|
- He is ashamed of his father being poor.
- Babasının fakir olmasından utanıyor.
- I'm not ashamed that I am poor.
- Fakir olmaktan utanmıyorum.
- I know Tom and Mary are poor.
- Tom ve Mary'nin fakir olduğunu biliyorum.
- Don't be ashamed of being poor.
- Fakir olmaktan utanmayın.
- I think being poor is nothing to be ashamed of.
- Bence fakir olmak utanılacak bir şey değil.
- If you see his house, you'll know that he is poor.
- Evini görürsen, fakir olduğunu anlarsın.
- We should not despise a man because he is poor.
- Fakir olduğundan dolayı bir insanı hor görmemeliyiz.
- I never was poor.
- Hiç fakir olmadım.
- He is not ashamed of being poor.
- Fakir olmaktan utanmıyor.
- We should not despise a man because he is poor.
- Fakir olduğu için bir insanı hor görmemeliyiz.
- Don't look down on him merely because he is poor.
- Sadece fakir olduğu için ona tepeden bakmayın.
- Tom said that Mary was poor.
- Tom, Mary'nin fakir olduğunu söyledi.
- Though he was poor, he was nonetheless happy.
- Fakir olmasına rağmen, o yine de mutluydu.
- We know Tom is poor.
- Tom'un fakir olduğunu biliyoruz.
- I prefer being poor to being rich.
- Fakir olmayı zengin olmaya tercih ederim.
- There is no disgrace in being poor.
- Fakir olmak utanılacak bir şey değildir.
- Although she is poor, she is satisfied.
- Fakir olmasına rağmen halinden memnun.
- I didn't like being poor.
- Fakir olmaktan hoşlanmadım.
- Tom said he was poor.
- Tom fakir olduğunu söyledi.
- They felt America's farmers were poorer than they should be.
- Amerika'daki çiftçilerin olması gerekenden daha fakir olduğunu düşünüyorlardı.
- I know what it's like to be poor.
- Fakir olmanın ne demek olduğunu biliyorum.
- Tom pretended that he didn't care that he was poor.
- Tom fakir olduğunu umursamıyormuş gibi davrandı.
- Though he was poor, he was happy.
- Fakir olmasına rağmen mutluydu.
- It is true that he is poor, but he is contented.
- Fakir olduğu doğru ama halinden memnun.
- I don't like being poor.
- Fakir olmaktan hoşlanmam.
- I'd rather be poor than rich.
- Fakir olmayı zenginliğe tercih ederim.
- Don't despise a man because he is poor.
- Bir insanı fakir olduğu için küçümseme.
- He didn't like being poor.
- O, fakir olmaktan hoşlanmıyordu.
- I'm not ashamed of my father's being poor.
- Babamın fakir olmasından utanmıyorum.
- He is not ashamed of being poor.
- O, fakir olmaktan utanmıyor.
- He said he was poor.
- Fakir olduğunu söyledi.
- I'd rather be poor than rich.
- Zengin olmaktansa fakir olmayı tercih ederim.
- What do you think are the perks of being poor, if there are any?
- Fakir olmanın avantajları eğer varsa nedir sence?
- I don't like being poor.
- Fakir olmayı sevmiyorum.
- You shouldn't look down on a person for being poor.
- Bir insanı fakir olduğu için hor görmemelisiniz.
- Being poor is expensive.
- Fakir olmak masraflıdır.
- They felt America's farmers were poorer than they should be.
- Onlar Amerika'nın çiftçilerinin olması gerekenden daha fakir oldukların hissetti.
- Though he was poor, he was happy.
- Fakir olmasına rağmen, o mutluydu.
- To be poor is not to have little, but to need much.
- Fakir olmak az şeye sahip olmak değil, çok şeye ihtiyaç duymaktır.
- She didn't like being poor.
- Fakir olmayı sevmezdi.
- Once upon a time there was a miller who was poor, but he had a beautiful daughter.
- Bir zamanlar fakir olan ama güzel bir kızı olan bir değirmenci vardı.
