|
- The din can cause permanent damage to the ear bones, and brain and lung haemorrhage.
- Gürültü kulak kemiklerinde kalıcı hasara, beyin ve akciğer kanamasına neden olabilir.
- The din can cause permanent damage to the ear bones, and brain and lung haemorrhage.
- Dinleme, kulak kemiklerinde kalıcı hasara, beyin ve akciğer kanamasına neden olabilir.
- That effect may be even more profound in an impaired brain.
- Bu etki, işlevi bozulmuş bir beyinde çok daha belirgin olabilir.
- That effect may be even more profound in an impaired brain.
- Bu etki işlev bozukluğu olan bir beyinde daha da derin olabilir.
- That effect may be even more profound in an impaired brain.
- Hasar görmüş bir beyinde bu etki daha da derin olabilir.
- In a healthy brain, the two sides communicate with one another.
- Sağlıklı bir beyinde iki taraf birbiriyle iletişim kurar.
- In a healthy brain, the two sides communicate with one another.
- Sağlıklı bir beyinde iki taraf birbiriyle iletişim halindedir.
- What we ultimately want is to explain why conscious experiences are related to brain activity.
- Nihayetinde istediğimiz şey, bilinçli deneyimlerin neden beyin aktivitesiyle ilişkili olduğunu açıklamaktır.
- One theory is that vitamin B-12 helps break down a brain chemical called homocysteine.
- Bir teoriye göre B-12 vitamini homosistein adı verilen bir beyin kimyasalının parçalanmasına yardımcı olur.
- I was able to download Homer's brain into this flash drive.
- Homer'ın beynini bu flash sürücüye indirebildim.
- Tobacco acts on the brain.
- Tütün beyni etkiler.
- Speech exposes what the brain is worth.
- Konuşma, beynin değerini ortaya çıkarır.
- Is it really possible to do a brain transplant?
- Beyin nakli yapmak gerçekten mümkün mü?
- One thinks with one's brain.
- Bir insan beyni ile düşünür.
- Memory is an essential function of our brain.
- Hafıza, beynimizin önemli bir fonksiyonudur.
- The structure of the brain is complicated.
- Beynin yapısı karmaşıktır.
- A blood vessel burst inside his brain.
- Beyninin içinde bir kan damarı patladı.
- This big book makes my brain hurt.
- Bu büyük kitap beynime zarar veriyor.
- If a brain can do it, a computer can do it.
- Eğer bir beyin bunu yapabiliyorsa, bir bilgisayar da yapabilir.
- Sleeping with the television on is not good for the brain.
- Televizyon açıkken uyumak beyin için iyi değildir.
- Knowledge of foreign languages stimulates brain activity.
- Yabancı dil bilgisi beyin aktivitesini uyarır.
- The brain is the most complex organ in the body.
- Beyin vücuttaki en karmaşık organdır.
- My brain is overloaded.
- Beynim aşırı yüklendi.
- In the brain there are around one hundred billion nerve cells.
- Beyinde yaklaşık yüz milyar sinir hücresi vardır.
- The brain is the center of every mind, soul, and muscle energy.
- Beyin her akıl, ruh ve kas enerjisinin merkezidir.
- They study about the function of the brain.
- Beynin işlevi hakkında çalışıyorlar.
- This big book makes my brain hurt.
- Bu büyük kitap beynimi ağrıtıyor.
- You have a brain the size of a walnut.
- Ceviz kadar beynin var.
- People with agraphia can't write due to a brain injury.
- Agrafili insanlar bir beyin hasarı nedeniyle yazı yazamazlar.
- A zombie brain will eat itself.
- Bir zombi beyni kendi kendini yer.
- In addition to good health, he has a good brain.
- İyi bir sağlığa ek olarak, onun iyi bir beyni var.
- Tom's brain was deprived of oxygen for too long.
- Tom'un beyni çok uzun süre oksijensiz kaldı.
- The cerebral cortex is the brain's outer layer.
- Serebral korteks beynin dış katmanıdır.
- A zombie brain will eat itself.
- Bir zombi beyin, kendisini yiyecektir.
- I have a brain tumor.
- Bir beyin tümörüm var.
- Tom is showing no signs of brain activity.
- Tom'da beyin aktivitesi belirtisi yok.
