|
- A doctor was not allowed to attend to a bleeding man on the street until this man had bled to death.
- Bir doktorun sokakta kanaması olan bir adama, bu adam kan kaybından ölene kadar müdahale etmesine izin verilmemiştir.
- If we leave him, he'll bleed to death.
- Eğer onu bırakırsak, kan kaybından ölecek.
- Tom was afraid he might bleed to death.
- Tom kan kaybından ölmekten korkuyordu.
- You won't bleed to death.
- Kan kaybından ölmeyeceksin.
- Tom might bleed to death if we don't get him to a hospital soon.
- Eğer kısa sürede hastaneye götürmezsek Tom kan kaybından ölebilir.
- Tom almost bled to death.
- Tom neredeyse kan kaybından ölüyordu.
- Tom might bleed to death if we don't get him to a hospital soon.
- Onu hemen hastaneye götürmezsek Tom kan kaybından ölebilir.
- Johnston bled to death before help arrived.
- Johnston yardım gelene kadar kan kaybından ölmüş.
- Sami was bleeding to death.
- Sami kan kaybından ölüyordu.
Show More (6)
|