- She didn't like being poor.
- O fakir olmaktan hoşlanmıyordu.
- I don't think being poor is anything to be ashamed of.
- Fakir olmanın utanılacak bir şey olduğunu sanmıyorum.
- I don't know what it's like to be poor.
- Fakir olmanın nasıl bir şey olduğunu bilmiyorum.
- Don't despise a man because he is poor.
- Fakir olduğu için bir insanı hor görmeyin.
- He was poor, so he couldn't go to college.
- Fakir olduğu için üniversiteye gidemedi.
- I'm not ashamed of my father being poor.
- Babamın fakir olmasından utanmıyorum.
- Don't look down on others because they are poor.
- Fakir oldukları için diğerlerini hor görme.
- He said he was poor.
- O, fakir olduğunu söyledi.
- Tom was sad when he discovered that Mary was a gold digger and Mary was sad when she discovered that Tom was poor.
- Tom Mary'nin zengin koca avcısı olduğunu fark ettiğinde üzgündü ve Mary Tom'un fakir olduğunu fark ettiğinde üzgündü.
- I think being poor is nothing to be ashamed of.
- Bence fakir olmak utanılacak bir şey değildir.
- You should never look down on a man merely because he is poor.
- Bir insana sadece fakir olduğu için tepeden bakmamalısın.
- He didn't like being poor.
- Fakir olmaktan hoşlanmıyordu.
- What do you think are the perks of being poor, if there are any?
- Sizce fakir olmanın avantajları nelerdir, eğer varsa?
- Being poor, he can't buy it.
- Fakir olduğu için, o bunu alamaz.
- Tom was sad when he discovered that Mary was a gold digger and Mary was sad when she discovered that Tom was poor.
- Tom, Mary'nin servet avcısı olduğunu öğrendiğinde üzüldü ve Mary de Tom'un fakir olduğunu öğrendiğinde üzüldü.
- You should not despise a man because he is poor.
- Fakir olduğu için birini aşağı görmemelisiniz.
- Tom told me he was poor.
- Tom bana onun fakir olduğunu söyledi.
- Being poor, he can't buy it.
- Fakir olduğu için satın alamıyor.
- He is ashamed of his father being poor.
- O, babasının fakir olmasından utanç duyuyordu.
- He knows quite well what it is like to be poor.
- Fakir olmanın nasıl bir şey olduğunu çok iyi biliyor.
- Being poor, they had to work hard.
- Fakir oldukları için çok çalışmak zorundaydılar.
- He doesn't know what it is to be poor.
- Fakir olmanın ne demek olduğunu bilmiyor.
- He knows quite well what it is like to be poor.
- Fakir olmanın ne olduğunu o çok iyi bilir.
- He doesn't know what it is to be poor.
- Fakir olmanın ne olduğunu bilmiyor.
- I'm not ashamed that I am poor.
- Fakir olduğum için utanmıyorum.
- Tom said that he was poor.
- Tom fakir olduğunu söyledi.
- You shouldn't look down on a person for being poor.
- Bir insana fakir olduğu için tepeden bakmamalısın.
- Tom told me that he thought Mary was poor.
- Tom bana Mary'nin fakir olduğunu düşündüğünü söyledi.
- We're not going to be poor anymore.
- Artık fakir olmayacağız.
- You should not despise a man because he is poor.
- Bir insanı fakir olduğu için hor görmemelisin.
- Although he is poor, he is happy.
- Fakir olmasına rağmen mutlu.
- Do you really think Tom is poor?
- Gerçekten Tom'un fakir olduğunu mu düşünüyorsun?
- Being poor is expensive.
- Fakir olmak pahalıdır.
- Don't look down on others because they are poor.
- Fakir oldukları için başkalarına tepeden bakmayın.
- Though he was poor, he was nonetheless happy.
- Fakir olmasına rağmen yine de mutluydu.
- Tom never was poor.
- Tom hiç fakir olmadı.
- Tom told me he was poor.
- Tom bana fakir olduğunu söyledi.
Show More (75)
|