- All the same, we still need a scientific account of how exactly pains are caused by brain processes.
- Yine de, ağrıların tam olarak nasıl beyin süreçlerinden kaynaklandığına dair bilimsel bir açıklamaya ihtiyacımız var.
- The most important sex organ is the brain.
- En önemli seks organı beyindir.
- Tom wears a tinfoil hat to protect his brain from harmful radiation.
- Tom beynini zararlı radyasyondan korumak için folyo şapka takıyor.
- As he walked along, his brain was busy planning hundreds of wonderful things, building hundreds of castles in the air.
- Yürürken beyni yüzlerce harika şey planlamakla, havada yüzlerce kale inşa etmekle meşguldü.
- Central nervous system consists of brain, cerebellum, medulla oblongata and spinal cord.
- Merkezi sinir sistemi beyin, beyincik, medulla oblongata ve omurilikten oluşur.
- Mary keeps Tom's brain in a jar.
- Mary, Tom'un beynini bir kavanozda saklıyor.
- The brain is the center of all curative energy.
- Beyin tüm iyileştirici enerjinin merkezidir.
- Tom's brain was deprived of oxygen for too long.
- Tom'un beyni uzun süre oksijenden yoksun kaldı.
- Are you trying to say I don't have any brain?
- Beynimin olmadığını mı söylemek istiyorsun?
- All drugs of addiction increase the release of dopamine in the brain.
- Tüm bağımlılık ilaçları beyinde dopamin salınımını artırır.
- If you had half a brain you'd be dangerous!
- Eğer yarım bir beynin olsaydı tehlikeli olurdun!
- People with agraphia can't write due to a brain injury.
- Agrafisi olan insanlar beyin hasarı nedeniyle yazamazlar.
- The Neanderthals had a bigger brain than modern humans.
- İlkel insanların modern insanlardan daha büyük beyni vardı.
- He has a good brain.
- İyi bir beyni var.
- You have a brain the size of a walnut.
- Ceviz büyüklüğünde bir beynin var.
- Tom died of brain cancer.
- Tom beyin kanserinden öldü.
- I'm racking my brain to remember.
- Hatırlamak için beynimi zorluyorum.
- Your brain programs your emotions.
- Beyniniz duygularınızı programlar.
- In addition to good health, he has a good brain.
- Sağlığının yanı sıra iyi bir beyni de var.
- You need a good brain if you want to write good stories.
- İyi hikayeler yazmak istiyorsan iyi bir beyne ihtiyacın var.
- My sister has a very good brain.
- Ablamın çok iyi bir beyni vardır.
- My brain doesn't seem to be working well today.
- Beynim bugün iyi çalışmıyor gibi görünüyor.
- Which has the biggest brain, an elephant or a person?
- Hangisinin daha büyük beyni vardır, bir fil mi yoksa bir insan mı?
- The brain has a complex structure.
- Beyin karmaşık bir yapıya sahiptir.
- The brain needs a continuous supply of blood.
- Beynin sürekli kan akışına ihtiyacı vardır.
- Which has the biggest brain, an elephant or a person?
- Hangisinin beyni daha büyüktür, bir filin mi yoksa bir insanın mı?
- Tobacco acts on the brain.
- Tütün beyne etki eder.
- My brain is overloaded.
- Beynim aşırı yüklenmiş.
- My brain is overheating.
- Beynim aşırı ısınıyor.
- They study about the function of the brain.
- Beynin fonksiyonu hakkında çalışıyorlar.
- Speech exposes what the brain is worth.
- Konuşma, beynin değerini açığa vurur.
- My brain doesn't seem to be working well today.
- Beynim bugün iyi çalışmıyormuş gibi.
- Your brain programs your feelings.
- Beynin duygularını programlıyor.
- A blood vessel burst inside his brain.
- Beyninde bir kan damarı patladı.
- The brain is the center of every mind, soul, and muscle energy.
- Beyin her aklın, ruhun ve kas enerjisinin merkezidir.
- I don't envy your puny human brain.
- Senin fındık kadar beynini kıskanmıyorum.
- My brain is full.
- Beynim dolu.
- The Neanderthals had a bigger brain than modern humans.
- Neandertaller modern insanlardan daha büyük bir beyne sahipti.
