bring-in - Turkish English Dictionary

bring-in

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "bring-in" in Turkish English Dictionary : 2 result(s)

English Turkish
Trade/Economic
bring-in v. gelir sağlamak
Computer
bring-in n. öneri

Meanings of "bring-in" with other terms in English Turkish Dictionary : 61 result(s)

English Turkish
General
bring in v. kazanmak
Now that you've been promoted, how much are you bringing in each week?
Artık terfi ettiğinize göre, her hafta ne kadar kazanıyorsunuz?

More Sentences
bring in v. getirmek
In this sense, we now need to realise that the resolution system is too limited to bring in results.
Bu anlamda artık çözüm sisteminin sonuç getiremeyecek kadar sınırlı olduğunun farkına varmamız gerekiyor.

More Sentences
bring in v. kazandırmak
Their wise investments have brought in millions of dollars.
Akıllıca yaptıkları yatırımlar milyonlarca dolar kazandırdı.

More Sentences
bring in v. vermek
We have managed to bring in hundreds of amendments, which says a lot for the fertile imagination of Parliament.
Yüzlerce değişiklik önergesi vermeyi başardık ki bu da Parlamento'nun verimli hayal gücü için çok şey söylüyor.

More Sentences
bring in line v. sıraya sokmak
bring in v. para getirmek
bring in v. kazandırmak (para)
bring in v. sunmak
bring in through pipes v. borularla taşımak
bring in through v. taşımak
bring in something new v. bir ilke imza atmak
bring in v. kazanç getirmek
bring in v. tanıtmak
bring in v. suçluyu karakola getirmek
bring in v. karakolda sorgulamaya çekmek
bring in v. derdest etmek
bring in v. işe almak
bring in v. işi vermek
bring in v. işe karıştırmak
bring in v. işe sokmak
bring in v. iş vermek
bring in numerous victories v. sayısız zafere imza atmak
bring in money v. gelir getirmek
bring in the tourists v. turist çekmek
bring in compliance with v. uygun hale getirmek
Phrasals
bring in v. ithal etmek
bring in v. katılmasını sağlamak
bring in v. içeri taşımak
bring in v. içeri sokmak
bring in v. içeri getirmek
bring in v. içeri almak
bring in v. dahil etmek
bring in v. içeri çekmek
bring in v. aklını çelmek
bring in v. cezbetmek
bring in v. içeri buyur etmek
bring in v. içeri girmesine izin vermek
bring in some place v. bir yere getirmek
bring in some place v. içeri almak
bring in v. (belirli bir tutara) satılmak
bring in v. aktarmak
bring in v. iletmek
bring in [obsolete] v. (kulübe) katılmak
bring in [obsolete] v. kıyak geçilmek
Idioms
bring in something v. (para) kazanmak
bring in something v. (para) kazandırmak
Trade/Economic
bring in money v. irat getirmek
bring in v. karara varmak
bring in a new product to the sector v. sektöre yeni ürün kazandırmak
Law
bring in a verdict v. hüküm vermek
bring in a verdict v. hükümüne varmak
bring in v. karara varmak (jüri)
bring in a verdict v. karara varmak
bring in a verdict of guilty v. suçlu bulmak
Politics
bring in v. parlamento gündemine getirmek
bring in v. parlamentoya sunmak
bring in a bill v. yasa tasarısı sunmak
Computer
bring in front of text expr. metnin önüne getir
Sport
bring in v. (belirli bir skorla) kazanmak
Baseball
bring in v. kale koşucusunun sayı kalesine gitmesini sağlamak
Card
bring in v. (vist veya briçte) bir destenin uzun kartlarıyla el kazanmak