Tureng - account for - English Turkish Sentences

History

	English	Turkish
1	account for	oluşturmak	v.
	China, Iran, Saudi-Arabia and the United States account for approximately 88% of those. Çin, İran, Suudi Arabistan ve Amerika Birleşik Devletleri bunların yaklaşık %88'ini oluşturmaktadır. According to estimates, the sector accounts for about 2% of the European Union's total gross domestic product. Tahminlere göre sektör, Avrupa Birliği'nin toplam gayri safi yurtiçi hasılasının yaklaşık %2'sini oluşturmaktadır. This an area of the European economy which accounts for something like 16% of investment and close to 9% of employment. Bu alan Avrupa ekonomisinde yatırımların yaklaşık %16'sını ve istihdamın yaklaşık %9'unu oluşturan bir alandır. I understand that off-road vehicles account for about 8.5% of the diesel vehicles in the European Union. Anladığım kadarıyla arazi araçları Avrupa Birliği'ndeki dizel araçların yaklaşık %8.5'ini oluşturuyor. According to the experts macro viruses already account for 80% of all viruses. Uzmanlara göre makro virüsler zaten tüm virüslerin %80'ini oluşturmaktadır. Yet it only accounts for 4% of the EAGGF guarantee budget. Yine de EAGGF garanti bütçesinin sadece %4'ünü oluşturmaktadır. UK fishermen are outraged at discards, which continually account for nearly 50% of catches. Birleşik Krallık balıkçıları, avlanan balıkların yaklaşık %50'sini oluşturan ıskarta balıklara karşı öfke duymaktadır. They account for 99% of all businesses and provide 53% of jobs. Tüm işletmelerin %99'unu oluşturmakta ve istihdamın %53'ünü sağlamaktadırlar. These subsidies account for 8% of the agricultural budget, which runs to EUR 40 billion. Bu sübvansiyonlar, 40 milyar Euro'ya ulaşan tarım bütçesinin %8'ini oluşturmaktadır. I understand that off-road vehicles account for about 8.5% of the diesel vehicles in the European Union. Arazi araçlarının Avrupa Birliği'ndeki dizel araçların yaklaşık %8,5'ini oluşturduğunu biliyorum. Recreational craft in the European Union account for 0.5% of all emissions. Avrupa Birliği'ndeki gezi tekneleri tüm emisyonların %0.5'ini oluşturmaktadır. However, the fisheries sector accounts for only 0,3 % of Turkey’s GNP. Ancak, balıkçılık sektörü, ülke GSYH’sinin sadece %0,3’ünü oluşturmaktadır. It accounts for 50% of world textiles exports and 70% of world clothing exports. Dünya tekstil ihracatının %50'sini ve dünya giyim ihracatının %70'ini oluşturmaktadır. The private sector and free enterprise account for over 80% of GDP which, last year, grew by 7%. Özel sektör ve hür teşebbüs, geçen yıl %7 oranında büyüyen GSYH'nin %80'inden fazlasını oluşturmaktadır. We are also astounded that public bodies have only accounted for 10% of the participants. Kamu kurumlarının katılımcıların sadece %10'unu oluşturması da bizi hayrete düşürüyor. Men still account for more than three-quarters of temporary workers. Geçici işçilerin dörtte üçünden fazlasını hala erkekler oluşturmaktadır. Agriculture accounts for over 40% of employment but generates about 14% of GDP. Tarım, toplam istihdamın %40’tan fazlasını oluşturmakta, fakat GSYH’nin ancak %14’ünü üretmektedir. I should point out that the funds available for regions with problems account for one third of the total budget. Sorunlu bölgeler için ayrılan fonların toplam bütçenin üçte birini oluşturduğunu belirtmeliyim. Recreational craft in the European Union account for 0.5% of all emissions. Avrupa Birliği'ndeki gezi tekneleri tüm salınımların %0,5'ini oluşturmaktadır. Men still account for more than three-quarters of temporary workers. Geçici işçilerin dörtte üçünden fazlasını hala erkekler oluşturuyor. Small and medium-sized enterprises at present account for more than 60 per cent of EU jobs. Küçük ve orta ölçekli işletmeler şu anda AB'deki istihdamın yüzde 60'ından fazlasını oluşturmaktadır. For example, energy projects have accounted for less than 5% of EU aid since 1990. Örneğin, enerji