|
- She doesn't wish to be disturbed.
- O rahatsız edilmek istemiyor.
- Tom doesn't want to be disturbed.
- Tom rahatsız edilmek istemiyor.
- I don't want to be disturbed until ten.
- Saat 10'a kadar rahatsız edilmek istemiyorum.
- Tom doesn't like to be disturbed.
- Tom rahatsız edilmekten hoşlanmaz.
- I don't want to be disturbed until ten.
- Saat ona kadar rahatsız edilmek istemiyorum.
- I told my secretary I was not to be disturbed.
- Sekreterime rahatsız edilmek istemediğimi söyledim.
- I thought you said you didn't want to be disturbed.
- Rahatsız edilmek istemediğini söylediğini sanıyordum.
- I didn't want to be disturbed.
- Rahatsız edilmek istemiyordum.
- I'm not to be disturbed.
- Rahatsız edilmeyeceğim.
- Tom said that he didn't want to be disturbed.
- Tom rahatsız edilmek istemediğini söyledi.
- Mike asked that he not be disturbed.
- Mike rahatsız edilmemesini istedi.
- I can't stand being disturbed in my work.
- İşimde rahatsız edilmeye dayanamıyorum.
- Tom isn't to be disturbed.
- Tom rahatsız edilmeyecek.
- Mike asked that he not be disturbed.
- Mike, rahatsız edilmemeyi rica etti.
- Tom definitely didn't want to be disturbed.
- Tom kesinlikle rahatsız edilmek istemiyordu.
- Tom definitely didn't want to be disturbed.
- Tom kesinlikle rahatsız edilmek istemedi.
- We are not to be disturbed.
- Rahatsız edilmemeliyiz.
- Tom hates being disturbed when he's studying.
- Tom çalışıyorken rahatsız edilmektan nefret eder.
- Tom will not want to be disturbed.
- Tom rahatsız edilmek istemeyecektir.
- I can't stand being disturbed in my work.
- İşteyken rahatsız edilmeye tahammül edemiyorum.
- Tom asked not to be disturbed.
- Tom rahatsız edilmemek istedi.
- I didn't want to be disturbed.
- Rahatsız edilmek istemedim.
- She doesn't wish to be disturbed.
- Rahatsız edilmek istemiyor.
- I thought you said you didn't want to be disturbed.
- Ben senin rahatsız edilmek istemediğini söylediğini düşündüm.
- Tom isn't to be disturbed.
- Tom rahatsız edilmemeli.
- I told my secretary I was not to be disturbed.
- Sekreterime rahatsız edilmemem gerektiğini söyledim.
- I'm not to be disturbed.
- Ben rahatsız edilmeyeceğim.
- Tom hates being disturbed when he's studying.
- Tom ders çalışırken rahatsız edilmekten nefret eder.
- Mike asked that he not be disturbed.
- Mike rahatsız edilmemek istedi.
- I don't want to be disturbed.
- Rahatsız edilmek istemiyorum.
- Tom will not want to be disturbed.
- Tom rahatsız edilmek istemeyecek.
Show More (28)
|
