abort - English Turkish Sentences
English Turkish
abort iptal etmek v.
  • The project was aborted.
  • Proje iptal edildi.
  • I don't want to abort the mission now.
  • Görevi şimdi iptal etmek istemiyorum.
  • Tom was in favor of aborting the mission.
  • Tom görevi iptal etmekten yanaydı.
Show More (2)
abort durdurmak v.
  • The operations in the region were aborted due to harsh weather.
  • Bölgedeki operasyonlar sert hava koşulları nedeniyle durdurulmuştur.
  • Tom was in favor of aborting the mission.
  • Tom görevin durdurulmasından yanaydı.
Show More (-1)
abort kürtaj yapmak v.
  • Aborting is illegal in some states.
  • Kürtaj yapmak, bazı eyaletlerde yasa dışıdır.
  • If the child is handicapped, whether mentally or physically, it can be aborted up to the ninth month.
  • Eğer çocuk zihinsel ya da fiziksel olarak engelliyse, dokuzuncu aya kadar kürtaj yapılabilir.
Show More (-1)
abort düşük yapmak v.
  • A poor diet can cause women to abort.
  • Yetersiz beslenme kadınların düşük yapmasına neden olabilir.
Show More (-2)
abort düşük (doğum) n.
  • I talked with farmers whose ewes were aborting their lambs due to drinking the infected water.
  • Enfekte suyu içtikleri için koyunları kuzularını düşük yapan çiftçilerle konuştum.
Show More (-2)