|
- Their assault focuses in particular on three things.
- Saldırıları özellikle üç şeye odaklanmaktadır.
- What is Israel expected to do about that almost daily assault on its innocent citizens?
- İsrail'in masum vatandaşlarına yönelik neredeyse her gün gerçekleşen bu saldırı karşısında ne yapması bekleniyor?
- Assaults are one of the major problems encountered by drivers when they take rest breaks on European motorways.
- Saldırılar, sürücülerin Avrupa otoyollarında mola verdiklerinde karşılaştıkları en büyük sorunlardan biridir.
- September's treacherous terror assaults show us where the true threats to security lie.
- Eylül ayındaki hain terör saldırıları bize güvenliğe yönelik gerçek tehditlerin nerede yattığını göstermektedir.
- I have tried to strike a balance involving as effective an assault upon crime as possible.
- Suça karşı mümkün olduğunca etkili bir saldırı içeren bir denge kurmaya çalıştım.
- The ability to deliver terrorist assaults on free societies is much easier in open societies.
- Özgür toplumlara terörist saldırılar düzenleyebilmek açık toplumlarda çok daha kolaydır.
- It is disgraceful that drivers should live in fear of assault and robbery.
- Sürücülerin saldırı ve soygun korkusu içinde yaşaması utanç vericidir.
- Some of them were threatened or assaulted before disappearing altogether.
- Bazıları tamamen ortadan kaybolmadan önce tehdit edilmiş veya saldırıya uğramıştır.
- The EU's role in offering refugees protection has been under assault from some governments, notably the UK.
- AB'nin mültecilere koruma sağlama rolü, başta İngiltere olmak üzere bazı hükümetlerin saldırısı altındadır.
- Thirty years of murderous assault and still he goes after the remnants of those unfortunate people.
- Otuz yıl süren ölümcül saldırı ve hala o talihsiz insanlardan geriye kalanların peşinden gidiyor.
- Two weeks ago, Christa filed a police report for assault.
- İki hafta önce Christa saldırı nedeniyle polise şikayette bulundu.
- He was charged with assault and battery.
- Saldırı ve darptan suçlandı.
- Sami was assaulted.
- Sami saldırıya uğradı.
- The middle aged man was charged with assault.
- Orta yaşlı adam saldırı ile itham edilmiştir.
- Sami's daughter was sexually assaulted.
- Sami'nin kızı cinsel saldırıya uğramıştı.
- Sami tried to sexually assault Layla.
- Sami, Layla'ya cinsel saldırıda bulunmaya çalıştı.
- Sami was not sexually assaulted.
- Sami cinsel saldırıya uğramadı.
- Tom was charged with first degree assault and sentenced to 15 years in prison.
- Tom birinci derecen saldırı ile suçlandı ve 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
- Miraculously, Fadil survived the vicious assault.
- Mucizevi bir şekilde, Fadıl şiddetli saldırıdan kurtuldu.
- Sami sexually assaulted Layla in every way you can imagine.
- Sami, Layla'ya hayal edebileceğiniz her şekilde cinsel saldırıda bulundu.
- Fadil survived the brutal assault.
- Fadıl vahşi saldırıdan kurtuldu.
- Tom was assaulted.
- Tom saldırıya uğradı.
- They made an assault on the summit.
- Zirveye saldırı düzenlediler.
- Tom has been charged with assault.
- Tom saldırı ile suçlanıyor.
- We were not prepared for the assault.
- Saldırıya hazırlıklı değildik.
- Tom was charged with first degree assault and sentenced to 15 years in prison.
- Tom birinci dereceden saldırı ile suçlandı ve 15 yıl hapse mahkum edildi.
- Layla remembers absolutely nothing of the assault.
- Leyla saldırı hakkında kesinlikle hiçbir şey hatırlamıyor.
- Tom was charged with assault.
- Tom saldırı ile suçlandı.
- A girl was assaulted on the métro.
- Metroda bir kız saldırıya uğradı.
- They made an assault on the summit.
- Onlar zirveye bir saldırı düzenlediler.
- A girl was assaulted on the métro.
- Bir kız metroda saldırıya uğradı.
- Tom was arrested for assault.
- Tom saldırıdan tutuklandı.
- The assault was poorly coordinated.
- Saldırı başarısızca koordine edildi.
- He was charged with assault and battery.
- Saldırı ve darpla suçlandı.
- Sami was sentenced 18 years for rape and assault.
- Sami, tecavüz ve saldırı nedeniyle 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
- We were not prepared for the assault.
- Saldırı için hazır değildik.
- Sami was sentenced 18 years for rape and assault.
- Sami tecavüz ve saldırıdan 18 yıl ceza aldı.
- Dan was assaulted by a mugger.
- Dan bir soyguncu tarafından saldırıya uğradı.
- Layla can't remember the brutal assault.
- Layla vahşi saldırıyı hatırlamıyor.
- Layla remembers absolutely nothing of the assault.
- Layla saldırıyla ilgili hiçbir şey hatırlamıyor.
- I was sexually assaulted.
- Cinsel saldırıya uğradım.
- Tom was convicted of second-degree assault in 2013.
- Tom 2013 yılında ikinci derece saldırı suçundan hüküm giydi.
- Miraculously, Fadil survived the vicious assault.
- Mucizevi bir şekilde, Fadıl vahşi saldırıdan kurtuldu.
- I was assaulted.
- Saldırıya uğradım.
- The assault was poorly coordinated.
- Saldırı kötü koordine edilmişti.
- The middle aged man was charged with assault.
- Orta yaşlı adam saldırıyla suçlandı.
- Linda was sexually assaulted by Dan.
- Linda, Dan tarafından cinsel saldırıya uğradı.
- We weren't prepared for the assault.
- Saldırıya hazırlıklı değildik.
- Layla can't remember the brutal assault.
- Leyla acımasız saldırıyı hatırlayamıyor.
- Fadil survived the brutal assault.
- Fadıl acımasız saldırıdan kurtuldu.
- Tom has been charged with assault and battery.
- Tom saldırı ve darp ile suçlandı.
- Tom was convicted of assault with a deadly weapon.
- Tom ölümcül silahla saldırıdan hüküm giydi.
- Dan was assaulted by two people.
- Dan iki kişi tarafından saldırıya uğradı.
- Tom has been charged with assault and battery.
- Tom saldırı ve darpla suçlanıyor.
Show More (51)
|