Medical
eş zamanlı kemoradyoterapi
concomitant chemoradiation
n.
294
Medical
eş-zamanlı validasyon
concurrent validation
n.
295
Medical
endometrial kanser ile eş zamanlı olarak izlenen appendiksin karsinoid tümörü
coincidental carcinoid tumor of appendix and endometrial cancer
n.
296
Medical
mesane karsinomu ile eş zamanlı olarak saptanan insidental prostat adenokarsinomu
incidental prostate adenocarcinoma detected synchronously with bladder carcinoma
n.
297
Medical
sayımsal gerçek zamanlı-polimer zincir reaksiyonu
quantitative real time-polymerase chain reaction
n.
298
Medical
zamanlı kalk ve yürü testi
timed up and go test
n.
299
Medical
birden fazla ilacın eş zamanlı uygulanması
polypharmacy
n.
300
Medical
eş-zamanlı
concurrent
adj.
301
Medical
eş zamanlı
comorbid
adj.
302
Medical
tek zamanlı
monochronic
adj.
Psychology
303
Psychology
anlamsal olarak birbiri ile alakasız iki benzer olayın tesadüfen eş zamanlı gerçekleşmesi
synchronicity
n.
304
Psychology
anlamsal olarak birbiri ile alakasız iki benzer olayın tesadüfen eş zamanlı gerçekleşmesi
synchronism
n.
Physiology
305
Physiology
uyku sırasında gerçekleşen normal ve anormal fizyolojik aktivitelerin eş zamanlı ve sürekli takibi
polysomnography
n.
306
Physiology
ses tellerinin eş zamanlı olarak iki farklı perdede ses üretmesi
diplophonia
n.
307
Physiology
ses tellerinin eş zamanlı olarak iki farklı perdede ses üretmesi
diphthongia
n.
Pathology
308
Pathology
çok sayıda sinüsün eş zamanlı şişmesi
polysinositis
n.
Printing
309
Printing
iki veya daha fazla sayıdaki rengi eş zamanlı olarak basabilen
multicolored
adj.
Food Engineering
310
Food Engineering
eş zamanlı gelişme
synchronized growth
n.
311
Food Engineering
eş zamanlı pcr
real time-pcr
n.
312
Food Engineering
eş zamanlı gelişme
synchronizing growth
n.
313
Food Engineering
eş zamanlı
tandem
adj.
314
Food Engineering
eş zamanlı
simultaneous
adj.
315
Food Engineering
gerçek zamanlı
realtime
adj.
Math
316
Math
eş zamanlı (denklem)
simultaneous
adj.
Statistics
317
Statistics
eş-zamanlı güven aralıkları
simultaneous confidence intervals
n.
318
Statistics
eş-zamanlı varyans oranı sınaması
simultaneous variance ratio test
n.
319
Statistics
eş-zamanlı tahmin
simultaneous estimation
n.
320
Statistics
eş-zamanlı denklemler modeli
simultaneous equations model
n.
321
Statistics
eş-zamanlı hoşgörü aralıkları
simultaneous tolerance intervals
n.
322
Statistics
eş-zamanlı ayırma aralıkları
simultaneous discrimination intervals
n.
Physics
323
Physics
eşit zamanlı eğrilik
tautochronism
n.
324
Physics
kuadrupol uçuş zamanlı kütle spektrometresi
quadrupole time of flight mass spectrometer
n.
325
Physics
birkaç sayma tüpünün muhtemelen aynı iyonlaştırıcı parçacığın geçişini eş zamanlı olarak göstermesi
coincidence
n.
326
Physics
eşit zamanlı eğri
tautochrone
adj.
327
Physics
eşit zamanlı eğri
tautochronous
adj.
Biology
328
Biology
gerçek zamanlı polimeraz zincir reaksiyonu
real-time polymerase chain reaction (q-pcr)
n.
329
Biology
hücre genomundan transkripsiyonla oluşan mrna transkriptlerinin eş zamanlı incelenmesi
transcriptomic
n.
330
Biology
deuteromycota alt bölümü ile eş zamanlı bulunan bir mantar sınıfı
class deuteromycetes
n.
331
Biology
deuteromycota alt bölümü ile eş zamanlı bulunan bir mantar sınıfı
deuteromycetes
n.
Biochemistry
332
Biochemistry
eş zamanlı olmayan
asynchronous
adj.
Botanic
333
Botanic
eş zamanlı olgunlaşan organ ve pistillere sahip olma
homogamy
n.
334
Botanic
madımakgiller ile eş zamanlı bir bitki
polygonales
n.
335
Botanic
organ ve pistilleri eş zamanlı olgunlaşan
homogamous
adj.
Education
336
Education
lisans ve yüksek lisans diplomasını eş zamanlı alma
accumulation
n.
337
Education
tam zamanlı dini mesleğe hazırlanan öğrenci
theologue
n.
338
Education
eş zamanlı çalışma ve okuma
parallel-time co-op
n.
339
Education
lisans ve yüksek lisans diplomasını eş zamanlı alma
accumulation of degrees
n.
340
Education
tam zamanlı program
full-time programme
n.
341
Education
tam zamanlı program
full-time program
n.
342
Education
tam zamanlı eğitim
full-time schooling
n.
343
Education
eş zamanlı bağlayıcı ders
corequisite
n.
Literature
344
Literature
eş zamanlı anlatı
concurrent narration
n.
345
Literature
eş zamanlı anlatım
simultaneous narration
n.
Linguistics
346
Linguistics
ünlü harfin telaffuzunda dilin geriye kıvrılmasından ötürü oluşan eş zamanlı r sesi
r-color
n.
