|
- I am not a believer in magic formulas or cure-alls.
- Sihirli formüllere ya da her derde deva ilaçlara inanan biri değilim.
- The Jews are the enemies of the prophets and believers.
- Yahudiler peygamberlerin ve inananların düşmanıdır.
- Having said all that, I am a believer in subsidiarity.
- Tüm bunları söylemişken, ben yetki ikamesine inanan biriyim.
- O believers, you also should invoke blessings on him and give him greetings of peace.
- Ey inananlar, siz de ona salat ve selam getirin.
- O believers, you also should invoke blessings on him and give him greetings of peace.
- Ey inananlar, siz de ona salât ve selam getirin.
- O believers, do you also bless him, and pray him peace.
- Ey inananlar, siz de onu kutsayın ve ona barış için dua edin.
- Believers, invoke blessings and peace on him.
- Ey inananlar, ona bereket ve esenlik dileyin.
- Tom is a true believer.
- Tom gerçek bir inanan.
- You don't have to study theology to be a believer.
- İnanan biri olmak için ilahiyat okumak zorunda değilsin.
- Islam is the second largest religion in Denmark, of which its 210,000 believers make up 3.7% of its society.
- İslam, Danimarka'daki en büyük ikinci dindir ve 210.000 inananıyla toplumun %3,7'sini oluşturmaktadır.
- An organist accompanied the song of the believers.
- Bir orgcu inananların şarkılarına eşlik etti.
- Islam is the second largest religion in Denmark, of which its 210,000 believers make up 3.7% of its society.
- İslam Danimarka'nın en büyük ikinci dini olup, onun 210.000 inananı toplumunun% 3.7'sini oluşturmaktadır.
- He was preaching God's Word to a small group of believers.
- Küçük bir inananlar grubuna Tanrı'nın Sözü'nü vaaz ediyordu.
- Are you a believer?
- İnanan biri misin?
Show More (11)
|
