attractive - English Turkish Sentences
English Turkish
attractive çekici adj.
  • Why should this European limited liability company be such an attractive prospect?
  • Bu Avrupa limited şirketi neden bu kadar çekici bir olasılık olmalı?
  • It is not a particularly attractive development.
  • Bu özellikle çekici bir gelişme değildir.
  • The American model is obviously an attractive template.
  • Amerikan modelinin çekici bir şablon olduğu açıktır.
Show More (193)
attractive cazip adj.
  • The American model is obviously an attractive template.
  • Amerikan modelinin cazip bir şablon olduğu açıktır.
  • It certainly appears as an attractive alternative to killing and destroying animals.
  • Hayvanları öldürmek ve yok etmek için kesinlikle cazip bir alternatif olarak görünüyor.
  • Our proximity policy must be attractive, unlocking new prospects and bringing mutual benefits.
  • Yakınlık politikamız cazip olmalı, yeni beklentilerin önünü açmalı ve karşılıklı fayda sağlamalıdır.
Show More (29)
attractive cazibeli adj.
  • You're an attractive woman.
  • Cazibeli bir kadınsın.
  • Do you find him attractive?
  • Onu cazibeli buluyor musun?
Show More (-1)