projeleri 1990'dan bu yana AB yardımlarının %5'inden daha azını oluşturmaktadır. We know that road transport accounts for a very large proportion of carbon dioxide emissions. Kara yolu taşımacılığının karbondioksit emisyonlarının çok büyük bir bölümünü oluşturduğunu biliyoruz. Services have grown strongly and accounted for 58,3% of GNP in 1996. Hizmetler güçlü bir şekilde büyümüş ve 1996'da GSMH'nin % 58,3'ünü oluşturmuştur. After all, for years, banks have claimed that cross-border payments only account for 1% of the total transfers. Sonuçta, bankalar yıllardır sınır ötesi ödemelerin toplam transferlerin sadece %1'ini oluşturduğunu iddia etmektedir. We are also astounded that public bodies have only accounted for 10% of the participants. Kamu kurumlarının katılımcıların sadece %10'unu oluşturması da bizi hayrete düşürdü. Although CFIT accounted for just over a third of crashes in the past six years, it caused 53% of the deaths. CFIT'nin son altı yıldaki kazaların üçte birinden biraz fazlasını oluşturmasına rağmen, ölümlerin %53'üne neden oldu. Show More (24)
2	account for	açıklamak	v.
	I cannot account for her absence from school. Onun niçin okulda olmadığını açıklayamam. I cannot account for what has happened. Olanları açıklayamam. How else can you account for it? Bunu başka nasıl açıklayabilirsin? How else can you account for it? Başka nasıl açıklayabilirsin? I cannot account for what has happened. Ne olduğunu açıklayamıyorum. Tom can't account for his whereabouts on the day that Mary was murdered. Tom, Mary'nin öldürüldüğü gün nerede olduğunu açıklayamaz. Can you account for why our team lost? Takımımızın neden kaybettiğini açıklayabilir misiniz? How do you account for the accident? Kazayı nasıl açıklıyorsunuz? Can you account for your whereabouts on the night of the murder? Cinayet gecesi nerede olduğunuzu açıklayabilir misiniz? The scientific method accounts for measurable uncertainties. Bilimsel yöntem, ölçülebilir belirsizlikleri açıklar. We ask you to account for your delay. Gecikmenizi açıklamanızı istiyoruz. How do you account for the accident? Kazanın nedenini nasıl açıklıyorsun? Can you account for your whereabouts on the night of the murder? Cinayet gecesi nerede olduğunu açıklayabilir misin? Show More (10)
3	account for	hesap vermek	v.
	The CAP accounts for almost half of the EU budget and it is only correct that every euro spent should be accounted for. OTP, AB bütçesinin neredeyse yarısını oluşturmaktadır ve harcanan her avronun hesabının verilmesi doğrudur. Or, more precisely, did account for that figure in the past. Ya da daha doğrusu, geçmişte bu rakamın hesabını vermiştir. He was asked to account for his failure. Başarısızlığının hesabını vermesi istendi. The student failed to account for the mistake. Öğrenci yaptığı hatanın hesabını veremedi. She was asked to account for her conduct. Davranışları için hesap vermesi istendi. Can you account for all the money you spent? Harcadığın tüm paranın hesabını verebilir misin? I will account for the incident. Olayın hesabını vereceğim. Everything must be accounted for. Her şeyin hesabı verilmeli. A politician must always be able to account for money he receives. Bir politikacı her zaman aldığı paranın hesabını verebilmeli. I will account for the incident. Ben olay için hesap vereceğim. We ask you to account for your delay. Gecikmenizin hesabını vermenizi rica ediyoruz. Show More (8)
4	account for	hesaba katmak	v.
	Everything must be accounted for. Her şey hesaba katılmalıdır. The scientific method accounts for measurable uncertainties. Bilimsel yöntem ölçülebilir belirsizlikleri hesaba katar. Show More (-1)
5	account for	nedenini açıklamak	v.
	Unusually low temperatures account for the poor rice crop this year. Alışılmadık derecede düşük sıcaklıklar bu yılki zayıf pirinç mahsulünün nedenini açıklıyor. The student failed to account for the mistake. Öğrenci, hatanın nedenini açıklayamadı. Show More (-1)