adherent - English Turkish Sentences
English Turkish
adherent taraftar n.
  • In Borneo, there is a similar conflict between adherents of the animist religions and the incoming Muslims.
  • Borneo'da animist dinlerin taraftarları ile yeni gelen Müslümanlar arasında benzer bir çatışma yaşanmaktadır.
  • In Borneo, there is a similar conflict between adherents of the animist religions and the incoming Muslims.
  • Borneo'da animist dinlerin taraftarları ile yeni gelen Müslümanlar arasında benzer bir çatışma var.
  • Christianity has many adherents.
  • Hıristiyanlığın birçok taraftarı var.
Show More (3)
adherent yandaş n.
  • The Mormons have outlawed polygamy, but some adherents still practice it.
  • Mormonlar çok eşliliği yasakladılar ama bazı yandaşları bunu hala uyguluyorlar.
Show More (-2)