- Dan died of brain cancer in Mexico.
- Dan Meksika'da beyin kanserinden öldü.
- The brain has a complex structure.
- Beynin karmaşık bir yapısı vardır.
- Sleeping with the television on is not good for the brain.
- Açık televizyonla uyumak beyin için iyi değildir.
- You need a good brain if you want to write good stories.
- İyi hikâyeler yazmak istiyorsan iyi bir beyne ihtiyacın var.
- Make your brain work before talking!
- Konuşmadan önce beynini çalıştır!
- Mary keeps Tom's brain in a jar.
- Mary, Tom'un beynini bir kavanozda tutuyor.
- In the brain there are around one hundred billion neurons.
- Beyinde yaklaşık yüz milyar nöron vardır.
- I have a brain tumor.
- Beynimde tümör var.
- My brain is fried.
- Beynim kızarmış.
- Excessive gambling causes the same brain changes as a drug addiction.
- Fazla kumar, uyuşturucu bağımlılığına benzer beyin değişimlerine neden olur.
- We only use 10% of our brain.
- Beynimizin sadece %10'unu kullanırız.
- The cerebral cortex is the brain's outer layer.
- Serebral korteks beynin dış tabakasıdır.
- One hundred percent of the brain's capacity has been reached.
- Beynin kapasitesinin yüzde yüzüne ulaşıldı.
- The brain is just a complicated machine.
- Beyin sadece karmaşık bir makinedir.
- A horrible suspicion wandered around in my brain.
- Beynimde korkunç bir şüphe dolaşıyordu.
- The most important sex organ is the brain.
- En önemli cinsel organ beyindir.
- Memory is an essential function of our brain.
- Bellek, beynimizin önemli bir işlevidir.
- Everybody has a brain, but many haven't understood the instructions.
- Herkesin bir beyni var, ama çoğu talimatları anlamadı.
- My brain says no, but my gut says yes.
- Beynim hayır diyor ama içgüdülerim evet diyor.
- My brain is fried.
- Beynim kızardı.
- My brain works fine.
- Beynim iyi çalışıyor.
- They say Tom's brain isn't functioning anymore.
- Tom'un beyninin artık çalışmadığını söylüyorlar.
- Tom Jackson is the brain behind this very innovative car.
- Tom Jackson bu yenilikçi arabanın arkasındaki beyin.
- When the body is touched, receptors in the skin send messages to the brain causing the release of chemicals such as endorphins.
- Vücuda dokunulduğunda, derideki reseptörler beyne endorfin gibi kimyasalların salınmasına neden olan mesajlar gönderir.
- Efferent neurons travel away from the brain to effect their target organs.
- Motor nöronlar beyinden ilgili organlara etki etmek üzere iletim yapar.
- One thinks with one's brain.
- İnsan beyniyle düşünür.
- Books are children of the brain.
- Kitaplar beynin çocuklarıdır.
- Excessive gambling causes the same brain changes as a drug addiction.
- Aşırı kumar, uyuşturucu bağımlılığıyla aynı beyin değişikliklerine neden olur.
- My brain works fine.
- Benim beynim iyi çalışıyor.
- Efferent neurons travel away from the brain to effect their target organs.
- Efferent nöronlar hedef organları etkilemek için beyinden uzaklaşır.
- Your brain programs your feelings.
- Beyniniz duygularınızı programlar.
- Knowledge of foreign languages stimulates brain activity.
- Yabancı dil bilgisi, beyin etkinliğini uyarır.
- Are you trying to say I don't have any brain?
- Hiç beynim olmadığını mı söylemeye çalışıyorsun?
- All drugs of addiction increase the release of dopamine in the brain.
- Bağımlılık yapan bütün ilaçlar, beyinde dopamin salınımını arttırır.
- A computer is to the brain like a bike is to the legs.
- Bilgisayar beyin için, bisiklet bacaklar için neyse odur.
- My brain says yes, but my gut says no.
- Beynim evet diyor ama içgüdülerim hayır diyor.
- Are you saying that I don't have a brain?
- Beynim olmadığını mı söylüyorsun?
- Put away your brain and go shopping.
- Beynini bir kenara bırak ve alışverişe git.
- You can't think without a brain.
- Beyin olmadan düşünemezsin.
Show More (110)
|