amusing - English Turkish Sentences
English Turkish
amusing eğlenceli adj.
  • I, at least, can no longer get enthusiastic about ordering merely amusing images for my cell phone.
  • En azından ben, cep telefonum için sadece eğlenceli görüntüler sipariş etme konusunda artık hevesli olamayacağım.
  • I saw an amusing comedy last night.
  • Dün gece eğlenceli bir komedi izledim.
  • The old man told the children an amusing story.
  • Yaşlı adam çocuklara eğlenceli bir hikaye anlattı.
Show More (57)
amusing komik adj.
  • I don't find that amusing.
  • Bunu komik bulmuyorum.
  • He drew amusing caricatures of politicians.
  • Politikacıların komik karikatürlerini çizerdi.
  • I don't find that amusing.
  • Onu komik bulmuyorum.
Show More (7)
amusing eğlendirici adj.
  • Detective stories are amusing.
  • Dedektif hikayeleri eğlendirici.
  • She told her children an amusing story.
  • Çocuklarına eğlendirici bir hikaye anlattı.
  • The children say such amusing things.
  • Çocuklar böyle eğlendirici şeyler söylüyor.
Show More (0)
amusing gırgır adj.
  • He drew amusing caricatures of politicians.
  • Siyasilerle ilgili gırgır karikatürler çizerdi.
Show More (-2)