alive with - English Turkish Sentences
English Turkish
alive with dolu adj.
  • The pond was alive with various tiny fishes.
  • Gölet, çeşitli küçük balıklarla yaşam doluydu.
  • The wood is alive with birds.
  • Ağaç kuşlarla dolu.
  • The place was alive with creative young people.
  • Mekan, yaratıcı genç insanlarla hayat doluydu.
Show More (0)