brat - English Turkish Sentences
English Turkish
brat velet n.
  • I'm not going to let a snot-nosed brat order me around!
  • Sümüklü bir veledin bana emir vermesine izin vermeyeceğim!
  • My brother is a spoiled little brat!
  • Kardeşim şımarık küçük bir velet!
  • Tom is a snotty little brat.
  • Tom sümüklü küçük bir velettir.
Show More (13)
brat çocuk n.
  • Tom is a brat.
  • Tom çok fırlama bir çocuk.
  • You shouldn't allow your son to act like a selfish brat.
  • Oğlunun bencil bir çocuk gibi davranmasına izin vermemelisin.
  • Tom is a spoiled little brat.
  • Tom şımarık küçük bir çocuk.
Show More (0)