|
- Indeed, in addition to aviation, there are all kinds of related industries, including tourism, that have been hit hard.
- Aslında, havacılığın yanı sıra, turizm de dahil olmak üzere her türlü ilgili sektör de ağır darbe almıştır.
- Provision is made for all kinds of unnecessary exceptions.
- Gereksiz her türlü istisna için hüküm verilmiştir.
- Parliament offered all kinds of compromises during the negotiations.
- Parlamento müzakereler sırasında her türlü uzlaşmayı teklif etti.
- I am convinced that marital fidelity is a much better means than all kinds of contraceptives.
- Evlilikte sadakatin her türlü doğum kontrol yönteminden çok daha iyi bir araç olduğuna inanıyorum.
- It was a time of high unemployment as a result of all kinds of developments in international industry.
- Uluslararası sanayideki her türlü gelişmenin sonucu olarak işsizliğin yüksek olduğu bir dönemdi.
- This is because there is status and all kinds of other benefits attached to it.
- Bunun nedeni, statü ve buna bağlı diğer her türlü avantajın olmasıdır.
- As it would appear today, the country is breaking up into all kinds of groupings.
- Bugün de görüldüğü gibi, ülke her türlü gruplaşmaya ayrılıyor.
- We mention the northern dimension in this regard and all kinds of things that are in our mutual interest.
- Bu konuda kuzey boyutundan ve karşılıklı çıkarımıza olan her türlü şeyden bahsediyoruz.
- It is incomprehensible that we should remove all kinds of less dangerous products from the market, but not tobacco.
- Her türlü az tehlikeli ürünü piyasadan kaldırmamız gerekirken tütünü kaldırmamamız anlaşılır gibi değil.
- Any exception would be a source of all kinds of abuses and excesses.
- Herhangi bir istisna, her türlü suistimal ve aşırılığın kaynağı olacaktır.
- There is absolutely no doubt in my view that that is the case and it has given rise to all kinds of concerns.
- Benim görüşüme göre durumun böyle olduğuna ve bunun her türlü endişeye yol açtığına kesinlikle şüphe yoktur.
- A concept which, by the way, since Durban, has had all kinds of unpleasant connotations.
- Bu arada, Durban'dan bu yana her türlü nahoş çağrışıma sahip olan bir kavram.
- If they are written in a non-intelligible language, they may contain all kinds of racist messages.
- Eğer anlaşılmaz bir dilde yazılmışlarsa, her türlü ırkçı mesajı içerebilirler.
- There are, of course, always disagreements about all kinds of sections of the budget, but we have been through worse.
- Elbette bütçenin her türlü bölümü hakkında her zaman anlaşmazlıklar vardır ancak daha kötülerini de yaşadık.
- They are frequently at the receiving end of all kinds of discrimination.
- Sıklıkla her türlü ayrımcılığa maruz kalmaktadırlar.
- All kinds of PPE pipe dreams are involved here.
- Burada her türlü KKD boş hayali söz konusudur.
- We must take all kinds of measures at all levels.
- Her düzeyde her türlü tedbiri almalıyız.
- Just imagine, we now receive all kinds of welcome messages when we cross the French or Luxembourg frontier.
- Düşünsenize artık Fransa veya Lüksemburg sınırını geçtiğimizde her türlü hoş geldiniz mesajını alıyoruz.
- It would unleash all kinds of fanaticism and discrimination against ethnic minorities.
- Etnik azınlıklara karşı her türlü fanatizmi ve ayrımcılığı serbest bırakacaktır.
- I believe that the joint investigation teams are a positive step in the fight against all kinds of organised crime.
- Ortak soruşturma ekiplerinin her türlü organize suçla mücadelede olumlu bir adım olduğuna inanıyorum.
- When this issue comes up for discussion, all kinds of emotions are vented.
- Bu konu tartışmaya açıldığında her türlü duygu ortaya dökülüyor.
- Under the influence of all kinds of developments, especially of a technological nature, these needs have changed.
- Özellikle teknolojik nitelikteki her türlü gelişmenin etkisi altında bu ihtiyaçlar değişmiştir.
- National states support all kinds of Third Way movements, and so does Europe.
- Ulusal devletler her türlü Üçüncü Yol hareketini destekliyor, Avrupa da öyle.
- I like all kinds of movies except horror.
- Korku hariç her türlü filmi severim.
- I had all kinds of problems.
- Her türlü sorunum vardı.
- He is in touch with all kinds of people.
- O her türlü insanlarla iletişim halinde.
- All kinds of food and drink are delicious and good for you, but you have to know when, where, and in what quantity.
- Her türlü yiyecek ve içecek lezzetlidir ve sizin için iyidir, ancak ne zaman, nerede ve ne miktarda olduğunu bilmeniz gerekir.