347
Linguistics
ünlü harfin telaffuzunda dilin geriye kıvrılmasından ötürü oluşan eş zamanlı r sesi
r-colour
n.
348
Linguistics
vurgu zamanlı dil
stress-timed language
n.
349
Linguistics
vurgu zamanlı ritim
stress timed rhythym
n.
350
Linguistics
art zamanlı
diachronic
adj.
Religious
351
Religious
musevilik eğitimi verilen tam zamanlı ilkokul
cheder
n.
352
Religious
musevilik eğitimi verilen tam zamanlı ilkokul
heder
n.
353
Religious
yehova şahitleri bünyesinde tam zamanlı çalışan kimse
pioneer
n.
354
Religious
yehova şahitleri bünyesinde tam zamanlı çalışan kimse
pioneer publisher
n.
Meteorology
355
Meteorology
eş zamanlı fırtına gelişim eğrisi
isobront
n.
356
Meteorology
eş zamanlı fırtına gelişim eğrisi
isobronton
n.
Geology
357
Geology
eş zamanlı oluşan
connate
adj.
Military
358
Military
tam zamanlı çalışan gönüllü ulusal muhafızlar
active guard and reserve
n.
359
Military
barut zamanlı tapa
powder train time fuze
n.
360
Military
değişik zamanlı tapa
variable time fuze
n.
361
Military
gerçek zamanlı istihbarat
real time intelligence
n.
362
Military
tek zamanlı blok
one time pad
n.
363
Military
uzun tedarik zamanlı malzeme
long lead item
n.
364
Military
birliğinde/garnizonda yaşayan ve çalışan tam zamanlı asker
regular soldier
n.
365
Military
avustralya'da kurulan yarı zamanlı gönüllü bir askeri birlik
vdc (volunteer defence corps)
n.
366
Military
ulusal muhafızlara, ihtiyat teşkilatına veya aktif bileşenlere tam zamanlı destek veren federal ve sivil çalışan
military technician
n.
367
Military
ikinci dünya savaşı'nda birleşik krallık'ın savunması için toplanan gönüllü yarı zamanlı bir askeri birlik
home guard
n.
368
Military
(selamet ordusu'nda) ücretli tam zamanlı hizmet etmek üzere eğitilip görevlendirilmiş kimse
officer
n.
369
Military
(daha detaylı olay kaydı tutmak için) sabit açıda üç veya daha fazla kamera düzeneğiyle eş zamanlı çekilen fotoğraf
fan camera photography
n.
370
Military
orijinal veya orijinale yakın kalitede görüntülerin neredeyse gerçek zamanlı olarak elektronik aktarımında kullanılan ekipman ve prosedürler
primary imagery dissemination
n.
371
Military
eş zamanlı yörünge
synchronous orbit
n.
372
Military
ulusal muhafızlara, ihtiyat teşkilatına veya aktif bileşenlere tam zamanlı destek veren federal ve sivil çalışan
miltech
abrev.
Sport
373
Sport
yarı zamanlı ödeme alan sporcu
semipro
n.
Basketball
374
Basketball
zıplayarak yapılan duruş tek zamanlı duruş
jump stop
n.
Football
375
Football
top kapma sonucu gerçekleşen eş zamanlı pozisyon değişimi
shift
n.
Music
376
Music
ölçü çizgisinde üç çeyrek nota olan basit üç zamanlı tablo
three-four time
n.
377
Music
ölçü çizgisinde üç çeyrek nota olan basit üç zamanlı tablo
three-four
n.
378
Music
ölçü çizgisinde üç çeyrek nota olan basit üç zamanlı tablo
three-quarter time [usa&canada]
n.
379
Music
üç zamanlı tablo
triple measure
n.
380
Music
dört zamanlı neşeli bir fransız dansı
bourree
n.
381
Music
üç zamanlı tablo
triple time
n.
382
Music
iki sesi eş zamanlı olarak etkileyen füg
double fugue
n.
383
Music
(eserde) zıt ritimlerin eş zamanlı kombinasyonu
polyrhythm
n.
384
Music
birincil olanla eş zamanlı çalınan ek melodi
countermelody
n.
385
Music
(müziğin farklı bölümlerinde) eş zamanlı birden fazla ritmi olan
polyrhythmic
adj.
Archaic
386
Archaic
yarı zamanlı
parcel
adj.
Engineering
387
Engineering
dört zamanlı içten yanmalı motor
four-stroke internal-combustion engine
n.
388
Engineering
dört zamanlı motor ile ilgili
four-stroke
adj.
389
Engineering
dört zamanlı motora özgü
four-stroke
adj.
390
Engineering
eş zamanlı
synchro
adj.
391
Engineering
eş zamanlı anlamına gelen bir ön ek
synchro-
pref.
Modern Slang
392
Modern Slang
geleneksel yollardan değil de girişimcilik yoluyla para kazanan tam zamanlı maceraperest kimse
adventurepreneur
n.
393
Modern Slang
internet üzerinden yapılan bir tartışmada aynı fikirde olmadığı kişiyi kötülemek için karşıt yorumları gerçek zamanlı olarak beğenme
aggressive liking
n.
Paleontology
394
Paleontology
cycadofilicales takımı ile eş zamanlı nesli tükenmiş fosil bir açık tohumlu bitki şubesi
pteridospermaphyta
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of zamanlı
×
Term Options
Übersetzung Vorschlagen / Korrigieren
Französisch Englisch Wörterbuch
Spanisch Englisch Wörterbuch
Deutsch Englisch Wörterbuch
Englisch Synonyme Wörterbuch
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy