boom - English Turkish Sentences
English Turkish
boom patlama (bir yerin ticaret, nüfus vb'nde) n.
  • The potential has been there for ages for European industry to have a whole new boom in cosmetics.
  • Avrupa endüstrisinin kozmetik alanında yepyeni bir patlama yapma potansiyeli yıllardır mevcuttur.
  • We are faced with a boom in freight transport, which will expand even further with enlargement.
  • Genişlemeyle birlikte daha da artacak olan yük taşımacılığında bir patlama ile karşı karşıyayız.
  • The potential has been there for ages for European industry to have a whole new boom in cosmetics.
  • Avrupa endüstrisinin kozmetik alanında yepyeni bir patlama yaşaması için gerekli potansiyel uzun zamandır mevcuttur.
Show More (4)
boom patlama sesi n.
  • The cellar-door flew open with a booming sound.
  • Kiler kapısı bir patlama sesi ile açıldı.
Show More (-2)
boom gelişmek v.
  • Our economy is booming.
  • Ekonomimiz gelişiyor.
Show More (-2)
boom hızla artmak (ticaret) v.
  • Sami's wealth was booming.
  • Sami'nin serveti hızla artıyordu.
Show More (-2)
boom hızla yükselmek (nüfus vb) v.
  • She is booming as a singer.
  • Şarkıcı olarak hızla yükseliyor.
Show More (-2)
boom patlamak (olumlu bir şekilde) v.
  • Business was booming.
  • İşler patlıyordu.
Show More (-2)