- This shop has all kinds of foreign-language magazines.
- Bu dükkanda her türlü yabancı dilde dergi var.
- He is in touch with all kinds of people.
- Her türlü insanla temas halinde.
- This machine is used for polishing all kinds of metal.
- Bu makine her türlü metali parlatmak için kullanılır.
- In my job I have to deal with all kinds of people.
- İşim gereği her türlü insanla muhatap olmak zorundayım.
- The athlete excelled in all kinds of sports.
- Atlet, her türlü sporda yükseldi.
- We've had all kinds of weather over the past few days.
- Geçtiğimiz birkaç gün boyunca her türlü hava koşulunu yaşadık.
- She likes all kinds of sports.
- Her türlü sporu sever.
- He has all kinds of books.
- Her türlü kitabı var.
- You can buy all kinds of groceries at the supermarket.
- Sen süpermarkette her türlü yiyeceği satın alabilirsin.
- Tom has all kinds of problems.
- Tom'un her türlü sorunu var.
- Tom had all kinds of problems.
- Tom'un her türlü sorunu vardı.
- Back in the day, we'd go out and do all kinds of illegal stuff.
- Eskiden, dışarı çıkar ve her türlü yasadışı şeyi yapardık.
- We fix all kinds of clocks here.
- Burada her türlü saati tamir ediyoruz.
- She can play all kinds of instruments, classical or folk.
- Klasik ya da folk, her türlü enstrümanı çalabiliyor.
- We know well how to withstand all kinds of difficulties.
- Biz her türlü zorluğa göğüs germeyi iyi biliriz.
- We've had all kinds of weather over the past few days.
- Son birkaç gündür her türlü hava koşulunu yaşadık.
- We do all kinds of repairs.
- Her türlü tamiratı yapıyoruz.
- Layla and Sami talked about all kinds of stuff.
- Leyla ve Sami her türlü şey hakkında konuştular.
- Tom remembered all kinds of things which no one else could remember.
- Tom, başka kimsenin hatırlayamadığı her türlü şeyi hatırlıyordu.
- I use all kinds of software to study Chinese.
- Çince çalışmak için her türlü yazılımı kullanıyorum.
- I listen to all kinds of music.
- Her türlü müzik dinlerim.
- Tom and Mary talked about all kinds of stuff.
- Tom ve Mary her türlü şey hakkında konuşurlardı.
- Tom likes all kinds of sports.
- Tom her türlü sporu sever.
- I read all kinds of books.
- Her türlü kitabı okudum.
- I've heard all kinds of stupid things, but your idea has broken all records.
- Her türlü aptalca şeyi duydum, ama senin fikrin tüm rekorları kırdı.
- Layla and Sami talked about all kinds of stuff.
- Layla ve Sami her türlü şeyden konuştular.
- She can play all kinds of instruments, classical or folk.
- O klasik ya da folk, her türlü enstrümanı çalabilir.
- We talked about all kinds of things.
- Biz her türlü şey hakkında konuştuk.
- Tom remembered all kinds of things which no one else could remember.
- Tom başka birinin hatırlayamadığı her türlü şeyi hatırladı.
- I like all kinds of music.
- Her türlü müziği severim.
- He comes into contact with all kinds of people.
- Her türlü insanla bağlantı kurar.
- We know well how to withstand all kinds of difficulties.
- Her türlü zorluğa nasıl dayanacağımızı iyi biliyoruz.
- Heaven gives life to people and causes them to have all kinds of desires.
- Cennet insanlara hayat verir ve onların her türlü arzuya sahip olmalarına neden olur.
- There are all kind of things in her wallet.
- Cüzdanında her türlü şey var.
- He comes into contact with all kinds of people.
- Her türlü insanla temas kuruyor.
- We talked about all kinds of things.
- Her türlü şey hakkında konuştuk.
- The athlete excelled in all kinds of sports.
- Sporcu her türlü spor dalında başarı gösterdi.
- Tom and I talked about all kinds of things.
- Tom ve ben her türlü şey hakkında konuştuk.
- We have all kinds of time.
- Her türlü zamanımız var.
- Tom is an expert at all kinds of games.
- Tom her türlü oyunda uzmandır.
- Tom and Mary talked about all kinds of things.
- Tom ve Mary her türlü şey hakkında konuşurlardı.
- You can buy all kinds of groceries at the supermarket.
- Süpermarketten her türlü yiyeceği alabilirsiniz.
- He likes all kinds of sports.
- Her türlü sporu sever.
- I like to cook all kinds of food.
- Her türlü yemeği pişirmeyi severim.
Show More (68)
|
